Anjin Nasıl Bir Hastalıktır? Anjin Belirtileri, Nedenleri ve Tedavisi

0
Advertisement

Anjin nedir? Solunum yollarındaki enfeksiyon ile ortaya çıkan bir yutak hastalığı olan Anjin nasıl bir hastalıktır, belirtileri, tedavisi.

Anjin

Anjin; solunum yollarının şişmesine, boğaz yanması ve göğüs ağrısına neden olan enfeksiyon kökenli yutak hastalığıdır.

Nefes alamama ve boğulma duygusuna yol açar. Bu terim halk arasında genellikle bademciklerde görülen çeşitli iltihaplanmalar için kullanılır. Tıp dilinde ise anjin, göğsün sol yanında beliren ağrıyı tanımlamak için kullanılır. Anjinler nedenlerine ve belirtilerine göre iki gruba ayrılır. Boğazda görülen anjinlere soğuk algınlığı ve tahriş neden olur. Virüs kökenli kırmızı anjine sonbahar ve ilkbahar aylarında çok rastlanır.

Anjin Hastalığı Nedir

Soğuk algınlığıyla birlikte görülür. Nezleyi izleyen yutak iltihaplanmalarında boğaz mukozası ve bademcikler şişer. Parlak, kırmızı ve yer yer kuru olan boğaz mukozasında, sümüksü maddelerle lapamsı salgılar oluşur. Kırmızı anjin ateş yükselmesi, titreme, baş ağrısı, halsizlik ve iştahsızlık belirtileriyle başlar. Yutkunma zorlaşır, burun tıkanır ve nefes kötü kokar. Boğaz ağrır ve yutkunma sırasında yanar. Ateşin yükselmesi sırasında vücutta ağrılar belirir, idrar azalır. Hastalığın iyileşmesi için ilk günlerde boğaz sıcak tutulur; sıcak ve sulu besinler alınır. Aspirinli gargara yapılır. Etkili tedavisi antibiyotiklerle sağlanır.

Beyaz anjin de mikrop kökenlidir.

Streptokok denilen bakterilerin neden olduğu hastalıkta bademcikler çok büyür. Boğazda iltihaplanma yerlerinde beyaz lekeler ya da kirli beyaz renkte salgı birikmeleri olur. Tedavide antibiyotik kullanılır. Beyaz anjine yakalanmış kimi hastalarda boğaz iltihaplanmasından 1-3 hafta sonra akut ateşli romatizma ve nefrit gibi ağır hastalıklar oluşabilir. Bu nedenle beyaz anjinde ASO ve idrar tahlili yaptırılmalıdır. Vincent anjininde bademcik üzerinde bir yara oluşur. Bedensel direnci azalmış kişilerde, anganülositoz hastalığında görülen boğaz ülserinin yol açtığı bir anjindir.

Advertisement

Tanısı kolay olan Vincent anjininin tedavisinde penisilin ve sülfamitler etkili olur. İkinci grupta yer alan göğüs anjini göğsün sol yanında beliren ve kalbi besleyen konorer damarların büzülüp daralmasıyla oluşan göğüs ağrısıdır (angina pektoris). Göğüs anjini genellikle kalp ya da aorttaki organik lezyondan ya da damar örgüsünün bozukluğundan kaynaklanır. Hasta kalp sıkıntısı ve ağrı duyar. 3-5 dakika süren ağrı, çeneye ve sol kola yayılır. Yayılma ayrıca sağ kol ve mideye de olabilir.

Yemekten sonraki yürüyüş zamanlarında (prandial anjin) ve soğukta (termal anjin) ağrılar daha sık ve çabuk ortaya çıkar. Heyecanlanma ve sigara içme durumlarında da ağrı görülebilir (emosyonel anjin ve tütün anjini). Ayrıca ağrıların dinlenme sırasında ya da uyurken ortaya çıktığı anjin türleri de vardır. Hastalık eforlu elektokardiyogramla daha kesin olarak tanılanır. Tehlikeli bir hastalık olan göğüs anjininin tedavisinde nitritler (amil-nitrat), beta blokerler ve kalsiyum antogonistleri kullanılır. Yoğun tedaviye yanıt vermeyen hastalarda balonlu kateterle kalp darlığını aşma (anjiyoplasti) ya da köprü by-pass ameliyatı gerekebilir.

Kaynak 2

Anjin, boğaz ve yutaktaki lenf dokusuna yerleşen streptokok ya da başka bakterilerin yol açtığı enfeksiyon hastalığına verilen isimdir. Yüzde 87 oranında, streptokoklardan ileri gelen hastalık, ayrıca pnömokok, stafilokok, influenza basilleri ve başka bakterilerden de kaynaklanabilir.

Dünyanın her yerinde ve bütün iklim koşullarında yaygın ve bulaşıcı olan anjin, yutak mukozası direnci kırılan kişilerde kolayca gelişme ortamı bulur. Bademciklerin anatomik yapısı, bakterilerin yerleşip çoğalmasına ve bakterilerce salgılanan toksinlerin kana karışmasına çok elverişlidir. Hastalığa direnç gösterebilen kişilerde enfeksiyon, genel ve yerel bağışıklık yardımıyla, fagosit hücreler tarafından önlenir. Kuluçka dönemi 1-3 gün arasında olan anjin ateş, titreme, boğaz ve kulak ağrısı, mide bulantısı gibi belirtilerle başlar; boğaz mukozası ile bademcikler şişer ve kızarır.

Dinlenme, bakım, asetilsalisilikasit ve antibiyotik tedavisiyle kısa sürede hastalığın önü alınmazsa çoğu kez bademcik iltihabı ve bademcik apsesi gibi daha ağır enfeksiyonlara dönüşebilir. Süreğenleşen (kronikleşen) enfeksiyonlarda önce boğaz kültürü ile yutak ve boğaz bölgesinde üre-yen patojen mikroorganizma tanınır. İkinci aşamada antibiyogram yapılarak tedavide kullanılacak ve mikroorganizmanın duyarlı olduğu antibiyotiğin seçimi yapılır.

Sağlık Uyarı

Advertisement


Leave A Reply