A.B.D Tarihi

0
Advertisement

Günümüzde hemen hemen tüm dünyanın kabul ettiği şekli ile dünyanın süper gücü olan ABD tarihi hakkında genel bilgiler.

A.B.D Tarihi

Amerika Birleşik Devletleri’nin çekirdeğini XVII. yüzyılda kurulmaya başlayan sömürgeler teşkil eder. Virginia arazisinde 1607 yılında ilk İngiliz sömürgesi kuruldu. Gittikçe çoğalan bu sömürgeler ahalisi zamanla ana vatanlarına karşı duydukları ilgiyi kaybettikleri gibi, yeni vatanlarını da daha fazla benimsediler.

İspanyol ve Portekizliler Amerika’ya oranın zenginliklerini memleketlerine taşımak maksadı ile geliyorlardı. İngiltere’den gelip yerleşenlerin maksadı ise kendilerine yeni bir vatan hazırlamaktı. Üstelik muazzam zahmet çekiyorlardı. Nitekim ilk Virginia sömürgesini o yılın ilkbaharında kuran 104 kişiden sonbahara ancak 38 kişi sağ kalmıştı. Burası ilk devamlı İngiliz sömürgesi oldu.

XVII. yüzyılın sonlarına doğru, sömürgeler 13’ü bulmuştu. Büyük güçlüklerle yeni bir vatana yerleşenler her ne pahasına olursa olsun bağımsızlıklarını almak istiyorlardı. 1774 yılında bu ilk 13 bölgenin temsilcileri, Philadelphia’da toplanarak, bir ordu kurmaya karar verdiler. Bu A.B.D. Cumhuriyetinin kurulması yolunda atılan ilk adım oldu. Temsilciler George Washington’u başkomutan seçtiler.

• Bağımsızlık: 4 temmuz 1776’da A.B.D. bağımsızlığını ilan etti. 13 bölge 13 devlet haline geldi. Bununla beraber, Amerikalı’ların Bağımsızlık Savaşı daha altı yıl sürdü. Savaştan sonra 13 devletin temsilcileri Philadelphia’da toplanarak bir anayasa hazırladılar. Bugünkü Birleşik Devletler Anayasası aynı anayasadır. Yalnız, sonradan bazı maddeler eklenmiştir.

Advertisement

Bu ilk Amerikan devletleri şunlardır: Virginia, Massachusetts, Maryland, Rhode Island, New York, New Jersey, Connecticut, New Hampshire, Delaware, North Carolina, South Carolina, Pennsylvania, Georgia.

Yapılan ilk milli seçimlerde George Washington cumhurbaşkanlığına getirilerek Amerika Birleşik Devletleri’nin ilk başkanı oldu. Washington şehrindeki Beyaz Saray’da ilk oturan ikinci başkanı John Adams’tır.

•1312 savaşı: A. B. D. Bağımsızlık Savaşından çok yorgun çıkmıştı. Muazzam borçları, çok az parası vardı. Avrupalılar onu çok küçük görüyorlardı. Hele Amerika vatandaşları İngilizlerin açık denizlerdeki Amerikan gemilerini durdurup aramalarına asla tahammül edemiyorlardı. Bu yüzden 1812’de yeniden A.B.D. – İngiltere arasında savaş çıktı. İngilizler bir defa daha yenildiler.

• Öncüler: Öte yandan A.B.D. genişleme yolunu tutmuştu. Üçüncü başkan Thomas Jefferson 1803’te Fransızlar ile pazarlık ederek çok büyük toprak parçaları satın aldı. Bu Louisiana alışverişi A.B.D. sınırlarını Kayalık Dağlar’a kadar götürerek iki misline çıkarmış oluyordu.

Yeni topraklar alınır alınmaz hükümet hemen çok değerli adamlarını bu yeni toprakları keşfe gönderdi. İlk giden kaşifler satın alınan toprakların haritasını çıkardılar. Sonradan da oralarda yerleşmek isteyenlere yol gösterdiler.

