Anlambilim (Semantik) Nedir?

0
Advertisement

Anlambilim ya da diğer ismi ile semantik nedir? ne anlama gelir hangi konuları araştırır. Anlambilim ile ilgili genel bilgiler.

Anlambilim (Semantik), dil bilimin sözcüklerin anlamlarını inceleyen dalı. “Anlam”a çeşitli bakış açıları olduğundan, anlambilim sınırlarını belirlemek çok zordur. Sözcüklerin anlamlarının, başka sözcüklerin anlamlarıyla karşılaştırılarak incelenmesi statik anlambilime; zaman içindeki gelişmeleri yönünden incelenmesi de evrimli anlambilime konu olur. Anlamın açıklanması: Sözlüklerin anlamını öğrenmek için en uygun yol bir sözlüğe bakmaktır. Ancak, sözlük bize yalnızca hangi sözcüklerin ya da değişlerin aynı anlama geldiğini gösterir.

Örneğin, piyanist sözcüğünün karşılığı piyano çalan insandır. Piyanist sözcüğünün anlamını ancak, piyano, nota, müzik, şarkı, insan, öğrenim, beste ve çalmak gibi sözcükleri düşüncemizde bir araya getirerek elde edebiliriz. Bu anlam ise geçmiş deneyimlerimize ve gözlemlerimize bağlıdır. Yani anlamların yeri, sözcüklerin kendilerinde değil, bizim deneyimlerimizdedir.

Anlambilim, genelde sözcüklerin, işaretlerin ve simgelerin aralarındaki ilişkinin biliminden çok, bunların insanın deneyiminde tuttukları yerin bilgisi olarak tanımlanır. Biz birbiriyle ilgili sözcükleri, şeyler dünyasında aldıkları etiketten yani adlardan tanırız. Ancak bu tanıma, hangi sözcüklerin anlamları ile ilgili olduklarını açıklamada yetersiz kalır. Bazı sözcükler birbiriyle ilgili olmayan birden çok anlama gelmektedir. Özellikle zengin dillerde okunuşu bir, anlamı ayn sözcüklerin pek çok örneği vardır. Türkçede de örneğin acı duymak, kaymak, yar, baskı, yüz gibi sözcükler birden fazla anlam taşır. Ayrıca aynı köklü bir sözcük değişik anlamda kullanılabilmektedir. Örneğin, kaçmak sözcüğü: Hapisten kaçmak, trenin kaçması, çorap kaçığı, aklını kaçırmak, vb.

Telefon sözcüğünün anlamının çoğumuz için teleks sözcüğünün anlamından daha açık olması deneyimlerimizden kaynaklanır. Ayrıca, makas, soba, kalem gibi somut sözcüklerin anlamı, özgürlük, vicdan, yazgı gibi soyut sözcüklere oranla daha belirlidir. Bununla birlikte, entropi, matriks gibi birtakım bilimsel terimler, çok yakından tanıdığımız nesne, mal ya da olaylar sınıfından olmadıkları halde, anlamları, sıradan bir sözlükte bulunan en somut anlamlı sözcüklerden daha belirgindir.

Mantıkçı Pozitivizm; sorunların birbirine bağlı anlamlarının durmadan çoğalması, anlambilimi yalnızca dilbilimle ilgili olmaktan çıkarıp felsefenin de içine sokmuştur. Bu akım 1920-1930 arasında Viyana’da L.Wittgenstein, R.Carpan, M.Schlick ve P. Frank’ın öncülüğünde başlamıştır. Mantıkçı pozitivistler, bir bildirgenin akılcı ve mantıklı olabilmesi için, gerçek dünyadaki şeylerle, koşullarla ve olaylarla ilgili olması gerektiğini öne sürerler. Bir bildirgenin doğruluğu (yanlışlığı) kişinin bildirge hakkında yargısıyla belirlenir.

Advertisement

Örneğin, “Su 100°C’de kaynar” sözünü, termometreye bakarak doğrulayabilirse de “İskender, Napolyon’dan daha büyük komutandı” ya da “Adalet yerini bulur” sözleri, elde yeterli karşılaştırma araçları bulunmadığından doğrulukları (yanlışlıkları) konusunda bir şey söylenemez. Mantıkçı pozitivist düşünceler, bilim felsefesinde geniş olumlama alanları bulur. Sözcüklerle özneleri arasındaki ilişkilerin, bildirgenin, sıkı bir anlambilimsel çözümlemesi, kuantum ya da görecelik kuramları gibi bilimsel kuramlar içindeki, kişiye yanlış yola yönelten, şaşırtan öğelerin ayıklanmasına da yardımcı olur.

Genel Semantik Okul: Anlambilimin bir başka önemli gelişimi, halkın davranışlarını birtakım basmakalıp sözlerle denetim altında tutmak biçiminde toplumsal-siyasal alanda olmuştur. 1930’larda Almanya’da militan nasyonalizm yükselirken, Genel Şematik Öğreti geniş biçimde kullanılmıştır. Olguculuk disiplini içinde yer alan Genel Semantik akım, toplumsal sorunların dilin yanlış kullanılmasından doğduğunu ileri sürer. İkinci Dünya Savaşı öncesinde ABD’de ortaya çıkan bu akımın kurucusu Alfred Korzybski’dir. ABD’de toplumsal yapıyı, politikayı ve propaganda araçlarını gözlemleyerek 1933 yılında Science and Sanity (Bilim ve Akıllılık) adlı kitabını yazan Korzy-bski, nesnelerin tüm gerçekliklerinin bilinemeyeceğini, sözcüklerin daha çok sözcüğü kullanan kişiyi anlattığını öne sürdü. Toplumsal sorunların, sözcüklerin yanlış kullanılmalarından doğduğunu iler süren Semantik Okulun önde gelen ABD’li anlambilimci S. Chase’e göre, düşünce sözcükten doğmuştur. Dahası, örneğin sömürme sözcüğü kullanılmazsa sömürme gibi toplumsal bir olay olmayacak, terör sözcüğü üretilmeseyli terör olmayacaktı vb. Genel Semantik akım, sözcüklerin bizim dışımızdaki dünyayı yansıttığını savunan maddeci diyalektiğe tümüyle karşıdır.


Leave A Reply