Aristoteles Kimdir? Gerçekçiliğin Babası Antik Yunanlı Filozof

0
Advertisement

Aristoteles Kimdir? Antik Yunan’ın en büyük filozoflarından olan Aristoteles hayatı, düşünceleri, inançları, felsefesi, eserleri ile ilgili bilgiler.

Aristoteles (d. İÖ 384, Stagiros, Makedonya – ö. İÖ 322 Euripos Boğazı yakınında, Khalkis), mantık biliminin, dolayısıyla akılcı ve bilimsel görüşlerin öncüsü, gerçekçiliğin “baba”sı Eski Yunanlı filozof.

Öğretmeni Platon ve onun öğretmeni Sokrates’ten sonra, Eski Yunan (Atina) felsefesi içinde gelenek kuran son filozoftur. Platon ile birlikte ortaçağ boyunca hem Hıristiyan, hem de İslam düşüncesinde en önemli yeri tutmuş, görüşleri sonraki yüzyıllarda da sık sık yeniden ele alınmış, felsefe tarihinde sürekli etkili olmuştur.

Aristo Kimdir

Yaşamı.

Aristoteles’in babası Nikomakhos, Büyük İskender‘in büyükbabası Makedonya kralı III. Amyntas’ın saray hekimiydi. Genç Aristoteles, böylece tıbbın öncüsü Hippokrates’e değin geri giden ve tıbbın kurucusu Sağlık Tanrısı Asklepios’tan kaynaklanan uzun bir doğabilim geleneği içinde yetişti. Aristoteles’in bir hekim için gerekli eğitimi görüp görmediği bilinmiyor. Ama sonraki düşünsel gelişmesi içinde doğal olayların gözlemlenmesine verdiği önem ve Atina’da kendi kurduğu okulda (Lykeion) hekimlik eğitiminin yer alması, onun gençliğinde yoğun bir eğitimden geçtiğini gösterir.

Babası ölünce, Aristoteles İÖ 367’de, henüz 17 yaşındayken, Platon’un Atina’daki Akademia’sına gönderildi. Orada 20 yıl Platon ile birlikte felsefe “diyaloglarında bulundu. İÖ 348/47’de Platon’un ölmesi üzerine Akademia’nın başına yeğeni Speusippos geçti; Aristoteles de, bazı araştırmacılara göre bu göreve atanmadığı için, bazılarına göre de o sıralarda Makedonya’ ya karşı bir siyasal havanın egemen olmasından dolayı, Atina’dan ayrıldı.

Advertisement

Düşünsel gelişmesinin ikinci döneminde Aristoteles, arkadaşı Khalkedonlu Ksenokrates ve sonraki bellibaşlı izleyicilerinden Eresoslu Theophrastos ile birlikte, o sıralarda yeni kurulmakta olan Assos kentinde (bugün Batı Anadolu’da Behramkale) yeni bir akademi oluşturdu. Burada hükümdar Hermeias’m öğretmeni oldu ve onun yeğeni ya da evlatlığı Pythias ile evlendi. Bu dönemde yazdığı Politika (Politika, 1944, 1975) adlı yapıtının Yedinci Kitabı’nın ilk 12 bölümü daha çok Hermeias’a öğütleri içerir.

Gene bu kitapta, evlenmek için ideal yaşın erkeklerde (kendi evlendiği yaş olan) 37, kadınlarda 18 olduğunu yazar.

Pythias bir kız çocuk doğurduktan sonra ölünce, Aristoteles (kendinden daha uzun yaşayacak olan) Herpyllis ile evlendi; ondan da, babasının adını verdiği ve sonradan bir kitabını adadığı oğlu Nikomakhos doğdu. Aristoteles, Assos’ta mutlu geçirdiği anlaşılan üç yıldan sonra, yakındaki Lesbos (Midilli) Adasının başkenti Mytilene’ye yerleşti ve orada adanın yerlisi olan öğrencisi Theophrastos ile birlikte, Akademia’ya benzer bir felsefe çevresi kurdu. Doğabilim araştırmalarına daldı.

