Robert Peel Kimdir?

0
Advertisement

Robert Peel kimdir ve ne yapmıştır? Robert Peel hayatı, biyografisi, siyasi kariyeri ve çalışmaları hakkında bilgi.

Robert Peel

Robert Peel; (d. 5 Şubat 1788, Bury, Lancashire – ö. 2 Temmuz 1850, Londra, İngiltere), İngiltere başbakanı (1834-35, 1841-46) ve Muhafazakâr Parti’ nin kurucusudur.

Varlıklı bir pamuk imalatçısı olan Robert Peel’in (1750-1830) en büyük oğluydu. Eğitimini Harrow Okulu ve Oxford’da tamamladıktan sonra babasının maddi desteğiyle 1809’da parlamentoya girdi. Ertesi yıl savaş ve sömürgeler bakanı müsteşarlığına atandı. İki yıl sonra, zor bir görev olan İrlanda bakanlığını kabul etti. İrlanda’da yetenekli ve dürüst bir yönetici olarak tanındı. Katoliklerin parlamentoya girmesine karşı çıkan “Protestan” grubun en güçlü adı olarak sivrildi. 1817’de Oxford Üniversitesi’ni temsilen parlamentoya seçildi. İrlanda dönüşünde hemen bir görev almayı reddetmesine karşın, 1819’da altın standardına geri dönüşü sağlayan para komisyonunun başkanlığına getirildi.

Liverpool 2. kontu Robert Banks Jenkinson’ın 1822’de bakanlıkları yeniden düzenleyerek kurduğu kabinede içişleriyle ilgili devlet bakanı olarak yer aldı. İlk iş olarak uzun süredir parlamentonun gündeminde olan ceza yasalarında köklü değişiklikler yapma konusuna eğildi. 1825-30 arasında ilgili suçların dörtte üçünü kapsayan reformları yürürlüğe koydu. 1829’da Londra metropoliten alanında ilk düzenli polis gücünü kurmak üzere Metropoliten Polis Yasası’nın çıkarılmasını sağladı. Bu konudaki çabalarından dolayı Londra polisi, halk arasında “Bobby’nin çocukları”, daha sonraları da kısaca “bobby’ler” olarak anılmaya başladı. (İngilizcede Bobby, Robert’ın kısaltılmış biçimidir.)

Liverpool’un yerine 1827’de başbakan olan George Canning’in Katoliklere özgürlük verme eğilimi üzerine istifa eden Peel, 1828’de Wellington 1. dükü Arthur Welles-ley hükümetinin kurulmasıyla içişleri bakanı ve Avam Kamarası lideri olarak göreve döndü. Ama dört ay geçmeden birçok Canning yandaşının Wellington’la anlaşmazlığa düşerek istifa etmesi hükümeti önemli ölçüde zayıflattı. Bunu 1823’te Katolik Birliği’nin kurulmasıyla canlılık kazanan İrlanda ayrılıkçı hareketinin yol açtığı bir bunalım izledi. Hareketin öncüsü Daniel O’Connell’ın parlamentoya girmesiyle daha fazla direnmenin anlamsız olduğunu gören Peel, başbakanı Katolik sorununa bir çözüm bulmaya zorlamak için istifasını sundu. Kralın ve İngiltere Kilisesi’nin muhalefetine göğüs geren Wellington, Peel’i görevde kalmaya ve Katoliklere verilecek ödünler konusundaki çalışmalara yardımcı olmaya ikna etti. Peel görüşlerini aniden değiştirdiği için büyük saldırılara hedef oldu ve Oxford sandalyesini kaybetti. Wellington hükümeti Kasım 1830’da parlamento desteğinin iyice zayıflamasıyla düştü.

Advertisement

Wellington’ın düşüşünü izleyen reform tartışmaları Peel’i güç durumda bıraktı. Mart 1831’de Charles Grey hükümetince önerilen kapsamlı reform tasarısını aşırı bulmakla birlikte, aşırı Tory’lerle uzlaşmaya da yanaşmadı. Wellington’la yeni bir hükümet kurma önerisini ve 1832’de hazırlanan bir Tory reform taslağını reddetmesi, eski yandaşları arasındaki konumunu daha da sarstı. Ama Reform Yasası’ndan sonraki ilk parlamentoda (1833-34) ılımlı tutumuyla siyasal saygınlığını yeniden kazandı. Kasım 1834’te Melbourne 2. vikontu William Lamb’ın görevden alınması üzerine, çok güç koşullarda başbakanlığı üstlendi. Avam Kamarası‘nda çoğunluk sağlayabilecek bir desteğe ve örgütlenmeye dayanmamasına karşın, yandaşı milletvekillerini kendi hazırladığı Tamworth Manifestosu’nun “yeni Muhafazakâr reform ilkeleri” çerçevesinde kenetlemeyi başardı. Nisan 1835’te Whig’ 1er, radikaller ve İrlanda milliyetçilerinden oluşan bir cephe karşısında yenilgiye uğrayarak istifa ettikten sonra akıllıca ve temkinli taktiklerle Muhafazakâr Parti’nin sürekli güç kazanmasını sağladı. Bu partinin Avam Kamarası’nda 70 sandalyeden fazla bir çoğunluk elde ettiği 1841 genel seçimlerinin ardından ikinci kez başbakan oldu.

