Ağlamak İle İlgili Atasözleri ve Anlamları Açıklamaları, Ağlamak Geçen

0
Advertisement

İçinde ve anlamında ağlamak geçen atasözleri nelerdir? Ağlamak ile ilgili, ağlamak konulu atasözleri ve anlamları, atasözlerinin açıklamaları.

Ağlamak ile ilgili atasözleri

Arka resim kaynak: pixabay.com

Ağlamak İle İlgili Atasözleri ve Anlamları

  • “açılan solar, ağlayan güler”
    hiçbir durum olduğu gibi kalmaz, gün gelir tersine döner.
  • “ağaran baş, ağlayan göz gizlenmez”
    belirtileri meydanda olan yaşlılık ve izleri ortada duran üzüntü ne yapılsa gizlenemez.
  • “ağlama ölü için, ağla deli için”
    yakınlarından biri ölenin acısı zamanla küllenir ancak bir yakını deli olanın acısı hiçbir zaman dinmez.
  • “ağlama ölü için ağla diri için”
    ölüp giden aslında dünyanın bütün dert ve sıkıntılarından kurtulmuştur onun adına üzülmek yersizdir, esas dünyada kalan ve onun sıkıntısını çekenler için üzülmek gerekir.
  • “ağlamak para etmez”
    üzülmenin yararı olmaz.
  • “ağlamakla yâr ele girmez”
    kişi çok sevdiği şeye yalnızca özlemini çekmekle kavuşamaz, onu elde etmenin yollarını bulmalıdır.
  • “ağlamayan çocuğa meme vermezler”
    hakkını aramasını bilmeyen kimsenin işi görülmez.
  • “ağlar gözden, sahte sözden kendini sakın”
    kendini acındıranlardan kork.
  • “ağlarsa anam ağlar, başkası (kalanı) yalan ağlar”
    insanın sıkıntısını yürekten paylaşan yalnızca annesidir, diğerlerinin üzülmesi yüzeyseldir.
  • “ağlatan gülmez”
    başkalarına zulmeden kimsenin kötülüğü yerde kalmaz, kendisine döner, o da ağlar.
  • “ağlayanın malı gülene hayretmez”
    birinden haksız olarak alınan mal, alana yarar sağlamaz.
  • “ağlayıp da gözden mi olayım?”
    meseleyi büyütüp sıkıntıya girmek gereksiz.
  • “aşk ağlatır, dert söyletir”
    âşığın yüreği yaralıdır ve daima ağlar, bir derdi olan da herkese derdini anlatır.
  • “bağı ağlayanın yüzü güler”
    bir işe gereken özen gösterildiğinde olumlu sonuçlar alınır.
  • “beyler buyruğu yoksula kan ağlatır”
    yöneticiler, uygulanması güç buyruklar vererek halkı sıkıntıya sokarlar.
  • “bir göz ağlarken öbür göz gülmez”
    keder veya sıkıntı varken dostlar, akrabalar eğlenmemelidir.
  • “dost ağlatır, düşman güldürür”
    dost olan kimsenin söylediği söz, acı da olsa insanın iyiliği içindir.
  • “el için ağlayan gözden olur”
    başkası için yapılacak fedakârlığın bir sınırı vardır.
  • “esmere al bağla, karşısına geç ağla”
    esmer insana kırmızı renkli giysi yakışmaz.

Devamı

  • “herkes kendi ölüsü için ağlar”
    hiç kimse başkasının acısını içinde duymaz, onun yüreğini sızlatan ancak kendi acısıdır.
  • “kaçanın anası ağlamamış”
    tehlikeden kaçan kazançlı çıkmış.
  • “kendi düşen ağlamaz”
    kendi zararına kendisi neden olanın yakınmaya hakkı olmaz.
  • “ölmüş de ağlayanı yok”
    çok kötülüğe uğramış, desteği ve yardım edeni bulunmayan kişi için söylenen bir söz.
  • “ölü evinde ağlamasını, düğünevinde gülmesini bilmeli”
    insan içinde bulunduğu çevrenin durum ve koşullarına uygun biçimde davranmasını bilmelidir.
  • “yağmur yağsın da varsın kerpiççi ağlasın”
    yağmurdan yararlanacakların sayısı zarar göreceklerden daha fazladır, yeter ki yağmur yağsın.
Ölene Kadar Değil Öğlene Kadar Ağlamak

Anlamı; Bu deyim, “zor da olsa, zamanında alınan tedbirin önemli olduğunu ve ilerde yaşanacak daha büyük zararların önüne geçebileceğini” anlatmak için kullanılır.

