Efes Antik Kenti Tarihi Hakkında Bilgi

4
Advertisement

İzmir Efes Antik Kenti ne zaman ve kimler tarafından kurulmuştur? Tarihçesi, önemli tarihi eserleri ile ilgili detaylı bilgi.

Efes; Batı Anadolu’da İonia Bölgesi’ nde antik kenttir (Ephesos). İzmir’in güneydoğusunda, Selçuk İlçesi’nin batısında Küçük Menderes (Kaystros) Vadisi’nde yer alır. Batı Anadolu’daki ilk Yunan yerleşmelerinden biri olup İÖ 10. yüzyılda kuruldu. Mitolojiye göre Atina Kralı Kodros’un oğlu Androklos tarafından bir kâhinin önerisi üzerine Yunanlıların sonradan kendi Tanrıçaları Artemis ile eş tuttukları, Anadolu’nun Bereket Tanrıçası Kybele’nin eski tapınağının tam karşısında yer alan Koresos Dağı’nın yakınında kuruldu. Derin bir körfez kıyısında kurulmuş olan kent, eski tapınakla bağlantılı olan iyi bir limana sahipti. Günümüzde bu alan küçük Menderes Irmağı’nın getirdiği birikintilerle bir kara parçasına dönüşmüştür. Kentte, büyük bir tanrıça tapınağının bulunması, buranın ilkçağ süresince bir dinsel merkez olarak önemini korumasına neden olmuştur Ancak kentin yeri Küçük Menderes (Kaystros) Irmağı’ nın alüvyonlarla limanı doldurması tehlikesi karşısında zaman zaman yer değiştirmiştir.

Tarihi: En eski Efes Kenti’nin Panayır Dağı’nın (Koressos) kuzey ve batı eteklerinde kurulduğu bilinmektedir. Mikenlerden başlayarak yerleşime sahne oldu. Sonralara tiranlar tarafından yönetilmeye başlanan kent, Kral Yolu’nun başlangıcında yer alması nedeniyle zengin bir duruma geldi. İÖ 652’de Kimmerlerin istilasına uğradı.

Artemis Tapınağı bu saldırılarda geniş ölçüde yıkıma uğradı. Lidya Kralı Kroisos öteki İon kentleriyle birlikte Efes’i de vergiye bağladı, İÖ 560’ta yeğeni tiran Pindaros’a olan kızgınlığından dolayı Efes’e saldırıp halkı kentten ayrılmaya zorladı. Bu arada Kimmer itilasında yıkılan Artemis Tapınağı için büyük ölçüde maddi yardımda bulundu. Bundan dolayı tapınağın sütunlarına Kroisos’un adı yazıldı. Kent İÖ 546’da Perslerin yönetimine girdiyse de İÖ 480-479’da Yunanlıların Plataia’ da Persleri yenmeleri üzerine Attika Delos Deniz Birliği’ne katıldı. Daha sonra Peloponnesos Savaşlarında da Spartalıları destekledi.Büyük İskender’in İÖ 334’te kazandığı Granikos zaferine kadar Anadolu’nun kıyı kentleri ve Efes özgürlüklerini kazanamamışlardı. İskender, Efes’te bir gün kalıp demokrasinin kurulmasını sağladı; Artemis Tapınağı’nın yapılması için büyük ölçüde para yardımında bulundu. İskender’in ölümünden sonra İÖ 287’de onun komutanlarından Lysimakhos’un yönetimi altına girdi. Lysimakhos, alüvyonlarla dolma tehlikesine karşı kentin yerini değiştirdi. Bülbül Dağı ile Panayır Dağı arasına Artemis Tapınağı’nın aşağı yukarı 2.5 km güneybatısında düzenli bir planla kurulan yeni kentin çevresi 9 m yükseklğinde bir surla çevrildi. Kolophon ve Lebedos halkının bir bölümü de bu kente yerleştirildi. Lysimakhos kente karısı Arsinoe’nin adından yola çıkarak Arsinoeia adını verdiyse de Lysimakhos’un ölümünden sonra kent yeniden eski adıyla anılmaya başlandı. Bundan sonra kent kimi zaman Seleukoslar, kimi zaman da Ptolemaisosların yanında yer aldı. İÖ 190’da Bergama Krallığı’nın eline geçti; İÖ 133’ten başlayarak Roma egemenliğine girdi. İmparator Hadrianus da nüfusu bu çağlarda yaklaşık 250 bin olan kente gelip çeşitli yapılar kurdurdu. Bizans döneminde Efes aynı zamanda bir din merkezi durumundaydı. Aziz İoannes (St. Jean) İS 66’da Efes’te yaşadı ve orada öldü Hz. İsa’nın annesi Meryem Ana’nın Efes yakınlarında yaşayıp öldüğü söylenir. Hristiyanlıkla birlikte eski önemini yitiren kent,ikinci küçük bir sur içine alındı. Yakınından geçen Küçük Menderes Irmağı’nın getirdiği alüvyonlarla çevresi bataklık halini alan kentin nüfusu sıtma hastalığından gittikçe azaldı. 6. yüzyılda Ayasuluk denilen tepe üzerinde Bizans İmparatoru İustinianos (527-565) Ayasofya‘ya eş olabilecek büyüklükte St. Jean Kilisesi’ni yaptırdı. Bundan sonra kent halkı da bu bölgeye yerleşmeye başladı. Kent gitgide önemini yitirip nüfusu azaldı. 14. yüzyıldan başlayarak Ayasuluk, Selçuk Türklerinin eline geçti; sonraları da Aydınoğullarının önemli bir yönetim merkezi oldu.

