Alfred Dreyfus Kimdir? Hayatı, Kariyeri ve Ünlü Dreyfus Davası Hakkında Bilgi

0
Advertisement

Alfred Dreyfus kimdir ve ne yapmıştır? Alfred Dreyfus hayatı, biyografisi, tarihin en ünlü davalarından Dreyfus davası ile ilgisi hakkında bilgi.

Alfred Dreyfus

Alfred Dreyfus; Fransız askeridir. (Mulhouse 1859-Paris 1935). Alsaceli olup yüzbaşı rütbesiyle Genelkurmay Başkanlığında çalışırken bir yazı benzerliğine dayanarak Paris’teki Alman askeri ataşesine gizli askeri belgeler vermekle suçlandı. Ekim 1894’te tutuklandı, yargılanması sonucu rütbeleri söküldü ve Şeytan Adası’nda ömür boyu hapse mahkum edildi (Aralık 1894). 1896’da Fransız haber alma servisinin yeni başkanı Pisquart’ın asıl suçlunun Ezterhazy adlı subay olduğunu öne sürmesi ve Dreyfus’ün yeniden yargılanmasını istemesi, olayı kamuoyuna duyurdu, boyutlarım büyüttü. Esterhazy’nin Ocak 1898’de yargılanıp aklanmasıyla Dreyfus davası yeniden görülemedi.

Meline Hükümeti’nin Dreyfus olayının kapandığını bildirmesine karşın kamuoyu Dreyfus yanlısı kampta; sağ kanat politikacıları, Yahudi karşıtları ve din adamları karşıt kampta kutuplaştılar. Esterhazy’nin aklanmasından sonra yazar Emile Zola, Aurore gazetesinde cumhurbaşkanına seslenen “Suçluyorum” diye bir yazı yayımlayarak Dreyfus’u savundu. Bunun üzerine Zola, 1 yıl hapis ve 3.000 Frank cezaya çarptırıldı. Dreyfus davası sırasında dava dosyasına sahte belgeler katan bir başka subayın ortaya çıkarılmasından sonra hükümet Yargıtay’ı Dreyfus davasının yeniden görüşülmesini izlemekle görevlendirdi. Ağustos 1899’da Rennes’ de bir harp divanı toplandı ve Dreyfus hafifletici nedenler göz önüne alınarak 10 yıl hapse mahkûm edildi; birkaç gün sonra da Loubet tarafından bağışlandı. Ancak olayların etkileri büyüyerek sürdü ve III. Cumhuriyet’in en önemli siyasal bunalımlarından birini yarattı. 1906’da Yargıtay, Rennes harp divanının kararını bozarak Dreyfus’ü tümüyle akladı. Daha sonra binbaşı rütbesiyle yeniden orduya alınan Dreyfus’e Légion d’Honneur nişanı verildi. Savaş sırasında yarbay rütbesindeyken yaş sınırından emekli oldu.

Edvard Grieg

Edvard Grieg ve Dreyfus Davası

NORVEÇ’Lİ besteci Edvard Grieg bütün dünyanın tanıdığı ve sevdiği bir besteci olmuştu… Bütün büyük şehirlerden konser teklifleri alıyordu. Bu arada konser vermek üzere Paris’e de çağrılmıştı.

Fakat besteci Dreyfus davasının yeni sonuçlandığı günlere tesadüf eden bu daveti kabul etmek şöyle dursun, Fransız resmi makamlarına gayet ağır bir mektup yazarak Fransız halkının düşmanlığını kazandı. Edvard Grieg, mektubunda şöyle diyordu:

Advertisement

“Fransız olmayan herkes gibi ben de ülkenizde ki adaletsizlik karşısında nefret duymaktan kendimi alamıyorum. Bu durum karşısında Fransız halkının önüne çıkmak istemem.”

Edvard Grieg‘in bu mektubu bütün Fransız gazetelerinde yayınlanmıştı. Halk arasında Norveçli besteciye karşı büyük bir öfke uyandı. Fransızlar da Edvard Grieg‘in sınırlarından içeri adım atmasını istemiyorlardı.

Aradan epey zaman geçtikten sonra Edvard Grieg’in bir konser idare etmek üzere Paris’e gelmesi kararlaştrılınca Paris basını bestecinin aleyhinde halkı kışkırtıcı yayın yapmaya başladı. Edvard Grieg’in Paris’e ayak bastığı gün ortalık bir hayli karışmıştı. Besteci sinirlerini yatıştırmak için doktorun tavsiyesiyle uyuşturucu ilaç almak zorunda kaldı. Konser salonunda da halk ikiye bölünmüştü. Edvard Grieg‘i alkışlamak isteyenler bir yanda, yuhalamak isteyenler de öbür yandaydı. Besteci sahneye çıkınca yuhalayanlann sesi alkışlayanlarınkini bastırdı. Edvard Grieg, birkaç kere orkestraya “başla” işaretini vermek istediyse de salondaki gürültü yüzünden konser başlayamadı.

Böylece, aşağı yukarı yarım saatten fazla bir zaman geçti. Gürültünün dinmesini beklemek boştu. Edvard Grieg son bir defa daha değneğini kaldırdı, orkestrayı başlattı. Bestecinin “Peer Gynt” süitinin tatlı nağmeleri salonu doldurunca gürültüler de birdenbire kesildi. Birinci kısmın sonunda şiddetli bir alkış ortalığı inletti. İkinci, üçüncü kısımların sonunda gösteri daha da artmıştı Eser bittiği zaman besteci altı defa halkı selamlamak zorunda kaldı… O güne kadar hiçbir Fransız bestecisine bu kadar büyük bir sevgi gösterisi yapılmamıştı.


Leave A Reply