Düşünsel gelişmesi içinde, astronomi ve buna bağlı kuramsal çalışmalardan ayrılarak yeryüzüne, özellikle de biyolojiye ilgi duyması bu zamana rastlar. Bu dönemde, cansız doğada bulunan nedenselliğe karşılık, canlı doğanın ilkesi saydığı, bir amaca yönelik nedensellik (telos) üzerinde durdu. Bitki ve hayvanların yaşamlarını incelerken, insan için söz konusu edilen ruh-beden sorununa da eğildi. Platon’un, ruhu beden içinde “geçici olarak barınan bağımsız bir varlık” olarak niteleyen görüşünden ayrılarak, ruhun maddi bedenden ayrı bir varlık olmadığını; onunla birlikte, bireyi oluşturan bir ilke olduğu görüşünü ortaya attı. Buna göre ruha bedenin biçimi, bedene de ruhun maddesi dedi.

Büyük İskender’in öğretmeni.

İÖ 343-342’de Makedonyalı II. Philippos, Aristoteles’i Pella’daki başkentine, 13 yaşındaki oğlu İskender’e öğretmenlik etmeye çağırdı. Üç yıl kadar süren bu eğitimde Aristoteles, İskender’e, ağırlıkla Homeros’u, tiyatroya dayalı sanatı ve ayrıca politikayı konu alan bir öğrenim programı uyguladı. Hükümdar olmak üzere yetiştirilen genç İskender için Aristoteles’in koloniler ve krallık üzerine iki metin hazırladığı biliniyor. Siyasete olan ilgisi de bu dönemde yoğunlaştı, Politika üzerindeki çalışmaları sürdü. Ama İskender’in siyasal görüşlerinin Aristoteles’inkilerden çok fazla etkilendiği söylenemez. Ayrıca İskender’in kurduğu büyük imparatorluk, düşünsel olarak, Aristoteles’in kent devleti (polis) anlayışını temel alan siyaset görüşüne uygun değildir. İÖ 339’da doğum yeri olan Stagiros’a dönen Aristoteles, İÖ 335’te yeniden Atina’ya gitti. Bu sırada Speusippos ölmüş, Akademia başsız kalmıştı.

Ama Akademia’ lılar Aristoteles yerine Ksenokrates’i başkan seçince, o da kent dışında, Apollon Lykeios’a adanan kutsal koruluk içinde Lykeion adı verilen kendi okulunu kurdu (“lise” sözcüğü de bu okulun adından gelir). Okul yapılan arasında üzeri kapalı bir gezinti yolu (peripatos) vardı; Aristoteles derslerini burada yürüyerek verdiğinden, hem bu okul ve öğrencileri, hem de sonraki Aristotelesçi filozoflar gezimci (peripatetik) adıyla anıldı. İslam dünyasında Kindi, Farabi, İbn Sina ve İbn Rüşd gibi büyük Aristotelesçi düşünürler için kullanılan Meşşaiyun adı da Arapçada yürüme anlamına gelen meşy sözcüğünden türetilmiştir.

Aristoteles burada yalnızca ders verilen bir okul kurmakla kalmadı; bir araştırma merkezi ve büyük bir kütüphane de oluşturdu.

