Adların Öteki Sözcük Türlerine Kayması (Sıfat, Belirteç, Sıfattan İsim Oluşu)

0
Advertisement

İsimlerden, adlardan sıfat oluşu, isimden belirteç oluşu, sıfattan isim oluşu, belirteçten isim oluşu örnekleri, örnek cümleler.

Türkçe

Adın Sıfat Oluşu

Sözcükler kendileriyle birlikte bulunan adların niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirttikleri zaman sıfat olurlar: güzel kız, sarı çiçek, bir adam, yarım elma gibi.

Bu yönüyle sözcüklerde ad sıfat ayrımı kesin değildir. Bu konuya sıfat bölümünde değinilecektir. Yinelemeli olarak kullanılan adlar da sıfat olarak kullanılır: demet demet çiçek, öbek öbek bulut, sıra sıra ‘evler, tabak tabak yemekler gibi.

  • “Her defasında, ikişer üçer ay kaldım.”
  • “Genzimi yakan yanmış zeytinyağı kokusundan uzak, sulh ve hürriyet içinde bir sütlü dünyada kırk iki sene sonra yeniden doğmuşçasına yaşayacağım.”
  • “…güneşten kurtuldukları zaman yosun gibi koyu yeşil, yarı ıslak yoncalar ve su sesi büsbütün keyfine gitti.”
  • “Üçüncü şahıs hakkında hiçbir fikrim yoktu.”
  • “Beyaz zambaklar, renk renk sümbüller, biraz frenk halli ve isimli kamelyalar, krizantemler, gösteriş meraklısı orkideler de vardır.”

Adın Belirteç Oluşu

Ad, eylemi etkilediği zaman belirteç olur. İkileme biçimindeki adlar belirteç olur: Günden güne gelişti; Aydan aya öder gibi.

  • “Zülfü akşamleyin köye, çok yorgun dönmüştü.”
  • “Sabahleyin, hatta demin, yalnız neşeliydiler.”
  • “Kalabalık bir caddenin oldukça sevimsiz bir kahvesine akşamları çıkıyor, camın önündeki masaların…”
  • “Falcılar gelecekte olacakları, bir bir bilir ve söylerler.”

Adlar, öteki sözcük türlerinin yerini aldığı gibi, onlar da görev ve anlam yönünden adın yerini tutabilirler.

Advertisement

Sıfattan Ad

Sıfatlar da görev ve anlam yönünden ad gibi kullanılabilirler: Güzeller geçidi; Hastanın odası temiz tutulmalıdır; Küçükler pastayı yemiş gibi. İyelik eki ve çoğul eki alan sıfat, ad olur: yenisi, güzeli, çirkini, büyüğü, küçüğü, büyükler, küçükler, güzeller …gibi.

Ad durumlarına giren sıfat da ad görevinde kullanılır: yakında; uzağa; güzele bakmak; büyüğe saygı; iyiden anlamak gibi.

  • “Yavaştan birer birer selamsız sabahsız sıvışmaya başladılar.”
  • “Köyünün ihtiyarı, hatırlısı, varlıklısı olan, sıkıntısız başı olması gereken bu adamın yüreği yandı.”
  • “Gelecek kış yenisine sağlık diyerek pardösümü koluma aldım.”
  • “Ben şimdi ne küçüğüne, ne büyüğüne hiçbirine ağzımı açıp da bir şey söyleyemiyorum.”
  • “Yalıların, tabiata aykırı büyümüş, devleri hatırlatan pek büyükleri, gözleri bir intizam hissiyle tatmin eden ortancaların ve oyuncaklarla çocukları hatırlatan küçükleri vardı.”
  • “Hep iyiye çekerek anlattığı şeylerde sesini hakikatleri örtmek isteyen bir perdeden duyardım.”

Renk adları da kimi eklerle (-mtırak, -msı, -sı, -ce) sıfat görevinde kullanılır (bkz. Renk Sözcükleri, s. 36).

Belirteçten Ad

Belirteçler de iyelik ekini, çoğul ve ad durumu eklerini alınca adlaşırlar: ilerisi, yukarısı, ötesi, yukarılar, karşısı; ileriye, yukarıda, ötesinden, yarına gibi. Yer belirteçleri tamlamada tamlayan olarak da kullanılır, ad görevini yüklenirler.

  • “Adamcağızlar, gölgelerinden ürkerler, dışarıdan ziyade içerideki ulema arkadaşlarının bir tekmesine uğramak korkusuyla ağızlarını açamazlardı.”
  • “Demek ilerisini göremeyişim gibi şiirden de anlamazmışım.”
  • “Dışarıda morluklar içinde bir gece kurulmuştu.”
  • “Onu yıllar öncesi köylü giysileri içinde tanımıştım.”
  • “Ah, oracıkta düşüp ölüverseydi.”
  • “Burada, artık eşyanın alışageldiğimiz ilişikleri kırılmış, gerçeküstünün sınırlarına girilmiştir.”
  • “Sonra ortada öylesine bir sessizlik oldu ki, sinek kanadının sesi duyuluyordu.”
  • Adıl ve ilgeçler de iyelik eki, çoğul ve durum eklerini alarak ad görevinde kullanılırlar: şurası, kendisi, gibisi, bunlar, bunlara, şunlara, onlar, onlardan gibi.
  • “Kaygısı onlara hoşça vakit geçirtmek değil, onları olgunlaştırmaktır.”


Leave A Reply