Alman Tiyatro Sanatı Hakkında Bilgi

0
Advertisement

Alman tiyatro sanatının en başından günümüze kadarki dönemdeki gelişimi ve bu konuda verilen çalışmalar. Alman Tiyatro Sanatı eserleri hakkında bilgi

Alman Tiyatro Sanatı Hakkında Bilgi

Hıristiyan ortaçağının en geçerli tiyatro biçimi olan dinsel dramlar Almanya’da yaygındı. Almanların Hıristiyanlık öncesi ilkbahar kült töreleri, 15. yüzyılda dünyasal karnaval ve kukla oyunlarında etkisini sürdürdü.

16. yüzyılın sonunda ve 17. yüzyılda İngiltere’de (Shakespeare), Fransa’da (Moliere), İspanya’da (Calderon, Lope de Vega) ve İtalya’da tiyatronun altın-cağı yaşanırken Almanya’da 30 Yıl Savaşları ve sonuçları tiyatroyu derinden etkiliyordu. Avrupa’nın büyük dram sanatıyla olan ilişkisini ancak Protestan eğitici tiyatrosu ayakta tutuyordu. Daha sonraları, barok çağın Cizvit tiyatrosu, karşı-reformasyonun hizmetine sunduğu dram sanatıyla, bu ilişkiyi sürdürdü.

Bu dönemde İngiliz komedyen toplulukları uğraştan oyunculuğu Almanya’da yaydılar. Alman saraylarında İtalyan operası egemendi. Sonraları Fransa’dan bale ustaları ve tiyatro toplulukları getirilmeye başlandı. Saraylarda gösteri sanatları için ayrılan binaların yerini giderek saray dışında kurulan tiyatro ve opera binaları almaya başladı. 18. yüzyılda saray tiyatrolarının ve ödenekli ulusal tiyatroların kurulmasıyla Almanya sahneleri yerleşti, tiyatro kurumlaştı. 1740 dolayında Leipzig’ de J. Chr. Gottsched gezici tiyatroların fazla süslü oyunlarının yerine klasik Fransız üslubunun benimsenmesine çalıştı. Konuşma, jest ve duruşlarıyla Fransız örneklerini taklit eden tiyatroya örnekler verdi.

Lessing’in 1767-1769 arasında Hamburg’da saray dışı bağımsız tiyatroyu kurma girişimi başarısızlığa uğradı.

Lessing, tiyatro eleştirmeni olarak Shakespeare’i Fransızların klasik dogmacılığına karşı seçenek gösterdi. Zamanın önde gelen başka bir tiyatro kuramcısı da A. W. Iffland idi. 1791-1817 arasında Weimar’da Saray Tiyatrosu’nu yöneten Goethe, tüm uğraşma karşın bir tiyatro kurmayı başaramadı. Viyana’da 1741’de kurulan ünlü Burgtheater, 1814-1832 arasında yöneticiliğini yapan A. N. Scheyvagel ile tiyatro sanatı doruk noktasına ulaştı. K. Immermann, H. Laube, F. Dingelstedt, G. von Meiningen 19. yüzyılın önde gelen tiyatro yönetmenleri oldular. Andre Antoine’ın gelenekçi Comedie Francaise’e tepki olarak 1887’de amatörlerden oluşturduğu natüralist Theatre Libre’den esinlenilerek 1889′ da Berlin’de Freie Bühne (Özgür Sahne) kuruldu. Sanatta yenilik hareketinin halk eğitimi düşüncesiyle birleşmesi sonucu 1890’da Berlin’de Frei Volksbuhne (Özgür Halk Sahnesi) kuruldu. 1894-1904 arasında Berlin’de Alman Tiyatrosu yöneticisi O. Brahm ve Agnes Sorma, M. Reinhardt, O. Sauer, E. Reicher gibi oyuncularla bir natüralist tiyatro okulu durumuna geldi.

1910’dan başlayarak Almanya’da tiyatro alanında, öncelikle güzel sanatların yol açtığı devrimci gelişmeler görüldü. Birinci Dünya Savaşı’ndan önce ilk ekspresyonist (dışavurumcu) oyunlar sahnelenmeye başlandı. 1920’lerde dışavurumculuk yerini giderek Yeni Nesnelciliğe bıraktı. E. Piscator ajitasyonu deneyle birleştirdi. B. Brecht epik tiyatro anlayışını getirdi. Nasyonal Sosyalizm, canlı Berlin tiyatro yaşamını 1933’te hemen hemen tümüyle söndürdü. 1945’ten soma tiyatro yaşamı yeniden eski canlılığına kavuştu. Eski tiyatrolar onarıldı. 100 kadar yeni tiyatro binası yapıldı. G. Gründgens, F. Kortner, H. Baner, H. Lietzau gibi hiçbir politik yöne bağlı olmayan yönetmenler tiyatro yaşamını etkilediler. Piscator’un 1963’te R. Hochuth’un Stellvertreter (Temsilci) adlı oyununun sahnelenmesiye politik tiyatro güncellik kazandı. Bunu F. X. Kroetz, W. Deichsel, M. Sperr gibi yazarların eserleriyle gelişen saldırgan bir halk tiyatrosu izledi.

Advertisement
1968 Öğrenci Hareketleri

1968 öğrenci hareketiyle politik bilinç kazanmış genç bir oyuncu kuşağı, geleneksel içeriklere ve anlatım biçimlerine tepki olarak klasikleri kendi anlayışlarıyla sahnelediler. Burjuva karşıtı bir tiyatro için yeni konular, yorum ve oyun biçimleri arayışı, Almanya’ya gelen bağımsız yabancı tiyatro toplulukları tarafından da güçlendirildi. Tiyatronun politik-eleştirel yönde etkileştirilmesi, yeni bir sanat dili oluşturma arayışına koşut olarak gelişti. Bu çabanın odak noktası 1962’den başlayarak Bremen Tiyatrosu oldu. K. Hübner’in yöneticiliği sırasında P. Zadek, W. Minsk, R. W. Fassbinder, P. Stein ve K. M. Grüber gibi ünlü genç kuşak yönetmenlerinin oyunları sahnelendi. P. Stein, 1970’ten bu yana Berlin’de Schaubühne Tiyatrosu’nda politik yönü vurgulanan eleştirel bir gerçekçilik anlayışı geliştirdi.

Demokratik Almanya’da, tiyatro, yoğun biçimde sosyalist gerçekçilik anlayışının etkisindedir. Yani sıra klasik mirasın yaşatılması tutumu sürmektedir. Son yıllarda deneysel tiyatroya da yönelmeler görülmektedir (B. Besson, R. Berghaus, B.K. Tragelehn, M. Karge ve M. Hanghoff),


Leave A Reply