Okul, aynı zamanda belli kuralları olan bir toplu yaşam merkezi olarak gelişti; ama Akademia gibi yasal olarak tanınmış yarı dinsel bir birlik (thiasos) durumuna ancak Aristoteles’in ölümünden sonra, Theophrastos’urı yönetiminde ulaştı. İÖ 323’te Büyük İskender ölünce, Atina’ da Makedonya’ya karşı eğilimler yeniden ortaya çıktı ve Aristoteles 20 yıl önce yazdığı bir şiir nedeniyle en büyük suç sayılan “dinsizlik”ten yargılandı. Suçlu bulunacağı kesinlik kazanınca, izleyiciieriyle birlikte Atina’nın kuzeyindeki Euripos Boğazında, Khalkis’e gitti. Onun, Sokrates’in idamını ima ederek, “Atinalıları felsefeye karşı ikinci kez günaha girmekten korumak için” kaçtığını söylediği rivayet edilir. Aristoteles, bir yıl sonra (62 ya da 63 yaşında) bir mide rahatsızlığından öldü. Eski çağlardan kalma heykellerde Aristoteles’in yüz çizgileri ince, yakışıklı bir kişi olduğu görülmektedir. Ama kel, aşırı ince bacaklı ve pepe olduğu da söylenir.

Advertisement
Yapıtları.

Aristoteles’in bugüne ulaşmış metinlerinden çoğu kendi sağlığında kitaplaştırmadığı, ölümünden sonra derlenen el yazmalarından, ders notlarından ya da ön çalışmalardan oluşur. Kendisinin kitaplaştırdığı yapıtlarından hiçbiri, bazı parçalar dışında, günümüze ulaşmamıştır, ilkçağda hazırlanan üç katalogda listesi bulunan yapıtlarının sayısı 170’i aşar; oysa günümüze ulaşmış yapıtlarının 1831-70 arasında yayımlanan standart Berlin basımında yalnızca 47 metin yer alır.

Aristoteles’in adıyla bilinen, günümüze ulaşmış ya da ulaşamamış yapıtlar üç gruba ayrılabilir: 1) Sağlığında kitaplaştırdığı, çoğunlukla Platon’u örnek alan diyaloglar biçiminde yazılmış okurlara yönelik yapıtlar. 2) Daha çok Lykeion’da başkalarının da katılımıyla oluşturulmuş derlemeler, araştırma kayıtları, tarihsel ve olgusal çalışmalar. 3) Büyük olasılıkla öğrencileri için hazırladığı, akademik bir dille yazılmış, kuru ve özetleyici metinler. İlk iki gruptaki yapıtlardan yalnızca bazı küçük parçalar günümüze ulaşabilmiştir; günümüze ulaşanların hemen tümü üçüncü gruptakilerden oluşur.

Aristoteles Kimdir? Gerçekçiliğin Babası Antik Yunanlı Filozof

Kaynak : pixabay.com

Aristoteles’in kendi kitaplaştırdığı yapıtlar arasında, Platon’un Gorgias diyalogunu model alan hitabet sanatıyla ilgili Gryllos ile Phaidon’u model alan ruhla ilgili Eudemos onun ilk dönemine aittir (İÖ 362-353).

Aynı döneme ait başka yapıtlar, felsefi bir yaşama çağrıda bulunan Protreptikos (Özendirme için) ile felsefenin insanın zihinsel gelişmesinin en son aşaması olduğunu savunan Peri philosophias’X\x (Felsefe Üzerine). İskender’e öğretmenlik ettiği dönemden bilinen Peri basileias (Krallık Üzerine) adlı metinden sonra, içerikleri konusunda daha az bilgi bulunan ve adları eski kaynaklarda yer alan diyalogları şunlardır: Platon’un diyalogları ile aynı adları taşıyan Politikos (Devlet Adamı), Sophistes (Sofistler), Meneksenos, Symposion (Şölen) ve Peri dikaiosyneş (Adalet Üzerine), Peripoieton (Şairler Üzerine), Nerinthos, Erotikon (Aşk Üzerine), Peri paideias (Eğitim Üzerine), Peri hedones (Haz Üzerine), Peri eugeneias (Soyluluk Üzerine).

