Alman Resim, Heykel ve Müzik Sanatı Hakkında Bilgi

0
Advertisement

Almanların resim, heykel ve müzik sanatı ile ilgili kısa ve temel bilgilerin yer aldığı yazımız.

Almanlardan güzel sanatlarda birçok büyük sanatkarlar yetişmiş, özellikle müzikte Alman bestecileri dünyaya ün salmışlardır. Alman sanatı resim ve heykelde de ölmez eserler vermiştir.

Resim. — Ortaçağ’da başlayan Alman resminin ilk örneklerini minyatürler ve kitap resimleri teşkil eder. XIII. ve XIV. yüzyıllarda resme Gotik tarzı hakim olmuştur. Bu devirde resim sanatı en çok kilise duvarlarını süslemekte, pencere vitraylarında kullanılmıştır. Hermann Wynrich devrin en önemli ressamıdır.

Hollanda’da Van Eyck Kardeşlerle başlayan realizm hareketi XV. yüzyılda Almanya’ya geçmiş, Zeitblom, Holbein devrin en güzel resim örneklerini vermişlerdir.

XVI. yüzyılda İtalya’da başlıyan Rönesans hareketi Alman sanat merkezlerinde derhal etkisini göstermiş, Mathias Grünewald (1480-1529) ifade tarzı ve renkleriyle kendisine büyük bir şöhret sağlamıştır. Bu devrin en büyük sanatkarlarından biri yaptığı eşsiz yağlı boya tablolar sayesinde bugüne kadar adı unutulmayan Albrecht Dürer’dir(1471 – 1528). Bu devirde yetişen ölümsüz sanatkarlardan, biri de Holbein’ın oğlu Hans Holbein’dır(1497 – 1543).

XVII. yüzyıl, Alman resminde İtalya’yı taklit çağıdır. XVIII. yüzyılda Barok üslubu hakim olmaya başlamış, bu tarz resimlerde en çok Angelika Kauffmann, Kupetzky ve A. Graff tanınmıştır.

Advertisement

Peter Cornelius, Piloty, Kaulbach XIX. yüzyılın en önemli ressamlarıdır. Bu devreye klasik çalışmalar ve romantizm hakimdir. Büyük çapta tablolar yapılmıştır. Franz Krüger çağının portre ressamı olarak, Albrecht Adam da «Napoleon Savaşları» ile tanınmıştır. Bu arada romantik ressam Caspar David ile empresyonist Carl Blechen’i de saymak lazımdır.

XIX. yüzyılın ikinci yarısında Andreas Achenbach ile Oswald Achenbach manzara resimleri ile, Adolf Menzel ise realist üslubu ile takınmıştır. XIX. yüzyılın sonları ile XX. yüzyılın başlarında yaşayan önemli ressamlar realist Wilhelm Leibl, empresyonist Wilhelm Trübner, natürmort ressamı Karl Schuch’tur.

Heykel. — Almanya’da heykelcilik Büyük Karl zamanında başlamışsa da ilk değerli eserler XI. yüzyılın başlarında görülmüştür. XII. yüzyılda iyice gelişen Alman heykelciliği XIII. yüzyılda en güzel örneklerini vermiş, Naumburg, Bamberg ve Strasbourg katedralleri heykeller ve kabartmalarla süslenmiştir.

XIV. yüzyılda Gotik üslubu heykellerdeki yumuşak kıvrımlı elbiseler vücut hatlarına hakim olmuş, XV. yüzyılda ise kıvrımlar daha da çoğalmış, heykelcilik daha sert bir karakter almıştır.

Peter Fisher XVI. yüzyılın en tanınmış tunç heykelcisidir. Sebaldusgrab’ın «Sebaldus Sandukası» adlı eseri Alman heykel sanatının bir şaheseri sayılır. Bu devirde sönmeye başlayan heykelcilik XVII. yüzyılda Barok üslubu ile yeni bir hamle yapmış, Andrea Schlutter (1664-1714) devrin en büyük heykelcisi olmuştur.

XVIII. yüzyılda heykel kiliselerden dışarı taşmaya, başlamış, Ignaz Gunther, J. B. Straub ve Wagner bahçeler için de heykeller yapmışlardır. Öte yandan, Kandler Bustell ve Melchior’un elinde porselen plastiği dünya ölçüsünde bir değer kazanmıştır.

Advertisement

Gottfried Schadow (1764-1850) XIX. yüzyıl heykelcilerinin başında gelir. Berlin’de ki Brandenburg Kapısının üstündeki «Zafer Arabası» en beğenilen eseridir. Christian Rauch (1777-1857), Kiss, Drake, Rietschel bu devrin diğer önemli heykelcileridir.

