Arabanın İcadı, Geçmişten Günümüze Arabaları Gelişimi, Tarihçesi

4
Advertisement

Araba nasıl ve kim tarafından icat edildi? Arabalar tarih boyunca nasıl gelişti, değişti? Eski Türklerde araba, Osmanlılarda araba, Arabanın tarihçesi.

Eski Arabalar:

Araba: Tekerlek üzerinde giden ve hayvan veya elle yürütülen, eşya veya insan taşımaya yarayan bir taşıttır. Elle yürütülen ve hafif şeyleri taşımak için kullanılan bir tekerlekli «el arabası» sayılmazsa, arabalar «iki tekerlek ve «dört tekerlekli» diye ikiye ayrılır.

Arabalar genel olarak atlara, öküzlere, çektirilir. Belçika, Hollanda gibi memleketlerde keçileri bazı küçük hafif arabalara koşarlarsa da keçi hiçbir zaman koşum hayvanı sayılamaz. Uzak Doğu’da insanların çektiği birer kişilik iki tekerlekli arabalar vardır. Bu arabalar boşken, dolu oldukları zamankinden daha zor çekilirler.

Yolcuların bindiği veya eşyaların konduğu yer, arabanın biçimine ve cinsine göre oldukça kaba yapılmıştır. Yolcu taşıyanlarınki daha ince işlenmiştir ve içinde oturmak için sıralar vardır. Yolcu taşıyan arabalarda yay sistemine daha fazla önem verilmiştir. Yayların üzerine oturtulan araba, daha az sallanır, bozuk yollarda daha kolay gider.

İki tekerlekli arabalarda ağırlığın bir kısmı hayvanın boynuna basar. Dört tekerlekli arabalarda ise ağırlık tamamen tekerleklere biner. Ön tekerlekler bir mil etrafında sağa veya sola dönerek arabanın yön değiştirmesini sağlar ve arka tekerleklere nazaran daha küçüktür. Ayrıca arabanın daha kolay, sessiz ve sarsılmadan gidebilmesi için de tekerlekler kullanılır. En ilkel tekerlek çeşidi tahtayı yuvarlak bir şekilde kesip ortasından bir mil geçirilerek yapılanıdır. Fakat genel olarak ortasındaki mile parmaklıklarla bağlanan çember şeklindeki tekerlekler kullanılır. Ok arabanın doğrultusunu tayine yarar. Atlar yan kayışlarla, çeki kancasına takılı bulunan falakalara koşulur. Yürüyen bir arabayı frenlemek için de «köstek», «kızak» veya «çarık» denilen bir alet kullanılır.

eski araba

Kaynak: pixabay.com

Arabanın İcadı

Arabanın icadı tekerlekle hayvan gücünün birleştirilmesi düşüncesinden doğmuştur. Bu bakımdan, ilk arabanın Orta Asya’da kullanıldığı anlaşılır. Çünkü, tekerlek çok eskiden beri, yün eğiren insanlarca bilinmekle beraber, hayvanlar ilk defa olarak Orta Asya’da evcilleştirilmişti. Sonra, insanlar eşyaları hayvanların sırtlarına vurup taşımaktan, hayvanların iki yanlarından arkaya doğru iki sırık uzatıp, bunların arasına gerdikleri postlar üzerinde yerde sürüklemenin daha kolay olduğunu gördüler. Zamanla bu iki sopanın altına bir eksen etrafında dönen iki tekerlek koydular. Böylece, arabanın en ilkel şekli bulunmuş oldu.

Advertisement

Yalnız, tekerlekler arkada olduğu için hayvanlara büyük zorluk veriyordu; üstelik, koşum takımları, çok ilkel olduğundan hayvanların boğazından geçen ipler nefeslerini kesiyordu. Bu bakımdan, ilk arabalar pek kullanışlı değildi. Daha çok öküzlerin çektiği bu arabalar tarım alanında işe yarıyor, savaş alanında büyük bir fayda sağlamıyordu. Ancak, tekerlekleri ortada olan, hafif yapılı arabalar yapıldıktan, bunlara da öküz yerine at koşulduktan sonra araba her bakımdan işe yarar bir taşıt haline geldi.