Eski kaynaklardan, Aristoteles’in çeşitli konularda bazı geniş taramalar ve derlemeler yaptığı ve yaptırdığı bilinir. Bunlar daha çok Lykeion dönemine aittir ve aralarında Pythia Spor Oyunları’ndaki derecelerin listesi olan Pythionikai, Yunan olmayan halkların (barbarlar) geleneklerini konu alan Nomima, Yunan kentleri arasında geçen siyasal yazışmaları konu alan Dikaiomata Poleon vardır. Aynı metin türünden olan ve Yunan devletlerinin anayasaları ile siyasal kuruluş biçimlerini konu edinen Politeia’ ran (Devlet) Atina anayasaları üzerine olan Atheneion politeia (Atina Devleti) adlı bölümü 1890’da Mısır’da, kumlar arasında bulunmuştur. Bugün elde bulunmayan başka derlemeler şunlardır: Di-daskaliai (Atina’daki tiyatro oyunlarının kayıtları), Aporemata Homerika (Homeros yorumları), Olympionikai (Olympia Spor Oyunları’ndaki derecelerin kayıtları). Bunlara ek olarak, fiziksel olguları ve sorunları konu edinen ve izleyicileri tarafından genişletilen, bir bölümü de günümüze kalmış olan Problemata da (Problemler) Aristoteles’in bu türden metinlerinden biridir.

Aristoteles’ten sonra yazılmış, ama ya sahtecilik nedeniyle onun adı verilmiş ya da bir saygı belirtisi olarak (izleyicileri Theophras-tos, Strabon vb tarafından) ona atfedilen bazı yapıtlar da günümüze ulaşmıştır.

Aristoteles’in özgün metinlerinin günümüze ulaşmasının, eski geleneklerden aktarılma bir öyküsü vardır.

Plutarkhos ve Strabon’dan gelen öyküye göre, Theophrastos, Aristoteles’in el yazmalannı Skepsisli Neleos’a teslim eder. Onun ailesi de bu yazmaları kitap meraklısı Pergamon (Bergama) krallarından korumak için bir mahzene saklar. İÖ 100’lerde el yazmaları Atinalı filozof Apelli-kon’a satılır; o da bunları Atina’ya götürerek kötü bir biçimde çoğaltır. Roma imparatoru Sulla Atina’yı fethettikten sonra, IÖ 84’te yazmaları Roma’ya götürür. Yapıtlar bu kez de, önce dil bilgini Tyrannion, sonra da Lykeion’un son yöneticisi Rodoslu Androni-kos tarafından İÖ 60 dolayında çoğaltılır. Bu öyküye inanmak olanaksızdır, ama Aristoteles’in yapıtlarını ilk kez Andronikos’un çoğalttığı doğrudur. Aristoteles’in bugüne ulaşan etkisi, Andronikos’un çoğalttığı metinlere dayanır. Aristoteles’in bu metinlerden çıkan görüşleri, konularına göre şöyle özetlenebilir:

Mantık.

Aristoteles öteki bilimler için bir “araç” olarak gördüğü mantık biliminin kurucusu kabul edilir. Bu konuyu Yunanca-da araç anlamına gelen Organon (Organon, 1963) adı altında, yazılış sıraları belli olmayan altı metinde toplar. Bunların dışında. Ta meta ta physika’nm (Metafizik, 1985; bu çeviri ilk yedi kitabı içermektedir) dördüncü kitabı çelişme ilkesini ele alır ve mantık alanına giren bir metin sayılır.

Aristoteles mantığı, insanı ayırt eden en önemli yanının dil olduğu, “us” (logos) sahibi olmasının, “söz” (logos) edebilen bir varlık olmasına dayandığı görüşünden yola çıkar. Böylece mantık (logike). Aristoteles’in kendi kullandığı terimle, çözümlemedir (analytika). Bunun konusu da sözcükler, önermeler ve çıkarımlardır. Tek sözcüklerin, tümcelerin ve tümce ilişkilerinin çözümlenerek ortaya konması, hem insanın kavram kullanma, yargıda bulünma ve usavur-ma etkinliklerine ışık tutar; hem de bunların yerinde kullanılma biçimlerini ortaya koyarak, kötüye kullanılmalarına (sofizm) karşı bir önlem oluşturur.

