Akdeniz Bölgesi Turistik Yerleri, Akdeniz Bölgesinin Pratik Gezi Rehberi

22
Advertisement

Cennetten bir parça olan Akdeniz bölgesi turistik yerleri, Akdeniz Bölgesi Turistik Yerleri, Akdeniz Bölgesi Turizmi, Akdeniz Bölgesi Doğal Güzellikleri, Akdeniz Bölgesi gezilecek yerler

Akdeniz Bölgesi Turistik Yerleri
1 – Köyceğiz

Köyceğiz Gölü

Köyceğiz Gölü

Köyceğiz, portakal ve sebze bahçeleri arasına kurulu beyaz badanalı, kırmızı kiremitli evleri, yemyeşil bahçeleri ile sakin ve şirin bir tatil yöresi. Köyceğiz çöküntü gölünün çevresinde yer alan farklı nitelikteki yeryüzü şekillerinden oluşuyor. Sahil şeridi ise yaklaşık 4.5 km. uzunluğunda bir kıyı okundan oluşuyor. Köyceğiz Gölü, 10 km. uzunluğunda, sazlıklarla kaplı, nehir görünümündeki labirente benzer dar bir kanalla Akdeniz’e bağlanıyor. Su kayağı, kano, yelken, su bisikleti, kürek gibi su sporlarının yapılabildiği Köyceğiz Gölü’nün derinliği 25-150 metre arasında değişiyor. Köyceğiz, Muğla’ya 75 km. uzaklıkta yer alıyor.


2 – Dalyan

Dalyan

Dalyan

Dalyan, deniz kenarında değil, ama hem denizi, hem de gölleri var… Kenarında kurulduğu yoğun sazlıklarla 10 kilometre uzunluğundaki labirenti andıran ve Köyceğiz Gölü’nün sularını Akdeniz’e boşaltan doğal su kanalı, bölgenin en önemli özelliklerinden biri.

Dalyan doğal su kanalı; suları filtre eden gür ve yüksek sazlıkları, bu sazlıklarda yuva kurmuş 150 civarındaki değişik kuş türleri, dünyada eşine az rastlanır Günlük ağaçları, değişik sünger çeşitleri, yüzlerce çeşit tatlı su balıkları, çok çeşitli kelebek ve bitki türleri ve özellikle nesli tükenmekle karşı karşıya kalan ve bu nedenle de özel koruma altına alınmış Caretta Caretta Kaplumbağaları gibi ekolojik özellikleri bakımından olağanüstü bir doğa harikası. Dalyan’a direkt otobüs seferi yok. Ortaca üzerinden Dalyan’a ulaşabilirsiniz.


3 – İztuzu Plajı

Dağlardan başlayıp, Dalyan Deltası’nın ağzını kapatan plajın kumları altın rengi ve incecik. Deniz ise kristal berraklığında. İztuzu Plajı, Köyceğiz Gölü’nü denize bağlayan kanalın ağzından başlayarak 5400 metre boyunca uzanıyor. Sahilde soyunma kabinleri dışında hiçbir yapılaşmaya izin verilmiyor. Bu sahili yurt edinen Caretta Caretta Deniz Kaplumbağalarını rahatsız etmemek için hava karardıktan sonra sahile inmek yasak. Ayrıca yumurtalara zarar verilmemesi için kumsala köpek gibi hayvanları getirilmesine ve işaretli yerlere şemsiye saplanmasına izin verilmiyor. İztuzu Plajı, Dalyan’a 12 kilometre uzaklıkta.


4 – Ekincik

Kürkçüler Köyü olarak da anılan Ekincik, Marmaris ile Dalyan arasında çok özel bir koy, çok özel bir cennet. Kalabalık tatil merkezlerinden kaçan tatilzedelerin huzur bulmak, dinlenmek için adeta sığındıkları Ekincik, aynı zamanda Mavi Yolculuk rotalarının vazgeçilmez duraklarından. Ekincik, dünyaca ünlü öyle bir cennet ki her an dünyaca ünlü bir film yıldızı ile karşılaşabilirsiniz.

