Amerikan İç Savaşı Hakkında Bilgi

0
Advertisement

Amerika Birleşik Devletlerinde yaşanmış olan iç savaş öncesi ve iç savaş sırasında gelişen olaylar. İç savaşın sebepleri ve sonuçları ne olmuştur.

İç Savaş Öncesi. Birleşik Devletler’in tüm eyaletlerinde kölelik vardı. Ancak endüstrinin geliştiği kuzeyde bu olgu pek köklü olmadığı gibi yavaş yavaş kaldırılmıştı. Güney eyaletlerinde ise pirinç, çivit, pamuk ve tütün ekiminin yaygınlaşması, özellikle Güney Karolina ve Kaliforniya’da Zenci el emeğine daha çok gereksinim duyuruyordu. Ekonomik gelişmeye bağlı olarak zamanla kendiliğinden ortadan kalkacağı düşüncesiyle Birleşik Devletler Anayasası köleliği kaldırmamıştı. Oysa, bunun tersi oldu. Özellikle pamuk ekiminin yaygın hale gelişi köleliğin yeni eyaletlere de sıçraması tehlikesini doğurdu. Kölelik karşıtlarıyla yandaşları arasında olaylara yol açmamak için daha 1787’de bir kararname yayınlanarak Ohio’nun güneyinde kurulmuş olan eyaletlerde köleliğe izin verildi. Ohio’ nun kuzeyindeki eyaletlere bu izin verilmediği içindir ki yörede üç serbest eyalet oluştu (1812’de Ohio, 1816’da Indiana, 1818’de Illinois). Buna karşılık güneyde 1817’de Mississippi, 1819′ da Alabama, köleliğe açık eyaletler olarak oluşturuldu. Bu üç serbest eyalete, 1837’de Michigan, 1848’de Wis-consin katıldı. Özgür bölgeyle köleci bölge arasında sınırın olmadığı bir bölüm de Mississippi’nin ötesiydi. Bu topraklar 1803’te Napolyon’dan satın alınarak, ulusal toprak haline getirilmişti. 1812’de bu topraklarda oluşturulan Louisiana Eyaleti köleliğe açıktı. Böylece 30° 36′ enlem özgür ve köleci topraklar arasında sınır olarak kabul edildi. Geçici bir çözüm getiren bu önlem, aym zamanda iç savaşın tohumlarını da attı. Birleşik Devletler’in ekonomideki atılımları da köle karşıtlarıyla köle yanlıları arasındaki çatışmayı hızlandırıyordu. 1810’da tarım kesiminde çalışan nüfus % 37.5 iken, 1840 ‘ta % 23’e düşmüştü. Kuzey’de ise liberalizm ilkeleri gereğince kurulmuş özel girişimcilerin yarattığı zenginlik, ticaret ve endüstri burjuvazisinin gelişmesiyle endüstride çalışan nüfusa gereksinim duyuluyordu. Bu olgu, büyük ölçüde köle yığınlarının özgür eyaletlere kaçmasına yol açıyor ve bu da gerginliği arttırıyordu. Kuzey’de 1810′ da çalışan nüfus, % 16’dan % 39’a yükselerek emekçiliğin doğmasına yol açtı. 1833’te Philadelphia’da bir işçi partisi kurulması bunun en ilginç belirtisidir. Güney’de de giderek köleliğe dayanan bir malikâne rejimi yerleş-mekteydi.Bir tür toprak oligarşisi oluşturan bu malikâne rejimi, 4 milyon köle çalıştıran ve büyük çiftliklerde oturan bir tür kalıtım soylularıydı. Yeni toprakların ekime açılması pamuk üretiminin 1850’de 1.350.000 balyadan 3.850.000 balyaya yükselmesini sağladı. Bu yıllar arasında deniz yoluyla 70 bin köle getirilirken 20 bin köle de Birleşik Devletler’in Virginia Eyaleti’ nde hayvanlar gibi yetiştirildi. Pamuk ekimi Güney’de her tür endüstriyi ve besin yetiştiriciliğini ortadan kaldırmıştı. Böylece Güney besin ve öteki endüstri ürünlerinde büyük ölçüde Ku-zey’e bağımlı hale gelmişti. Birleşik Devletler’de toplumsal yapılanma açısından birbirine bağlı iki ayrı bölge gelişiyordu. Bu Simon Bolivar’ın tüm Amerika ülkelerini bir federasyon halinde toplamak için düzenlediği Panama Kongresi’nde oldukça belirgin biçimde ortaya kondu (1826). Kuzey eyaletleri, böyle bir federasyonun Birleşik Devletler’e ekonomik yarar sağlayacağını düşünmek isterken, Güney Eyaletleri köleliği yasaklayan ülkelerle bir araya gelmek istemiyordu. Panama Kongresi’nin başarısızlığında Birleşik Devletler’in bu iç çelişkisi etkin oldu. 1834’te bu çelişki daha keskinleşti. Amerika Kongresi, ekonomik politikası gereği, endüstrisini Avrupa endüstrisinden bağımsız olarak geliştirmek için devlet desteğinden yana yasalar çıkarınca, dokuma alanında dışsatımı arttırmak için serbest ticaretten yana olan Güney, buna karşı çıktı. Hatta Güney eyaletleri kendi kendilerini yönetme hakkını bile gündeme getirdiler. Kongre’de başlayan bu muhalefet, Batılıların da desteğiyle gümrük tarifeleri konusunda da gösterdi ve 1828’deki seçimlerde merkeziyetçi ve köle karşıtı Kuzey’in Cumhuriyetçi adayına karşı Güney’in köle yanlısı ve eyalet haklarından yana adayı olan Jackson başkanlığı kazandı. Kongre’de Cumhuriyetçiler çoğunluktaydı. Jackson, Cumhuriyetçi çoğunluğu etkisiz duruma getirmek için de başkanlık otoritesini geliştirdi. Ayıklama sistemiyle kendisine bağlı kişileri önemli görevlere getirdi. Kongre’de anayasa tartışması yeniden yoğunluk kazandı. Öyle ki bütün federatif sistemin yaralanması söz konusuydu. Bunu ustaca kullanan Kuzey, Jackson’u aşırı köle yanlılarım desteklemekten uzaklaştırdı. Partiler de doğrudan halkla ilişki kurup 1832 Seçim-leri’nde daha demokratik bir hava yarattılar. Jackson yeniden seçildi. Bu arada Güney Karolina koruma önlemlerini gereksiz saydığını duyurarak uygulamaya konulması halinde birlikten ayrılacağını duyurdu. Jackson böyle bir ayrılığa silah gücüyle karşı çıkacağını açıkladı. 1835’te Jackson Senato’ da çoğunluğa karşın Ulusal Banka’nın ayrıcalığını yenilemeyerek bankadaki devlet fonlarını çeşitli küçük bankalara dağıttı. Bunun üzerine Cumhuriyetçiler, İngiliz Liberallerinin Kral III. George’un otoriter yönetimine karşı geliştirdikleri muhalefetinden esinlenerek Whig adını da kullanmaya başladılar. 1836 Seçimleri Jackson’u başkanlıktan uzaklaştırdı. Yeni başkan Martin van Buren de Jackson’un hatalarını sürdürdü. Küçük bankaların sayısı 329’dan 788’e yükseldi. Bu arada ulusal arazi sayılan boş toprakların altın ve gümüş karşılığı eyaletlere ya da kişilere satılması yöntemi bırakıldı. Tedavüldeki parayla satış esası getirildi. Böylece toprağa kayan para, endüstride bunalıma yol açtı. Yiyecek fiyatları yükseldi, işsizlik arttı, bankalar iflas etti. 1840 Seçimleri Demokratların yenilgisiyle sonuçlandı. Başkanlığa Cumhuriyetçi Whig Harrison seçildi. Ancak 1841’deki başkanın yenilenmesi sırasında Demokratlar yeniden başkanlığı ele geçirdiler. Güney’in Demokrat başkanlarından John Tyler’in (1841-1845), James K. Polk’ın (1845-1849), Zachary Taylor’un (1849-1850), Franklin Pierce’nin (1853-1857) ve James Buchanan’ın (1857-1861) başkanlıkları sırasında Güney eyaletlerinin ademi merkeziyetçi ve köleci görüşleri ve ünlü Ayıklama Yöntemi genel politikaya egemen oldu.