Aristoteles’in, Organon metinlerinde, bir önerme içinde özne-yüklem ilişkisinden başlayarak, genel-tikel, olumlu-olumsuz, dolaylı-dolaysız önermeler ve bunların karşılıklı ilişkilerini, çeşitli çıkarım biçimlerini açımlayan mantık çözümlemeleri, sonradan (özellikle ortaçağda) sistemleştirilmiş ve bitmiş bir öğreti sayılarak her türlü bilgisel uğraşının önkoşulu kılınmıştır.

Doğa bilimleri.

Aristoteles’in bir bütün olarak evren ile cansız ve canlı doğa üzerine görüşleri başta Physika (Fizik) olmak üzere, bir dizi metinde yer alır. Bunlar, bugün astronomi, mekanik ve biyoloji gibi bilimlerin alanlarına giren konuları kapsar.

“Neden” çeşitlerinden hareket eden Aristoteles, cansız doğa konusunda, “yer”, “zaman”, “yer değiştirme” (hareket) gibi olguları; canlı doğa konusunda da “ortaya çıkma” (oluşma, doğma) ve “yitip gitme” (çözülme, ölme) gibi olguları ele alır; bunları “neden” çeşitleri açısından yorumlar. Kullandığı bir başka bakış açısı da, hem cansız, hem canlı (bitki|-hayvan) şeyleri, yani “doğa”ları, oluşturucu öğeleri ve parçalarıyla bunlar arasındaki ilişkiler açısından ele almaktır.

Advertisement
Aristoteles’in doğa görüşü böylece, nesnelerin “ne’lik’Merine ve onlar üzerinde etkide bulunan “neden” türlerine göre iki sınıflandırmaya dayanır, a) “Ne’lik” (ousia) türlerine dayalı sınıflandırma.

Nesneler “ne’lik” leri açısından üç türe ayrılır, bunlar da fizik biliminin alanlarını belirler: Hareket edemeyen şeyler (genel olarak cansız doğa, bugünkü bilim sınıflamalarına göre fizik); hareket edebilen, ama yok olmayan şeyler (“elementler” ve gök cisimleri, kimya ve astronomi); hareket edebilen ve yok olan şeyler (canlı doğa, biyoloji), b) “Neden” türlerine dayalı sınıflandırma: “Biçimsel-maddesel” ve “hareket ettirici-ereksel”. Buna göre doğa biliminin görevi, bir süreçten önce gelerek onu “başlatan” ya da sürecin sonunda durarak onun “ereği” olan nedenlere dayalı açıklamalar vermektir.

Psikoloji.

Aristoteles’in bugünkü bilim sınıflandırmasında psikoloji biliminin alanına giren görüşleri Peri psykhe (Anima/Ruh Üzerine, 1990) adlı metninde ele alınır. Bu metinde canlılığın koşullarını inceleyen Aristoteles, “beden” ve “ruh” kavramlarını, “madde” ve “biçim” kavramlarıyla ilişkiler kurarak, biyolojik ve psikolojik bazı olgularla açıklar. Çeşitli canlılık koşulları ile canlı türlerini; doğum, beslenme, büyüme (bitkilerde, hayvanlarda), duyum, hareket (hayvanlarda, insanlarda) ve düşünce (insanlarda, tanrılarda) olgularını ele alan Aristoteles, ruhun insanın canlandırıcı ilkesi, dolayısıyla da yaşamını harekete geçirici ve ereksel nedeni olduğu görüşünü geliştirir. Aynı konuya giren ve ortaçağda Parva naturalia (Doğa Üzerine Küçük Yazılar) adı verilen kısa denemeler, çeşitli yaşam ve canlılık konularını ele alır.

