Koku Koklamak İle İlgili Deyimler Atasözleri, Anlamları ve Açıklamaları

0
Advertisement

İçinde koku, koklamak geçen atasözleri ve deyimler nelerdir? Koku, koklamak hakkındaki atasözleri, deyimler, anlamları, açıklamaları

Koku Koklamak İle İlgili Deyimler Atasözleri, Anlamları ve Açıklamaları

Koku – Koklamak İle İlgili Deyimler Atasözleri

Atasözleri

  • akara kokara bakma çuvala girene bak
    iyi, kötü deme; mal ve para biriktir.
  • asıl azmaz, bal kokmaz
    bir kimse veya nesne, ne denli biçim değiştirirse değiştirsin aslını yitirmez, soyluluğunu korur.
  • balık baştan kokar
    bir işte aksaklık başta olanlardan kaynaklanır.
  • bir baş soğan bir kazanı kokutur
    kötü bir kişi, kötü bir davranış, kötü bir söz büyük bir topluluğun huzurunu bozmaya yeter.
  • et kokarsa tuzlanır, ya tuz kokarsa ne yapılır?
    bozulan şeyi düzeltecek etken vardır ancak bu etken bozulmuşsa artık düzeltmeden umudu kesmek gerekir.
  • hayvan koklaşa koklaşa, insan konuşa konuşa
    insanlar konuşarak birbirlerini daha iyi anlarlar.
  • hayvan koklaşa koklaşa, insan söyleşe söyleşe
    insanlar konuşarak birbirlerini daha iyi anlarlar.
  • her çiçek koklanmaz
    her güzelle ilişki kurmak doğru değildir.
  • insan konuşa konuşa, hayvan koklaşa koklaşa
    insanlar konuşarak birbirlerini daha iyi anlarlar.
  • isin yanına varan is, misin yanına varan mis kokar
    kişi kiminle arkadaşlık ederse ondan kendisine birtakım huylar geçer.
  • sarımsağı gelin etmişler de kırk gün kokusu çıkmamış
    insanlar kötü yanlarını kolay kolay belli etmezler, haklarında yargıda bulunmakta acele edilmemelidir.
  • sarımsak yemedim ki ağzım koksun
    kötü bir iş yapmadım ki sonucundan korkayım, sorumlu olayım.
  • soydur çeker, boktur kokar
    her insan veya yaratık az çok soyuna benzer.
Hayvanlar Koklaşa Koklaşa İnsanlar Konuşa Konuşa:

ANAFİKİR: İnsanlar ancak konuşarak, karşılıklı tartışarak anlaşabilir.

Konuşmak insanları hayvanlardan ayıran en önemli özelliklerden biridir. Konuşmak, insanın duyduklarını düşündüklerini bir başkasına anlatmak için başvurduğu bir eylemdir. Hayvanların, insanlar gibi duyguları ve düşünceleri olmadığı için, böyle bir eyleme ihtiyaçları olmadığı gibi, böyle bir ihtiyaca cevap verecek bir özellikleri de yoktur. İnsan kendisini hayvandan ayıran bu özelliğini iyi kullanmasını bilmeli, başkalarıyla olan sorunlarını konuşarak, karşılıklı görüşerek çözümlemeli, hayvanların başvurduğu kavga ile sorun çözme yoluna gitmemelidir.

Deyimler

  • açlıktan nefesi kokmak
    yoksulluk içinde bulunmak.
  • ağzı süt kokmak
    çok genç ve toy olmak: ‘Yazmaya başladığım günden bu yana ağzı süt kokan bir yazar olmaktan korkmuşumdur.’ -T. Uyar.
  • ağzını koklamak
    niyetini ve durumunu öğrenmek istemek.
  • akarı kokarı olmamak
    bilinen herhangi bir eksiği, kusuru bulunmamak: ‘Ev bize dar geliyor, çürük çarık, akarı kokarı eksik değil.’ -N. Kurşunlu.
  • barut kokusu gelmek
    savaş tehlikesi sezilmek.
  • (birinin) ağzının kokusunu çekmek
    bir kimsenin çekilmez davranışlarına katlanmak.
  • (birinin) ağzının kokusunu çekmek
    birinin her türlü isteğine, kaprisine boyun eğmek: ‘Onca yıl gurbetin kahrını, gâvurun ağzının kokusunu çekmiştik.’ -M. İzgü.
  • (birinin) üstüne gül koklamamak
    sevdiği birinden başkasını sevmemek.
  • gül üstüne gül koklamamak
    bir sevgili üstüne bir ikincisini sevmemek.
  • havayı koklamak
    1) bir yere göz atmak; 2) gelişmeleri veya ortamı anlamaya çalışmak.
  • kokusu çıkmak
    gizli tutulan bir iş anlaşılmak: ‘Bir yerden kokusu çıkarsa baban vasıtasıyla önlemek isteyecekler.’ -S. Ali.
  • kokusunu (koku) almak (duymak)
    1) bir nesnenin kokusunu algılamak: ‘Yaz yağmuru yağdığı vakit burada toprağın güzel kokusunu duymak mümkündür.’ -M. Ş. Esendal. 2) mec. gizli tutulan bir şeyi sezmek: ‘Yılların gazetecisisin oğlum, iyi haberin kokusunu kilometrelerce uzaktan alırsın.’ -A. Ümit.
  • sası kokmak
    yiyecek bozulmak, çürümek.
  • (tavşan boku gibi) ne kokar ne bulaşır
    ‘kimseye iyiliği de dokunmaz, kötülüğü de’ anlamında kullanılan bir söz.
  • tavşan boku gibi (ne kokar ne bulaşır)
    kaba ne yararı ne de zararı olan (kimse).
  • tuzlayayım da kokmayasın (kokma)
    hlk. birine, düşüncesinde aldandığını ve aklının bir şeye ermediğini anlatmak için söylenen bir söz.
  • yanık kokmak
    1) is kokmak; 2) ortalıkta bir şeyin yandığını anlatan koku bulunmak.
  • zırnık (bile) koklatmamak
    en ufak bir şey vermekten kaçınmak: ‘Karın, kaynanan, çocukların hepsini yiyip sana zırnık koklatmazlar.’ -H. R. Gürpınar.

Advertisement

Leave A Reply