Tarihsel Eserler: Antik Çağ’ın en ünlü kentlerinden biri olan Efes’te ilk kazılara 1863’te İngiliz arkeologu John Turtle Jood başkanlığında bir heyet başladı. 1869’da dünyanın yedi harikasından biri olan Artemis Tapınağı’nın kalıntıları bulundu. 1895-1912 arasında kazıları bir Austurya ekibi yürüttü. Birinci Dünya Savaşı’nın ardından 1926’da yeniden başlayan kazıları günümüzde de Avusturyalılar yürütmektedir. Bulunan eserler Efes Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmektedir.

Çok geniş bir alana yayılmış olan Efes Kenti’nde günümüze kadar açığa çıkarılmış olan başlıca kalıntılar şunlardır: Vedius Gymnasionu; İS 150’de yaptırıldı. Gymnasionun güneyinde, imparator Neron dönemine tarihlenen stadion yer alır. Efes’in en önemli ve sağlam yapısı Büyük Tiyatro‘dur. Yapımına Hellenistik dönemde başlanmış, İmparator Traianus (İS 98-117) döneminde tamamlanmıştır Kentin en uzun ve büyük caddeleri Arcadiane (Mermerli Yol) ve Kuretler Caddesi‘dir. Kentin bir başka sağlam yapısı da Celsus Kitaplığı‘dır. Bu yapının kuzeyinde Alışveriş Agorası yer alır. Agoranın güneyinde Serapis Tapınağı bulunur. Kentin bir başka tapınağı da Hadrianus Tapınağı‘dır. Devlet Agorası, güneyinde yer alan anıtsal çeşme, Domitianus Tapınağı, Traianus Çeşmesi, odeon, bazilikalar, Efes’in öteki yapı kalıntılarıdır. Efes Kenti’nin kalıntıları arasında olmamakla birlikte, İzmir-Aydın Karayolu üzerinden sapan 7 km’lik bir yolla ulaşılan Meryem Ana Evi, Efes ile birlikte dikkate alınır. Küçük bir kilisenin bulunduğu bu alan, Hristiyanlarca kutsal sayılır.

Advertisement

4 yorum

Leave A Reply