Babil İmparatorluğu Tarihi, Tarihin En Gizemli Uygarlığı Ne Zaman ve Nerede Kuruldu?

0
Advertisement

Babil İmparatorluğu ne zaman, nerede kimler tarafından kurulmuştur? Babil İmparatorluğu hükümdarları, tarihçesi, hakkında bilgi.

Babil İmparatorluğu Tarihçesi

Babil İmparatorluğu; ilkçağda Mezopotamya’da kurulmuş devlettir. Başlangıcı konusunda pek fazla bilgi yoksa da büyük bir olasılıkla bir Sümer temeli üzerine kurulduğu sanılır. Bu nedenle Babil’in adı Sümerce “Tanrı Kapısı” anlamına gelir. Daha sonraki metinlerde kentin adı “Tanrıların Kapısı” diye adlandırıldı. Akkat Kralı Sargon kenti yakıp yıktı. Sümer kralları Babil’i valiler aracılığıyla yönettiler. İÖ 1894’te Ammurrulu Sumuabum (lÖ 1894-1881) kendisini Babil kralı ilan etti.

Babil Şehri İle İlgili Bilgi

Saltanatının üçüncü yılında Kiş Kenti’ni ele geçirdi. Larsah Sumuel, Kiş Kenti’ni İÖ 1885’te yendiyse de Babil’in yayılmacılığını önleyemedi ve 1883’te kenti tümüyle aldı. Aynı yıl Larsa saldırıya geçti. Bu nedenle Larsa kralı İÖ 1874′ te Kazullu Kenti’ni geri aldı. Larsa Babil’in güneye doğru yayılma isteğini önlemişti. Sumulael (İÖ 1880-1845) yine müstahkem mevkiler ve kaleler yaptırdı ve kanallar açtırdı. Eski Babil döneminden önce görülen hanedanlar, İsin, Larsa kralları birbirleriyle sürekli çatışırken Babil’de Sumuabum’un başlattığı hanedan mensupları, Hammurabi dönemine kadar Babil Kenti’nin başarı grafiğini yücelten orta büyüklükteki başarıyla bilinirler.

Hammurabi Dönemi

Babil hanedanının altıncı kralı olan Hammurabi (İÖ 1792-1750) döneminde Babil, aynı adı taşıyan ülkenin başkenti oldu. Hammurabi’nin tahta geçmesiyle, Babil çevresinde küçük kentçikleri (Kış, Kazallu, Marad) almış görünürse de gerçekte ülke eski sınırının ötesine geçmiyordu. Hammurabi uzun krallığı süresince zamanının büyük bir bölümünü içişlere ayırmasına karşın 31. saltanat yılında Larsa Kralı RimSin’i devirip kendisini Sümer ve Akkat’ın da kralı ilan etti. İki yıl sonra Mari Kralı Zimrilim yenildi. Eşnunna’ nın ele geçirilmesi ise ancak saltanatının 38. yılında gerçekleşti.

Advertisement

Böylece sınırları kuzeyde Ninive’ye kadar genişledi. Hammurabi, kendi koyduğu “Hammurabi Yasaları”nın önsözünde Sümer’in büyük Tanrıları Anu ve Enlil ile Babil Tanrısı Marduk’un kendisine nasıl büyük bir üstünlük sağladıklarını ve onu ülkede adaleti yerleştirmekle görevlendirdiklerini, zenginin yoksulu, güçlünün zayıfı ezmesine engel olmasını istediklerini yazarken, elde ettiği zaferler ve kendisine bağlı kıldığı devletler arasında şunları sayar: Nippur, Eridu, Ur, Sippar, Larsa, Uruk, İsin, Borsippa, Dilbat, Lagaş, Girsu, Kiş ve Adab; Orta Fırat Bölgesi’nde Mari, Eşnunna ve Ninive. Bu listede Elam ve Asur yer almaz. Saltanatının son yıllarına doğru kuzeydoğuda güçlüklerle karşılaşmasına karşın ülkeyi III. Ur kralları döneminden sonra ilk kez bir birlik altında toplayabildi. Hammurabi dönemi, Sargon döneminin izleyicisi olmaktan çok Sümerliliğin mirasını yaşatmaya yönelik bir tutum gösterdi.

