Gebelikte Annedeki Değişiklikler

0
Advertisement

Gebelik esnasında annede görülen fizyolojik değişiklikler nelerdir? Annede sinir, sindirim, dolaşım sistemi, deri ve iskeletteki vb. değişiklikler.

Gebelikte Görülen Değişiklikler

Gebelikte görülen değişiklikler doğuma kadar devam ederler. Bu değişikliklerin gebelere anlatılması yararlıdır.

Sinir Sistemi

Santral ve otonom sinir sistemi gebelikte çok labil hale gelir. Bunlar tamamıyla normal değişiklikler olmakla beraber bilinmediği zaman rahatsız edici belirtilere sebep olurlar. Bu değişikliklerin çok fazla olması nedeniyle insanları kadın, erkek ve gebe diye üçe ayırmanın doğru olacağını söyleyen Hisaw bir bakıma haklıdır.

Otonom sinir sistemi kontrol bakımından gebelikten önceki stabilitesini kaybeder. Bu kardiovasküler sistemin kontrolünde kendini gösterir. Kalp atımında ekstrasistoller sık görülür. Menapozda görülen ateş basmalarına rastlanır. Yorucu bir iş yapılmadığı hallerde bile halsizlik şikâyetleri görülür. Bütün bunlar cansıkıcı olmakla beraber önemli değildir.

Advertisement

Sempatik sinir sistemi ile ilgili çeşitli değişiklikler görülür.

Kan ve Dolaşım Sistemi

Gebelikte total kan volümü yaklaşık olarak 1 /3 oranında artar. Kırmızı kürelere kıyasla plazma volümü relatif olarak arttığından fizyolojik olarak bir psödöanemi görülür. Bu eklenen fazla kan volümü büyüyen uterusun kan ihtiyacını sağlar. Tedavi yönünden gerçek anemilerden kesin olarak ayrılmalıdır. Gebeliğin sonuna doğru kanda, kan pıhtılaşmasında kolaylaştırıcı değişiklikler de oluşur. Kan volümü artışı kalbin yükünü % 25 arttırır. Bu artış 28 ci haftada en yüksek düzeyine ulaşır ve giderek azalmaya başlar.

Uterusun gittikçe büyümesiyle kalbin pozisyonu değişir ve kalpte bir üfürüm duyulur. Bunlar fonksiyonel üfürüm olmakla beraber organik bir hastalık olma ihtimali hatırdan çıkarılmamalıdır.

Büyüyen uterusun intra abdominal basıncı artırması nedeniyle, hemen her gebelikte bacak venlerinde varisler oluşur.

Bacaklarda kısmen dolaşım bozukluğundan, kısmen de su retansiyonundaki değişiklikler nedeniyle ayak bileklerinde hafif ödem görülürse de bunlar kolayca kontrol altına alınabilir.

Advertisement

Solunum Sistemi

Gebelik bütün solunum sistemi mukozasında konjestiona sebep olur. Gebe kadınların çoğu burun tıkanıklığından, sinüzit belirtilerinden, ses kısıklığından yakınırlar. Gebelikte çekilen akciğer grafileri iyi bilinmedikçe yanlış açıklamalara sebep olabilecek bronşial dallanmaların arttığı görülür.

Uterusun çok fazla büyüyerek diafragmavı itmesine rağmen vital kapasite azalmaz. Torasik kavilenin genişlemesi bunu kompanse eder.

Sindirim Sistemi

Sinirsel ve hormonal yolla kontrolda meydana gelen değişiklikler nedeni ile gasıro intestinal sistemin aktivitesi azalır ve yine aynı nedenlerle midede total ve serbest hidroklorik asid miktarı azalır. Gebelik ilerledikçe mide normal pozisyonundan dışa doğru kendisini iter. Bütün bu faktörler midede yanma, bulantı ve kusmalara sebep olabilir. Ayrıca bu belirtilerin şiddetine birçok psikolojik faktörler de etki ederler.