Peel, Çin ve Afganistan’da süregiden savaşlar, Fransa ve ABD ile gergin ilişkiler, yurtiçinde ekonomik sıkıntılar, Chartistlerin öncülük ettiği işçi hareketi, Tahıl Yasası Karşıtları Birliği’nin yürüttüğü kampanya, O’Connel’ın İrlanda-Büyük Britanya birliğini bozma yönündeki çalışmaları, beş yıllık birikmiş bütçe açığı gibi ağır sorunlarla karşı karşıyaydı. Yeni hükümeti kurarken dışarıda barış ve güvenliği, içeride çalışan sınıfların geçim yükünü hafifletmeyi ve ticaretle sanayiyi geliştirmeyi temel olan bir program hazırladı. Partisindeki büyük toprak sahiplerinin duyarlılığına karşın, ilk iş olarak Tahıl Yasası’nı yumuşatmak amacıyla koruyucu gümrük tarifelerini indirme yoluna gitti. Aynı yıl Napoléon Savaşları döneminde konmuş olan gelir vergisini yeniden yürürlüğe koyarak, hazine için sağlam bir gelir kaynağı oluşturdu. Böylece ülkeye giren gıda ve hammaddelerin gümrük vergilerinde önemli indirimler yapma olanağını buldu. Kâğıt para ile altın rezervleri arasında sıkı bir bağlantı kuran Banka Kuruluş Yasası’nı (1844) uygulayarak para ve banka sisteminin temellerini sağlamlaştırdı. Bu önlemlerin başarısı üzerine 1845’te serbest ticarete dayalı ikinci bir bütçe hazırladı. Gelir vergisini yeniden belirlerken, gümrük vergilerinde daha kapsamlı indirimlere gitti.

Peel’in aldığı bu önlemler sonucunda refah düzeyinin yükselmesiyle Chartist hareket geriledi. Tahıl Yasası Karşıtları Birliği de yasal propaganda yöntemlerine yöneldi. Kararlı ama esnek dış politika anlayışı Fransa’yla ilişkilerin düzelmesini sağladı. ABD ile sınır anlaşmazlıkları sona erdirildi. Aynı kararlı ve esnek tutum İrlanda sorunlarında da sürdürüldü. Ayrılıkçı hareketin etkisizleştirilmesinden sonra daha yapıcı önlemlere başvuruldu. Toprak sahipleri ile kiracılar arasındaki ilişkileri incelemek üzere bir komisyon kuruldu ve İrlanda’daki üniversite eğitimini düzenleyen kapsamlı bir tasarı yasalaştırıldı (1845).

İrlanda sorununa liberal yaklaşım, özellikle de Maynooth’taki Katolik ilahiyat okulu St. Patrick’s College’a yapılan yardımın büyük ölçüde artırılması, İngiltere’deki Protestanları harekete geçirerek Peel’in partisiyle ilişkilerini bozdu. Bu arada 1845’teki kötü patates hasadı İrlanda’da kıtlık tehlikesine yol açtı. 1845 sonbaharında İrlanda’ ya yardım programını Tahıl Yasası’nın kaldırılmasıyla birlikte yürütmeye karar veren Peel, kabinenin bu konuda bölünmesi üzerine istifa etti. Ama Lord John Russell hükümet kurmayı başaramayınca göreve geri döndü. Parlamentodaki şiddetli tartışmalardan sonra Tahıl Yasası Haziran 1848’de kaldırıldı. Peel, İngiltere’nin değişen toplumsal ve siyasal koşullarında Tahıl Yasası’nı korumanın aristokrasinin yönetimini tehlikeye atacağını düşünüyordu. Bununla birlikte partisinin büyük çoğunluğu karşı yönde oy kullandı ve küçük bir grup da muhalefete katıldı. Bunun üzerine Peel istifa etmek zorunda kaldı. Serbest ticaret ilkesini savunmayı sürdürerek korumacılığa karşı tek güvence olarak gördüğü Russell’ın Whig hükümetini destekledi. 1850’de attan düşerek öldü.


Leave A Reply