Sivas Kongresi Hakkında Bilgi

1
Advertisement

Sivas Kongresi ne zaman ve ne amaçla yapılmıştır? Sivas Kongresi’nde yaşanan tartışmalar, alınan kararlar, önemi ve yeri hakkında bilgi.

Kurtuluş Savaşı ( Sivas Kongresi)

Yurdu düşmanlardan kurtarmak, Türk milletini birleştirmek için 19 mayıs 1919’da Samsun’a ayak basan Atatürk önce yurttaşlarla temas etti. Askerî dehası sayesinde düzenlediği ordularla bütün cephelerde düşmana hücuma geçerek Kurtuluş Savaşı’nın önderliğini yaptı. Atatürk, askerleriyle olan yakın teması sayesinde Ordunun göz bebeği haline gelmişti. Bu, Atatürk’ün giriştiği savaşları kazanmasını sağladı. Yukarıdaki resimde, Sivas Kongresi sırasında bir dinlenme anında, üyelerden bazıları ile birlikte.

Sivas Kongresi; Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın başlarında (Erzurum Kongresinden sonra) 4-11 Eylül 1919’da Sivas’ta toplanan kongredir. 22 Haziran 1919’da yayımlanann Amasya Genelgesinde, Sivas’ta ulusal bir kongrenin toplanacağı ilan edildi. Ayrıca Mustafa Kemal valilere gönderdiği bir genelgeyle İstanbul Hükümeti’nin engellemek istek ve girişimlerine karşın gerçekleştirildi.

Sadrazam Damat Ferit Paşa’nın bu kongrenin İtilaf Devletleri’nin tavırlarını olumsuz yönde etkileyeceği yönündeki tehditleri bazı çevrelerde etkisini gösterdiyse de yine de Sivas Kongresi 31 delegenin katılımıyla toplandı. Başkanlığa Mustafa Kemal getirildi. Birinci madde üzerine yapılan kısa görüşmeler sonucunda Erzurum Kongresi’nde alınan kararlar tüm Anadolu’yu ve Rumeli’yi kapsayacak biçimde kabul edildi. Şarki Anadolu Müdafaai Hukuk Cemiyeti’nin adı da Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk Cemiyeti olarak değiştirildi. Gündemin ikinci maddesini oluşturan Amerikan mandası üzerine yapılan görüşmeler ise uzun ve tartışmalı geçti.

Sİvas Kongresi'nde Temsil Edilen Yerler

Sİvas Kongresi’nde Temsil Edilen Yerler

Bazı delegelerin Amerikan mandasını isteyen önergesi üzerine yapılan tartışmalar 8 Eylül’de başladı ve 9 Eylül günü ABD Kongresi’nden bir heyetin çağrılmasına ve konuya ilişkin görüşmelerin bu heyetin hazırlayacağı raporun sonuna kadar ertelenmesine karar verildi. ABD Kongresi’nin mandacılığı kabul etmemesi üzerine tartışmalar kendiliğinden son buldu. Bu arada İstanbul Hükümeti’nin kongreyi basmakla görevlendirdiği ve Elazığ valiliğine atadığı Ali Galip’in girişimleri sonuçsuz kaldı.

Sivas Kongresi vatanın bütünlüğünü temsil eden bir Heyeti Temsiliye’nin kurulmasına karar vererek dağıldı. Alınan kararlar şunlardır:

1- Ulusal sınırlar içinde vatan bölünmez bir bütündür.

2- Bağımsızlığımızı korumak için Kuvayi Milliye’yi yapıcı ve ulusal iradeye egemen kılmak gereklidir.

Advertisement

3- Ülkenin herhangi bir parçası işgal edilirse, birlikte korunacak ve karşılık verilecektir. Her türlü işgal ve müdahalenin, özellikle Anadolu’da bir Rum ve Ermeni varlığının kurulmasına yönelen hareketlerin kabul edilmemesi konusu birlikte savunulacaktır.

4- Azınlıkların hakları saklı tutulduğundan bunlara siyasal isteklerimizi ve toplumsal düzenimizi bozacak yeni haklar tanınması kabul edilmeyecektir.

5- Osmanlı Hükümeti’nin baskı sonucunda ülkenin herhangi bir yerini terk ya da ihmal etmesi durumunda, saltanat ve hilafet makamıyla ülkenin ve ulusun korunması için her türlü önlem alınacaktır. Ulus kendini birlikte savunacaktır.

6- Hükümet bağımsızlığı korumadığında yeni bir hükümet kurulacaktır.

7- Devletin bütünlüğü ve bağımsızlığı saklı kalmak koşuluyla topraklarımız üzerinde siyasal emeller beslemeyen herhangi bir devletin ekonomik, bilimsel ve endüstri yardımlarını mutlulukla karşılarız. Adaleti ve insanlık ilkelerini kapsayan bir barışa ulaşılması insanlığın esenliği ve toplumun huzuru adına ulusal emellerimizdendir.

8- Çağımızda hükümetin ulusal iradeye uyması zorunludur. Bu bakımdan Millet Meclisi’nin toplantıya çağrılması ve bu yolla ulus ve ülkenin geleceğine ilişkin olarak alınacak kararların Millet Meclisi’nin onayına sunulması zorunludur.

Advertisement

Alınan bu kararlardan sonra Sivas Kongresi, Mustafa Kemal’in başkanlığında 16 kişiden oluşan Heyeti Temsiliye’nin seçilmesiyle dağıldı. Sivas Kongresi Meclis’in açılışına giden son aşama olarak Türk siyasal tarihi açısından önemli bir dönüm noktasıdır.


1 Yorum

Leave A Reply