Advertisement

Prenses Caroline’den Prens Charles’a, Sting’ten ünlü aktör Dustin Hoffman’a kadar birçok ünlü Ekincik ziyaretçilerinden. Ekincik çevresinde yer alan Karaçay Koyu ve Semisçe’de teknecilerin gözdelerinden. Ekincik Koyu’nun doğu tarafında kalan bir başka burun ise, ortasında küçük bir teknenin geçebileceği büyüklükte açıklık bulunan “Delikli Burun”… Üzeri çam ağaçlarıyla kaplı bu burun, sualtı dalışları için mükemmel bir manzaraya sahip.


5 – Patara

Patara Antik Kenti

Patara Antik Kenti

Patara 18 km. uzunluğu (en dar 280 m., en geniş bölümü ise 1500 m.ye ulaşan ölçümü) ile Türkiye’nin en uzun kumsalına sahip. Koruma alanı ilan edilen Patara plajı Caretta-Caretta deniz kaplumbağalarının üreme alanı. Bölgede, Caretta-Caretta’ların üreme dönemlerinde kaplumbağaların ekolojik ortamlarının devamı için, koruma tedbirleri titizlikle uygulanıyor.

Çölü anımsatan kumları, tertemiz denizi ve çam ormanlarıyla ünlü yöre, bünyesinde birçok sürprizi saklıyor. Fakat Patara antik kentinin büyük bir bölümü, rüzgarlarla bir yerden bir yere taşınan kumlar altında saklı. Kum taşınmasını önlemek amacıyla geliştirilen bir proje dahilinde iklime uygun dikilen akasya ve bitki türleri bölgeye ayrı bir güzellik katarken; koyu pembe çiçekli zakkumlar, çam ağaçlarıyla bütünlük sağlıyor.

Alabildiğine geniş, uzun ve vahşi kumsalda rüzgar, denizde ise dalga hiç eksik olmuyor. Akdeniz’in sayılı temiz denizine sahip Patara’da sahile vuran dalgalar vücutta jakuzi etkisi yaparken, kulaç atmaya çabalamaktan yorgun düşüyorsunuz. Patara’nın kum yapısı oldukça ilginç. Binlerce yıl önce temiz denizlerin göstergesi olan bir çeşit mikroorganizma ürünü kumlar üzerinde kum kürü yapanlar, ağrı ve sızıdan kurtuluyorlar. Patara; Kaş’a 41 km. uzaklıkta yer alıyor.


6 – Kalkan

Kaş’a bağlı bir belde olan Kalkan, görülmeye değer bir koyun kıyısında kurulmuş. Geleneksel beyaz renkli evleri, kepenkleri, çiçek fışkıran balkonları ile Kalkan alabildiğine huzurlu bir yöre.

Kalkan’a 2 km. uzaklıktaki Güvercinlik Deniz Mağarası, çok sayıda güvercini barındırması nedeniyle bu adı almış. Bu mağaraya Kalkan’dan hareket eden teknelerle ulaşabilirsiniz. Görülmeye değer.

Advertisement

Denizden yüksekliği 500 m. olan Bezirgan Yaylası ise Kalkan’a seyahat edenlerin görmesi gereken yerlerden sadece biri. Acentelerin düzenledikleri turlarla buraya ulaşmak mümkün. Bezirgan’da muhteşem bir manzara sizi bekliyor. Altınızda minik minik adalarla kendinizi uçakta gibi hissediyorsunuz.

Avuç içi kadar görünen Kalkan koyundaki çam ormanı arasından zirveye doğru 20 km. çıkınca yol ikiye ayrılıyor. Soldaki yolla Bezirgan Köy’üne ulaşılıyor. Köyün sınırında dik, saç kaplı çatıları olan küçük ahşap evler var. Birbirine çok yakın ahşap merdivenli bu iki katlı evler, buğday saklamak için kullanılıyor. Turistler için köy çevresi ve Bezirgan-Amber arası at turları düzenleniyor. Kalkan; Kaş’a 25 km. uzaklıkta.


