Advertisement

Alüminyum elementinin özellikleri ile alüminyum elementinin bulunduğu çıkartıldığı yerler ile ilgili olarak genel bilgilerin yer aldığı sayfamız.

Alüminyumun Özellikleri ve Bulunduğu Yerler

Alüminyum Elementinin SimgesiAlüminyum (Al), aluminyum olarak da yazılır, kimyasal element; periyodik tablonun IIIa grubunda (bor grubu) yer alan, hafif, gümüş beyazlığında bir metaldir. Yer kabuğunda en çok bulunan ve demir dışında en çok kullanılan metaldir. Yüksek kimyasal etkinliğinden dolayı doğada serbest halde bulunmayan alüminyumun bileşikleri, değişik oranlarda da olsa hemen hemen bütün kayaçlarda. bitkilerde ve hayvanlarda bulunur. Yer kabuğunun 16 km kalınlığındaki en dış katmanında yoğunlaşmıştır. Ağırlığının yaklaşık yüzde 8’ini oluşturduğu bu katmanda oksijen ve silisyumdan sonra en bol bulunan elementtir.

Alüminyum Folyo

Bulunduğu yerler ve özellikleri.

Alüminyum, alüminyum silikat halinde korkayaçlarda, feldispatlarda, feldispatoitlerde ve mikalarda, bunların parçalanmasıyla oluşan topraklar (örn. kil) ile dış etkilerle bozulmasıyla oluşan boksitte ve demirce zengin lateritte bulunur. En önemli alüminyum cevheri olan boksit yüzde 52 oranında alüminyum oksit içeren demirli bir kayaçtır; fiziksel görünümü açısından, bileşimine ve içindeki katışkılara bağlı olarak büyük farklılıklar gösterir. Sarımsı beyazdan griye, ya da pembeden koyu kırmızıya kadar değişen renklerde ve kilden kayaca kadar değişen biçimlerde olabilir. Antarktika dışındaki tüm kıtalarda boksit bulunmuştur. En zengin çökeller çoğunlukla, oluşumlarını tropikal ve astropikal iklimlerde geçirmiş bölgelerde bulunur. Bu iklimlere özgü yoğun yağış, sürekli yüksek sıcaklık ve iyi akaçlama boksitin oluşumu için en uygun koşullardır.

ABD, Antiller, Güney Amerika’nın kuzeyi, Hawaii, Avustralya, Hindistan, Endonezya, Malezya, Çin, Rusya, Gana, Yunanistan, Sırbistan, Macaristan, İtalya ve Fransa’da büyük boksit çökelleri bulunur. Metal alüminyum elde edilmesi için ancak yüzde 45 ya da daha yüksek oranda alüminyum oksit içeren topraksı boksit cevherleri elverişlidir. Yüzde 40-60 oranında alümina içeren gibsit ve böhmit adlı iki mineral de, günümüzde ekonomik açıdan işlenmeye değer bulunmaktadır. Bilinen boksit çökellerinin, bugünkü alüminyum üretim düzeyi sürdürülürse, daha yüzyıllarca yeteceği hesaplanmıştır.

Boksit dışında başka alümina kaynakları davardır. Bunların başlıcaları alümina killeri, davsonit, alünit, alüminyum içeren kil taşları, korkayaçlar ve saprolit ile sillimanit mineralleridir. Madencilikte kullanılan boksit bugüne değin büyük ölçüde yüzeyde ya da yüzeye yakın katmanlarda bulunmuştur. Dolayısıyla, cevheri saran ince toprak ve kayaç katmanlarının kaldırılması dışında bir işlem gerektirmeyen açık ocaklardan çıkartılır.

Advertisement

aluminyum

İlk Kez Ham Alüminyum Eldesi

İlk kez 1825’te, Hans Christian Orsted alüminyum klorürü potasyum amalgamıyla indirgeyerek ham alüminyum elde etmeyi başardı. 1809’da Sir Humphry Davy eritilmiş alüminanın (alüminyum oksit) elektroliziyle bir demir alüminyum alaşımı hazırlamış ve buna aluminum adını vermişti. İndirgeyici olarak potasyum kullanan Alman kimyacı Friedrich Wöhler, 1827″de toz, 1845’te de küçük yumrular halinde alüminyum elde etmeyi ve bu metalin kimi özelliklerini saptamayı başardı.

Bu yeni metalin 1855 1. Paris Dünya Sergisi’nde halka tanıtılmasıyla, eritilmiş klorürün sodyumla indirgenmesi yoluyla hem çok masraflı, hem de az miktarda elde edilebilen alüminyumun piyasaya çıkarılması aynı döneme rastlar. Elektrik enerjisinin görece bollaştığı ve ucuzladığı bir dönemde, ABD’de Charles Martin Hail ile Fransa’da Paul-Louis Toussaint Heroult, hemen hemen eş zamanlı olarak alüminyumun, bugün de kullanılan elektroliz yöntemiyle ticari üretimini gerçekleştirdiler. Alüminyum, 1960’larda demir dışındaki metal üretiminde bakırı geçerek birinci sırayı aldı.


Leave A Reply