Metafizik.

Aristoteles’in, mantık bilimi ile birlikte felsefe tarihine en özgün katkısını oluşturan “metafizik”, aslında onun bu metinde geliştirdiği bilgi dalı için kendi kullandığı ad değildir. Andronikos, adı olmayan bu metni Physika adlı metinden sonraki cilde koyarak ta meta ta physika (fizikten sonra gelen) diye adlandırmış, metafizik sözcüğü böylece ortaya çıkmıştır. Aristoteles bu metinde işlediği bilgi dalına, “ilk felsefe” (protophilosophia) adını verir.

Bu bilgi dalı Aristoteles’e göre, “varlığı varlık olarak” ele alan ve onun “ne’liği”ni araştıran felsefe dalıdır. Bu araştırmayla sağlanacak olan, hem bütün varlık türlerinin, hem de bunları inceleyecek olan bilim dallarının temellerini, aynı zamanda da her türlü incelemenin başlangıcını oluşturmaktır. Ama Aristoteles bu bilgi dalının “tek özgür bilim” olduğunu, çünkü “kendinden başka bir amacı” bulunmadığını söyler; bunun, insanın doğal “merak” güdüsünün ürünü olduğunu vurgular.

Böylece “ilkeler ve nedenler”i ele alan metafizik, bazı temel felsefe kavramlarının belirlemelerini ortaya koyar. Bir şeyin bilinmesi, bu bilginin dile getirilmesi ve bilinen şeyin kendisinin ne olduğu arasındaki farklar üzerinde durur.

Buradan yola çıkarak bilimleri türleri açısından sınıflandıran Aristoteles, temelde üç kuramsal bilimden söz eder:

Metafizik, matematik ve fizik. Bunların dışında, pratik bilimler, belli bir amaç için işlenen bilimler vardır. Bunlar da, tutum ve eylemleri konu edinen etik ve politika ile, üretime yönelik sanatların bilimleridir.

Varlığın sürekli ve bitmeyen bir evren içinde ne’liğini ve çeşitliliğini ele alan Aristoteles, bütün varlıkların ve değişimlerinin mantıksal olarak geriye götürülmesi biçiminde geliştirdiği “neden” görüşüyle bunların en son nedeni olarak bir “hareket etmeyen hareket ettirici” ve “ilk neden” düşüncesine ulaşır. Bu kavram ve ona ulaşan usavurma zinciri, sonraları hem Hıristiyan hem Müslüman düşünürlerce Tan-rı’nın varlığının kanıtı olarak kullanılmıştır.

Etik ve politika.

Aristoteles, pratik bilimlerden saydığı ve bir amaca yönelik, bir şeyleri yapmak için işlenen bilimler olduğunu söylediği etik ile siyaset bilimini, en iyi metinlerinden olan ve bazı bakımlardan birbirini izleyen Ethika Nikonıakheia (Niko-makhos’a Etik, 1988) ve Politika adlı kitaplarında ele alır. Konularının (eylemde bulunan ve bir devlet içinde yaşayan insanın), çok çeşitli etmenlerle farklılaşması sonucu bu tür bilimlerin bir özelliği olarak kuramsal bilimler gibi kesin olamayacağını vurgulayan Aristoteles, bu bilimlerde hep çeşitli koşulların birlikte hesaba katılması gerektiğine işaret eder.

Etiğin konusu “mutluluk” ve “erdem”dir. Eski Yunan’da çok önemli bir yer tutmuş olan “mutluluk” kavramını bazı mantıksal kanıtlamalarla (örn. bir insanın mutlu bir yaşam sürdürüp sürdürmediği ölümüne değin bilinemez, çünkü tam ölmeden önce büyük mutsuzluklar yaşayabilir) ikinci plana atan Aristoteles, ayrıntılı bir “erdem” görüşü geliştirir.