7 – Kaş

Kaş, çevresinde yer alan antik kalıntıları, Akdeniz derinliklerinin ipuçlarını taşıyan dalışları, doğa yürüyüşleri, yamaç paraşütü, değerli taşları andıran adalara yapılan Mavi Yolculuk ve tekne turları, leziz deniz ürünleri ve kokulu otlarla tatlandırılan yöresel yemeklerden oluşan mönüsü ile, zenginlikleri saymakla bitmeyen düşsel bir mekan…

Denize kıvrım kıvrım uzanan bir yarımadanın içinde kalan koya kurulmuş belde, günümüzde tatilcilerin gözde merkezlerinin başında yer alıyor. Sapsarı kum ve mavi denizin buluştuğu kumsallar, Kaş’ın benzersiz plajlarının adresleri. Küçükçakıl, Büyükçakıl, Akçagerme ile Limanağzı yüzme tutkunları için ideal yerler.

Bir doğa harikası olan Kaputaş plajı, Kaş’a 19 km. uzaklıkta. Kaputaş Plajı’ndan 500 metre ötedeki Mavi Mağara’ya ancak deniz yoluyla ulaşılabiliyor. En önemli özelliği ise su altından yansıyan güneş ışığında buluşan yeşil ile mavinin dayanılmaz çekiciliği. Yola özel araçla çıkanlar gerek Antalya, gerekse Muğla-Fethiye üzerinden Kaş’a güzel manzaralı ve rahat bir yolculukla ulaşabilirler.


8 – Kekova-Simena

Doğa ile tarihin bütünleştiği ve turkuaz denizin binlerce koyla çevrildiği bir yeryüzü cenneti Kekova. Tüm bölge Kekova Adası’ndan dolayı Kekova adıyla anılıyor. Kekova bölgesinin bu koyları, her mevsimde doğal liman görevi üstlendiği için yatçıların en favori kıyıları aynı zamanda. Kekova Adası depremlerle kısmen suya batmış olduğu için batık şehir olarak da anılıyor. Batık şehir üzerinden teknelerle geçerken su altında kalan şehrin izlerini ve merdivenleri görebilirsiniz. Bölge koruma altında alınmış ve buradan dalmak yasak.

Eski Simena antik kenti üzerine kurulmuş olan Kaleköy (Simena), bir yarımada. Ulaşım teknelerle sağlanıyor. Güzelliğini, tarihi, denizi ve güneşinden alan Kaleköy’e Üçağız’dan deniz yoluyla da ulaşılabiliyor. Kıyıdaki iskelelerden birisine yaklaştıktan sonra evlerin içinden ve bahçelerinden geçerek yukarıdaki kaleye ulaşılıyor. Özellikle tepedeki kaleden Kekova Adası’nın ve koyların nefis görünüşü büyüleyici güzellikte. Kekova’ya kara ya da deniz yoluyla direkt ulaşım mevcut değil. Ulaşım Kaş limanından tekne kiralanarak sağlanıyor.


9 – Adrasan

Eski adıyla Adrasan yeni adıyla Çavuş, 2 kilometre uzunluğundaki kumsalıyla tatilcilerin akın ettiği bir cennet köşe. Denizi, sığ olduğundan yüzme bilmeyenler ve çocuklar için çok uygun. Su içinde yüzerken minik balıkların vücudunuza dokunduğunu hissedebilirsiniz. Adrasan’a 1 saat uzaklıktaki Suluada, Sazak ve Ceneviz koyları teknelerin uğrak yerleri.

Yöre, Helenistik çağdan izler taşıyor. Yıllarca Sit alan olması nedeniyle beton yığınına dönüşmeyen beldede sörf, su kayağı gibi aktiviteleri gerçekleştirebilirsiniz. Antalya yönünden Adrasan’a ulaşmak için Ulupınar’dan Olympos yoluna girmek gerekiyor. Yaklaşık 8 km.lik virajlı bir yoldan sonra Çavuş köyü yönüne dönen yol, Adrasan Koyu’nda son buluyor.


10 – Olympos-Çıralı

Olympos Dağı

Olympos Dağı

Olympos, sahip olduğu tarihsel değerlerinin yanı sıra, 3200 metrelik sahili, endemik bitkileri, Caretta Caretta’ları, Chimera’sı, tüm sportif etkinliklere olanak veren muhteşem doğası ve pansiyon olarak kullanılan meşhur ağaç evleri ile tüm dünyada haklı bir üne sahip.