1850’de Kaliforniya ve New Mexico’nun Birleşik Devletler’e katılması sonucunda buralarda da kölelik yasaklandıysa da Güney eyaletlerinin diretmeleriyle kaçan kölelerin mahkeme kararıyla Güney’e geri verilmesi esası getirildi. Bu sırada özgür eyaletlerde Güney’den kaçmış 20 bin köle özgürce çiftçilik yapıyordu. Bunların mahkeme kararıyla geri gönderilmesi halkın tepkisine yol açtı (Tom Amca’nın Kulübesi’nin yazılması bu döneme rastlar). 1854’te Missouri’nin köleliğe açık ya da özgür olması konusu saptanırken kongrenin onayı gerekti. Başkanın da desteğiyle Güneyliler yararına sonuçlanan oylama sonucunda burada da kölelik yerleşti.

Abraham Lincolnİç Savaş. 1860’ta Birleşik Devletler’ deki politik görünüm kesin ayrılıklar gösteriyordu. Güney; kölelikten, serbest alışverişten ve federalizmden yana olurken; Kuzey köle karşıtı, birlikçi ve ekonomi korumasından yanaydı. Bu ayırımlılık Kongre’de de geniş bir ortam buluyor ve yoğun tartışmalar doğuruyordu. Kuzey ve Güney arasındaki bu sürtüşme, 1854’te kurulan ve hedefi köleliğin kaldırılması olan Yeni Cumhuriyetçiler’in çabasıyla daha da belirginleşti. 1860’ta Kongre’nin köleliği kaldırma yolunda bir karar alma olanağını yasaklaması, kölelik sorununun her eyaletin kendisinin çözmesinden yana olan Demokratlar’ın ılımlı kanadının partiden ayrılmasına yol açtı. Cumhuriyetçiler ise Kuzey’de daha fazla bütünleştiler, korumacılığı savunan, köleciliği yasaklayan, ancak var olduğu eyaletlerde şimdilik kalmasını savunan Abraham Lincoln’u başkan seçtirdiler (1860). Bu seçime Güney eyaletleri, özellikle Güney Karolania büyük tepki gösterdi.

