Ankara Savaşı (Yıldırım Bayezit ve Timur Karşılaşması) Hakkında Bilgi

0
Advertisement

Yıldırım Bayezit ile Timur arasında 1402 tarihinde gerçekleşmiş olan Ankara Savaşı ile ilgili genel bilgilerin yer aldığı yazımız.

Ankara Savaşı

Ankara Savaşı, Osmanlı Padişahı Yıldırım Bayezit ile Timur arasında Ankara’nın Çubuk Ovası’nda yapılan savaştır. Savaş tam olarak 28 Temmuz 1402 tarihinde gerçekleşmiştir.

ankara savaşı

Ankara Savaşı Öncesi

Orta Asya ve İran’da egemenlik kuran ve kısa sürede imparatorluk sınırlarını batıda Suriye, Mısır ve Anadolu sınırlarına kadar genişleten Timur, ilk kez 1394 başlarında Dicle’yi geçerek Anadolu ve Suriye’yi tehdit eder duruma geldi. Dicle’yi geçip Ruseleyn yöresindeki Türkmenleri dağıtan Timur, Urfa’ya geldi; burada Suriye’ye sefer hazırlıklarını yaparken Mısır Sultanı Berkuk’ un niyetlerini duyarak bu seferden vazgeçip kuzeye yöneldi. Timur’un Mardin ve Diyarbakır illerini alması üzerine Sivas’a gelmesinden kaygılanan Sivas Emiri Kadı Burhanettin, Yıldırım Bayezit ve Sultan Berkuk’a mektuplar göndererek Timur’a karşı birleşme önerisinde bulundu.

Yıldırım Bayezit ve Berkuk birleşme çağrısına katıldılar. Birleşmeye katılmış olan Altınordu Hükümdarı Toktamış’ı yenilgiye uğratan Timur, Bayezit’e mektuplar göndererek onun ötekilerden ayrılmasını istedi. Bayezit’in buna yanıt verip vermediği bilinmemekle birlikte, birliği güçlendirdiği bilinmektedir. Mısır Sultanı Berkuk’un ölmesi (1399) ve yerine geçen oğlu Ferec’in yaşının küçük olması nedeniyle Memlûk Sultanlığının işlerinin bozulması üzerine Yıldırım Bayezit, Anadolu Selçuklularının elindeyken sonradan Memlûklara geçmiş olan bölgeleri geri alarak Anadolu’da egemenlik kurmak istedi. Bu sırada Timur da Hindistan’ı ele geçirme çabaları içindeydi. Bayezit, Anadolu’da giriştiği harekât sonucunda Fırat’a kadar olan bölgeyi Osmanlı egemenliğine kattı. Fırat’ın doğusuna geçen Bayezit, Erzurum ve Erzincan’a yöneldi. Bu sırada Erzincan Emiri bulunan Emir Mutahhareten öteki Anadolu beyleri gibi ezilmek kaygısıyla Bayezit’in “itaat etme” çağrısını reddetti ve durumu, eskiden bağlı olduğu Timur’a bildirdi. Bu sırada Timur, Hindistan’dan dönmüş, üçüncü kez Yakındoğu seferine çıkmıştı. Timur, Gürcistan Bölgesi’ni alıp Erzurum yakınlarındaki Pasinler’e geldiğinde birçok hükümdar ve emir kendisine bağlılıklarını ve saygılarını bildirmişlerdi. Bunlar arasında Yıldırım Bayezit’in topraklarını ellerinden aldığı Anadolu beyleri de vardı. Bu beyler Bayezit’i Timur’a şikâyet ederek ellerinden alınan toprakların kendilerine geri verilmesini sağlamasını istedi. Ayrıca Anadolu beylerinden olup da Osmanlı Devleti’nin hizmetine girmemiş olanlar da Timur’un hizmetine girdiler. Bu arada, Bağdat’ta hüküm sürmekteyken Timur’dan kaçan Celayiroğlu Sultan Ahmet, kendisine bağlı Karakoyunlu Türkmen beyi Kara Yusuf Bey ile Anadolu’ya gelerek Bursa’da Yıldırım Bayezit’e sığındı ve bu davranışı karşısında kendisine Aksaray ve Kütahya armağan edildi. İki büyük düşmanın bu tür bir koruma altına alınmasına kızan Timur, Böylece Bayezit ile savaşmak için bahane elde etmiş oldu. Bir mektupla Bayezit’ten Sultan Ahmet ile Kara Yusuf un kendisine teslim edilmesini ya da öldürülmesini; o da olmazsa Osmanlı ülkesinden kovulmasını istedi. Bayezit buna olumsuz yanıt vererek savaşa hazır olduğunu bildirdi.