Olympos, Sit alanı kapsamında olduğu için antik alan ve çevresinde yapılaşma yasak. Anayoldan portakal ağaçlarının kokusu eşliğinde Olympos’a indiğinizde bungalov tipi ağaç evlerle karşılaşıyorsunuz. Burası gezgincilerin en önemli durağı. Yörede yapılaşma yasak olduğu için konaklama bu ağaç evlerde yapılıyor. Antik kentin içerisinden yaklaşık 10 dakikalık bir yürüyüş sonunda plaja ulaşabilirsiniz.

Advertisement

Çıralı’nın küçük beyaz taşlarla bezili kumsalı ve masmavi denizi tatilcilerin ilgisini çekiyor. Kilometrelerce uzanan kumsalda diğer tatil yerlerinden farklı olarak oldukça tenha. Çıralı plajı aynı zamanda Caretta Caretta’ların yumurta bıraktıkları kumsallarımızdan. Bu nedenle geceleri kaplumbağaları rahatsız etmemek için plaja girmek yasak. Antalya’dan kalkan minibüslerle Olympos sapağına kadar gidebilirsiniz. Bu sapaktan da taksi ya da yaz aylarında çalışan minibüslerle Olympos’a ulaşmak mümkün.


11 -Kemer

Antalya - Kemer

Antalya – Kemer

Kemer’in başta gelen çekiciliklerinden birisi de doğal güzelliği. Deniz, orman ve dağlar bir noktada birleşerek seyrine doyum olmayan bir görüntü oluşturuyor. Akdeniz’in turkuaz rengi kıyılarında tekneyle çevre turlarına çıkabilir, jeep safarilerine katılarak Toros dağlarının patikalarında farklı heyecanlar yaşayabilirsiniz. Kemer’in bu geziler kadar ilgi gören bir başka zenginliği de yöredeki mağaraları. Kemer, İstanbul’a 770, Ankara’ya 590, İzmir’e 515, Antalya’ya 42 km. uzaklıkta.


12 – Göynük Kanyonu

İlginç mağaralar, kanyonlar, endemik bitki türlerine sahip olan Göynük, dağ turizmine ve doğa sporlarına uygun yapısıyla da dikkat çekiyor.

Göynük Beldesi’nin yaklaşık 15 kilometre yukarısında kalan kanyona ulaşmak için jeep safariler düzenleniyor. Kanyonda sabahın erken saatlerinde rehberler eşliğinde çam ormanları içerisinde trekking yapabilirsiniz. Harika bir manzara eşliğinde yaklaşık 1 saat yürüyerek kanyona vardığınızda, daha ileriye ulaşabilmek için suya girmek zorundasınız. Kanyonun kaynağına vardığınızda göreceğiniz manzara karşısında büyüleneceksiniz.


13 – Çamyuva

Çamyuva Antalya’nın güney batısında yer alıyor. Çamyuva gerçekten de çamlar içinde bir kasaba. Çamyuva’nın batısında Tahtalı Dağı, güneyinde Phaselis antik kenti ile Tekirova beldesi bulunuyor. Çevre turizm için gerekli olan deniz, güneş, tarihi yerler, yeşilin bin bir çeşidine ve nitelikli konaklama tesislerine ev sahipliği yapıyor.


14 – Tekirova

Bu şirin Akdeniz köyü Toroslar’ın uzantısı olan Olympos (Beydağları) dağlarının hemen eteklerinde kurulmuş. Yaklaşık 5 km’lik sahil şeridi ile dağların arasında yeşilin her türlü tonunu görmek mümkün. Çam ormanlarının içinde yer alan 500-600 senelik çınar ağaçları, portakal, limon, mandalina ve nar bahçeleri Tekirova’ya doğanın kadar cömert davrandığını gösteriyor. Olympos’un zorlu zirvesinden bakıldığında, karşıda beliren manzaranın gerçek olduğuna inanmak güç.