Amerika tarihinde bu yol gösterenlere “pioneers” (öncüler) denir. Gerçekten yeni topraklara yerleşme hareketine ön ayak olan öncüler çok güç şartlar altında seyahat ediyor, sık sık Kızılderililerin hücumuna uğruyorlardı. Bunların maceraları zamanımıza kadar birçok edebi esere ve özellikle filimlere konu teşkil etmiştir.

Advertisement

Öncülerin batıya yerleşme hareketi 1812 Savaşından sonra başlar. Bu tarihten önce Appalachian Dağları’nın batısına hemen hemen geçilmiyordu. Kendilerine yeni topraklar arayan Amerikalılar at, araba ve nehir taşıtları ile batıya doğru akmaya başladılar. Zengin otlaklarda çiftlikler kuruldu. Büyük Ova’daki sığır yetiştirme işi de hızla gelişmeye başladı.

Yeni icatlar bu yerleşme hareketlerini kolaylaştırıyordu. 1811’de Ohio nehrinde buharlı «New Orleans» gemisi işlemeye başladı. Ondan sonraki yıllarda Mississippi nehrinde ve diğer nehirlerde işleyen buharlı gemilerin sayısı hızla arttı.

Demiryollarının yapılması öncülerin yerleşme hareketini hızlandırdı. Artık devlet 100 yaşına basmıştı. Batıya gidenlere, Anayasa’ya bağlı kalmak şartı ile, yeni devletler kurma yetkisi de verilmiş bulunuyordu. Bu sayede Amerikan bayrağına hızla yeni yıldızlar eklenmeye başlandı.

• İç Savaş: Ancak, batıya doğru büyüyen memleketin iç hayatında çok büyük bir anlaşmazlık baş göstermişti. Daha ziyade imalatla uğraşan kuzey eyaletlerde beyaz işçiler çalışıyordu. Halbuki güney eyaletlerde tarım yapılıyor, büyük çiftliklerde çok sayıda işçi kullanmak gerekiyor, zenci (AfroAmerikan) esirler çalıştırılıyordu. Kuzeyliler esaretin kaldırılmasını istiyor, Güneyliler ise devamında ısrar ediyorlardı.

Abraham Lincoln’un başkanlığa seçilmesinden kısa bir müddet sonra 1861’de güney eyaletler kendi aralarında birleşerek «Amerika Devletler Federasyonu» adı altında yeni bir hükümet kurdular. Çok geçmeden A.B.Devletlerine ait bütün kalelere ve silah depolarına da el koymuş bulunuyorlardı.

Bu nazik zamanda Abraham Lincoln devletin birliğini koruyacağını, hiçbir eyaletin A.B.Devletleri Anayasasını çiğnemesine müsade etmiyeceğini ilan etti. Bu Güneyliler’e ya tekrar birliğe katılmalarını ya da savaşa hazır olmalarını ihtar demekti. Bunun üzerine İç Savaş başladı. Beş yıl süren bu savaş 1865’te sona erdi, aynı anda A. B. Devletlerinde esarete son verilmiş oldu.

• Monroe Doktrini: Bu arada, durmadan yapılan faydalı icatlar A. B. Devletlerinin hem tarım, hem de endüstri alanında ilerlemesini sağlıyordu. Öte yandan eğitime de önem verilmeye başlanmış, yeni yeni okullar kurulma yoluna girilmişti. Amerika artık kuvvetli bir devlet olma yolundaydı. Barışı kendine prensip edinmiş ve bunu daha 1823 yılında Monroe Doktriniyle dünyaya duyurmuştu. Başkan James Monroe, Monroe Doktrini’ni yayınlayarak, Avrupalılara Yeni Dünyanın işine karışmamalarını ihtar etmiş, buna karşılık da Birleşmiş Devletlerin Avrupa’ya müdahalede bulunmayacağını bildirmişti.