Buna göre “erdem”, “iki uç arasındaki orta”dır (mesotes).

Felsefe tarihi boyunca farklı yorumlara konu edilen bu görüş. Eski Yunan’ın ünlü ilkesi “ölçülü ol” doğrultusunda, belirli durumlarda bulunulacak eylemlere, o durumda söz konusu olan insan özellikleri açısından ölçü bulma çabasıdır. Örneğin “korkma” ve “göze alma” özellikleri açısından, iki uçta bulunan (ve dolayısıyla erdemsiz olan) davranış biçimleri, “korkaklık” ve “atılganlık”tır; erdem olan tutum ise, “cesaret”tir: “Cesur insan, doğru şeyi doğru amaç için, doğru zamanda göze alan ya da ondan korkan insandır”. Aristoteles’e göre, etik sorunlar tek tek insanların sahip oldukları ortak özelliklere dayansa da, bunlar gerçekleşmeleri açısından, tek tek belirli insanların içinde bulundukları siyasal ortamdan ayrı düşünülemez.

Aristoteles Sözleri

Advertisement

Böylece Politika, tek tek insanların eylemlerinden yola çıkarak, onların durumlar karşısındaki tutumlarından, bir toplum içinde, bir arada “iyi bir yaşam sürdürmek” için seçmeleri gereken siyasal amaçlara geçer. İnsanın doğal olarak “siyasal bir hayvan” (Yunanca: zoon politikon “devlet içinde yaşayan varlık”) olduğu görüşünden yola çıkan Aristoteles, devlet çeşitlerinin bir sınıflandırmasını yaparak, “insanların çoğunluğu için en iyi yaşam biçimi”ni arar. Bunun ancak belirli devlet biçimleri içinde gerçekleşebileceğini söyleyerek devlet yönetimlerini şöyle sınıflandırır: Tek kişi yönetimi (krallık, monarşi), azınlık yönetimi (aristokrasi) ve bütün vatandaşların katıldığı yönetim (politeia).

Bunlar, devletin bir bütün olarak çıkarı gözetilerek yürütüldüğünde, yerinde yönetim birimleridir. Ama yönetenler ortak çıkar yerine kendi çıkarlarını gözetirlerse, bu üç yönetimin bozulmuş biçimleri ortaya çıkar. Bunlar da tek kişi için tiranlık, azınlık için oligarşi ve çoğunluk için de demokrasidir.

Sanat.

Aristoteles’in edebiyat ve konuşma sanatı konusundaki görüşleri, günümüze ancak bir parçası kalmış olan Peri poetikes (Poetika, 1961, 1984) ve Tekline rhetorike (Konuşma Sanatı) adlı metinlerinde bulunur.

Şiiri geniş bir anlamda, bütün edebiyat türlerini kapsayacak bir biçimde alan Aristoteles, bunun temelinde olayları ve eylemleri “taklit etme” (mimesis) bulunduğunu söyler. Buna göre. Peri poetikes’in günümüze kalan parçasında derinlemesine ele aldığı tek sanat türü olan tragedya, büyük bir eylemi taklit eder ve seyircilerin duyguları üzerinde bir “arındırma” (katharsis[*]) etkisinde bulunur.

Konuşma sanatı ise, dinleyenleri “inandırma”ya yöneliktir.

Bu, üç yolla yapılabilir: a) Konuşanın kendi kişilik gücünü kullanması, b) dinleyenlerin heyecanlarının kullanılması, c) söylenenler için (gerçek ya da görünür) kanıtların kullanılması. Aristoteles ayrıca şiiri ve konuşma sanatını ahlaki, siyasal ve eğitsel etkileri açısından ele alır, bunların etik ve politika ile ilişkileri üzerinde durur. Öbür yapıtları, 1831 Berlin Bekker basımından bu yana kabul edilmiş sırasıyla ve (varsa) asıl Eski Yunanca adı, genellikle bilindiği Latince adı ve Türkçe adıyla, şunlardır: Organon

