23 Nisan Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramının ulusumuz için taşıdığı önem ile ilgili kompozisyon / yazı. 23 Nisan kompozisyonu örneği.
23 Nisan Kompozisyonu
Millet egemenliğinin her Türk’ün yüreğinde sarsılmaz ve bölünmez bir inançla perçinleştiği günlerin yeni bir yıl dönümünü her 23 Nisan günü hep birlikte yaşıyoruz. 23 Nisan Milli Egemenlik Bayramı‘nı bir kere daha kutlamanın coşkun heyecanı içindeyiz.
Milletlerin hürriyet uğruna kendine has bir direnişleri vardır. Türk Milletinin 1920 baharındaki şahlanışı bu bakımdan ilk defa kendinden, kendi hürriyetini savunan eşsiz bir Liderle el ele, gönül gönüle vererek Anadolu’da gerçekten bağımsız bir devlet kurdu. Çünkü Türk Milleti, ülkücü yöneticilerin elinde, kişisel çıkarlardan uzak, bir Milli Kurtuluş Mücadelesi’ne atılmanın ilk andını içti. Çünkü Türk Milleti, bilimde ve teknikte soylu tarihine yaraşır şekilde ilerlemenin özlü bilincine vardı.
23 Nisan 1920’nin asıl önemi, Türk’ün, kendine güven duygusuna yeniden kavuşmasıdır. Özünde yiğitliğin, fedakarlığın, sabrın ve cesaretin mayası gizli olan milletimiz, bu ölümsüz değerlerine alın terini de katarak Milli Kurtuluş Mücadele’sini zaferle sonuçlandırmıştır.
23 Nisan 1920 gününün, Türk çocuklarına bayram olarak armağan edilmesi, Türkiye’nin geleceğine en aydınlık yoldan yürümenin köklü işareti olmuştur. Zafer ve hürriyet kervanının temel taşı 23 Nisan’dan aldığımız hızla yöneldiğimiz bilimsel ve teknik çalışmaları, çağdaş medeniyetin doruğuna yükseltmek için olanca gücümüzü harcamak, 23 Nisan’ı gerçekleştirenlere en anlamlı şekilde şükran borcumuzu ödemek olacaktır.
23 Nisan İle İlgili Yazı
Sizce 23 Nisan ne demektir? Biz çocuklar için ne kadar önemli bir bayram ah bir bilseniz! Sadece gösteriler yaparak, yarışlar düzenleyerek, oyunlar oynayarak, tiyatro gösterileri düzenleyerek eğlenmekten bahsetmiyoruz tabii ki. Çünkü bu bizim günümüz yani çocukların günü. Ne kadar büyük olursak olalım tekrar çocukluğumuza dönmenin, 80 yaşındayken 8 yaşında gibi çıldırmanın, delirmenin ama eğlenmenin gücüne kim karşı koyabilir ki? Ne diyeceğinizi biliyorum. “80 yaşındayken nasıl çocuk olunur? Nasıl çıldırılır?” diye soracaksınız değil mi? Kolay!
Söyleyin bakalım hayatınızın en güzel dönemi çocukluk değil miydi? Hiç çocukluğunu özlemeyeniniz, o döneme geri dönmek istemeyeniniz var mı? 80 yaşına gelince de bu duyguları besleyeceksiniz. Çünkü yaşınız büyüyünce duygularınız, düşünceleriniz, istek ve hisleriniz değişmez. Siz yine aynı siz olursunuz. Benliğiniz değişmez.
Atatürk çocuklara çok önem verirdi. Zaten bu yüzden bu bayramı bizlere hediye etti. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı… Zeynep ve Elif konuşuyor:
- -Atatürk’ün hiç çocuğu olmamıştı. Nereden kazanmıştı bu çocuk sevgisini?
- -Yetimlerden herhalde!
- -Yetimlerden mi? Ne yetimi?
- -AA… Bilmiyor musun yoksa!
- -Bilmiyorum valla.
- -Elif bak, Atatürk‘ün bir sürü yetim çocuğu vardı.
- -Öyle mi? Bana bir tanesinin adını söylesene.
- -Ülkü. Atatürk Ülkü’yü çok severdi.
- -Keşke Ülkü’nün yerinde olsam.
- -Ben de isterdim. Düşünsene Atatürk’ü görüyorsun.
- -Ben O’na bizlere bu günü verdiği için teşekkür ederdim.
- -Ben de O’na şeker verirdim.
- -Bence asıl hediye, bizim için çok uğraşarak bir enkazdan meydana getirdiği vatanımızı, Türk Milletini korumaktır. Onun getirdiği noktadan daha ileriye götürmektir. Tüm dünyaya Atatürk’ün çocukları olduğumuzu göstermeliyiz.
1 Yorum
Çok saçma yazılar alla alla kolaysa sen yaz