15 – Bakırdağları

Antalya ile Fethiye arasında bulunan “Likya Bölgesi”, tarihi ve turistik birçok değerlerinin yanı sıra yöreyi tümüyle kaplayan ve kendi aralarında 4 bölüme ayrılan “Beydağları” ile ünlü. En yüksek noktası 3070 metre ile “Kızlarsivrisi” olan Beydağları, “Tahtalıdağlar”, “Bakırdağları”, “Merkezi Beydağları” ve “Güneybatı Bölümü Beydağları” gibi alt katagorilere ayrılıyor. Bakırdağları adını, yaz ve bahar aylarında güneş doğarken dağların yüzeyine vuran bakır kırmızısı güneş ışınlarından alıyor.


16 – Saklıkent

Denize en yakın kayak merkezi. Yolun son 7 km.si hariç tümü asfalt. Saklıkent’e taksi, minibüs ve otobüslerle ulaşabilirsiniz. Kayak mevsimi ocak-mart arası. Merkezde iki teleski var. Teleskilerden biri 690 m., diğeri ise 800 m.’ye ulaşıyor. Kayak, kayak ayakkabısı ve baton kiralayabilirsiniz. Antalya’ya 50 km. uzaklıkta yer alıyor.


17 – Side-Manavgat

Side Antik Kenti

Side Antik Kenti

Denize uzanmış bir burun üzerinde kurulan Side tarihle iç içe bir kent görünümünde. Güneyinde yer alan Sorgun ve Titreyengöl, çam ağaçlarının arasında kalan altın rengi kumsallarıyla deniz ve güneş meraklılarını cezbediyor.

Manavgat, tarihi yörelerin yanı sıra rafting, jeep safari, yamaç paraşütü gibi outdoor olanakları ile Akdeniz’in önde gelen merkezlerinden biri. Manavgat Çayı, Manavgat’ı ikiye bölüyor. Çay üzerindeki gezinti tekneleri, Manavgat’tan başlayarak şelaleye ve boğaza günübirlik turlar düzenliyorlar. Side’den çıkıp doğuya yöneldiğinizde sırtını ormanlara dayamış müthiş kumsalıyla Sorgun’a ulaşırsınız.

Orman içindeki yürüyüş parkurlarını kullanabilir; gezinti için çevredeki çiftliklerden at kiralayabilirsiniz. Sorgun’dan doğuya devam edildiğinde bir süre sonra Side’nin en popüler tatil merkezi olan Titreyengöl’e ulaşılıyor. Titreyengöl aslında bir göl değil. Manavgat Çayı’nın bir kolunun denize dökülmeden önce epey genişlemesi ve akıntısının yavaşlaması ile göle benzemiş. Rüzgârda suyun ürperişiyle de bu adı almış. Manavgat Çayı’na ve orman içine doğru yürüyüş yapabilirsiniz. Side; Antalya’ya 75 km. uzaklıkta yer alıyor.

Advertisement

18 – Manavgat Çayı’nda Rafting

Batı Torosların doğu yamaçlarından doğan 90 km. uzunluğundaki Manavgat Çayı, ovaya girmeden önce sert konglomera tabakalarının üzerinden geçip, Manavgat Şelalesi’ni oluşturarak Akdeniz’e dökülüyor.

Zorluk derecesi yüksek olan Manavgat Çayı amatör gruplar için tehlikeli. Rafting, Şahap Köprüsü ile Sevinç Köyü arasındaki 19 km. boyunca, yer yer iki tarafı dik ve aşılması güç kanyonların içinde yapılıyor. Geçişler arasında Manavgat Çayı’nın akış hızı yavaşladığından çevreyi izlemek mümkün.


19- Manavgat Şelalesi

Çayın biri kaynağında, diğeri de ilçe merkezine 4 km. kuzeyde olmak üzere iki şelalesi var. Baraj yapımı sırasında doğal yapısını yitiren, daha sonra yapılan çalışmalarla eski görünümü kazanan Manavgat Şelalesi’nin çevresi etkileyici.

Şelalenin suları 3-4 m. yukarıdan ve yavaş yavaş hız kaybederek akıyor. Kent yakınlarına kadar yemyeşil akan bu çay, burada ikinci bir şelale meydana getiriyor; Büyük Şelale’ye gelmeden, Manavgat’tan 2 km. sonra sağda, Küçük Şelale yolu ayrılıyor.
Antalya’dan Manavgat’a giderken, Alanya yönünde 15 km. gidip sola saparsanız 4 km. sonra Manavgat Şelalesi’ne ulaşırsınız.


