Türk Dansları Nelerdir?

0
Advertisement

Türklerde dans çeşitleri nelerdir? Türklerde dans kültürü, özellikleri ve tarihçesi nedir? Zeybek, Halay, Horon vb. hakkında bilgi.

Türk Dansları

Batı Türkleri’nin dansları 1) Dini, 2) Klâsik, 3) Halka ait danslar olmak üzere üç bölümde incelenebilir.

semak

1. — Dini Türk Dansları:

Daha çok tekkelerde gelişmiş, tamamıyla dinî bir hava içinde kalmıştır. (Örneğin. Mevlevilik; Semâ),

2. — Klâsik Danslar:

Daha çok şehirlerde gelişmiştir, klâsik Türk müziğinin havalarıyla oynanır. Başlıcaları şunlardır:

Köçekçe:

«Köçek» denilen dans sanatkârlarının meydana getirdiği «Köçek takımı» tarafından oynanır. Türk müziğinde türkü şeklindeki eserlerden ritimce elverişli olanlarının arka arkaya, süit şeklinde çalınma-siyle oynanır. Klâsik bestekârlar da köçekçe bestelemişlerdir. «Köçekçe» denilen bu türkülerde usulün pek belirli ve iyi yerleşmiş olması şarttır. Köçekçeler, Anadolu ve Rumeli’ye mahsus olup, sonradan klasikleşmiş oyun havalarıdır. Yüzyıldan beri köçek ve köçek takımları ortadan kalkmıştır.

Advertisement

3 ile 70-80 arasında köçekten teşekkül eden köçek takımları, muhtelif usul vurma aletleriyle «velveleli usul» vurarak dans ederlerdi. Giyimleri olağanüstü, zengindi, elbiseler en pahalı kumaşlardan yapılır, Türk terzilik sanatının şaheserleri olurdu. Hattâ ünlü sanatkârlar, mücevherli başlık ve cepken giyerlerdi. Köçekçe takımları, aynı makamdan 6-8 köçekçenin, sıralanmasından meydana gelir, başlangıçta nispeten ağır hareketli olan parçalar gittikçe yürükleşir, coşkunlaşırdı. İki köçekçe arasında uzunca aranağmeler olduğu gibi, aynı parçanın bölümleri arasında da aranağmeler bulunurdu. Yer yer, bilhassa kemençeyle, demli ve nadiren demsiz taksimler yapılır, oynak bir oyun havası ile dans sona ererdi.

Tavşanca:

«Tavşan» denilen sanatkârlar tarafından oynanan klâsik Türk dansıdır. Köçekçeden farklıdır, ayakların ve topukların yere muayyen ahenklerle vurması bakımından, gerçek bir maharet ister.

Çiftetelli:

Klâsik Türk dansının orta tabaka şehir halkı arasında yayılmış, oldukça bayağılaşmış bir çeşididir. Demli bir yaylı ve nefesli saz taksimiyle, yer yer ağır ve çok kıvrak bir oyun havasıdır, daha çok kadınlar oynar.

3. — Halk Dansları:

Daha çok Anadolu’da gelişmiş, bugüne kadar özelliklerini korumuş milli oyunlardır. Başlıcaları şunlardır:

zeybek

Zeybek:

Batı Anadolu’nun bu ünlü oyunu, heybetli, muhteşem, erkekçe ve kabadayıca bir karakterdedir. Danstan fazla bir «gösteriş» sayılabilir, duruş, yüzün ciddi ve mehabetli ifadeleri çok önemlidir. «Ağır aksak» ve «orta aksak» usullerinde olur, ağır çalınır. Aksaklarına, yani yürüklerine, Ege’de, aşağılamak için «kadın zeybeği» denir, bu yürüklük, oyunun heybetine uygun görülmez. Fakat son derece yürük çalınan zeybek havaları da vardır, bunlara bilhassa Karşıyaka’ da rastlanır. Bunlarda bacakların hareketi gözle takip edilemeyecek bir hız alır, vücut dönüşleri, âni duruşlar baş döndürücü bir hızda olur. Balıkesir’e doğru ayak vuruşlarının önemlileştiği görülür. Elde yatağan olarak oynanırsa, bu ayak vuruşları dehşetli denilebilecek bir heybet gösterir. Zeybek havalarında «Oynak» usulü de görülür.

Advertisement

«Zeybek» kelimesi aslında «efe» demekse de, «zeybek oyun havası» nın kısaltılmışı olarak kullanılır. Elimizde pek çok zeybek havası-vardır. Klâsik bestekârlar da zeybek bestelemişlerdir, Tamburi Cemil Bey bunlardan biridir. Sahibi bilinmeyen Batı Anadolu zeybek havalarının bazıları, Türk ırkının toplumsal dehasına, yaradılış özelliğine örnek gösterilebilecek değerdedir.

Bar:

Doğu Anadolu’ya mahsus, el ele tutuşmak suretiyle, davul-zurna eşliğinde topluluk halinde oynanan bir halk dansıdır. Elimizde halk müziğinden derlenmiş pek çok bar havası, vardır

Halay:

Sivas, Erzurum yöresine mahsus bir çeşit ağır «bar» dır, kol kola tutunan-bir küme tarafından oynanır. Elinde bir men-‘ dil tutarak en basta bulunan oyuncu ötekileri idare eder.

Kaşık Oyunu:

Çalparanın Anadolu halk müziğindeki şekli olan, uzun bir çift tahtadan ibaret bulunan alet avuç içlerinde vurularak oynanır. Orta Anadolu’da çok görülür. ileri hamleler, kol ve bel hareketlerinin kıvraklığı önemlidir.

horon

Horon:

Doğu Karadeniz’de Devr-i Turan (7/3) usulünde bestelenmiş, melodice çok fakir ve yeknesak, fakat ritimce canlı oyun havalarıyla oynanır. Ayak vuruşları ve diz kırışlarıyla kolların havaya doğru duruşları önemlidir..

Hora ;

Rumlar’dan Türkler’e geçmiştir. Yürük tempolu olup ayak vuruşları önemli rol oynar.

Sirto:

Nîm Sofyan (2/4) usulünde bir oyun havasının eşliğinde, birbirlerinin omuzlarına el atmış veya el ele tutuşmuş bir topluluk tarafından, bir halka teşkil etmek suretiyle oynanır. Bir çeşit farandol olan bu oyun, XIX yüzyılda Rumlar’dan Türkler’e geçmiştir. Miyanhaneyi teşkil eden bölüme «susta» denir. Son devir Türk bestekârları pek çok Sirto bestelemişlerdir.

Longa :

XIX. yüzyılda Rumenler’den Türkler’e geçen bir halk dansıdır. Nîm Sofyan (2/4) usulündedir. 4, bazen 3 kısa haneden ibaret olan bu oyun havalarında her hane, mülâzimeye (nakarata) bağlanır. Bir ara taksiminden sonra parça bir kere daha yürük olarak çalınır. Ethem Efendi’nin Şehnaz Longa’sı milletlerarası bir ün kazanmıştır.

Son zamanlarda Osmanlı İmparatorluğu’na dahil kavimlerden Türkler’e geçen bu oyun havalarında müzik, Türk müziğidir. Çünkü Türk müziği meselâ Balkanlar’ın bütün mahalli müziklerini silip süpürmüş, makam ve usulleriyle kendini ora halkına kabul ettirmiştir. Onun için, Balkanlar’dan doğmuş dansların mensup oldukları milletlere ait bütün parçaları Türk müziğiyle yapılmıştır, yalnız dansın oynanışı o milletlere mahsustur.

Advertisement


Leave A Reply