Alfred Adler Kişilik Kuramı Nedir? Adler’e Göre Kişilik Gelişimindeki Etkiler

0
Advertisement

Alfred Adler’in kişilik kuramı nedir? Alfred Adler’e göre kişilik tipleri, kişilik gelişimine etkiler ve özellikleri hakkında bilgi.

Alfred Adler Kişilik Kuramı

ALFRED ADLER (1870-1937, Avusturya)

“İnsan olmak kendini aşağı hissetmek demektir. Her psikolojik yaşamın başlangıcında derin bir aşağılık duygusu yer alır.” Alfred Adler

Alfred Adler

Kaynak: commons.wikimedia.org

ÜSTÜNLÜK ÇABASI:

Adler’e göre her insan, yaşama bir aşağılık duygusuyla başlar. Güçsüz ve çaresiz bir çocuğun yaşamını sürdürmek için daha büyük ve güçlü yetişkinlere bağımlı olması, bunun ilk örneğidir. Adler’e göre bu algı, yaşam boyu aşağılık duygularıyla başa çıkmak için gösterilecek çabanın başlangıcıdır. Adler bunu “üstünlük çabası” olarak adlandırır. Freud güdülenmeyi cinsellik ve saldırganlık temalarıyla açıklarken, Adler üstünlük çabasının yaşamdaki güdüleyici güç olduğunu öne sürer.

Adler’e göre neredeyse yapılan her şey, yaşamdaki engeller üzerinde bir üstünlük kurmak ve böylece aşağılık duygularından kurtulmak üzerine tasarlanmıştır. Neden yüksek not almak, sporda başarılı olmak, iktiöar sahibi olmak için çok çalışılır? Çünkü bunları başarmak bizi aşağılık duygularından bir adım ileriye götürür. Hatta birey kendini ne kadar alçalmış görürse, üstünlük çabası da o kadar artar. Örneğin Franklin Roosevelt çocuk felci geçirmiş ve sakat kalmıştı. Belki de bu sakatlığından dolayı, 20. yy.’ın en etkili kişilerinden birisi olmayı başardı.

Tabii bazı durumlarda aşırı aşağılık duygusu, ters bir etki de yaratabilir. Bazı insanlar, bütün herkesten daha aşağılık olduklarına inanır ve “aşağılık kompleksi” geliştirebilir. Sonuçta, kişiyi üstünlük kurmaya yöneltecek bir dürtü değil, çaresizlik duygusu ortaya çıkar.

Advertisement

KİŞİLİK GELİŞİMİNDE ANNE-BABA ETKİSİ

Freud gibi Adler de yaşamımızın ilk birkaç yılının, yetişkin kişiliğinin oluşumunda son derece önemli olduğuna inanmıştır. Ancak Adler bu süreçte anne babaların etkisini vurgulamıştır. Çocuğun ileriki yıllarında kişilik sorunu yaşamasına neden olacak iki tür anne-baba davranışı belirlemiştir.

Birincisi, çocuklarına çok özen gösteren ve aşırı koruma sağlayan dolayısıyla çocuğunu şımartma tehlikesi yaratan anne-baba davranışıdır. Şımartmak, çocuğun bağımsızlığını elinden alır, aşağılık duygularını arttırabilir ve bazı kişilik sorunlarının temelini oluşturur. Örneğin, anne-babalar çocuğun hızlı bisiklet sürmesini engelleyip, onları saldırgan arkadaşlarından koruyup, korku filmi izlemesini yasaklayabilir. Sonuç olarak, çocuk yaşamın getirdiği sorunların büyük bir kısmıyla başa çıkamayarak büyür. Bu kişiler kendi başına yaşamakta, kendi kararlarını almakta, sıkıntı ve hayal kırıklıklarıyla başa çıkmakta zorlanırlar.

İkinci tür ebeveyn davranışı ise çocukları ihmal etmektir. Büyüme sürecinde anne-babasından çok az ilgi gören çocuklar, soğuk ve şüpheci olur. Yetişkin olduklarında sıcak insani ilişkiler kurmakta zorlanırlar. Samimiyet onları rahatsız eder, birinin kendilerine yakın olmasından ve dokunmasından hoşlanmazlar.

DOĞUM SIRASI:

Adler, kişiliğin gelişiminde doğum sırasının önemini vurgulayan ilk psikologdur. Ailenin ilk çocuğu, ortancadan, ortancalar da daha sonra doğanlardan farklı özellikler geliştirir. Adler, ilk doğan çocukların anne-babalarından aşırı ilgi gördüklerini, bu nedenle de şımardıklarını söylemiştir, ikinci bebeğin gelmesiyle birinci bebek tahttan indirilir. Artık anne-babanın ilgisi, yeni bebekle paylaşılmak zorundadır. Sonuç olarak, ilk doğan çocuğun aşağılık duygusu güçlenir. Adler sorunlu çocukların, nevrozların, suçluların daha çok ailenin birinci çocuklarından çıktığını öne sürer. Ortanca çocuklar fazla ilgi görmediğinden güçlü bir üstünlük çabası gösterir ve başarılı insanlar olurlar. Küçük kardeşler ise çok güçlü aşağılık duygusuna sahiptirler, çünkü çevrelerindeki herkes onlardan büyük ve güçlüdür.


Leave A Reply