Kıbrıs Tarihi

0
Advertisement

Akdeniz’in sorunlu adası olan ve Türkiye’nin 1974’te ki müdahalesi sonrası bugünkü halini almış olan Kıbrıs Adasının antik çağlardan günümüze kadar ki tarihine kısa bir bakış.

Sözcük kökeni bakımından Latince “Cuyrum” (bakır) ile bağlantılı kabul edilen “Kıbrıs”, tarih boyunca değişik adlarla anıldı. Hititler döneminde Alasya (Alaşya) Fenikeliler dilinde Htim bunlardan birer örnektir. Kıbrıs Adası, İÖ 1450’de, Suriye ile birlikte Mısır egemenliği altına girdi. Hitit Kralı II. Şuppiluliuma döneminde Kıbrıs’ın Hitit İmparatorluğu’nun denetiminde olduğu anlaşılmaktadır. Yunan kolonilerinin kurulmasıyla adada yeni yerleşmeler oldu. Bu dönemin koloni merkezleri arasında Marion, Baf, Soli, Kurium ve Girne gibileri ün yaptı. İÖ 1000 tarihlerinde Fenike Kralı Hiram tarafından istila edilen Kıbrıs’ta, bu tüccar kavim Kitiyum ve Amatus gibi yerleşme merkezlerini kurmakla birlikte, Kıbrıs’ın ünlü bakır madenlerini de işletmeye başladı. İÖ 8. yüzyıl sonlarında Mezopotamya’da yayılan Asurlular, II. Sargon zamanında Kıbrıs’a el attılar. Bu yeni yönetim Kıbrıs halkının kendi isteğiyle oldu. İÖ 569’da ikinci kez Mısır egemenliğini tanıyan Kıbrıs, bir süre Mısırlılara bağlı olarak Salamis Kralı’nca yönetildi. İÖ 6. yüzyılda İran, Mezopotamya ve Anadolu’da gelişen Pers egemenliği Kıbrıs’ı da etkiledi. İÖ 525’te Pers yönetimine giren Kıbrıs halkı bu dönemde İonlarla birlikte bir ayaklanmaya katıldılarsa da başarılı olamadılar. Pers döneminde Salamis Krallığı, Perslere bağlı olarak varlığını sürdürdü. Makedonya Kralı İskender’in Perslerle olan savaşınıı MÖ 333’te İsos Savaşı’nda zaferle sonuçlanınca, Kıbrıs İskender’e bağlandı. İskender İÖ 323’te Babil’de ölünce, ada, Antigonos Monophtalmos’un payına düştü.

İÖ 295’te Kıbrıs’ı kesin olarak ele geçiren Mısır Kralı Ptolemaios döneminde, Kıbrıs yönetim bakımından dörde ayrıldı. Ptolemaios Devleti’nin Kıbrıs’taki egemenliği iki buçuk yüzyıl kadar sürdü. Kıbrıs, İmparator Claudius (İS 41-54) döneminde Roma’nın egemenliğine girdi. Roma İmparatorluğu 395’te ikiye bölününce, Kıbrıs, Doğu Roma İmparatorluğu’nun payına düştü. 632’de geçici olarak Müslüman Arapların yönetimine geçen Kıbrıs, Halife Osman döneminde 647’de ikinci bir İslam istilasına uğradı. 10. yüzyılın ikinci yarısında Kıbrıs Adası yine Bizanslıların elinde kaldı. Haçlı seferleri sırasında 1191’de İngiliz yönetimini tanımak zorunda kaldı. 1192’de Guy de Lusignan’a (Lüsinyan) verilen Kıbrıs’ta bu adla bir hanedanın yönetimi kuruldu. 1489’da Venedik yönetimine girdi.

Osmanlı Devleti’nin genişleme döneminde Kıbrıs bir korsan yuvasıydı. Osmanlı Devleti 1570’te Kıbrıs Seferi’ni açtı. Lala Mustafa Paşa komutasında 360 parçadan oluşan Osmanlı Donanması 100 bin kişilik bir kuvveti Kıbrıs’a çıkardı. Limasol, Larnaka ve Girne’nin zaptından sonra, Lefkoşe 22 Temmuz 1570’te kuşatıldı. Lefkoşe, Baf ve Magosa’nın da ele geçirilmesiyle, 1 Ağustos 1571’de Kıbrıs, Osmanlı yönetimine geçti. Kıbrıs 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’na kadar üç yüzyılı aşkın Türk yönetiminde kaldıktan sonra, Osmanlı Devleti’nin Ruslara yenilmesiyle oluşan bunalımlı zamanda, İngiltere fırsattan yararlanıp, 4 Haziran 1878’deki ittifak anlaşmasıyla Kıbrıs’ı geçici olarak işgal etti. Osmanlı Devleti’nin Birinci Dünya Savaşı’nda İngiltere’nin karşısında yer almasıyla, İngiltere 5 Kasım 1914 tarihli duyuruyla Kıbrıs’ı kendi imparatorluğuna kattı.