XIX. ve XX. yüzyılda yaşayan en ünlü heykelciler Adolf Hildebrand, Max Klinger ve Georg Kolbe’dir. Georg Kolbe’nin «Tanzerin» (Danseden Kız) adlı eseri XX. yüzyıl Alman heykelciliğinin en tanınan eseri olmuştur. Kolbe gibi, XIX. yüzyıldan sonra XX. yüzyılda da kuvvetli eserler veren bir diğer heykelci Fritz Klimsch’tir.

Mimarlık. — Almanya’da mimarlık sanatı Büyük Karl zamanında yapılan kiliselerle başlar. XI. – XIII. yüzyıllarda Roman mimarlık sanatı, Alman mimarlığına da hakim olmuştur. Roman tarzı mimarlık ise Romalıların bazilika şeklinden gelişmiştir.

Gotik tarzının Alman mimarlığına hakim olduğu XIII.-XV. yüzyıllarda Halberstadt ve Kolonya katedralleri yapılmıştır. Bu devirde Fransız Gotik sanatının tesirleri görülür. XVI. yüzyıldan XIX. yüzyıla kadar süren Rönesans ve Barok devirlerinde mimarlık eserlerine sadelik hakim olmaya başlamış, dini eserlerin dışında ev, belediye binası, saray gibi eserler meydana getirilmiştir. Bunların başlıcası Potsdam ve Berlin’de ki saraylardır. O devrin en tanınmış mimarları Zimmermann, Neumann, Prandauer, Poppelmann’dır.

XIX. yüzyılda Alman klasik mimarlığının doğduğunu görürüz. Schinkel, Strack, Hitzig gibi mimarlar başlıca şehirlerde büyük eserler vermişlerdir. Daha önceki devirlerin en uygun şekilleri birbiriyle karılarak tarihi bir tarz meydana getirilmiştir. XIX. yüzyılın sonlarında Paul Wallot Berlin’de Reichstagbaude’yi (Millet Meclisi binasını), L. Hoffmann da Dybwad ile birlikte Leipzig’deki Devlet Mahkemesini yapmışlardır. Bunlar devrin mimarlık özelliklerini en iyi gösteren eserlerdir.

Müzik. — XIV. yüzyıla kadar Mirinesinger’ler (aşk türküsü şarkıcıları ) Alman müziğinin tek hakimi olmuşlardır. Bunlar halk şairleriydi. Omuzlarına aldıkları çalgı aletleriyle kasaba kasaba dolaşır, türkü söylerlerdi. Bunların en tanınmışı XIII. yüzyılda yaşamış Tannhauser ve Wolfram’dır. XIV. yüzyıldan itibaren müzik dünyasına Meistersinger’ler (usta şarkıcılar) hakim olmaya başlamış ve iki yüzyıl müddetle hüküm sürmüşlerdir. Bunlar okuldan yetişirlerdi, bir esnaf derneği gibi teşkilatlanmışlardı. Bu devirde dini müzik de gelişmiştir.

Halk müziği XVI. yüzyılda da büyük kitlelere hakim olmakta devam etmiş, gerçek Alman müziğinin dehaları XVII. yüzyıldan itibaren yetişmeye başlamıştır. Bextehude, Eroberger, Pachelbel bu yüzyılın büyük müzikçilerindendir. XVIII. ve XX. yüzyıllar ise Alman müzik dünyasının altın çağıdır.

XVIII. yüzyılda eski bir müzikçi ailenin oğlu olan Johann Sebastian Bach (1685-1750) armoni sanatı ve ilham zenginliğiyle erişilmez bir deha olarak parlamıştır. Oratorio alanında büyük eserler veren Haendel de (1685-1759) onunla aynı devirde yaşamıştır.

Alman müziğinde daha sonraki devreyi bir bakıma bir Avusturya-Alman ortak sanatı olarak saymak gerekmektedir. Zira Mozart (1756-1791 ), Haydn (1732-1809) gibi dev sanatkarlar Avusturya’lıdır. Gluck’un geliştirdiği opera alanında Mozart yepyeni hamleler yapmıştır.

Nihayet insanlığın bütün dert ve duygularını sesle ifade eden dahi sanatkar Beethoven (1770-1827), Alman müzik dünyasında bir güneş gibi belirmiştir.

XIX. yüzyılda Alman müzik dünyasında Schumann, Mendelssohn, Schubert, Wagner ve Richard Strauss yetişmişse de Beethoven’dan sonra Alman müziği eski parlak devrini bir daha bulamamıştır.

Advertisement


Leave A Reply