A.B.D bir diğer savaşı da İspanya ile yaptı. Küba’nın bağımsızlık savaşında İspanya’ya karşı çarpışarak büyük bir başarı kazandı. Bu savaş Birleşik Devletler’e Porto Riko, Filipinler ve Guam’ı kazandırdı. Hemen o sıralarda Hawaii Adaları A.B.D toprakları arasına alındı. 1867’de ise Alaska Rusya’dan satın alınmıştı.

A.B.D 1901’den 1905’e kadar başkanlık eden Theodore Roosevelt zamanında son derece büyük bir gelişme hamlesine girişti. Artık dünyanın en büyük devletlerinden biri olmuştu.

I. Dünya Savaşı: A.B.D Birinci Dünya Savaşında kesin olarak tarafsız kalmak kararındaydı. Ancak, İngilizlerin Amerika’dan geniş ölçüde malzeme satın almaya başlaması üzerine Almanlar da denizaltı gemileriyle bunu önlemeye çalıştılar. 7 Mayıs 1915′ te İngiliz «Lusitania» transatlantiği Almanlar tarafından torpillenerek batırıldı, bu faciada 124 Amerikalının hayatını kaybetmesi çok şiddetli tepkilere sebep oldu, bir yıl kadar süren diplomatik görüşmelerden sonra 1916’da Almanlar, ticaret gemilerini haber vermeden torpillememeye söz verdiler.

1917’de Almanlar yeniden denizaltılarının Atlas Okyanusu’nda istedikleri gibi hareket edebileceklerini açıklayarak üç Amerikan gemisini torpillediler. Bunun üzerine Amerika nisan ayında Almanya’ya savaş açılmasına karar verdi. Bütün bu devre boyunda A.B.D başkanı Wilson’du.

Advertisement

Savaştan sonra geçen 20 yıl içinde A.B.D büyük hamlelerle medeniyet yolunda ilerlemekte devam etti. Avrupa olaylarına karşı da daima tarafsızlığı muhafaza etmeye çalıştı.

• II. Dünya Savaşı: Amerika B. Devletleri, birincinin aksine, İkinci Dünya Savaşına çok geniş ölçüde katılmak zorunda kaldı. Savaşın ilk yıllarında bağımsız kalmakla beraber «kiralama ve ödünç verme» şeklinde İngiltere ve müttefiklerine yardım ediyordu. Almanların büyük, başarılar kazanmaları üzerine 1941 yılında geniş ölçüde savaşa hazırlanmaya başladı. Japonlar 7 aralık 1941’de Amerika’nın Pearl Harbor deniz üssüne bir baskın yaptılar. Aynı anda İtalya ve Almanya da Amerika’ya savaş ilan etti. Her şeye rağmen Amerikan ordusu istenen mükemmelliğe ulaşamamıştı. 6 Ocak 1942 de başkan Roosevelt o yıl içinde 60.000 uçak yapılmasını emretti. Ancak, bu daha önce birçok fabrikaların yapılması demekti. İşte Birleşik Devletler’in İkinci Dünya Savaşı’nda kazandığı ilk savaş bu imalat savaşı oldu.

Amerika 1944-1945 yıllarında tek başına bütün dünya devletleri kadar cephane yapacak kudrete gelmiş bulunuyordu. Bütün savaş boyunca başkanlık eden Frankiin Delano Roosevelt 12 Nisan 1945’te ölünce yerine yardımcısı Harry S. Truman geçti, kısa bir zaman sonra da savaş zaferle sona erdi.

Bundan sonra A.B.D barışın korunması için büyük gayretler sarf etti. Önce Birleşmiş Milletler teşkilâtı kuruldu. Daha sonra ise NATO kuruldu. Artık zaman Amerika’nın zamanı idi. Her ne kadar Amerika’nın dünya politikaları bir çok ülke ve topluluk tarafından hoş karşılanmasa bile Amerika Sovyetler Birliği ile girdiği Soğuk Savaşı’da kazanarak artık günümüzde tek süper güç olarak kalmıştır. Günümüzde Amerika’nın rakibi olarak da artık Çin gösterilmekte ve hem askeri, hem ekonomik hem de teknolojik anlamda savaş tüm hızı ile devam etmektedir.


Leave A Reply