Yönetim Biçimleri Nelerdir? Monarşi, Oligarşi, Meşrutiyet

0
Advertisement

6. sınıf Devletlerin yönetim biçimleri konusu kısaca açıklaması. Yönetim biçimleri nelerdir? Monarşi, meşrutiyet ve oligarşi hakkında bilgi.

YÖNETİM BİÇİMLERİ

Egemenliği daha önceki konumuzda yönetme ve karar verme yetkisi olarak açıklamıştık. Bu yetkinin kullanımı devletlerin yönetim şekillerini (egemenlik anlayışları veya rejimlerini) oluşturmaktadır. Devletlerin nasıl yönetildiğini anlamak için egemenliğin hangi güce dayandırıldığına bakmak yeterlidir.

Dünya’da geçmişten günümüze pek çok egemenlik anlayışı denenmiş ve uygulanmıştır. Bugün hala farklı ülkelerde aşağıda açıklamalarını verdiğimiz yönetim şekilleri görülmektedir. Gelin bunlara kısaca bakalım.

MONARŞİ

Yönetim ve karar verme yetkisinin tek kişide olmasıdır. Bu durumdaki yöneticilerin Kral, Padişah, Sultan veya Çar gibi ünvanlar kullandığını görmekteyiz. Geçmişten günümüze monarşi ile yönetilen devletler arasında; Osmanlı İmparatorluğunun Rus Çarlığı, Japonya, İspanya, Hollanda v.s. gibi devletleri sayabiliriz.

Bir tek kişi tarafından yönetilen devlet şekline monarşi ve ya tökerklilik denir. Bu idare yöntemi bulunan devlette bütün siyasi nüfuz ve kuvvetler kimseye hesap vermek zorunda olmayan bir kişide toplanmıştır. Olabilecek tüm egemenlik yetkilerini elinde toplayan kimse bu iktidara babadan oğula geçen bir yapı ile (hanedan mensubu olarak) sahip olabileceği gibi seçimle de böyle bir iktidar makamına gelebilir. Seçim ile bir kişinin başa gelmesine seçimli monarşi denir. Monarşiler yönetim şekline göre de şöyle adlandırılır:

  • Mutlak Monarşi : Hükümdarın iktidarı, yetkisi hiçbir kanunla sınırlandırılmış kayıtlanmış değildir. Tamamiyle başta bulunan kişinin düşünce ve kurallarının geçerli olduğu kötü bir yönetim biçimidir.
  • Meşruti Monarşi : Hükümdar iktidarını yetkilerini ancak anayasadaki hükümlere uymak suretiyle kullanabilir.
  • Parlamentolu Monarşi : Hükümdarın iktidarı ve yetkileriyle halk tarafından seçilen meclislerin yetkileri, karşılıklı olarak, birbirini denetler, dengeler.

Monarşi yönetimlerinde doğuştan gelen haklar bulunmaktadır. Bir nevi insanları özelliklerine göre değil de mensup olduğu aileye göre ayıran monarşi yönetimleri medeni olduğunu iddia eden bir çok Avrupa ülkesinde de (İngiltere örneğin) görülmektedir.

Advertisement

Yapılan propagandalar ile o ülkenin halkı o hanedandan gelen kişilerin giyiminden kuşamına, yemeğinden düğününe kadar herşeyinden etkilenmiş bir halde yaşamak zorundadır. (Örnek olarak İngiltere’de ki kraliyet düğünleri gösterilebilir.)

ingiltere-kralicesi

MEŞRUTİYET

Bir hanedanın (kral veya padişah) yanında halkında yönetime katıldığı yönetim şeklidir. Bu rejimde kral veya padişahın yanında halkın seçmiş olduğu kişilerden oluşan bir meclis bulunur.

Geçmişten günümüze meşrutiyetle yönetilen devletler arasında; Osmanlı İmparatorluğu’nun 1876 sonrası, İngiltere gibi devletler bulunmaktadır.

vatikan

Kaynak: pixabay.com

OLİGARŞİ

Yönetme ve karar verme yetkisinin küçük bir azınlıkta veya zümrede olduğu yönetim biçimdir. Bu yönetim biçiminde devletin tüm kurumlarında soylular etkinse “Aristokrasi” adını alır. Eğer yönetme ve karar verme yetkisi, dini ve siyasi yetkileri elinde bulunduran bir din adamında ise böyle yönetimlere “Teokrasi” adı verilmektedir.

Geçmişten günümüze din pek çok kez yönetimlerle birleşmiş, bazen yöneticiler din başkanı olmuş, bazen de kurumların işleyişinde dini kurallara başvurulmuştur. Geçmişten günümüze; Osmanlı Devleti, Vatikan, Suudi Arabistan, Iran, Malezya gibi pek çok devlette dinin yönetimdeki etkisi oldukça yüksek olmuştur. Dinin yönetimde etkin olduğu devletler laik değildir.

Advertisement

Oligarşi; yönetim erkinin az sayıda bireyin ya da bir sınıfın elinde bulunmasıyla ortaya çıkan siyasal rejimdir. Bu küçük grubun yönetim erkini elinde tutarken dayandığı nokta, zenginlik, askeri güç ya da toplumsal statüdür. Eski Yunan sitelerinde oligarşi, soya dayalı aristokratik bir görünümdeydi. Oligarşi kavramı üzerinde duran Aristoteles, kamu yararı ve genel çıkar ölçütünü kullanarak yönetim biçimlerini sınıflandırdı, iyi ve yozlaşmış yönetimler ayrımını yaptı. Ona göre yönetenlerin kamu yararından sapmaları sonucunda yönetimler yozlaşırlar, oligarşi de yönetenlerin kendi çıkarlarını korumak amacıyla kamu yararından uzaklaşmaları sonucu, aristokrasinin yozlaşmasıyla ortaya çıkan bir yönetim biçimidir.

Günümüzde de, özellikle askeri yanı ağır basan yönetimler bu biçimde adlandırılabilmektedir. Bazı sosyal bilimciler tarafından demokrasilerin de kaçınılmaz olarak çeşitli oligarşik öğe ve eğilimlerden etkilendikleri, başka bir deyişle siyasi partiler gibi toplumsal örgütlenmeler de, küçük grupların çoğunluğu denetim altına alacakları ileri sürülür. Gerek parti ya da örgütlerin yönetiminde karşılaşılan teknik zorunluluklardan gerekse, bunların üyelerinin yönetime karşı duyduğu ilgisizlikten kaynaklanan ve uzmanlaşmış küçük bir grubun çoğunluk üzerinde egemenlik kurması biçiminde kendisini gösteren bu durum. Michels tarafından “Oligarşinin Tunç Yasası” olarak adlandırılarak hem siyasal partiler hem de öteki örgütlerin tümü için, temel nitelik sayılır. Eğer ekonomiye bir grup tarafından yön veriliyor ve mali kaynaklar bu grubun elinde toplanıyorsa bu durumda ekonomik anlamda bir oligarşiden de söz edilebilir.


Yorum yapılmamış

  1. Ya Hani Demokrasi nerde Sonra Teokrasi Nerde
    Demokrasi : Halkın Egemenliğiyle devleti yönetmesi ‘TÜRKİYE’
    Teokrasi: Bir Din adamnının Dine Dayalı olarak devleti yönetmesi

Leave A Reply