20 – Altınbeşik Mağarası

Altınbeşik-Düdensuyu Mağarası

Altınbeşik-Düdensuyu Mağarası

Altınbeşik Mağarası, Türkiye’nin en güzel mağaralarından biri. Çevrenin topografyası ve çam ormanları çok hoş bir görünüm sunuyor.

Mağara çok uzun ve büyük bir yeraltı sisteminin çıkışında bulunuyor. Kızılova, Kambos ve Söbücesuyu’nu çeken bu büyük sistem, Oruç Düdeni Mağarası’nın altındaki Altınbeşik-Düdensuyu Mağarası’nda son buluyor. Bu büyük yeraltı su sistemi, kuş uçuşu 100 km.’den fazla uzunluğu ile dünyanın en uzun ve en büyük karst sistemlerinden biri.

Toplam uzunluğu 2500 m. olan mağaranın girişe göre en yüksek noktası 101 metre. Havası çok rutubetli olan mağaranın ortalama ısısı 16-18ºC civarında. Aktivitesini tamamen yitirmiş olan üst seviyede büyük kaya blokları ile sarkıt ve dikitler dikkat çekiyor. Alt seviyenin bitiminde 40 metrelik dik çıkış ile bitişik duvarlar beyaz renkli ve kalın travertenlerle kaplı. Akseki ilçesine bağlı Ürünlü köyünün doğusunda Manavgat Vadisi’nin batı yamacında bulunan mağara, köye bir saatlik yürüyüş mesafesinde.


21 – Alanya

alanya

Kaynak: commons.wikimedia.org

Kilometrelerce uzanan kumsalları, antik şehirleri, tabiat harikası mağaraları ve doğa sporlarına uygun coğrafyasıyla yerli ve yabancı turistlerin sadece gezip görmek için değil, yaşamak için de seçtikleri bir yer Alanya.

Avsallar kasabasıyla Alara çayı arasındaki bölge İncekum olarak adlandırılıyor. Denizi kadar inen çam ve sedir ağaçlarının denizle birleşmesini engelleyen ince sarı kumlar sebebiyle bölge, İncekum adını almış. Alanya’nın yaklaşık 20 km. batısında çamlarla kaplı bölgede, doğal, ince kumlardan oluşan plaj turistlerden büyük ilgi görüyor. Güneş ve denizin dışında birşeyler yapmak isteyenler orman içi kamp alanını mutlaka görmeli. Antalya’ya 135 km. uzaklıkta yer alıyor.


22 – Damlataş Mağarası

1948 yılında tesadüfen keşfedilen Damlataş, Türkiye’nin turizme açılan ilk mağarası.Toplam uzunluğu 300 metre olan mağara kuru, yatay mağara tipinde. 200m2‘lik bir alanı kaplayan, çok sayıda sarkıt ve dikitin eşsiz bir görüntü verdiği mağaranın yüksekliği 15 metre.

Karbondioksit gazı, yüksek ölçüde nem, düşük ısı ve radyoaktif havasıyla astım hastaları için son derece yararlı olduğu söylenen mağaradaki sarkıt ve dikitlerin, M.Ö. 20.000-15.000 yılları arasında meydana geldiği tahmin ediliyor. Alanya şehir merkezine 3 kilometre uzaklıkta yer alıyor.

Advertisement

23 – Dim Çayı

Toroslardan gelerek Alanya’nın doğusundan Akdeniz’e dökülen Dim Çayı’nın kıyısında çok sayıda piknik yeri sıralanıyor.

Yaz aylarında kır lokantalarının masaları çayın içine kuruluyor. Çıplak ayakla suyun içinde oturup yemek yemek gerçekten farklı bir deneyim. Bazı lokantalarda ise masalar salların üzerinde. Çevrede en çok tercih edilen yemek alabalık. Alabalıklar, lokanta bahçelerindeki havuzlardan alınarak pişiriliyor. Etrafı ormanlarla kaplı olan vadi, yazın bunaltıcı sıcaklarında serinlemek isteyenlerin akınına uğruyor. Bölgede dağ bisikleti ve trekking için çok uygun güzergahlar var. Dim Çayı’nın kıyısında çok sayıda piknik yeri sıralanıyor.


