Reşat Nuri Güntekin Kimdir? Hayatı, Biyografisi, Kitapları, Eserleri

0
Advertisement

Reşat Nuri Güntekin kimdir ve ne yapmıştır? Ünlü yazarlarımızdan Reşat Nuri Güntekin’in hayatı, kitapları, eserleri hakkında bilgi.

Reşat Nuri Güntekin

Reşat Nuri Güntekin

Reşat Nuri Güntekin (1889-1956) son yüzyıl Türk edebiyatının en ünlü roman, hikaye, tiyatro yazarlarındandır. Roman tekniğine, hikaye, piyes anlayışına büyük yenilikler getirmiştir.

Reşat Nuri Güntekin Üsküdar’da doğdu. Babası askeri doktor Nuri Bey’di. İlköğrenimine Çanakkale’de, bir mahalle okulunda başladı. Reşat Nuri Güntekin babasının işi icabı, çok yer değiştirdiğinden, bir yıl Galatasaray Lisesi’nde okuduktan sonra İzmir’deki Fransız Okulu’na girdi. Öğrenimini İstanbul Darülfünunu (Üniversitesi) Edebiyat Fakültesinde tamamladı. Sonra öğretmenlik hayatına atıldı. Bir yandan da tiyatroya ilgisi sebebi ile bu şekilde eserler yazmaya hazırlanıyordu. İlk eseri olan “Eski Ahbap” hikayesi 1917’de “Diken” dergisinde yayınlandı. 1918’de “Cemil Nimet” takma adı ile “Zaman” gazetesinde yayınlanan “Harabelerin Çiçeği” adlı ilk romanı çıktı. 1919’da da “Hayrettin Rüştü” takma adı ile “Hakiki Kahraman” adlı bir piyes yazdı.

O sırada, “İstanbul Kızı” adlı dört perdelik bir piyes daha yazmıştı. Bunu tiyatroya vermeden önce “Vakit” gazetesi sahibi Hakkı Tarık Us’a gösterdi. Hakkı Tarık Us piyesin mükemmel bir roman olacağını söyleyince, “Çalıkuşu” adı ile romana çevirdi. 1922’de gazetede yayınlanan “Çalıkuşu“, Reşat Nuri Güntekin’in şöhretini birdenbire bütün ülkeye yaydı.

1924’te ressam Münif Fehim, İbnürrefik Ahmet Nuri Sekizinci ile işbirliği yaparak haftalık “Kelebek” adlı mizah dergisini kurdu. 1927’de Maarif Başmüfettişi oldu. Ondan sonraki hizmetleri hemen hep bu yolda devam etti. 1939’da Çanakkale’den milletvekili seçildi. Bir devre sonra siyasetten uzaklaştı. Unesco’da Türkiye temsilciliği, Paris öğrenci müfettişliği gibi görevlerde bulundu. Bir yandan da romanları, piyesleri yayınlanıyordu. Çeşitli gazete ve dergilerde imzalı veya takma adla ciddi, mizahi yazıları, makaleleri çıkıyordu. Bu makalelerden çoğu ne yazık ki, gazete ve dergi sütunlarında kalmıştır.

Advertisement

Reşat Nuri Güntekin, memurluk hayatından emekliye ayrıldıktan sonra, Levent’teki evine çekildi, özlediği sakin hayata kavuştu. Orada rahat rahat eserlerini hazırlarken yakalandığı kanserden kurtulamadı, gönderildiği Londra’da 7 Aralık 1956 günü öldü. Cenazesi uçakla İstanbul’a getirilip Karacaahmet’e gömüldü.

Kaynak 2

Reşat Nuri Güntekin

Reşat Nuri Güntekin

Reşat Nuri Güntekin Kimdir? Eserleri Nelerdir?

Reşat Nuri Güntekin; yazardır (İstanbul 1889 – Londra 1956).

