Pazar ne anlama gelir? Pazar kelimesinin terimler sözlüklerindeki anlamı, deyimler ve birleşik kelimelerin anlamları nedir?
Pazar Nedir? – Sözlük Anlamı
Pazar
1. Satıcıların belirli günlerde mallarını satmak için sergiledikleri belirli geçici yer
“Perşembe pazarı. Salı pazarı.”
2. Belli bir şeyin satıldığı yer
“Balık pazarı.”
3. Alışveriş
“Allah hayırlı pazar versin.”
4. Cumartesi ile pazartesi arasındaki gün
“Pazar sabahı odalarına çay istemişlerdi.” – Y. Atılgan
pazar hakkında bilgi
Pazar (Farsça bazar. “kapı yanında yapılan iş”), belirli malların geçici bir süre için satışa sunulduğu sergi alanıdır. Eskiden surlarla kuşatılmış kentlerin içinde tarım ürünlerinin satışı yasak olduğundan, çevredeki kırsal yerleşmelerden gelen satıcılar mallarını kale kapılarının yanında, kendileri için ayrılan yerlerde satarlardı. Zamanla kentler bu alanları da içine alacak biçimde büyüyünce, üstü açık alışveriş yerleri olan pazarlar toplumsal odak noktaları durumuna geldi.
Pazaryeri kent içinde her zaman önem taşıyan bir öğe olmuştur. Eski Yunan agorası, içinde alışverişten başka dinsel törenlerin düzenlendiği, yönetim sorunlarının görüşüldüğü, gençlerin eğitildiği, hatta spor yarışmalarının yapıldığı çok amaçlı bir alandı. Zamanla bu işlevler kendilerine özgü yapı ya da alanlara kaydı, agora ise toplumsal buluşma yeri olarak kaldı. Bu işlev Roma forumlarında da sürdü. Bazı ürünler için özel pazaryerlerinin öngörüldüğü de oldu (örn. balık pazarı, odun pazarı).
Eski Türk kentlerinde de çeşitli günlerde kurulan pazarlar alışverişin yanı sıra birer iletişim merkezi işlevi de görürdü. Günümüzde hal, market, kapalı pazar gibi daha uzmanlaşmış tarımsal ürün satış yerlerinin bulunmasına karşın, büyük kentlerde bile semt pazarları hâlâ ucuz alışverişin yapılabildiği yerler olma özelliğini korumaktadır. Bunlar yerel yönetimlerin ayırıp düzenlediği alan ve yollar üstünde kurulur, satıcılar da yerel yönetim tarafından denetlenir.
pazar ola!
satıcılara “satışın bol olsun” anlamında söylenen bir iyi dilek sözü
pazara çıkarmak
satılığa çıkarmak
pazarbaşı
Pazarı yöneten, ona düzen veren kimse
iç pazar
Ülke içinde yapılan satış
amele pazarı
İşçilerin iş bulmak amacıyla toplu bir biçimde bekledikleri yer
can pazarı
Herkesin kendi canının kaygısına düştüğü ve kendini kurtarmaya çalıştığı bir durum
“Can pazarı bu. Bir operatör gibi hesaplı saplayabilir misin?” – N. F. Kısakürek
sosyete pazarı
Genellikle taklit veya defolu ürünlerin satıldığı, ucuz alışveriş yeri
pazar kayığı
Eşya taşıyan büyük kayık
kara pazar
Piyasada olmayan malların gizli olarak yüksek fiyatla satıldığı yer
avrat pazarı
1. Cariyelerin satıldığı pazar
2. Kadınların öteberi sattıkları pazar yeri
çarşamba pazarı
Her şeyi karmakarışık ortada olan yer
tutsak pazarı
Tutsakların köle gibi alınıp satıldığı yer, esir pazarı
“Sanki tutsak pazarında üzerinde pazarlık yapılan satılık bir halayık gibi susmuştu.” – H. E. Adıvar
açık pazar
Her devletin malını serbestçe satabileceği, gümrük işlemleri yapılmayan şehir veya ülke
pazar yeri
1. Pazar kurulan yer
2. Yabancı bir ülkenin mallarını satma olanağını sağladığı ülke
balık pazarı
Avlanan balıkların günlük ve taze olarak satışa sunulduğu yer
çiçek pazarı
Çiçeklerin alınıp satıldığı çarşı
dış pazar
Bir ülkenin mal satabildiği yabancı ülke
akşam pazarı
Pazarlarda, işportalarda akşama doğru tezgâhta kalmış malların ucuz fiyatla satılışı
bitpazarı
Eski eşyanın alınıp satıldığı pazar