24 – Dim Mağarası

Alanya’nın doğusunda Cebireis dağının batı yamacında yer alan Dim Mağarası’nın çevresi piknik alanlarıyla çevrili. Toplam uzunluğu 357 metre olan mağaranın sonunda küçük bir göl var. Alanya’ya yakınlığı ve etrafının piknik yerleriyle çevrili olması nedeniyle ziyaretçi akınına uğrayan mağara, tarih öncesi devirlerde barınak olarak kullanılmasından dolayı çevre halkı tarafından “Gavurini Mağarası” olarak adlandırılmış. Mağaranın yakınında, piknik yeri olarak kullanılan, tabanı çınar ağaçları, yamaçları çam ormanları ile kaplı Dim Vadisi bulunuyor.


25 – Anamur Çayı

Anamur, tarihi eserlerinin yanı sıra bitki türleriyle de ilgi çekici. Doğanın yeşil rengini, narenciye bahçeleri, maki türleri, sandal, yabani zeytin, sığla ağacı, menengiç, erguvan, kızılcık, ardıç ağaçları sağlıyor. Bu arada (mevsimine göre) nergis, sümbül, gelincik, kekik, lale gibi bitkilerin kokusuyla da mest olabilirsiniz.

Anamur (Dragon) Çayı yaklaşık 35 km. uzunluğu ile Toroslar’ın eteklerinden Çatalyatak, Yellice ve Kızcağız tepelerinden bir yeraltı nehri olarak doğuyor. Sugözü Köyü’ne çok yakın bir mesafedeki suyun çıkışı görünmeye değer. Farklı noktalardan, yüzlerce metre fışkırarak ve uğultu çıkartarak yeryüzüne ulaşan çay ilginç görüntüler oluşturuyor. Anamur Çayı, kano ve nehir kayağı sporları için elverişli. Kılıç deresinin Anamur çayına karıştığı noktadan parkura başlayıp, yaklaşık 10 km. güneyindeki tarihi Alaköprü’de parkur tamamlanabilir. Anamur, Mersin’e 200 km. uzaklıkta.


26 – Taşucu

Taşucu’nun 44 km. batısında yer alan Ovacık Yarımadası’nın (Antik Cavaliere) çevresi el değmemiş doğal güzelliklerle dolu. Bu sahillerde Kösrelik Körfezi, Kösrelik Adası ve tarihi Afrodisias Kenti’ni görebilirsiniz. Ovacık’ın batısında bulunan Aydıncık’a kadar uzanan yol nefes kesici güzelliklere sahip. Çam ağaçları ile kaplı dağlar arasından inip denize kavuşan yol, Akdeniz’in turkuaz sularını, uçurumlarını ve koylarını gözler önüne serer. Bölgenin karakteristik özelliği, Kızıldeniz Göçmeni denilen Lesepsiyen canlıları. Yöredeki zengin yeraltı faunası, mevsime göre de çeşitlilik gösteriyor ve bu aylarda beyaz lahos, deniz tavşanı türleri, akya, eşkina sürüleri ve crusedalar bulunabiliyor. Akdeniz foku koruma alanı ikinci pilot bölge ilan edildiğinden, yörede yaşayan fokları görebilirsiniz.


27 – Göksu Nehri

Yaban hayatı açısından çok zengin olan Göksu deltası “Uluslararası Kuşları Koruma Derneği Konseyi” (ICBP) tarafından Avrupa ve Ortadoğu’nun önemli kuş cennetlerinden biri olarak değerlendirilmiş.

Göksu deltasında 300’den fazla kuş türü yaşıyor. Delta, özellikle saz horozu, yaz ördeği, flamingo, balıkçıl, pelikan, pas-baş, dalagan, angıt, turaç, mahmuzlu kız kuşu, uzun bacak batak kırlangıcı, İzmir yalıçapkını, arıkuşu, bıyıklı saz bülbülü, dikkuyruk ve ötleğen kuşlarının Türkiye’deki başlıca üreme alanı. Göksu deltası, ayrıca nesli tükenmekte olan deniz kaplumbağaları (Caretta Caretta-Chelonias Mydas) ile mavi yengeçin (Callinectes Sapidus) dünya üzerindeki çok az kalan yumurtlama alanlarından biri olması nedeni ile de ayrı bir önem taşıyor.


