Adilcevaz Nerededir? Özellikleri, Ekonomisi, Tarihi, Gezilecek Yerler

0
Advertisement

Adilcevaz nerededir? Adilcevaz hangi ilimize bağlıdır, tarihçesi, tarihi yerleri, Adilcevaz ilçesi özellikleri, hakkında bilgi.

Adilcevaz

Kaynak: adilcevaz.bel.tr

Adilcevaz

Bitlis İli’ne bağlı ilçe ve merkezidir. 1 bucağı (Güldüzü) ve 26 köyü vardır. İlin kuzeyinde; doğu-güneydoğudan Van Gölü, batıdan Ahlat, kuzeyden Ağrı’nın Patnos ilçeleriyle çevrilidir.

İlçe toprakları, dağlık ve engebeli yapıdadır. Kuzeyde, Türkiye’nin üçüncü yüksek noktası Süphan Dağı (4.058 m) yer alır. İklim karasal olmakla birlikte Van Gölü’ne yakın oluşundan dolayı, öteki ilçelere oranla ısı, bir kaç derece farklıdır. Yıllık ortalama ısı 10°C, yağış tutarı 990 mm’dir. Bitki örtüsü zayıftır. Yüksek kesimlerde, yer yer meşe ormanları kalıntılarına rastlanır. Ekilebilir alanlar sınırlı olmakla birlikte, ekonomi tarım (buğday, çavdar, patates, ceviz, elma), meyvecilik (armut, elma) ve hayvancılığa (kılkeçi, koyun, sığır) dayanır. Süphan Dağı’nın eteklerinde, Van Gölü’nün kuzey kıyısını izleyen Tatvan-Erciş karayolu üzerinde bir vadi tabanında, deniz düzeyinden 1.755 m yükseltide kurulu ilçe merkezi, il merkezine 90 km uzaklıktadır.

Tarihi:

Bitlis İli’nde tarihi en eski çağlara uzanan yerleşim birimidir. 1964’te Kef Kalesi’nde yapılan kazılarda İÖ 9. yüzyıla ait Urartu yapıları açığa çıkarıldı. Urartu Devleti’nin Asurlular tarafından ortadan kaldırılmasıyla yöredeki egemenlik Asurlulara geçti. İlçe sırasıyla Pers, Hellenistik, Part, Roma ve Bizans dönemlerini yaşadı. Arap saldıları sırasında Bizanslılar ile Araplar arasında el değiştirdi. 1071 Malazgirt Savaşı’ndan 1220’ye kadar Selçukluların egemenlik alanına girdi. Kısa bir süre Moğol egemenliğinde kaldı. Daha sonra Karakoyunlular tarafından ele geçirildi. Yavuz Sultan Selim’in Çaldıran Savaşı (1514) ile birlikte Safevilerden Osmanlıların eline geçti. 1936’da Bitlis ili’ne bağlı bir ilçe oldu.

Adilcevaz

Kaynak: adilcevaz.bel.tr

Tarihsel Eserler:

Adilcevaz, Türklerden önceki dönemde yalnız Urartulara ilişkin eserler bulundurması bakımından önemli bir yerleşme merkezidir. İlçenin 6 km kuzeyinde yer alan Kef Kalesi yalnız Urartular döneminde kullanılmıştır. Buradaki saray kalıntısında 30’dan fazla oda ortaya çıkartılmıştır. Bu odalarda erzak küpü olarak kullanılmış büyük ölçülerde küpler (pithos) ele geçmiştir. Sarayı kuşatan taş blokların üzerinde çeşitli hayvan figürleriyle hayat ağacı ve Urartu Tanrısı Haldi’yi boğa üzerine betimleyen kabartmalar bulunmuştur. Kabartmalı bu eserler Van Müzesi’nde sergilenmektedir. 1971’de Durakbur Mahallesi’ nde yapılan kazılarda bir Urartu Mezarlığı açığa çıkarıldı. Kayalara oyulmuş olan bu mezarlık, Urartularda ölü gömme geleneğinin hem yakarak hem de gömerek sürdürüldüğünü göstermektedir. Urartulardan Türklerin Anadolu’ya gelişlerine kadar süren döneme ilişkin başka bir esere günümüzde henüz rastlanmamıştır.

İlçenin ortasında yer alan ve büyük ölçüde harap haldeki Adilcevaz Kalesi’ nin Selçuklular döneminde onarıldığı, batı ucundaki bir yazıttan anlaşılmaktadır. Ayrıca Ahlat yolu üzerindeki kapısının solunda bulunan bir başka yazıtta da Cihanşah’ın adı geçmekte ve bu yazıttan kalenin Karakoyunlular döneminde de onarım gördüğü sonucu çıkarılmaktadır.

Advertisement

Adilcevaz’daki Türk dönemi yapılarının başında, göl kıyısında ve Adilcevaz-Ahlat yolu üzerinde bulunan Paşa Camisi gelir. Üzerinde yazıt bulunmayan, ancak büyük olasılıkla 16. yüzyılda Zal Paşa’nın yaptırdığı sanılan bu cami, ortada dört sütun, yanlarda davarlara oturan 9 kubbeyle örtülmüş ve önüne bir son cemaat yeriyle minare eklenmiş, tipik çok kubbeli cami örneğidir. Yapı yıkıntı durumdayken son yıllarda kapsamlı bir restorasyon geçirerek yeniden kullanılabilir duruma getirildi. Paşa Camisi’nin yakınında ve eski kale yıkıntıları arasında oldukça yıkık bir yapı daha vardır; Eski Cami ya da Ulu Cami olarak tanınan bu yapıda da herhangi bir yazıta rastlanamamıştır. Ancak 14.-16. yüzyıllar arasında yapıldığı sanılır. Değişik zamanlarda eklenmiş üç bölümden oluşan dikdörtgen planlı cami, kesme taşla yapılmış ve üstü düz damla örtülmüştür. Giriş kapısında bazı bezeme izlerine rastlanmaktadır.


Leave A Reply