Galatasaray’daki bir yıldan sonra İzmir Freres’ler okulunda okudu, sınavla girdiği İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Edebiyat Bölümü’nü bitirerek (1912) öğretmenliğe başladı. İstanbul’un çeşitli okullarında çalışırken gazetelere Fransızcadan çeviriler yaptı, tiyatro eleştirileri yazarak basın dünyasında görev aldı. Müfettişliğe (1931), milletvekilliğine (1938-1943), başmüfettişliğe (1947), Paris kültür ateşeliğine atandı. Yaş sınırından (65) emekliye ayrıldıysa da (1954) hastalık son iki yılını verimli geçirmesine engel oldu, bakım için gittiği Londra’da öldü.

Hançer 1920, Eski Rüya 1921, Taş Parçası 1923… Çeşitli dergilerde öykülerle sürdürdüğü çalışmaları yavaş yavaş romana yöneldi. “Çalıkuşu“. Bu roman, Vakit gazetesinde tefrika edilirken de (1922) basıldıktan sonra da yazarın en ünlü kitabı olarak yaşadı, her kuşakça okunması gerekli bir eser sayıldı. Yazarını; hep Çalıkuşu’nun yaratıcısı olarak hatırlattı.

Çalıkuşu Kitap Özeti

Çalıkuşu – Reşat Nuri Güntekin

Bundan sonra Damga (1924), Dudaktan Kalbe (1923), Akşam Güneşi (1926), Bir Kadın Düşmanı (1927) romanları basıldı. Bunların hepsinde ön planda gelen olay, mutlu mutsuz bir aşk serüvenidir. Ustalıkla kullanımı edebiyatta Türkçenin özentisizliğine elverişli bir örnek olduğu için Reşat Nuri Güntekin’in eseri Karay’da olduğu gibi, okuruyla sürekli bir bağlantı içinde yürüdü.

Cumhuriyet Sonrası

Refik Halit‘ in siyasal sebeplerle yayın dünyasından uzakta kalma zorunluğu, Cumhuriyet sonrasında en geniş okur yığınının ilgisini Güntekin’e çevirdi. Yeşil-Gece (1928) romanının yazılışı, devrim atılımları sırasında Reşat Nuri’nin toplumsal bir töze nasıl sarıldığının kesin işareti oldu. Zamanı uygun bulan yazar, eğitim atılımları ve kültür devrimiyle değiştirilmesi gereken Anadolu gerçeğini, hem medrese, hem muallim mektebinin öğreniminden geçmiş pişkin bir ülkücünün (Şahin Efendi) serüveninde sınava sokarak gösterdi.

Advertisement

Kızılcık Dalları (1932) ile evlatlık sorununa değinen Güntekin bir çözüm ve öneri getirmez. Aynı edilgin tutum Gökyüzü (1935) romanında da görülür. Başka romanları, Eski Hastalık (1938), Ateş Gecesi (1942), Değirmen (1944),Miskinler Tekkesi (1946), Kan Davası (1960), Kavak Yelleri (1961), Son Sığınak (1961). Gezi izlenimleri, Anadolu Notları (2. cilt, 1936, 1966). 1919’dan başlayarak öyküleri küçük romanlarının arkasına konmuştur.

Kendi bastırdığı, öykü kitapları Sönmüş Yıldızlar (1923, 1939…), Tanrı Misafiri (1927, 1966), Leyla ile Mecnun (1928… 1969), Olağan İşler (1930… 1967). Ölümünden sonra eserlerinin tümü yeniden basıldı. (1957’den başlayarak 24 cilt). Güntekin, toplumumuzun yaşadığı uygarlık dönemeçlerini dış görüntüleriyle anlatırken olayların nedenlerini kişilerin mizaç ve alışkanlıklarına bağlayarak zayıf bir yoruma gitti.

Çalıkuşu ilgisinden başlayan bir okunma dileğiyle okuyucusunu aşmamaya çalıştı, siyasal iktidarın tepkilerini kolladı. Bu bakımdan Cumhuriyet sonrasındaki suya sabuna pek dokunmaz bir tutumun ılımlılığını sürdürmekte, başka yazar arkadaşlarıyla birleşti. Her dönemde okunacağı, okuyucularının belli yaş kesimlerinin ilk ilgilerini doyuracağı, sonra o okuyucularca bırakılacağı tahmin edilebilir. Eğitime elverişli metinleriyle okul kitaplarında yer alacağı için adı kolay unutulmayacaktır.


Leave A Reply