At, M. Ö. 3000 yıllarında Orta Asya’da evcilleştirilmişti. Orta ve Doğu Asya’da ilk arabalar M. Ö. 2500 yıllarında kullanılmıştır. Hafif savaş arabaları ise M. Ö. 2000 yıllarında Batı Asya’da görülmüştür.

Eski Türkler ve Araba

Eski Çin kaynaklarına göre atlı arabalar M. Ö. 2000 yıllarında Türkler tarafından çoklukla kullanılmaktaydı. Savaş arabaları ise Kuzey Çin’e ancak M. Ö. 1450 yılında gelebilmiştir.

Ortaçağ’dan itibaren Orta ve Doğu Asya’da arabanın savaş alanındaki önemini kaybettiğini görürüz. Çünkü Türkler arabayı eşya taşımak veya oturmak için kullanırlar, savaşlara atlarının üzerinde giderlerdi. O tarihlerde Çin’de beyliklerin kuvvetleri ellerindeki araba sayılariyle ölçülür hale gelmişti.

Küçük Asya’da ise araba M. Ö. 3000 yıllarından beri biliniyordu. Eski Yunan ve Roma’da arabanın büyük önemi vardı. İnsan ve eşya taşımak için kullanılan arabalardan başka sırf yarışlarda binilen özel arabalar da vardı.

Ağır yük taşıyabilecek kudretteki arabaların ancak Ortaçağ’da yapıldığını görüyoruz. Koşulan hayvanların sayısı ne kadar fazla olursa olsun, koşum biçimi değişmedikten sonra büyük bir fayda sağlamıyordu. Hayvana daha kolay çekiş sağlayan, boğazı üzerine değil de, omuzları üzerine dayanan koşumların yapılmasından sonra araba alanında büyük yenilikler oldu. Bu da ancak XII. yüzyılda mümkün olabildi. Gerek kısa mesafeler, gerek şehirler arası yolculuklar için değişik biçimlerde arabalar yapılmaya başlandı. Bilhassa «posta arabaları» denilen, bugünkü otobüslere benziyen, birkaç çift atın çektiği arabalar uzun yolculukları kolaylaştırdı.

Advertisement

Osmanlılarda Araba

Türkiye’de Tanzimat Devrine kadar padişahtan başka sadece Şeyhülislamlara ve kazaskerlere arabaya binmek hakkı tanınmıştı. Yüksek memurlar derecelerine göre ata veya eşeğe binerlerdi. Halk ise yaya gidip gelmek zorundaydı. Şayet arabaya bir kadın binecek olsa sürücünün arabayı yerden kullanması gerekirdi. Ancak Tanzimat’ın ilanından sonradır ki İstanbul’da ve diğer büyük şehirlerde özel veya kira taşıtı olarak arabalar kullanılmaya başlandı. Evli olsalar dahi bir erkekle kadının aynı arabaya binmeleri İkinci Meşrutiyet’in ilanına kadar yasaktı.

Türkiye’de kullanılan belli başlı araba çeşitleri şunlardır: Kağnı, talika, yaylı, payton, kupa, yük arabası ve sepetli binek arabası. Avrupa’da kullanılan arabalar içinde en önemlileri «break», «lando», «tilbury», vs. gibi olanlarıdır. Bir yarış atı koşulmuş, üzerine sadece sürücünün oturabileceği küçüklükteki hafif, özel yarış arabalarına da «sulky» adı verilir.

Savaş Arabası

Savaş arabasının ilk defa Mısırlılarla Mitanniler arasında yapılan bir savaşta kullanıldığı bilinmektedir. Mitanni kralı savaşın kendi aleyhine döndüğünü görünce Mısır savaş arabalarına koşulan aygırların önüne bir kısrak salıvererek düşman ordusunda bir karışıklık çıkartmıştı. Asurlular’ın iki tekerlekli, Sümerliler’in de dört tekerlekli savaş arabaları vardı. Sümerliler’inki yaban eşeklerinin çektiği bir sandıktan ibaretti. Etiler’in ordusunda arabanın önemli yeri vardı. Arabalarda biri savaşçı, biri sürücü, biri de elindeki kalkanıyla koruyucu olmak üzere, üç asker bulunurdu. Savaşlarda savaş arabaları bugünkü tankların vazifesini görürdü.


4 yorum

Leave A Reply