Seçmenlerine çağrıda bulunarak ayrılık yanlısı bir geçici meclisin seçilmesini sağladı. Bu meclisin oy birliğiyle “Bağımsızlık Bildirisi” yayımlandı, 1788 yasalarını kaldırarak Güney Karolina’nın birlikten ayrıldığını duyurdu. Kısa bir süre sonra Mississippi, Florida, Georgia, Alabama, Louisiana ve Teksas da aynı biçimde davrandı. 1861’de birlikten ayrılan bu 7 eyalet bir konfederasyon kurdular. Konfederasyon kendi parasını bastı, vergilerini toplamaya başladı, bayrağını açıkladı. Ancak Lincoln bu sonucu kabul etmedi. Bir ülkede çoğunluğa karşı azınlığın karar alamayacağını öne sürdü. Virginia’nın da Güney’e katılması üzerine Güney, başkent Washington’dan ayrılarak kendine Richmond’u başkent yaptı. 1861’de konfederasyon Charleston Limanı yakınlarında bir kaleyi silahlı baskınla ele geçirince iç savaş resmen başladı. Birlik kısa sürede 75 bin gönüllüyü silah altına aldı. Bunun üzerine Kuzey Karolina, Tennessee ile Arkansas da Konfederasyon’a katıldı. Delaware, Maryland, Kentucky ve Missouri ise Birlik’ten yana oldular. Böylece Birlik’ te 23 eyalet 20.700.000 nüfus, Konfederasyonda ise 11 eyalette 4 milyonu Zenci olmak üzere 9.100.000 nüfus yaşıyordu. Ekonomik alanda da Birlik, Konfederasyondan güçlüydü.

Güney de kısa zamanda 850 bin asker, Kuzey ise buna karşılık olarak zorunlu askerlik getirerek 2 milyon asker topladı. Kuzey’in bu belirgin sayısal üstünlüğüne karşın, Güney’in de geniş toprakları vardı. Gerek Kuzey gerekse Güney, savaşın yarattığı ekonomik sıkıntıları giderebilmek için çok zorlandılar. Ancak denize egemen, özel girişimin yaygm olduğu, bankacılığın geliştiği Kuzey, % 6.5’luk enflasyonla durumu kurtardı. Güney ise besin gereksinimi için önce Avrupa’ya bağlandı. Özellikle İngiltere, hem Kuzey’in gelişen endüstrisinden hem de egemen olan köle karşıtı politikası nedeniyle köle ticareti sona ereceğinden korkarak Güney’i destekledi. Alabama’da gemi tersanesi kurarak Kuzey’in denizdeki üstünlüğünü kırmayı amaçladı, ancak Kuzey’in deniz ablukası uygulaması sonucu Güney kendi topraklarına yöneldi. Ekonomisini besleyen kaynakları da yitirince parası % 66 değer yetirdi (bu arada savaştan etkilenmeyen batıya hem yeni göçmenler geliyor hem de tarımda makineleşmeye gidiliyordu). îç Savaş’ın ilk iki yılında Güney üstün durumdaydı. Ancak Kuzey 1863’te dengeyi sağlayarak karşı saldırıya geçti. Lincoln 1863 Ocağmda bir yasa çıkararak Birlik’in elinde bulunan topraklarda köleliği yasaklayarak Zencilerin de ordu saflarına katılmasını sağladı (savaş sonunda 178 bin Zenci asker vardı).

Advertisement

Köleliğin kaldırılması, Güney’de toprağa dayalı ekonomi sisteminin yok olmasına neden oldu. Bu karar birliği yeniden sağlamakla beraber Güney ve Kuzey arasında kin tohumlarını daha da çoğalttı. Bu kini ve ezilmeyi önlemeyi amaçlayan Lincoln, 1863 bildirisini yayımlayarak köle özgürlüğüne saygı göstereceği konusunda ant içen Güneylilerin bağışlanıp hükümet kurmalarına izin verileceğini söylemesi üzerine halkın % 10’u bu çağnya uydu. Bu bildiriden soma toprak sahiplerine tam bir ay süre tanındı. Ancak lider durumunda olanlar aftan yararlanamayacak, yanı sıra hapis ve idam cezası verilmeyecek ya af dileyecekler ya da ülkeyi terk edeceklerdi. Lincoln savaş sırasında işgal ettiği yerlerde bunu uyguladı: îç Savaş, Mississippi Vadisi’ nin, başkent Richmond’un ele geçmesi ve Güney’in teslim olmasıyla sona erdi (1865).


Leave A Reply