Arıcılık Mesleği Hakkında Bilgi

0
Advertisement

Arıcılık ve arıcılık mesleği ile ilgili bilgiler. Arıcılık nasıl bir meslektir? Kimler arıcılık yapar ve arıcılığın tarihi ve gelişimi hakkında bilgiler.

Arıcılık

Arıcılık Mesleği Hakkında Bilgi

Arıcılık, bal, balmumu, arı sütü gibi çeşitli ürünlerinden yararlanmak amacıyla bal arılarının (Apis türleri) yetiştirilmesi ve bakımı. Arıların, bitkilerde tozlaşmayı sağlayarak tarımsal ürün artışına yaptıkları katkı, verdikleri bu ürünlerin değerinden çok daha fazladır. Arıcılık yeryüzünde çok geniş bir alana yayılmıştır; kuzey ve güney kutup bölgelerinden Ekvator’a, büyük kentlerden köylere, çiftliklerden ormanlara, hatta çöllere kadar hemen her yerde uygulanır.

Arıcılık, hayvancılığın en eski biçimlerinden biridir, insanlar, daha ilkçağda, ağaç kabuğu, saz, saman ya da çamurdan silindir biçiminde kovanlar yaparak balarısını evcilleştirmişlerdi; ancak bu ilkel kovanlarda peteklerin alınması sırasında, genellikle koloni bozulurdu. Amerika’ya ilk yerleşenler, yabani arıların içi boş kütüklerde yaşamayı seçtiğini gözlemleyerek, içi oyuk kütük kesitlerinden kovanlar yaptılar ve kovanın bir ucunu açık bırakarak petek almayı kolaylaşırdılar. Avrupalı arıcılar ise, ters çevrilmiş sepete benzeyen, hasırdan yapılma sepet-kovanlar geliştirdiler; bu tip kovanlarda petekler sepetin dibindeki ağızdan alınabiliyordu.

Tarihçesi

17. yüzyıla gelindiğinde, dumanın sürüleri denetlemekteki işlevi anlaşılmış ve arı sokmasına karşı maskeler geliştirilmişti. Bu yüzyılda Avrupalı arıcılar, kovanda bir delik açarak, bu deliğe hasırdan ya da tahtadan bir kutu yerleştirme yönetimini buldular; arılar bu kutuyu da balla dolduru-yordu. Modern arıcılığın temelleri 17-19. yüzyıllar arasında atıldı: Anaarının (arıbeyi ya da kraliçe arı) ve topluluktaki işbölümünün bütün gizleri keşfedildi; arı hastalıkları tanımlanarak önleme ve tedavi yolları bulundu.

19. yüzyıl ortalarında ABD’de, modern ancılık teknikleri açısından büyük önem taşıyan iki gelişme oldu. Bunlardan biri, Moses Ouinby’nin geliştirdiği çok katlı kovan düzeniydi; kutu biçimindeki kovanın tepesindeki deliklere kutular yerleştiriliyor, içi balla dolan bu kutuların sonradan alınması ana bölmeye bir zarar vermiyordu. 1851’de rahip L. L. Langstroth, üstünde arılann petek yapabileceği portatif çerçeveleri olan bir kovan tasarladı. Bu kovanda, dolan çerçeve çıkarılıp yerine yenisi konuyordu. Çeşitli yeniliklerle geliştirilen bu kovan tipi ve benzerleri, bugün bütün dünyada yaygın olarak kullanılmaktadır.

Advertisement

Bu kovanlar, bir taban, bir kovan gövdesi, bir ya da daha fazla sayıda değiştirilebilir bölme ya da ek bölme ve hava koşullarına dayanıklı bir kapaktan oluşur. Kovan gövdesi, anaarının yumurtalarını bıraktığı ve genç arıların beslendiği çerçeveli bir kuluçka odacığıdır; ek bölmelerde de, balın saklandığı çerçeveler bulunur. Kovanlara genellikle anaarının geçişini önleyecek engeller yerleştirilir; bu engellerin üstünde, işçi arıların kuluçka odacığmdan ek bölmelere geçmesine izin veren, ama daha iri olan anaarıyı geçirmeyen küçük delikler bulunur.

Arı kolonilerinin en üretken mevsimi olan yaz aylarında, dolan ek bölmeleri alarak yerlerine boş bölmeler koymak gerekir. Böylece koloninin aşırı kalabalıklaşması ve oğul vermesi (yeni bir koloninin oluşması) önlenir. Oğul verme hazırlığı sırasında, işçi arılar, anaarı olmak üzere yetiştirilecek birkaç kurtçuk seçerler. Arısütüyle bolca beslenen bu adaylar, anaarı kovandan ayrılır ayrılmaz ortaya çıkar ve yerine geçebilmek için ölesiye dövüşürler. Tek görevleri anaarıyı döllemek olan erkek arılar, çiftleşmeden hemen sonra ölürler. Oğul veren bir kolonide, fazladan bal yapmak için gerekli olan yeni işçi arıların yetişmesi koloninin bütün zamanını alacağından, evcil kovanla-nn oğul vermesi genellikle istenmez. Oğul vermeyi önlemek için anaarı hücreleri kovandan alınmalı ve kovan genişletilmelidir.

Arıcı

Arıcının özel donanımı, peçeli ve kenarlı bir şapka (arıcı maskesi), peteği kesmeye yarayan bir kovan testeresi ve arıları yatıştırmak için kovana duman üfleyen bir aygıttan oluşur. Kovanı açmadan önce içeriye duman üflendiğinde bir yangın tehlikesi bekleyen arılar, kovanı yeniden kurabilmek için, içgüdüsel olarak bol miktarda bal yutarlar. Böylece balla doymuş olduklarında da denetlenmeleri kolaylaşır ve sokma eğilimleri azalır. Modern arıcılıkta bal, ek bölmelerdeki dolmuş çerçevelerden bir emiciyle çekilir.

Bu emicinin yarattığı merkezkaç kuvvet, hücrelere zarar vermeden içini boşaltır. Böylece arılar, yeniden bal üretmeye başlamadan önce yeni hücreler kurmak zorunda kalmazlar. Toplanan bal hafifçe ısıtılarak, içindeki balmumunun yüzeyde birikip ayrılması sağlanır. Peteği oluşturan balmumu da, peteğin yaklaşık 633C sıcaklığındaki suya batırılmasıyla ayrılır; erimiş balmumu su yüzeyine çıkar ve kolayca toplanır. Arıcılıkta, kovan bakımının yanı sıra, koloninin hastalıklardan ve arılara saldıran çeşitli hayvanlardan korunması gerekir. Çeşitli asalaklar, bit, akar ve mantar enfeksiyonlarına karşı duyarlı olan arıların öteki doğal düşmanları rakunlar, kertenkeleler, kuşlar ve farelerdir.

Arı ve arıcılık çalışmaları için birçok ülkede merkezler kurulmuştur. Kovan biçimi ve bal almadaki özel arıcılık teknikleri, geleneklere ve işletmenin büyüklüğüne göre değişir.

Advertisement


Leave A Reply