Yörükler Kimdir? Yörük Kime Denir? Yörüklerin Tarihine Kısa Bir Bakış

0
Advertisement

Yörükler kimlerdir? Yörüklerin özellikleri nelerdir? Yörükler nerede yaşar, yaşam şekilleri, yörükler hakkında bilgilerin yer aldığı sayfamız

Yörükler

Yörükler; Oğuz soyundan gelme, göçebe Türklere verilen isimlerden biridir. Yörük kelimesinin; gezgin, yürüyücü anlamında olduğu sanılmaktadır.

XII. yüzyıldan itibaren, Anadolu, Irak, Azerbaycan dolaylarına gelmeye başlayan Türkmenlerden bir kısmı bu bölgelere yayılmış; bir kısmı da, Osmanlı hükümeti tarafından, daha sonraları Rumeli’ye geçirilmişlerdir. Anadolu Yörükleri Halep, Maraş, Adana, Mersin dolaylarına gelmiş fakat bir yerde süreli olarak yerleşmemişlerdir. Rumeli’ye geçirilenler de Vize, Tekirdağ, Selanik, Ofçabolu, Kocacık, Naldöken dolaylarında göçebe hayatı yaşamaya başlamışlardır. Bunlar kendi aralarında «Yörük» ve «Müsellime» diye iki boya ayrılmışlardır. Rumeli Yörükleri, gezginci olmalarına rağmen, hükümet tarafından başıboş bırakılmamışlar, kendileri için sık sık kanunlar ve hükümler çıkarılmıştır.

Osmanlı idaresi, Yürükler’den 30 kişilk gruplar düzenlemiş, her 30 kişilik gruba (Ocak) adını vermiştir.

Ocaklar içinde de Nöbetli, Eşkinci, Yamaklı gibi görevliler belirtilmiştir. Yörükler, kanun nazarında, asker sayılmışlar; savaş sıralarında bunlardan 5-6 bin kişi asker toplamak usulü konmuştur. Ancak, savaşa giden Yörüklerden savaşçı olarak değil, geri hizmet kişileri olarak faydalanılmıştır. Bunların başlıca görevleri; topları çekmek, top döküm işlerinde işçilik yapmak, kale duvarları inşa etmek, donanmada kürek çekmek, cami, vakıf gibi devlet eliyle yaptırılan binalarda çalışmaktı. Bunların dışında savaşçılığa en yakın olarak yaptıkları iş, kalelerde muhafızlık etmek olmuştur.

Osmanlı kanunlarında «Yörük taifesi konar – göçer halktır.» şeklinde vasıflandırılan bu gezgin Türk göçebeleri, genel yaşayış bakımından, çingenelere benzemekle beraber, soy bakımından onlardan tamamen ayrı olduklarından, hükümet tarafından daha itibarlı tutulmuşlardır. Savaş olmadığı yıllarda devlet, Yörük başkanlarından belli ölçüde bir vergi almıştır. İlk zamanlar düzenli bir yaşayışta bulunan Rumeli Yörükleri, XVII. yüzyıldan sonra bozulmaya, ahlâk ve karakter yönlerinden çingenelere benzemeye başladıklarından; barındıkları bölgede asayiş bozulmuş; Osmanlı devleti de onları yeniden düzene sokmak yollarını aramıştı. Bu sırada bunlara bazı imtiyazlar sağlanmış, hatırlarını hoş tutup hükümete bağlamak için, kendilerine «Evlâd-ı Fatihan = Rumeli fâtihlerinin çocukları» unvanı verilmiştir. Başlarındaki en yetkili kişiye vezirlik tanınarak, savaşlara ırgat gibi katılmaları da önlenmiş, isteyenler, belli vergilerini ödeyerek normal vatandaşlık statüsüne geçirilmişlerdir.

Advertisement

Rumeli Yörükleri,

XIX. yüzyıldan sonra, bölgedeki halkla kaynaşmış, köyler kurarak göçebelikten hemen tamamen uzaklaşmışlardır. Bugün bunlardan, dedelerinin hayatını sürdürenler son derece azdır.

Anadolu Yörükleri

XVI ve XVII. yüzyıllarda, toplu olarak İçel Sancağı’na (Mersin) yerleşmiştir. Ancak bu Yörükler; yazlan yaylalara çıkıp hayvancılık ve odunculukla meşgul olmakla beraber, kışları İçel, Alaiye, Teke dolaylarında köyleri ve kasabaları basıp hırsızlık etmeye, ırza geçmeye başladıklarından; hükümet bir süre kendileriyle uğraşmış, başa çıkamayacağını anlayınca hepsini toplatarak Kıbrıs Adası’na sürmeye karar vermiştir. XVII. yüzyılda, karşı koyanlar öldürülerek, bütün Yörükler toplatılmış, gemilere doldurularak Kıbrıs’a gönderilmişlerdir. Ancak bunlardan bir kısmı adaya varmış; bir kısmı ise gemilerde isyan çıkarıp kaptanları öldürerek Anadolu’ya, Suriye’ye ve Mısır’a kaçmışlardı.

Anadolu’ya geri gelen Yörükler bu sefer Aydın, Manisa, Kütahya dolaylarında barınmışlardır. Nihayet hükümet, uslu oturmaları şartıyla, bütün Yörükleri affetmiş, Kıbrıs’a gidenlerden de isteyenlerin dönmelerine izin vermiştir. XVIII. yüzyıl sonundan başlayarak Yörükler, asayiş bozucu kişiler olmaktan uzaklaşmışlardır. Bunlardan bir kısmı, devletin kendilerine gösterdiği yerlerde, köyler kurarak yerleşmişler; bir kısmı da batı ve güneybatıdaki ormanlık dağlara çekilip, soyca gene Oğuz Türkmenlerinden bulunan Tahtacı aşiretlerine karışmışlardır. Yörükler, yerleşmiş olsun, göçebe olsun, İslam dini mensubu görünmekle beraber içinde geniş ölçüde Şamanlık devri izleri bulunan, Alevi inanışlarına ve törelerine bağlıdırlar.


Leave A Reply