Alfred Adler tarafından söylenmiş güzel sözler. Bireysel psikolojinin babası olarak bilinen Alfred Adler’a ait güzel sözler, alıntılar.
Arka resim kaynak: commons.wikimedia.org
Alfred Adler
Genellikle “bireysel psikolojinin babası” olarak kabul edilen Alfred W. Adler, aşağılık kompleksinin önemini vurgulayan Avusturyalı bir psikoterapist ve tıp doktoruydu. Aşağılık duygusunun insanların kişisel gelişiminde hayati bir rol oynadığına inanıyordu. Genel Psikoloji İncelemesine göre, Adler 21. yüzyılın en tanınmış psikoloğu arasında 67. sırada yer aldı. İnsanlarda karakteristik davranışları beslemek için sosyal unsurların önemini belirten birkaç kişiden biriydi. On iki ciltlik ‘Alfred Adler’in Toplu Klinik Çalışmaları’ dışında, dikkate değer eserleri arasında Yaşam Örneği, Yaşam Bilimi, İnsan Doğasını Anlamak ve Nevrotik Anayasa yer alır. Sigmund Freud ve meslektaşları ile birlikte Viyana Psikanaliz Derneği’ni kurdular. Adler’in eşcinsellik, bağımlılık, doğum sırası, ebeveyn eğitimi, maneviyat, ekoloji ve toplum gibi konuları ele alışı modern psikolojide halen uygulanmaktadır. Düşünceleri ve sözleri, aşağılık kompleksi, psikanalizin gücü, hayatta deneyim kazanmanın ve başarısızlığın önemi ve insan duygularının ifadesinin canlılığı üzerinde durdu. Bireysel psikolojinin babasından en ilgi çekici alıntılardan bazılarını okuyun.
Sözleri
İnsan, anladığından çok daha fazlasını bilir.
- İnsan iradesi özgür değildir. İşin doğrusu, bir amaca bağlanır bağlanmaz insan iradesi özgürlüğünü yitirecektir.
- Gerçek genellikle korkunç bir saldırganlık silahıdır. Gerçekle yalan söylemek, hatta öldürmek mümkündür.
- Savaş, kardeşlerimize karşı organize cinayet ve işkencedir.
- Ölüm, insanlık için gerçekten büyük bir nimettir, onsuz gerçek bir ilerleme olamazdı. Sonsuza kadar yaşayan insanlar gençleri sadece caydırmak ve cesaretlerini kırmakla kalmayacak, aynı zamanda yaratıcı olmak için yeterli uyarıcıdan da yoksun kalacaklardı.
- Bir çocuk kötü beslenirse suçlu olur diyemeyiz. Çocuğun hangi sonuca vardığını görmeliyiz.
Kalbini takip et ama beynini de yanında götür.
- Kadınla erkek arasındaki uzlaşma ve dengenin karakteristik özelliği arkadaşlıktır. Kadın ve erkek arasındaki ilişkide karşı tarafı boyunduruk altına almak, tıpkı ulusların yaşamındaki gibi katlanılmaz nitelik taşır.
- Abartılı duyarlılık, aşağılık duygusunun bir ifadesidir.
- İnsanın komşusunu kendisi gibi sevmesi gerektiğine dair bir yasa vardır. Birkaç yüz yıl sonra, insanoğlu için nefes almak ya da dik yürümek kadar doğal olacak; ama öğrenmezse, yok olması gerekir.
- Benim zorluklarım bana ait!
- Birinin ilkeleri için savaşmak, onlara göre yaşamaktan her zaman daha kolaydır.
- Birinin davranış kalıbının testi, toplumla ilişkisi, işle ilişkisi ve cinsiyetle ilişkisidir.
Prensipler uğruna savaşmak, onlara uygun yaşamaktan daha kolaydır.
- İnsan olmak, sürekli olarak kendi fethi için baskı yapan bir aşağılık duygusuna sahip olmak demektir. Yaşanılan aşağılık duygusu ne kadar büyükse, fetih dürtüsü o kadar güçlü ve duygusal ajitasyon o kadar şiddetlidir.
- Eğitimci, öğrencisinin potansiyel gücüne inanmalı ve tüm sanatını, öğrencisini bu gücü deneyimlemeye getirmek için kullanmalıdır.
- Gerçek bir insanı deyim yerindeyse bir idealle ölçmek nevrotiklerin en etkili tutumlarından biridir, çünkü böyle yaparak onu dilediği kadar değersizleştirebilir.
- Yetenek diye bir şey yoktur. Baskı var.
- Melankoli hastalarına şöyle derdi: “Bu reçeteyi uygularsan on dört günde iyileşebilirsin. Her gün birini nasıl memnun edebileceğini düşünmeye çalış.”
Yaşamda en büyük tehlike, fazlaca önlem almaktır.
- Zihin biliminin asıl amacı, insan doğasını her insan tarafından anlamaktır ve onun kullanımıyla her insan ruhuna barış getirir.
- İnsan işbirliği yolunda yürüyen herkese savaş iğrenç ve insanlık dışı görünmelidir.
- Hiçbir deneyim başarı veya başarısızlığın nedeni değildir. Travma denen deneyimlerimizin şokundan mustarip değiliz ama onlardan amaçlarımıza uygun olanı yaratırız.
- Tek normal insanlar, çok iyi tanımadığınız kişilerdir.
- Modern devletlerimiz, gelecekteki düşmanı bile bilmeden savaşa hazırlanıyor.
- Savaş, siyasetin farklı araçlarla devamı değildir, insan topluluğuna işlenen en büyük toplu suçtur.
Uygarlığımızda bir kızın özgüvenini ve cesaretini yitirmemesi kolay değildir.
- Anlamlar durumlar tarafından belirlenmez, ancak kendimizi durumlara verdiğimiz anlamlarla belirleriz.
- Geçinmesi zor olanlarla başa çıkmanın basit bir kuralı, bu kişinin üstünlüğünü savunmaya çalıştığını hatırlamaktır; ve onunla bu bakış açısıyla ilgilenmelisiniz.
- Gerçek tehlikeli olarak hissedilmedikçe yalanın bir anlamı olmazdı.
- Her birey, anlamadığı sürece, kaderin tüm kaçınılmazlığına sahip olan kendine özgü teleolojisine göre hareket eder ve acı çeker.
- Bir başkasının gözüyle bakmayı, onun kulaklarıyla dinlemeyi ve kalbiyle hissetmeyi dostlukta öğreniriz.
Sadece harekete güven. Hayat kelimelerle değil, olaylar düzeyinde gerçekleşir. Güven hareketi.
- Her isteyiş bir yetersizlik duygusuyla ilgilidir. İnsanda bir doyun, bir hoşnutluk, bir yeterlilik sağlama eğilim ve dürtüsünün doğmasına yol açar.
- Kötü huyları bir aşağılık işareti olarak yorumlamalıyız.
- Nevrotik bir yaşam tarzını araştırırken, her zaman bir rakipten şüphelenmeli ve hastanın durumundan en çok kimin acı çektiğini not etmeliyiz. Bu genellikle ailenin bir üyesidir.
- Bir başkasının gözüyle görmek, bir başkasının kulağıyla dinlemek ve bir başkasının kalbiyle hissetmek.