Konstipasyon gebelikte olağan ise de iyi bir diyet ve egzersizle önüne geçilebilir. Sürekli müshil kullanmak doğru değildir. Barsak hareketlerinin azalması konstipasvona sebep olur ve pelviste venöz konjestionun artmasıyla hemoroid’ler husule gelir. Gebeliğin son trimestrinde hemen her gebede hemoroid görülebilir.

Gebelikte safra kesesi hastalıklarına eğilim artar, fakat fonksiyonlarında bariz bir değişiklik görülmez.

Üriner Sistem

Gebeliğin üriner sistem üzerine de etkileri vardır. Gebeliğin ilk ve son haftalarında da sık idrar çıkarma görülür. Gebelikte idrar yolu enfeksiyonlarına normale kıyasla daha sık rastlanır. Bu değişikliklerin nedeni böbrekler, ürelerler ve mesanenin yapı ve çalışmalarında meydana gelen değişikliklerdir.

Genellikle karında bir basınç artışı vardır, bu da idrar akımını yavaşlatır, bu yavaşlama da enfeksiyona yol açar. Mesane uterusun mekanik basıncı altında yer değiştirir ve bu durum mukoza konjestionuna sebep olarak onun idrar tutma kapasitesini düşürür.

Endokrin Sistem

Advertisement

Gebelikte bütün vücutta görülen değişiklikler bütün endokrin glandların az veya çok olarak olaya katılmaları nedeni ile meydana gelir.

Hipofiz bezi hücrelerinde normalde görülmeyen hücre değişiklikleri görülür, ön lob da överleri uyaran follikülotropin hormonunun salgılanması durur. Arka lob hormonu oxytocin doğum olayı için uterus kontraksiyonlarını sağlar. Tiroid, paratiroid ve adrenal bezleri büyür ve aktiviteleri artar.

En çok hormon salgılayan organ plasentanın kendisidir. Bu oluşum yalnız fetüsün beslenmesi için gerekli değildir, aynı zamanda onun hormonlarını da temin eder ve gebeliğin devamını sağlar. Normal bir gebelik ancak iyi çalışan bir plasenta ile devam eder.

Deri ve İskelet Sistemi

Gebelik kadın vücudunda iskelet bağları, kaslar ve bağ dokusu üzerine yükleme yapar. Kadında bütün pelvik yapı gebelikte fizyolojik olarak artan ihtiyaçlara cevap verebilecek niteliktedir.

Pelvis kemikleri 3 pelvik eklemle birleşmiştir. Normalde bunlar sıkıca bağlıdır ve tek bir yapı gibi fonksiyon görür. Gebelikte hormonal etki altında bu 3 eklem hafifçe ayrılır. İki sakroiliak eklem dokuları içine su absorbe eder, sinovia artar ve eklem gevşer. Pelvis mobil hale gelerek doğumu kolaylaştıracak duruma hazırlanır. Yürürken beldeki hareket azalır, daha çok bacakların alt kısımları hareketli hale gelir ve yürüyüş çok değişir. Uterus büyüdükçe vücudun ağırlık merkezi ileriye fırlar. Bunu komponse için sırtın aşağısı meyilli bir hale gelir, denge sağlayabilmek için omuzlar arkaya çekilir ve hafif yanlara doğru sallanarak tipik gebe yürüyüşü ortaya çıkar. Bazen ağrılar olabilir.

Gebelikte değişiklik; pelvisin yalnız kemik kısmında değil, kaslar, bağ dokuları, kan damarları, uterus, vajina ve pelvisi döşeyen mukozalarda da görülür. Bütün bu yapılar doku sıvısı çekerler ve damarlarıma artar, elâstik bağ dokuları çoğalır. Bunlar doğum olayını kolaylaştırırlar. Vücuttaki diğer eklemler de gebelikte değişikliğe uğrarlar. El parmaklarına ait eklemler etrafındaki doku kalınlaşır ve parmaklar sertleşir. Yazı makinesi kullananlar ve müzisyenler bu nedenle zorluk çekerler. Ayak parmaklarında da çok defa aynı durum görülür. Ayaklar vücut ağırlığının gittikçe artmasıyla yayılır, ayağın ağırlık taşıyıcı bağ dokularında değişiklikler meydana gelir. Nadiren dizler, dirsekler ve omuz eklemlerinde de değişiklikler görülür.

