1. Hüsrev Kimdir?

0
Advertisement

1. Hüsrev kimdir ve ne yapmıştır? 1. Hüsrev hayatı, biyografisi, Sasani hükümdarlığı dönemi hakkında bilgi.

1. Hüsrev

1. Hüsrev Kimdir?

1. Hüsrev; Hüsrev Anuşirvan (Farsçada “Ölümsüz Ruhlu Hüsrev”) ya da Adil Hüsrev olarak da bilinir (ö. 579), 531-579 arasında Sasani hükümdarıdır. Büyük bir reformcu, sanatın ve bilimin koruyucusu olarak tanınır.

Hüsrev’in gençlik yıllarına ilişkin, efsaneler dışında pek bilgi yoktur. Bir öyküye göre I. Kubad’ın (Kavad) Akhunlara sığınırken Nişabur yakınında evlendiği bir köylü kızından doğmuştur. Babasının ölümü üzerine çıkan taht kavgasını kazandıktan ve kardeşlerini öldürttükten sonra başa geçti. Babasının son yıllarında hızla yayılan Mazdekçiliğin yol açtığı toplumsal karışıklıkları bastırarak düzeni sağladı. Ardından, gerilemekte olan imparatorluğu güçlü bir devlete dönüştürmek için reformlara girişti.

Hüsrev’in girişimlerinin en önemlisi olan vergi reformunun Diocletianus’un hazırladığı Roma vergi sisteminden kopya edildiği sanılmaktadır. Önceki hükümdarlar döneminde vergiler ürün miktarına göre toplanıyordu. Hüsrev yıldan yıla değişen vergi yerine sabit bir arazi vergisi getirdi. Devlet gelirlerine istikrar kazandıran ve ödeyenler açısından daha adil bir düzen sağlayan başka vergiler koydu. (Bu vergi düzenlemeleri İran’da İslam dininin yayılmasına değin yürürlükte kaldı.) Sasani bürokrasisini de yeniden düzenleyerek, çeşitli işlerden sorumlu bakanlardan oluşan bir divan sistemi geliştirdi.

Merkezi yönetimi pekiştirerek hükümdarlık yetkilerini genişletti.

Küçük soyluların (dihkan) desteğine dayanarak önceki dönemlerde önemli bir ağırlığı olan büyük feodal beylerin gücünü kırdı. İran tarihindeki yerinden dolayı, Sasani dönemindeki değişikliklerde hep Hüsrev’in adı geçer. Ama bu değişikliklerden ne kadarının gerçekten kendi döneminde yapıldığını, ne kadarının sonradan ona yakıştırıldığını kestirmek zordur. Bazı kaynaklarda öne sürüldüğü gibi, din adamlarının onayıyla, toplumun din adamları, askerler, memurlar ve halk biçiminde sınıflara ayrılmasının onun zamanında yasal bir düzenlemeye kavuşturulduğu savının doğruluğu da belirsizdir.

Advertisement

Sasani ordusunu yeni baştan düzenleyen Hüsrev, İran’ın dört bir yandaki sınırlarını korumak üzere dört komutan (sipahbad) atadı. Savaşa çıkarken feodal beylerden asker toplama biçimindeki uygulamaya son vererek düzenli bir orduya dayandı. Bizanslılara ve Arap müttefiklerine karşı Suriye Çölünde, Rusya’nın güneyinde yaşayan halklara karşı Kafkas Dağları ile Hazar Denizi arasındaki Derbent kentinde, ayrıca Hazar Denizinin doğusunda bugün Türkmenlerin yaşadığı bozkırlarda savunma amaçlı surlar yaptırdı.

Bu önlemleri almasına karşın, ordusunu savunmada tutmayarak Bizanslılara karşı birçok savaşa girişti. 540’ta Antiokheia (Antakya) kentini ele geçirdi ve kısa bir süre elinde tuttu. Antiokheia’dan getirttiği çok sayıda savaş tutsağını Ktesiphon (Medain) yakınında, asıl Antiokheia örnek alınarak inşa edilen yeni bir kente yerleştirdi. Orta Asya’da yeni bir güç olarak yükselen Türklerle ittifak yaparak Akhunları yenilgiye uğrattı ve birçok Ak-hun beyliğini egemenliği altına aldı. Sasanilerin doğu sınırını Ceyhun (Amu Derya) Irmağına kadar genişletti.

Kafkas Dağlarında Lazika’ya ve Ermeniler üzerine de birçok sefer düzenledi. Ayrıca bir Sasani ordusunu Arabistan’a göndererek Yemen’i fethetti. Doğu Anadolu’da çıktığı bir seferde Bizans imparatoru II. Tiberios’un karşı saldırısı üzerine çekildiği Ktesiphon’da öldü.

I. Hüsrev Dönemi Özellikleri

Hüsrev kültür ve bilimi koruyan bir hükümdar olarak da tanınır. İustinianos’un 529’da Atina’daki Akademia’yı kapatması üzerine göç eden bazı Yunanlı filozoflara yakınlık göstererek onları sarayında barındırdı. Daha sonra ünlenen Gondeşapur tıp okulunu kurdurduğu, ünlü hekim Burzo’yu Sanskrit bilim kitaplarını getirmek ve Pehle-vi diline çevirmek üzere Hindistan’a gönderdiği söylenir. Bazı kaynaklara göre satranç oyununun Hindistan’dan İran’a geçişi de bu döneme rastlar. Hüsrev’in sarayında astronomi ve astroloji çalışmalarının ileri bir düzeye ulaştığı bilinmektedir. Sonraları birçok İslami yıldız cetveline temel olan Zic-i Şahi’nin Hüsrev döneminde hazırlandığı sanılmaktadır.

Pehlevi dilinde yazılmış Kârnamag-i Ardeşir (Yeni Farsça Kârname-i Erdeşîr-i Pâpekân) gibi kitapların genelde bu dönemden kaldığı kabul edilir.

Bazı araştırmacılar Zerdüşt dininin kutsal kitabı Avesta’yı yazıya geçirme ve bu amaçla özel bir Avesta alfabesi yaratma emrini Hüsrev’in verdiğini öne sürmüşlerdir. Eski İran öykü ve efsanelerini içeren ve Firdevsi’nin ölümsüz yapıtı Şehnüme’ye kaynaklık eden Hatay-namek’in de (Yeni Farsça Hudayname) Hüsrev zamanında derlendiği sanılır. Şehname’ de geçen bazı adların Hüsrev’in ailesindeki kişilere ait olması, Hüsrev’in en azından eski efsanelere olan ilgisini göstermektedir. ‘

Hüsrev’in tarihsel ünü belki de olgulardan çok, adının çevresinde örülen öykülere dayanmaktadır. İran’da kimin yaptırdığı bilinmeyen hemen bütün İslam öncesi yapılar halk tarafından Hüsrev’e mal edilir. Kuşkusuz Hüsrev çok sayıda köprü, yol ve saray yaptırmıştır; ama efsanelerde ona mal edilen yapılar çok daha fazladır. Ktesiphon’daki ünlü Tak-i Kisra Sarayı’nın Hüsrev zamanından kaldığı ileri sürülmüşse de, bu konuda kesin bilgi yoktur. Hüsrev’in temelini attığı kurumlar ve görkemli saray düzeni, sonradan Abbasi halifelerine örnek olmuştur.

Advertisement


Leave A Reply