Böylece Timur ile Bayezit arasında savaş kaçınılmaz duruma geldi. 1400 Temmuzunda Pasinler’den kalkarak Erzurum ve Erzincan’a gelen, orada Erzincan Emiri Mutahhareten tarafından karşılanan Timur, Ağustos ortalarında Sivas önlerine gelerek kenti kuşattı. Sivas Valisi Şehzade Süleyman Çelebi, Timur Ordusu’nun sayıca çokluğunu duyarak çekilmiş, yerine kenti savunmak üzere Malkoçoğlu Mustafa Bey’i bırakmıştı. Bayezit oğlu Mehmet Çelebi ile Anadolu Beylerbeyi Kara Timurtaş’ı önemli sayıda askerle birlikte baskına gönderdiyse de bunu haber alan Timur, Osmanlı kuvvetlerini yenilgiye uğratarak Kayseri ve yöresini yakıp yıktı. Sivas’ta kuşatmaya direnen Mustafa Bey, kentin surlarının çökmekte olması ve halkın ısrarı üzerine teslim olmaya karar verdi. Timur, huzuruna gelen Mustafa Bey’e kan dökülmeyeceğine söz verdi; teslim olan kent halkından 4 bin kişiyi, kan dökmediğinin belgesi olarak diri diri toprağa gömdürdü. Timur, Sivas’tan sonra Elbasan’a yönelerek bu bölgeyi yağmalayıp Malatya’ya geldi. Kent direnmeden teslim oldu. Osmanlı kentlerini yıkıp yıkmak ve yağmalanmakla hem halkın direnme gücünü kırmak hem de Bayezit’i üzerine çekmek istiyordu. Timur’un Sivas’a geldiğini duyan Bayezit, kuvvetlerini toplamaya başladı. Timur’un Sivas’tan sonra Kayseri-Tokat üzerine yürüyeceğini, böyle olursa iyi korunmakta olan birçok Anadolu kentini ele geçirmek için zorlanıp güç yitireceğini düşünerek ona kesin bir darbe indirmeyi tasarlıyordu. Anadolu’da zorlanma ve güç yitirme olasılığını düşünen Timur, Suriye’ye yönelerek Antep, Şam ve Halep’i aldı. Suriye’yi alan Timur’un kendi üzerine geleceğini sanan Bayezit, ordusuyla Kayseri’ye geldiyse de yanındaki kuvveti yeterli görmeyen Timur, Anadolu’ya dönmekten vazgeçip Bağdat’a gitti.

Advertisement

Yıldırım Bayezit 1401 ‘de Erzincan’a gelerek kenti kuşattı. Erzincan Emiri Mutahhareten kenti sultana teslim etti. Irak’tan Azerbaycan’a giden Timur’un oradan Anadolu’ya yönelmesi olasılığına karşın Bayezit Sivas’a geldi. Timur, Bayezit’in saldırısını karşılamak için şehzadeleriyle bazı beylerinin komutasında kuvvet gönderdi, kendisi de Nahçevan’ a geldi. Timur’un birbiri ardına kazandığı zaferlerle önce Sivas, sonra Suriye ve Irak’ın uğradığı yıkımlardan ürken bazı Osmanlı devlet adamları, onun çok güçlü olduğunu sanıyor ve barış yapılmasını istiyorlardı. Veziriazam Çandarlızade Ali Paşa bunların başında geliyordu. Bu barış yanlılarının etkisi ve Erzincan Emiri Mutahhareten’in istek ve aracılığıyla Bayezit, Timur ile barış yapmaya karar verdi. Karşılıklı elçiler gönderildi. Yapılan mektuplaşmalarda Bayezit kavgaya gerek olmadığını, öteden beri atalarının acımasızlara karşı savaş açtığını, ülkeler ele geçirdiğini söylerken, Timur da Osmanlıların acımasızlara karşı giriştikleri savaşta güçsüz düşmesini istemediğini, kendisinin de doğuda “cihad” ederek gazalarda bulunduğunu; anlaşmalarının ancak Celayiroğlu Sultan Ahmet ile Kara Yusuf konusundaki isteklerinin yerine getirilmesiyle gerçekleşebileceğini bildirdi. Bayezit’ in bu öneriyi kabul etmemesi üzerine de Timur savaşa karar verdi.