Gebelerde deride pigmantasyon artması olur. Özellikle meme başları, dış genital organlar, karında orta, orta çizgi ve yüzde deri rengi koyulaşır. Yüz maskelenmiş gibi olur. Vücudun birçok kısımlarında ince kapiller ağlar görülür. Avuç içleri kızarır. Deri vücudun birçok kısımlarında özellikle yüzde kalınlaşır ve yüz durgun anlamsız bir görünüm alır. Ancak bu değişikliklerin hormonlara, ya da izlenen diyete bağlı olarak mı meydana geldiği kesinlikle bilinmemektedir.

Genital Sistem

Uterus gebelikte gittikçe büyür, duvarları incelir fakat adale kuvveti artar. Şiddetli kasılmaları yönünden hiçbir organla karşılaştırılamaz. Uterusun kan damarları genişler, fetüs ve plasenta gibi kendisinin de oksijen, ihtiyacı şiddetle artar.

Gebelik ilerledikçe serviks doğum sırasında genişleyebilecek şekilde değişikliğe uğrar. Vajina duvarları da elâstik bağ dokusunun çoğalması ve su tutma, ile şişer, kabartır ve uzar.

Advertisement

Dış genital organlar dokuların su tutmasıyla kabarık bir hale gelirler ve damarlanma artar.

Meme bezleri şişer, genişler, meme başlan ve etrafındaki areola koyu esmer bir pigmentle sarılır. Bununla beraber memelerdeki esas değişiklikler doğumdan sonra laktasyon (süt verme) döneminde görülür. Bu bakımdan gebelik ve özellikle süt verme döneminde memelerin iyi bir destekle korunması gereklidir.

Genel Metabolizma

Gebeler üzerinde yapılan araştırmalara göre çoğunlukla gebelik süresince ortalama 11-12 kg. alındığı görülmüştür. İdeal olanı kuşkusuz ayda bir kg. dan fazla almamaktır. Bu ağırlık artması fetüs, plasenta, amniotik sıvı, meme bezleri ile uterusun büyümesi, annede protein depolanması ve annede su retansiyonu ile ilgilidir.

Gebeliğin 4 cü ayından itibaren bazal metabolizmada artma görülür. Plasenta ve fetüsün metabolizması bu artışa sebep olur. Gebelik bütün nütrisvonel elementlerin Metabolizmasını değiştirir. Vücutta su tutulur, bu kısmen kan volümünün artması, kısmen de dokularda su tutulma şeklinde olup; ortalama 2-2,5 kg. arasındadır ve doğumdan hemen sonra kaybedilir. Şeker metabolizması pek iyi anlaşılamamıştır. Şeker toleransı azalmıştır. Kadınların çoğunda Prürit, Polidipsi, glükozüri görülebilir. İleride bunlarda ne sıklıkta diyabet çıkabileceği henüz araştırılma konusudur. Gebelikte Latent Diyabet manifest hale geçer. Hipofiz ön lobu, Adrenaller, ovaryum, plasenta salgılarında meydana gelen artışın antiinsülin etkisi yaptığı iddia edilmektedir.

Annenin gebelik süresince nitrojen (azot) depolaması yaklaşık olarak 300 gramdır ve bu 1875 gram protein karşılığıdır. Fetüs ve onun yaşamasına yardımcı kısımlar yaklaşık olarak 140 gr. azot yani 875 gr. protein tutarlar. Kanda yağlar artar.


Leave A Reply