Akıncılar, Osmanlı Döneminin En Büyük Güçlerinden Olan Akıncıların Tarihi

0
Advertisement

Osmanlı döneminin en büyük güçlerinden kabul edilen Akıncılar hakkında detaylı bilgi. Akıncıların kuruluşundan yok oluşuna kadar ki dönemler.

Akıncılar

Akıncılar Hakkında Bilgi

Akıncılar, Rumeli sınır boylarında yerleşik Osmanlı atlı birlikleri. Ertuğrul ve Osman Bey zamanlarında düzenli askerler yerine gerekince toplanan atlı birlikler vardı. Osman Bey’in buyruğuyla bunları ilk örgütleyen kişi Köse Mihal oldu. Orhan Bey‘in sürekli ordu kurmasına kadar Osmanlı askeri gücünü oluşturdularsa da bunlara akıncı denmezdi. Lala Şahin Paşa, Sırpsındığı Savaşı‘nda (1363) Hacı İl Bey komutasında 1.000 kişilik bir akıncı birliğini keşif için önden göndererek, Sırp Sındığı Zaferi‘ni kazanmıştı.

I. Murat döneminde akıncılık yalnız sınır boylarına özgü kaldı. Köse Mihal ile başlayıp Hacı İl Bey ile en büyük zaferini kazanan akıncı uçlarına ilk akıncı komutanı olarak Evrenos Bey (öl. 1417) atandı. Akıncılar Avrupa içlerine akınlar düzenler, özellikle yaz aylarında yaptıkları akınlarda tutsak ve ganimet alırlardı. Akınlar dışında kendi evlerinde oturur, kendi işlerini görür, atlarını ve silahlarını kendileri sağlarlardı.Devlet akıncılara kışla ayırmaz, maaş ve donanım vermez, yalnız savaşlarda yararlık gösterenlere tımar adıyla toprak verirdi. Akıncılar devlete vergi vermezdi.

Akınların nasıl yapılacağı, ganimetlerin nasıl bölüşüleceği vb özel yasasında belirtilmişti. Akıncı olabilmek için hükümetin izniyle akıncı defterine yazılmak gerekirdi. Düzenli akıncı defterlerinin bir kopyası sınır kadılıklarında biri de merkez defterdarlığında dururdu. 16. yüzyıl sonlarında akıncıların sayısı 40 bini bulmuştu. Yasaya göre akıncılar 10, 100 ve 1.000 kişilik birliklere bölünmüştü. Bu birlikler onbaşı, subaşı ve binbaşıların komutasındaydılar.

Barış Zamanlarında Akıncılar

Barış zamanlarında da düzenli binicilik, atlı ve yaya silah eğitimleri yaparlardı. Ayrıca sarp kayalara tırmanma, akarsuları geçme gibi bugünkü gerilla ya da komando çalışmalarına benzer güç alıştırmalar yaparlardı. Savaşta başlıca görevleri üç dört günlük bir aralıkla asıl orduya öncülük etmek, keşif görevi yapmak, ordunun geçeceği yolda güvenliği sağlamak, haber toplamak, ordunun yiyecek kaynaklarını saptamaktı. Savaşta olsun, barışta olsun en önemli görevlerinden biri, topladıkları bilgi ve haberleri devlet merkezine iletmekti.

Advertisement

Akıncılar üç türlü akın yaparlardı; akıncı komutanının buyruk ve komutasında yapılana akın, 100’den çok kişiyle yapılana haramilik, daha az kişiyle yapılana çete (potera) denirdi. Akın ve haramiliklerde ele geçen ganimet ve tutsakların 1/5’i devletin payıydı. Devlete geçen tutsaklar, Türk çiftçi ailelerinin yanında eğitildikten sonra yeniçeri yetiştirmek üzere Acemi Ocağı‘na alınırlardı. Akınlar belli kurallar ve düzen içinde emirle yapılırdı. Akın yapacak birlik genellikle üçe bölünürdü. Önce birinci bölük saldırır, umulmadık bir anda ikinci bölük baskın yapar, en son üçüncü bölük saldırarak düşmanı yok ederdi.