1954’ten sonra yeni boyutlara ulaştı. Yunanistan, Kıbrıs konusunu konuyu Birleşmiş Milletler’e götürdü. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 17 Aralık 1954’te konuyu şimdilik görüşmeme kararı aldı. Bundan sonra da Yunanlılar ve Kıbrıs Rumları tedhiş hareketlerini başlattılar. 1955’te İngiltere Hükümeti Kıbrıs da içinde olmak üzere, Akdeniz’i ilgilendiren sorunları görüşmek üzere Türk ve Yunan hükümetlerini Londra Konferansı’na çağırdı. Bu yıl İngiltere özerklik teziyle ortaya çıkınca, Türkiye’de “taksim” tezini benimsedi. 1956’da Birleşmiş Milletler İngiltere ve Yunanistan’ın şikâyetlerini gündeme aldı. 27 Şubat 1957 tarihli kararıyla da üçlü görüşmeleri öngördü. Yunanistan buna yanaşmadı. Kıbrıs’taki şiddet hareketlerine karşı “Türk Mukavemet Teşkilâtı” harekete geçti ve Kıbrıs karıştı. Rum Cemaati’nin temsilcisi Makarios “Bağımsız Kıbrıs” düşüncesini ortaya attı. Türk ve Yunan hükümetleri 11 Şubat 1959’da İsviçre’nin Zürich Kenti’nde görüş birliğine vardılar. Bunun üzerine Kıbrıs’ın geleceğini saptayan 19 Şubat 1959 tarihli Londra Antlaşması imzalandı. Zürih ve Londra Antlaşmaları yanında, Bağımsız Kıbrıs Cumhuriyeti ile Türkiye-Yunanistan ve İngiltere arasında bir “Garanti Antlaşması” imzalandı. Buna göre üç devlet Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını, toprak bütünlüğünü, güvenliğini ve Anayasa ile oluşturulan durumunu garanti altına aldılar. Kıbrıs’ ta kurulan bir askeri karargâhta, Türkiye 650, Yunanistan da 950 kişilik bir kuvvet bulunduracaktı. 16 Ağustos 1960’ta Kıbrıs’ta cumhuriyet kuruldu.

Anayasa gereğince, Kıbrıs Rum Toplumu Lideri Başpiskopos Makarios Devlet Başkanı, Türk Toplumu Lideri Dr. Fazıl Küçük Devlet Başkanı Yardımcısı seçildi. Bakanlar Kurulu da 7’si Rum, 3’ü Türk 10 üyeden oluştu. Ancak bunu izleyen üç yıl içinde, Türkleri yıldırma ve öldürme etkinlikleri arttı. Türkiye 1964 olaylarından sonra, Kıbrıs’ı havadan bombaladı. Bunun sonunda Kıbrıs sorununa çözüm getirmek üzere Londra’da bir konferans toplandı (31 Ocak 1964). Bundan bir sonuç alınamadı. Rumlar “Muhafız Teşkilatı” kuvvetlerini artırdıktan sonra, Grivas yönetiminde 1967 krizini yarattılar. Türkiye Silahlı Kuvvet kullanma yetkisini duyurunca Yunan kuvvetleri Kıbrıs’tan geri çekildi. 28 Aralık 1967’de “Kıbrıs Geçici Türk Yönetimi” kuruldu, başkanlığına da Dr. Fazıl Küçük getirildi. 1968 Ni-san’ında, dört yıllık bir sürgün yaşamından sonra Rauf Denktaş, Türk Cemaat Meclisi ve Türk Yönetimi Yürütme Kurulu Başkan Yardımcısı olarak Kıbrıs’a döndü. 5 Temmuz 1970 Kıbrıs’ta seçimler yapıldı. Rauf Denktaş Türk Cemaat Meclisi Bakanlığı ve Türk Yönetimi Yürütme Kurulu Başkan Yardımcısı seçildi. Ancak bu dönemde Rumların uyuşmaz tutumları sürdü. Bu durum 1974’e kadar sürüp gitti. Ege sorunlarının da gündemde olduğu bu dönemde Yunanistan’daki “Cunta Yönetim” Kıbrıs olaylarını da tırmandırdı. 15 Temmuz 1947’de Kıbrıs’ta “Eoka-B” örgütü hükümet darbesi yaptı. İktidarı, 1963 katliam olaylarının griişimcisi Nikos Sampson aldı. Türkiye Hükümeti Zürich ve Londra Antlaşmalarının gereğini uygulamak amacıyla İngiltere Hükümeti ile yaptığı temaslardan sonuç alamayınca tek başına Kıbrıs’a müdahale kararı aldı. 20 Temmuz 1974’te başlayan Kıbrıs Barış Harekâtı, “yavru vatanda yaşayan ırkdaşlarımızı güvenliğe almak” amacıyla yapıldı.

Advertisement

Leave A Reply