Babil Kulesi

Babil Kulesi

Sümer yazı sanatının merkezi olan, Kiş, Sippar ve İsin’de yapılan kazılarda pek çok Sümerce belge ele geçti. Sümercenin konuşulmadığı dönemlerde birçok metnin bu dille yazılmış olması, eskinin yaşatılması çabasından öte, Sümercenin dinsel metinleri yazılmasına elverişli yapısından kaynaklanıyordu. Sümercenin Eski Babil dönemindeki önemi ve kullanılış alanı ne olursa olsun, Hammurabi ve onu izleyen krallar döneminde pek çok edebiyat eseri Babilce yazıldı. Sümerce yazılmış pek çok önemli destan ve ilahi de Babilceye çevrildi.

Eski Babil döneminin en büyük kralı olan Hammurabi’nin en önemli eseri, kendi adını taşıyan yasalarıdır.

Hammurabi Yasaları, 2.25 m yüksekliğindeki siyah bir taştan (diyorit) yapılnuş olan bu dikilitaşta yasa metni 49 yazı sütununda yazılmıştır. Dikilitaşın tepesinde Hammurabi, Güneş Tanrısı Şamaş’ın önünde saygılı bir biçimde durur. Akkatça yazılmış ola yasa metni, 282 maddeyi içerir.

Toplumsal ilişkilere ışık tutan maddeler, tarım ve tarımla ilgili çeşitli konular, borç, tarla ve arazi kiralama konulan, iş ve ticaretle ilgili konular, aile ve miras, çeşitli meslek grupları, zina, hırsızlık, itaatsizlik vb maddeler arka arkaya sıralanmıştır. Bu önemli eser günümüzde Paris’teki Louvre Müzesi’nde sergilenmektedir. Hammurabi dönemi Mezopotamya tarihinde bir dönüm noktasıdır.

Onu izleyen krallar Samsuiluna (lÖ 1749-1712), Abi-Esuh (İÖ 1711-1684), Ammiditana (İÖ 1683-1647), Ammizaduga (İÖ 1646-1626) ve son kral Samsuditana (İÖ 1625-1595) dönemlerinde köklü bir değişiklik görülmez. Samsuditana’nın son günlerine doğru Babil’in güney kesiminden bir bölüm, Deniz Kavimleri’nce alınmış görünüyorsa da Hitit Kralı I. Murşili güneye Fırat kıyılarına uzanarak Babil’i talan edip tanrılarını Anadolu’ya taşıdı.

Babil'in Asma Bahçeleri

Babil’in Asma Bahçeleri

Bu olayla Mezopotamya tarihini yeniden karanlık döneme girdiği, yazılı kaynakların birdenbire kesildiği görülür.

Bilinen tek gerçek, Samsuditana ile Birinci Babil Hanedam’nın tarihten silindiğidir. Samsuditana’nın son yıla olan 1595’ten tarihi bilinen ancak adı bilinmeyen bir Kasit kralı arasında yüzyıllık bir boşluk vardır. Bu sıralarda Babil’i yavaş yavaş ele geçiren ve Babil geleneğiyle kültürüne alışmak için can atan Kasitler, Bağdat yakınlarında Dur-Kurigalzu’da yeni bir başkent yarattılarsa da Babil Kenti’ni sürekli olarak ülkenin başkenti olarak gördüler. Saltanat sürdükleri 4 yüzyıl boyunca Deniz Kavimleri’ne kaptırılan Babil’in bazı kesimlerini geri almayı başardılar. Ancak kendilerini asıl uğraştıran Elam ve Asur orduları oldu. Sınırlarını bu nedenle hiçbir zaman Güney Irak’ın verimli topraklarma kadar uzatabildikleri söylenemez.