Ankara Savaşı Başlıyor

Kışı Karabağ’da geçiren Timur, devlet adamlarını toplayarak savaş konusunu tartıştı. Devlet adamları arasında bir “İslâm Mücahidi” ile savaşılmasını istemeyenler de vardı. Bunlar açık açık söyleyemedilerse de Anadolu’da zorlanacaklarını ileri sürerek Timur’u savaştan vazgeçirmeye çalıştılar. Timur ise dönemin ünlü münecciminin o sıralarda görünen kuyruklu yıldızı Anadolu’nun işgal edileceğinin belirtisi olarak yorumlamasına sevinerek savaşa karar verdi. Savaşın sorumluluğunu üzerinden atmak amacıyla da Yıldırım Bayezit’e yazdığı bir mektupla kabul edilmesi olanaksız önerilerde bulundu. Bayezit’in devlet adamları arasında bu önerilerin benimsenerek Timur belasının Anadolu’dan uzaklaştırılması eğilimini taşıyanlar olmasına karşın, önerileri reddedilerek savaşa karar verildi. Timur, Pasinler’den Erzurum ve Erzincan’a hareket etti. Kemah’ı alıp Emir Mutahhareten’e verdi. Kendisi de Sivas üzerine yürüdü. Bu arada gizlice haberler göndererek Bayezit’in hizmetinde bulunan Kara Tatarların (Moğol) desteğini sağlayan Bayezit’in ordularını toplayıp üzerine geldiğini duyunca Bayezit ile doğrudan doğruya karşılaşmaktan çekinerek Anadolu içlerine ilerledi.

İçinden geçtiği kent ve kasabaları yakıp yıktı, yağmaladı; Kayseri ve Kırşehir yörelerini ele geçirdi. Hasat mevsimi olmasından yararlanarak halkın elinden ürünlerini alıp ordusunun yiyecek gereksinimini sağlayan Timur, Osmanlı Ordusu’nun bölgeye yaklaştığı haberi üzerine biraz da çoğunluğu yayalardan oluşan Osmanlı Ordusu’nu yormak amacıyla bu bölgede savaşmayı kabul etmeyip Ankara’ya geldi ve kenti kuşattı. Kentin direnmesi ve Osmanlı Ordusu’nun yaklaşması sonucu kuşatmayı kaldıran Timur, Ankara yakınlarındaki Çubuk Ovası’na geldi. Bölgedeki su kuyularını yıktırarak hendekler kazdırdı. Ordununu arkasını Çubuk Çayı’na verip savaş düzeni aldı. Tokat’ta Timur’u bekleyen Bayezit, gelmediğini ve Sivas’tan Kayseri’ye, oradan da Kızılırmak boyunu izlediği haberini alınca, devlet adamlarını toplayarak konu üzerindeki görüşlerini istedi. Bu konuda iki görüş ortaya çıktı. Veziriazam Çandarlızade Ali Paşa’nın başlarında bulunduğu birinci görüştekilere göre; Timur Ordusu’nun bölgesel savaşlarla yıpratılıp daha sonra kesin bir saldırıyla bozguna uğratılması uygun olacaktı. Başlarında Hoca Firuz Bey’in bulunduğu ikinci gruptakilerin görüşlerine göre; hızla saldırılarak bir an önce bu belanın Anadolu’ dan uzaklaştırılması gerekiyordu. Çoğunluğun benimsediği bu görüşe Yıldırım Bayezit’in de katılmasıyla saldırıya karar verildi. Bu arada Ankara’nın kuşatıldığı haberi geldi. Kentin Sivas’ ın durumuna düşmesini önlemek için hızla Ankara’ya hareket edildi. Çubuk Suyu’nun düşman eline geçmesi, bölgedeki su kuyularının Timur Ordusu tarafından yıkılmış olması, Osmanlı Ordusu’nu su sıkıntısıyla karşı karşıya bıraktı. Öte yandan Timur Ordusu’nun sayısını ve olanaklarının üstünlüğü konusunda asker arasında yayılan söylentiler Osmanlı Ordusu’nun moral gücünü olumsuz yönde etkiledi. Timur Ordusu o güne kadar Timur’un seferlerine katılmış orduların sayıca en kalabalığı olup 160 bin kişiyi aşıyordu. Buna karşılık Osmanlı Ordusu’nun yarısı yayalardan oluşmuştu. Osmanlı Ordusu’nun savaş düzeninde, sağ kanatta Anadolu askerlerinin komutanlığını yapmakta olan Kara Timurtaş Bey, sol kanatta Rumeli tümenlerine komuta eden Hoca Firuz yer alıyordu. Yıldırım Bayezit üç oğlu (Mustafa, Musa ve İsa Çelebiler) ve Veziriazam Çandarlızade Ali Paşa ile birlikte Kapıkulu askerlerinin başında merkezde yer aldılar.