Silahları pala, kılıç, mızrak, kalkan ve bozdoğandı (topuz). Bu silahların yetmeyeceği kale kuşatma vb savaşlarına katılmazlardı. At değiştirmek ve ganimetleri yüklemek için her akıncının yedek bir atı bulunurdu. Akıncılık kural olarak babadan oğula kalırdı. Fakat akınlarda sakatlanan, hastalanan ve ölenlerin yerine akıncı çocukları yetmezse başka seçkin gençler de akıncı alınırdı. Akıncılar genellikle Türklerden seçilirdi. Devlet buyrukları akıncı beyine gelir, akıncı beyi de buyruğu tımarlı akıncılara iletir ve toplanmalarını sağlardı. Taviçalar barışta çeribaşı savaşta alaybeyiydiler.

Akıncılar, akıncı beylerinin adıyla (Turhanlı, Mihallı, Malkoçoğlu akıncıları vb) anılırlardı. Turhanoğulları Mora, Mihaloğulları Sofya, Malkoçoğulları Silistre dolaylarında bulunurlardı. Akıncıların doğu sınırlarında kullanıldıkları da olmuştur. Otlukbeli Savaşı’nda Fatih, Uzun Hasan’a karşı Eğin ve Kemah yörelerine; II. Bayezit, Mısır Memlûklarına (1486); Yavuz, İran ve Memlûklara karşı akıncılar göndermiştir. Avusturya ve Macaristan topraklarında birçok önemli kalelerle yerlerin Osmanlı topraklarına katılması akıncıların başarısıdır. Fakat Macaristan ve Erdel seferinde (1479) en değerli akıncı beylerinin (Mihaloğlu Ali ve İskender, Evrenosoğlu İsa ve Hasan, Malkoçoğlu Bali vb) komutasında 40 bin kişilik akıncı güçlerinin bozulması gibi ağır yenilgiler de görülmüştür.

Her akıncı beyi kendine bağlı akıncılarla giriştiği bağımsız akınlarda komutanlar arasında birlik ve uyum sağlanamadığından aynı başarı gösterilememiştir. Osmanlı akıncılığı 1595’e kadar 250 yıl sürdü. Sadrazam Sinan Paşa’nın Eflak yenilgisinde (1595) ordunun gerisinde kalan akıncılar kırıldı ve bir daha eski görkemli durumuna gelemedi. O sırada 100 bin kadar akıncı atının yok olması da akıncılığın çöküşünü hızlandırdı. 17. yüzyıl başlarında sayıları azalan akıncılar geri hizmetlere çekilmeye, yerlerine yeni kurulan Serhatkulu örgütü kullanılmaya başlandı. Akıncılar da yıl yıl azalarak ortadan kalktılar.


Kaynak – 2 (Kısa Bilgi)

Osmanlı imparatorluğunda Kapıkulu Süvarileri ve Tımarlı Sipahiler haricinde başka daha birçok yardımcı kuvvetler de vardı. Bunların başında Serhat Kulu Süvarileri, ya da Akıncılar denilen askerler gelirdi. Akıncılar, sınır boylarındaki köy ve kasabalarda otururlar, her zaman düşman memleketlerine akınlar yaparlardı.

Savaş zamanlarında ise, düşmanın gerilerini vurmak, kovalamak ve çevirmek gibi işler görürlerdi. Osmanlı devletinin yükselme devrinde çok büyük hizmetler gören Akıncı askerleri, XVII. yüzyıldan sonra yavaş yavaş zayıfladı ve Gerileme Devrinde tüm ortadan kalktı.

Advertisement

Bundan başka Bağlı Beylikler (İmtiyazlı Beylikler) de bir savaş zamanında bütün kuvvetleriyle Osmanlı ordusuna katılırlardı. Bunların içinde en önemli kuvvet Kırım Hanlığının askerleriydi. Kırım Hanları —her ne tarafta olursa olsun— daima 50 000 ile 100 000 atlı arasında büyük kuvvetlerle Osmanlı ordusuna yardıma gelirlerdi. Kırım orduları (buna Tatar askerleri de denirdi) özellikle İran, Avusturya ve Rus savaşlarında bize çok yardım etmişler ve ayrıca kendi hesaplarına da Rusya ve Lehistan’a devamlı akınlarda bulunmuşlardır.


Leave A Reply