Advertisement

350 yıllık bir zaman diliminde Babil topraklarında hüküm süren 33 hanedanın ardından Yeni Babil döneminde Babillilerin altın çağı bir kez daha yaşandı. Pulu adıyla Babil’de bir yıl hüküm süren Asur kralları Tipletpileser ve Ululayu adıyla 4 yıl (İÖ 726-722) Babil’i elinde bulunduran V. Salmanasar’dan sonra sırasıyla Sargon, Sanharib, Asarhaddon ve Asurbanipal dönemlerinde Babil, Asur denetiminde kaldı, Asurluların son dönemlerinde Nabupolasar (İÖ 625-605), yeniden Babil egemenliğini başlattı. Nabupolasar, bağımsızlıklarını elde etmek için vermiş olduğu mücadele sırasında, Hammurabi hanedanından bu yana güneyin sürekli başkenti olan Babil’i düzeltmek için zaman bulamamıştı. Onun Asur ve Mısır ile olan çatışmaları Babil’e eski saygınlığını kazandırmakla birlikte Babil’in yeniden ele alınması, yerine geçen oğlu II. Nabukednesar’a (İÖ 604-562) kaldı. Kral, Mısır ile olan sürtüşmeleri nedeniyle ancak Filistin ve Fenike seferlerinden sonra ülkeyi düzeltme fırsatı buldu.

Babil’i dünyanın en görkemli ve şanlı kenti yapmak amacıyla harekete geçen Nabukadneser, çifte korumalı duvarları, tapınakları, sarayları ve asma bahçeleriyle kenti bir bakıma yeniden kurdu.

Dünyanın yedi harikasından biri olan Babil’in Asma Bahçelerini, doğudaki tepelerden birinden gelen ve yurt özlemi duyan bir prenses olan eşi Semiramis için yaptırdı. Tümüyle pişmiş tuğladan yapılmış olan kent duvarları aslan, boğa ve ejderhalarla süslenmişti.

Üç kapıdan girilen kentin geçit yolu snlı tuğlalarla yapılmıştı. Kentin bu derece değerli malzemeyle yapılması, taş sıkıntısı çeken Arapların kent kalıntılarının yüzyıllarca taş ocağı olarak kullanılmasına ve temellerinin bir bir yok olmasına yol açtı. Nabukadnesar ölünce tahta geçen oğlu Evil-Merodah’ın (İÖ 561-560) bir iki yıllık başarısız yönetiminden sonra kayınbiraderi Nergal-Şar-Usur (Nereglisar) tahta geçti. Yeni kral ülkeyi üç yıl yönettikten (İÖ 559-556) sonra ölümü üzerine yerine geçen oğlu Labaşi-Marduk yalnızca birkaç ay tahtta kalabildi.

Bilinmeyen bir nedenle taht Nabu-Naid (Nabonaid) adlı bir devlet adamının eline geçti.

Saltanatının ilk günlerinde Pers ve Medlerle (İÖ 585) barış girişimleri olduysa da hırslı bir savaşçı olmadığı kısa zamanda ortaya çıktı. Bıraktığı yazıtlardan Nabonaid’in Sümer ve Akkat kutsal alanlarının onarımıyla uğraştığı anlaşılmaktadır. Nabonaid’in Harran’da bir tapınak yaptırma girişimleri kimi Babillilerin hoşuna gitmedi, saltanatının altıncı yılında tahtını oğlu Belsazar’a bırakarak 10 yıl çölün ortasında bir vahada derviş yaşamı sürdürdü. Sonunda Babil’e döndüğünde Pers Kralı Kyros tarafından yakalanıp tahtından indirildi (ÎÖ 539). Kyros’ un Nabonaid’i ve Babil’i ele geçirmesiyle Mezopotamya tarihinde çok önemli bir rol oynamış olan Babil İmparatorluğu tarihe karıştıysa da Pers imparatorları, Makedonya yöneticileri ve Seleukoslar döneminde çiviyazısı ve Babil dilinin kullanılması bir dönem daha sürdü.

Babil Devleti Kültür ve Medeniyet


Leave A Reply