28 – Cennet Obruğu

Cennet Obruğu, Narlıkuyu’nun 3 km. kuzeyinde 90 m. derinliğinde bir çukur. Üçüncü jeolojik zamanın Miosen çağında bir yeraltı deresinin kalker tabakası içerisinde yaptığı erozyon sonucunda, tavanın göçmesi nedeniyle meydana gelmiş. Denizden yüksekliği 135 m. olan bu çöküntü içine, Romalılar devrinden kalma antik bir merdivenle iniliyor. İçinin yemyeşil oluşu ve dibinde akarsuyun bulunuşu nedeniyle cennet deniliyor. Cennet Obruğu’nun 75 m. kadar doğusunda yer alıyor. Tıpkı Cennet Obruğu gibi Miosen devrine ait kalkerler içinde alttan bir yeraltı deresinin yaptığı erozyonla tavanın göçmesi sonucu oluşmuş. 50×75 m. boyutlarında ve elips biçiminde. Cennet Obruğu’na nazaran daha dar ve dik.


29 -Göller Bölgesi

Farklı özellikler taşıyan, eşsiz güzellikteki pek çok göl, Anadolu toprakları üzerine serpiştirilmiş mavi noktacıklar gibi… Ege, Akdeniz ve İç Anadolu Bölgeleri’nin kesiştiği noktada yer alan Isparta’da Eğirdir, Kovada ve Gölcük gölleri birer doğa cenneti. Dünyaca ünlü antik kentleri bünyesinde toplayan Göller Bölgesi, Kovada ve Kızıldağı Milli Parkları ile hem görsel hem de bitki örtüsü açısından çok değerli.


30 -Eğirdir Gölü

Eğirdir Gölü

Eğirdir Gölü

Her tür doğa sporlarına olanak tanıyan doğası, eşsiz ormanları ile Isparta’ya 25 km uzaklıktaki Eğirdir Gölü bir turizm harikası.Türkiye’nin dördüncü büyük gölü olan Eğirdir’de, kayak (Alp disiplini), trekking, cross bisiklet, yamaç paraşütü, mağaracılık (speleoloji araştırma), kuş gözlemciliği, kanyoning ve daha birçok aktivite gerçekleştiriliyor.

Advertisement

31 -Burdur Gölü

Burdur Gölü

Burdur Gölü

Kendi adını taşıyan çöküntü alanının en çukur yerini kaplayan Burdur Gölü, oldukça geniş bir havzanın içinde bulunuyor.


32 – Eber Gölü

Karla kaplı çok yüksek dağlarından bakıldığında bu yöre, saz yatakları ve göçmen kuşların kolonileriyle fotoğrafçıların gözde uğrak yeri.


33 – Beyşehir Gölü

Beyşehir Gölü

Beyşehir Gölü

Beyşehir Gölü, Türkiye’nin üçüncü büyük gölü olmasının yanı sıra ülkenin en büyük tatlısu gölü. Gezinize gölün milli park içindeki kuzeybatı ucundan başlayarak bir yanında göl diğer yanında Dedegöl Dağları’yla sınırlandırılmış yol boyunca güneye doğru yürüyebilirsiniz. Ötüşen kuşların çağrılarını dinleyerek ardıç ağaçları boyunca gezinirken göl suları üzerinde benek gibi yayılmış adalara hayret edeceksiniz. (Toplam yirmi iki tane).


34 – Kovada Gölü

Kovada Gölü

Kovada Gölü

Eğirdir ilçesinin 30 km. güneyinde yer alan Kovada Gölü’nün doğal görünümü çok güzel. Çevresi çok zengin bitki örtüsüyle çevrili. Yabanî ördekleri ve diğer av hayvanları yaşamakta. Bu özelikleri nedeniyle göl ve çevresi Milli Park ilân edilmiş ve korumaya alınmış.


22 yorum

  1. Mukemmel cokkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkk begendim

  2. proje ödevi için ben bu benim tam aradığım şey ama çok uzun ben bunla nasıl reklam oluşturcam yaaaa. 🙁

Reply To cimbay Cancel Reply