Hikayesi; Çocuğun biri, evde örgü şişi ile oynarken, annesi görmüş ve elinden almak istemiş. Çocuk ağlayarak vermek istememiş, annesi şişi almışsa da, çocuğu bir türlü susturamamış ve şişi tekrar çocuğa vermiş. Oyun sırasında, şiş çocuğun gözüne batarak, çocuğu kör etmiş.

Aradan yıllar geçmiş, çocuk büyüyünce, annesine; “Şişi, bana tekrar niye verdin, vermemeliydin, en fazla öğlene kadar ağlardım. Oysa bak, bir gözüm kör oldu, sakat kaldım. Şimdi ölene kadar ağlıyorum,” demiş.

Ağlarsa Anam Ağlar Gerisi Yalan Ağlar:

ANAFİKİR : Kişilerin derdini, ancak analar anlar. Onların dışında kimse içten dert ortağı olamaz.

Çocuklar analarının bir parçasıdır. Bu nedenle analar çocukları üzerine gerçek anlamda titrer, onların başına bir dert geldiği zaman, hiçbir çıkar gözetmeksizin yardımlarına koşar, acılarını ellerinden geldiğince gidermeye çalışırlar. Onun dışında bize yardımcı olmaya kalkacaklar, ya da bir çıkarları için derdimizi dinler görünürler; ya da laf olsun diye acımızı paylaşmaya kalkarlar. Hiçbiri ana içtenliğiyle acılarımızla ilgilenmez.

Advertisement

Ağlamak İle İlgili Deyimler

  • “güler misin, ağlar mısın!”
    hem gülünecek hem üzülecek nitelikteki şaşırtıcı olaylar karşısında söylenen bir söz.
  • “içi kan ağlamak”
    çok üzüntü duymak
  • “iki gözü iki çeşme ağlamak”
    sürekli veya çok ağlamak
  • “kan ağlamak”
    büyük bir üzüntü içinde bulunmak.
  • “katıla katıla ağlamak”
    aşırı derecede ağlamak
  • ” siyem siyem ağlamak”
    iplik iplik gözyaşı dökmek.
  • “yüreği kan ağlamak”
    derinden acı duymak, çok üzülmek: Yüreği kan ağlıyordu, onların şu perişan, sürüm sürüm hâllerini gördükçe… -Y. Kemal.
  • ” ağlama duvarına dönmek”
    herkesin şikâyetini, derdini dinler duruma gelmek.
  • “(birinin) anası ağlamak”
    çok sıkıntı çekmek, eziyet çekmek, bitkin duruma gelmek.
  • “gözyaşına boğulmak”
    çok ağlamak: Kapının ağzında duran kız kardeşim, hayret dolu bakışlarını anneme çevirdikten sonra gözyaşlarına boğularak evden çıktı. -E. Şafak.
  • “figan etmek”
    bağırarak ağlamak, inlemek: Emrah eder düştüm dile / Bülbül figan eder güle” -Erzurumlu Emrah.
  • “gözleri dolmak (dolu dolu olmak)”
    ağlayacak kadar duygulanmak: Gözleri dolu doluydu ama ağlamadı. -A. Ümit.
  • “gözünden (gözlerinden) yaş (yaşlar) boşanmak”
    çok ağlamak: Gözlerinden yaşlar boşandı birden. -C. Uçuk.
  • “yaş akıtmak (dökmek)”
    ağlamak.
  • “yaşlara boğulmak”
    çok ağlamak.


Leave A Reply