İstanbul Galata Kulesi nerededir ve özelliği nedir? İstanbul Galata Kulesi’nin tarihçesi, hikayesi, tarihi hakkında bilgi.
Kaynak: pixabay.com
Galata Kulesi Tarihi
İstanbul günün her saati ayrı güzelliktedir. Semtlerinde dolaşırken tarihi evler, çeşmeler, mescitler, kütüphaneler karşımıza çıkar. Boğaz ve çevresindeki camiler, yalılar, köşkler ve kuleler onu dünya üzerindeki tüm şehirlerden ayırır. İstanbul’un en güzel manzaralarından biri de Galata Kulesi’nindir.
Bu sevimli kulenin 528 yılında Bizans İmparatoru I. Justinianus’un hükümdarlığı sırasında Fener Kulesi olarak yapıldığı iddia ediliyor. Bizanslılar ona “Büyük Kule” demişler.
1204 yılında 4. Haçlı seferinde büyük ölçüde yıkılmış. Sonra 1348 yılında Cenevizliler bugünkü şeklini vermiş. Adına da “İsa Kulesi” demişler. O günün en büyük kulesi oymuş. Galata Kulesi 1445-46 yılları arasında yükseltilmiş.
Türklerin eline geçince hemen hemen her yüzyıl yenilenmiş, tamir edilmiş. 1509 depreminde büyük zarar görmüş. 1510 yılında devrin ünlü Osmanlı mimarı Hayrettin tarafından onarılmış. Kanuni Sultan Süleyman Dönemi‘nde ise Kasımpaşa Tersanesi’nde çalıştırılan mahkûm işçiler için hapishane olarak kullanılmış. Yani zaman içinde çok farklı görevler üstlenmiş.
Sonra Galata Kulesi’ne Sultan III. Murat‘ın izniyle müneccim Takiyüddin tarafından bir rasathane kurulmuş. O da 1579 yılında kapatılmış. Gelelim 17. Yüzyılın ilk yarısına IV. Murat zamanına… Hepimizin hala hayret ettiği bir yolculuğa… Hazerfan Ahmet Çelebi kuşlar gibi uçmayı aklına koymuş. Okmeydanı’nda rüzgârları kollayıp uçuş talimleri yapmış. Uçabileceğine inandıktan sonra tahtadan yaptırdığı kartal kanatlarını sırtına takarak 1632 yılında Salata Kulesinden başlayarak boğazı geçip yani 3358 metre uçup Üsküdar-Doğancılara ulaşmış.
Sarayburnu’ndaki Sinan Paşa Köşkü’nden bu olayı seyreden Sultan, Ahmet Çelebi ile önce çok yakından ilgilenmiş, hatta Evliya Çelebiye göre bir kese de altınla sevindirmiş. O zamanlar bu uçuş Avrupa’da da ilgi ile karşılanmış. Hatta İngiltere’de uçuşu gösteren gravürler yapılmış.
Mehterhane
17 yy.a doğru ise mehterhane takımına ev sahipliği yapmış. 1717den sonra artan İstanbul yangınlarıyla baş edebilmek için yangın gözetleme kulesi olarak kullanılmış. Yangını halkın duyması için büyük bir davul çalınıyormuş. Fakat III. Selim zamanında çıkan bir yangında Galata Kulesi’nin de büyük bölümü yanmış. Onarılmış fakat bu defa da 1831 yılında çıkan bir yangında hasar görmüş ve yine onarılmış.
1875 yılındaki bir fırtınada külahı devrilmiş. 1965’te başlanıp 1967’de bitirilen son onarımla da kulenin bugünkü görünümü sağlanmış.