Timur Ordusu’nun sağ ve sol kanatlarında Timur’un şehzade ve torunları, kendisi ise merkezde bulunuyordu. Savaşın ilk saatlerinde Osmanlı Ordusu şiddetli saldırılarla üstün bir konum elde ettiyse de Timur Ordusu’nun ön saflarında bulunan birbirlerine zincirlerle bağlı fillerin Osmanlı saldırılarına karşı set oluşturması ve Osmanlı Ordusu’nda yer alan Kara Tatarların (Moğollar) saf değiştirerek Timur’un ordusuna katılmaları, savaşın Osmanlılar aleyhine sonuçlanmasında önemli bir etken oldu. Bu sırada Anadolu askerlerinin de bir bölümü eskiden bağlı oldukları beylerinin sancağını Timur’un yanında görünce onun yanında yer aldılar. Osmanlı Ordusu susuzluk ve güneşin etkisiyle yorgun düştü. Timur öğleden sonra hazır olan birliklerini savaşa sokarak genel bir saldırıya geçti. Osmanlı Ordusu’nun sağ ve sol gerisine sarkan Timur kuvvetleri, Osmanlı Ordusu’nu dört bir yandan sarıp sipahileri bozguna uğratarak yaya kuvvetlere yöneldiler. Savaşın yitirilmekte olduğunu gören Süleyman Çelebi ile Veziriazam Çandarlızade Ali Paşa dövüşe dövüşe geri çekilmeye başladılar. Yıldırım Bayezit, Hoca Firuz ve Kara Timurtaş ile birlikte savaşı sürdürdü. Yenilginin kesinlik kazanması üzerine kendisine yapılan kaçma önerisini reddedip yanındaki 3 bin kişiyle çekildiği tepede direnmeyi sürdürdü. Bayezit, geceleyin atının bir gürz darbesi yemesi sonucu atından düşürüldü ve yakalanıp Timur’ un huzuruna getirildi. Böylece savaş yitirilmiş, Bayezit iki oğluyla birlikte tutsak edilmişti.

Ankara Savaşının Sonuçları

Yıldırım Bayezit’in yenilgisiyle sonuçlanan Ankara Savaşı’nın önemli sonuçlarından biri; Bizans’ın bir süre daha varlığını sürdürmesi ve İstanbul’un fethinin yarım yüzyıl kadar gecikmesidir. Bir başka sonucu da, Osmanlıların Balkanlar’da saldırı durumundan savunma durumuna geçmeleri ve hatta Mora, Selanik ve Yunanistan gibi birtakım yerlerden geri çekilmeleri olmuştur. Osmanlıların Anadolu’da kesin egemenlik kurarak bölgede birliği sağlama çabaları da bu savaş sonunda boşa çıkmış, ülke saltanat kavgalarıyla Anadolu beyleri arasındaki çatışmalarla bir kargaşa içerisine düşmüştür.

Advertisement


Leave A Reply