Ali Suavi Kimdir? Türk Gazeteci ve Yazarın Hayatı ve Eserleri Nelerdir?

0
Advertisement

Ali Suavi Kimdir ve ne yapmıştır? Gazeteci ve yazarlardan Ali Suavi’nin hayatı, yaşam öyküsü, yazıları ve eserleri hakkında bilgi.

Ali Suavi

Kaynak: pixabay.com

Ali Suavi; gazeteci, yazardır (İstanbul 1839 – ay. y. 1878). Yoksul bir aileden yetişti. Rüştiye öğreniminden sonra küçük bir memur olarak çalışırken medreseye gitmek ve cami derslerini izlemek fırsatları buldu. Maarif Nezareti’nin kuruluşu sırasında açılan sınavı kazanarak Bursa Rüştiyesi’nde öğretmen oldu (1856). Bu görevi İstanbul’ da, Simav’da ve Filibe’de sürdürdü. Filibe’de Tahrirat Müdürlüğü’nü de yürütürken görevine son verilmesi üzerine İstanbul’a döndü ve basın yaşamına girdi (1866). Muhbir gazetesindeki yazıları ve cami vaazlarının yarattığı kuşku üzerine Kastamonu’ya sürüldü (1867). “Yeni Osmanlılar” grubunun yarattığı ilgiyle Avrupa’ya kaçtı. Mısır veraset usulünün kendi zararına değiştirilmesi yüzünden Babıâli’ye karşı çıkan Mustafa Fazıl Paşa’nın parasal desteğiyle Londra’da Muhbir gazetesini çıkardı (Ağustos 1967).

Yeni Osmanlılarla kişisel çekişme içine girince Paris’e geçti ve Ulûm gazetesini yayımladı (1869), aynı yayın organını savaş yüzünden Lyon’da çıkarma çabasında bulundu (1870). Abdülaziz’in tahttan indirilip V. Murat’ın padişah olmasına kadar Avrupa’dan dönmedi (1876). II. Abdülhamit’in padişahlığı sırasında Galatasaray Sultanisi’ne müdür atandıysa da ertesi yıl görevinden uzaklaştırıldı (1877). V. Murat’ı yeniden tahta çıkarmak için Çırağan Sarayı’na düzenlediği baskın sırasında kafası sopayla parçalanarak öldürüldü (20 Mayıs 1978).

Ali Suavi öncelikle bir gazetecidir.

Bu alandaki değerli özelliği ise meslek-daşlarına ve akranlarına göre çok yalın bir anlatımı kollayarak Türkçecilik akımına başlangıç olmasıdır. Bu tutumu, ümmet ve imparatorluk döneminde milliyetçilik bilinciyle hareket eden öncülüğünden doğmaktadır. Paris’te Ulûm gazetesinin eki olarak hazırlayıp yalnızca beş kez dağıtabildiği ansiklopedi formaları bu türün dilimizdeki ilk örneğidir: Kamusü’l-Ûlm ve’l-Maarif (Kültür ve Bilimler Sözlüğü) 1870. Doğu-Batı kültürlerini değerlendiren, milliyetçi düşüncelerini açıklayan yazılardan oluşmuş eseri Hive önce Paris’te (1872) sonra İstanbul’da (1908) basıldı. Söyledikleri ve yaptıklarıyla onu değerlendiren araştırmalar, aynı odak noktalarında birleştikleri için eserlerine ilginç adlar koymuşlardır: Mithat Cemal Kuntay: Sarıklı İhtilâlci Ali Suavi’nin Türkçülüğü (1942); Falih Rıfkı Atay: Başveren İnkılapçı (1954); İlhan Tarus: Suavi Efendi (1962) adlı eserlerinde yaşamını ve ölümünü oyunlaştırdı.


Kaynak – 2

ALİ SUAVİ (1838-1878), Türk yazar ve gazetecilerindendir. İstanbul’da doğdu. Çankırılı Hüseyin Efendinin oğludur. Eğitimini tamamladıktan sonra bir süre de Filibe’de öğretmenlik yapan Ali Suavi yeniden İstanbul’a dönerek «Muhbir» adlı gazetede devrin idaresini tenkid eden yazılar yazmaya başladı. Bu yazılar yüzünden Kastamonu’ya sürüldü, 1869 da buradan kaçarak Avrupa’ya gitti.

Avrupa’da bulunduğu sırada, Mustafa Fazıl Paşadan gördüğü yardımlarla, Londra’da «Muhabir», Paris’te de «Ulum» gazetelerini yayınladı. Daha sonra Lyon’a geçen Ali Suavi orada da «Muvakkaten» adı altında bir gazete çıkarmaya başladı. 1876 da V. Murat’ın tahta çıkması üzerine, İstanbul’a gelerek «Basiret» gazetesinde Mithat Paşa aleyhinde yazılar yazdı. Sarayın hoşuna giden bu yazılar sayesinde Mekteb-i Sultani’ye (bugünkü Galatasaray Lisesine) müdür olduysa da idaresizliği ve taşkın hareketleri yüzünden 1877 de vazifesine son verildi.

Advertisement

Ali Suavi, bundan sonra işsiz kaldığı altı ay içinde V. Murat’ı tekrar tahta çıkarmak için bir takım gizli faaliyetlerde bulundu, etrafına topladığı 500 kadar Rumeli muhaciriyle 20 mayıs 1878 de Çırağan Sarayına hücum etti. Başarı ile sonuçlanmayan bu teşebbüsü sırasında, olay yerinde Beşiktaş muhafızı Hasan Paşa tarafından sopayla öldürüldü.

Ali Suavi’nin milli ve siyasi konularla ilgili çeşitli yazıları, din ve felsefe konularında bazı küçük kitapları vardır. Paris’teyken çıkarmaya teşebbüs ettiği ve ancak 80 sayfasını çıkarabildiği «Kamus-ül Ulum vel-Maarif» adlı eseri resimli bir ansiklopedi olacaktı. Bu, Türkiye’deki ilk resimli ansiklopedi teşebbüslerindendir. Eser, «Ulum» gazetesine ilave olarak forma forma yayınlanmaya başlanmıştı.

Zeki, heyecanlı, ve atılgan bir zat olan Ali Suavi’nin Arapça ve Farsça’dan başka Fransızca İle İngilizceyi de gayet iyi bildiği söylenir.


Leave A Reply