Altimetre Nasıl Çalışır? Altimetrenin Çalışma Prensibi Nasıldır?

3
Advertisement

Altimetre nasıl bir alettir, çalışma prensibi nasıldır? Altimetre ne işe yarar? Altimetrenin yapısı ile ilgili bilgi.

Altimetre

Kalın bir sis içinde bir arabayı sürmek çok zordur, fakat sürücü hiç değilse yolu görür ve doğru yolda gidip gittiğini fark edebilir. Fakat bulutlar arasında «görmeden» uçan bir pilot, yerden ya da ufuktan bir müracaat noktası göremez. Gerçekten, eğer uçağın yüksekliğini, hızını, doğrultusunu ve yataya göre durumunu gösteren aletler olmasaydı, bu şartlar içinde uçmak imkansız olurdu.

Bir uçaktaki en önemli aletlerden biri altimetredir; bu alet, pilota deniz düzeyinden ne kadar yüksekte bulunduğunu (ya da, eğer uygun tarzda ayarlanmışsa, yere ulaştığı sırada belirli bir hava alanından ne kadar yüksekte bulunduğunu) gösteren bir nevi «saat» tır. Kötü havalarda kendi yüksekliğini bilmesinin ve böylece tepeler ve anten direkleri gibi engellerden kaçınmasının çok önemli olduğu aşikardır; fakat bu uçak, varacağı yere gelince yüksekliğini bilmesi Hayati bir önem taşıyabilir. Bugünkü halde, birkaç uçak birden geldiği vakit, eğer hava trafiği kontrol teşkilatı olmasaydı, havaalanı sıkışık duruma düşer ve büyük bir çarpışma tehlikesi olurdu; bu teşkilat gelen uçakların havayolları üzerinde belirli aralıklarda ya da farklı yüksekliklerde uçmaları için gerekli talimatı verir. Dolayısıyle presizyonlu bir altimetrenin rolü önemlidir.

Altimetre, atmosfer basıncının deniz düzeyinden olan yükseklikle azalması basit prensibine dayanır. Deniz düzecinde, üzerinde atmosferin bütün ağırlığı bulunmak üzere, normal atmosfer basıncı santimetre kareye 1 kilogramdır (yani havanın ağırlığı, bir cismin her santimetre karesi üzerine 1 kilogramlık bir kuvvet uygular). Fakat yaklaşık olarak 5400 metre yüksekte, havanın ağırlığı deniz düzeyindekinden çok daha azdır ve atmosfer basıncı deniz düzeyindekinin ancak yarısı kadardır.

Advertisement

Altimetrenin Yapısı

Basit bir altimetrede, içinin havası hemen hemen tamamen boşaltılmış (yani içinde kısmi bir vakum bulunan) ve lehimlenmiş bir yumuşak metal kapsül vardır. Kapsül, içindeki hava basıncının dışarıdakinden daha az olması sebebiyle, ezilecek bir durumdadır, fakat çeperleri bir yay vasıtasıyla ayrık tutulurlar. Eğer kapsül, hava basıncının daha az olduğu bir bölgeye giderse (mesela bir uçak yükselirken olduğu gibi, kapsülün çeperleri üzerindeki basınç azalacaktır, ve yay kapsülün çeperlerini daha fazla uzaklaştırabilecektir. Halbuki eğer uçak, atmosfer basıncının daha büyük olduğu bir bölgeye giderse (inerken olduğu vakit gibi) kapsülün sıkışma eğilimi daha büyüktür ve yay, çeperlerin birbirlerine biraz yaklaşmalarına müsaade eder. Kapsül çeperlerinin birbirlerinden uzaklaştıkları ya da birbirlerine yaklaştıkları mesafe, atmosfer başmandaki azalma ya da artma miktarına bağlıdır, ve bu da, genel bir deyimle, yüksekliğe bağlıdır. Hareket daima küçüktür, fakat bir levyeler ve dişliler sistemi bunu büyütür ve göstergelerin (saatin akrep ve yelkovanı gibi) footlara ya da metrelere göre işaretlenmiş bir kadran üzerinde dönmesini sağlar. En modern altimetreler aynı prensibe göre çalışırlar, fakat üzerinde bazı değişiklikler yapılmıştır. Birinci olarak, bir saatin akrep, yelkovan ve saniye göstergeleri gibi birbirlerine takılmış güç gösterge vardır. En uzun olanı ft’ların yüzlerini, sonraki ft’ların binlerini, ve en kısası ft’ların on binlerini kaydeder. Ayrıca birden fazla (genel olarak üç) kapsül ya da vakum kutusu vardır, ve bunlar daha kuvvetli ve daha oynak olacak trazda kıvrımlıdırlar. Bu aletler gayet sağlıklıdırlar.

Altimetreler bir ana alete göre ayarlanırlar, ve onun kendisi de Uluslararası Sivil Havacılık Teşkilatı ( ICAO) tarafından kabul edilen şartlara göre ayarlanmıştır. Bütün dünyada, havacılıkla ve meteorolojistler tarafından kullanılan basınç birimi milibardır (bir milibar, santimetre kare başına bir milyon dine eşit bir atmosfer basıncı birimidir. Bir milibar bir barın binde biridir) ICAO, ortalama deniz düzeci basıncının 1013.2 milibar (76 cm. civa basıncına ya da inç kare başına 14.7 Ib’ye eşdeğer) olacağını ve her 30 ft’luk (9 metre) yükselme için bir milibar düşeceğini kabul eder. Böylece 3000 ft’ta (900 metre), basınç deniz düzecindekinden 100 milibar daha eksik, yani 913.2 milibar olacaktır.

Altimetreler için durumu karıştıran bir husus şudur; Günlük hava şartlarına bir göz atılırsa, deniz düzecindeki atmosfer basıncının sabit olmaktan çok uzak olduğu görülecektir. Bir yerden öbürüne değişir, ve herhangi bir yerde, barometre işarlarını peryodik olarak kontrolla görüleceği gibi, bir günden öbürüne ve hatta bir saattan öbürüne, basınç değişir. Eğer bir uçak havaalanında durursa (deniz düzeyinde), basınç gerçekten 1013.2 milibar olduğu vakit altimetre sıfır foot gösterirdi. Fakat ertesi günü basınç sadece 993.2 milibar (yani 20 milibar eksik) olabilir. Bu durum, 20×30 ft’luk bir teorik yükseklik değişmesine karşılık olabilirdi (zira basınç, her 30 ft yükselmede bir milibar azalır). O halde, uçak yerde, deniz düzecinde olduğu halde altimetre 600 ft gösterirdi. Bunun anlamı şudur ki, bu bölge üzerinde uçan bir uçak gerçekte yerden 50 ft yukarıda olduğu halde altimetresi 650 ft’luk bir yükseklik gösterirdi.

Tabiidir ki, işlerin böyle olmasına müsaade edilemez, ve gerçekte, altimetrelerde bulunan bir ayarlama düzeneği ile, aletin, hava trafiği kontrolü ya da meteorolojisti tarafından verilen basıncının kaç milibar olduğuna göre ayarlanması mümkündür.


3 yorum

  1. Atmosferdeki Havanın ağırlığına göre yükseklik tespiti yapıyor ise bir fırtında ne olur yer çekimi değil de basınç farzdeesekde yine fırtınalı bir havada basınç da değişmezmi böyle durumlarda nasıl doğru tespit yapıyor.

Leave A Reply