2. Dünya Savaşı’ndan Sonra Türkiye Ekonomisi, Ekonomik Alanda Gelişmeler

0
Advertisement

2. Dünya Savaşından sonra Türkiye’de ekonomik alandaki gelişmeler nelerdir? 2. Dünya savaşı sonrası Türkiye ekonomisi.

Çok partili yaşama geçişin sağlanması, ekonomi alanında farklı fikirlerin ortaya atılmasını ve ekonominin gelişmesini sağladı. Devletin yaptığı yatırımlar devam ederken, diğer yandan özel sektöre önem veren bir politika izlendi. Özellikle 1950 yılı sonrasında makineleşme, gübre kullanımı ve suluma alanında meydana gelen gelişmeler üretimin artmasında etkili oldu. Aynı dönemlerde sanayinin geliştirilmesine de devam edildi. Böylece Türk ekonomisinin dış dünyaya açılma ve batılı ülkelerle ilişkilerini geliştirme süreci hızlandırıldı.

1960’lı yıllara gelindiğinde ülkenin ekonomik kalkınmasını belli bir plana oturtmak amacıyla Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) kuruldu. DPT’nin amacı; yatırımları planlayarak ülkenin öz kaynaklarını en verimli şekilde değerlendirmekti.

DPT’nin önemli çalışmalarından biri aile planlamasıydı. Özellikle 1950’li yıllardan sonra doğum oranının artması, ölüm oranının azalması ve sağlık alanında yaşanan gelişmelerle Türkiye nüfusu hızla arttı. DPT, uyguladığı nüfus politikası ile nüfus artış hızını düşürmeyi amaçladı.

Türkiye’nin kalkınma hızındaki artış 1965-1970 yılları arasında da devam etti. Bunun en önemli kanıtlarından biri 1950 yılında elektriği olan köy sayısının on üçten, 1965 yılında üç yüze, 1970 yılında ise üç bine ulaşmasıdır. Türkiye bu yıllarda imalat sanayiinde de büyük bir hamle yaptı. 1966 yılında ilk yerli otomobil olan Anadol’un seri üretimine başlandı.

1966 yılında ilk yerli otomobil olan Anadol'un seri üretimine başlandı.

Advertisement

1970’li yıllarda dünyada baş gösteren ekonomik kriz ve ülkede yaşanan siyasi istikrarsızlık ekonomiyi olumsuz etkiledi. Bu durum temel ihtiyaç maddelerinin birçoğunun temin edilememesine yol açtı. Halk temel ihtiyaç maddelerini ucuza alabilmek amacıyla kuyruklarda saatlerce beklemek zorunda kaldı.

Tarımda makineleşmeyle iş gücüne duyulan ihtiyacın azalması, arazilerin miras yoluyla bölünmesi ve nüfusun artmasıyla başlayan köyden kente göç 1970’li yıllarda hız kazandı. Kır ve kent nüfusunun yapısını etkileyen göçler az gelişmiş bölgelerden, sanayisi ve ulaşım olanakları gelişmiş kentlere doğru gerçekleşti. İstanbul, İzmir ve Bursa en fazla göç alan şehirler oldu.

Almanya'ya İşçi Göçü

Almanya’ya İşçi Göçü

İç göçün yanı sıra 1960 sonrası ülkemizin sosyal ve ekonomik yaşamına damgasını vuran bir gelişme de yurt dışına işçi gönderilmesiydi. II. Dünya Savaşı‘nda çalışan nüfusunun büyük kısmını kaybetmiş olan Almanya, Hollanda gibi ülkelerde iş gücü ihtiyacı ortaya çıkmıştı.

Avrupa’nın iş gücü ihtiyacına karşılık ülkemizde nüfus artışıyla ortaya çıkan iş gücü fazlalığı Türkiye’den yurt dışına göç hareketini başlattı. Bu dönemde bir milyondan fazla vatandaşımız başta Almanya olmak üzere çeşitli ülkelere çalışmak amacıyla göç etti.


Leave A Reply