  1. Kategoriai (Organon I Kategoryalar)
  2. Peri hermeneias (Organon II Önerme)
  3. Analytika protera (Organon III Birinci Analitikler)
  4. Analytika ustera (Organon IV İkinci Analitikler)
  5. Topika (Organon V Topikler)
  6. Peri sophistikon elegkhon (Sofistçe Çürütmeler Üzerine)
Peri geneseos kai ftoras (Oluş ve Bozuluş Üzerine, 1990) Peri kosmou (Evren Üzerine; özgün olmadığı sanılmaktadır) Physika (Fizik) Meteorologika Parva naturalia (Doğa Üzerine Küçük Yazılar)
  1. Peri aistheseos I De sensu et sensibilibus (Duyum Üzerine)
  2. Peri mnemes kai anamneseos / De memoria et reminiscentia (Bellek ve Anılar Üzerine)
  3. Peri hypnou kai egregorseos I De som-no (Uyku ve Uyanıklık Üzerine)
  4. Peri enypnion I De somniis (Düşler Üzerine)
  5. Peri tes kath hypnon mantikes / De divinatione persumnum (Uykuda Kehanet Üzerine)
  6. Peri makrobiotetos kai brakhubiotetos I De longitudie et brevitate vitae (Uzun Yaşam ve Kısa Yaşam Üzerine)
  7. Peri neotetos kai geros (Gençlik ve Yaşlılık Üzerine)
  8. Peri zois kai tanatou (Yaşam ve Ölüm Üzerine)
  9. Peri anapnoes / De respiratione (Soluk Üzerine)
  10. Peripneumatos (Soluk Üzerine; özgün olmadığı sanılmaktadır)
  11. Peri ta zoa hisloriai / Historia animalium
  12. (Canlılığın tarihi) Peri zoon morion I De partibus animalium
  13. (Canlıların Öğeleri) Peri zoon kineseos / De incessu animalium
  14. (Canlıların Hareketleri Üzerine) Peri poreias zoon (Canlıların Gelişimi Üzerine)
  15. Peri zoon geneseos / De generatione animalium (Canlıfarm Ortaya Çıkışı Üzerine) Ethika megüla / Magna moralia (Büyük Etik; özgün olmadığı sanılmaktadır) Ethika Eudemeia (Eudemos’a Etik)

Kaynak – 2

Aristoteles; Eski Yunan filozofudur. (Staeiros İÖ 384 – Euboia Adası’nda Khalkis 322). Babası, Makedonya Kralı Amyntas’ın hekimi ve dostu olan Nikhomakhos ölünce, İÖ 367’de, 18 yaşında Atina’ya geldi. Akademia’ya girerek Platon’un öğrencisi oldu. Felsefe görüşü bakımından hocasıyla anlaşamadığı halde onu her zaman saygıyla andı ve yüceltti. İÖ 347’de Platon’un ölümü üzerine Atina’dan ayrılmak zorunda kaldı ve dostu Atarneus Kralı Hermeias’ın yanına gitti. İÖ 343′ te Hermeias’ın yeğeniyle evlendi. Aynı yıl Makedonya Kralı II. Philippos, oğlu İskender’in fetih hareketlerine giriştiği sırada Atina’ya döndü.

İÖ 355’te Atina’da Lykeion adlı okulunu kurdu. Kısa zamanda büyük ün yapan, araşırıcılığı ve bilimsel düzeyi yüksek olan bu okulda derslerini öğrencileriyle dolaşarak veriyordu. Bu nedenle okula “Peripatos” (gezinenler) denildiği gibi bazen Aristoteles ve ardılları da “Peripatetikler” diye adlandırılır. İskender İÖ 323’te ölünce, Makedonya yandaşı olmak ve dinsizlikle suçlaması üzerine Atina’dan ve 12 yıl ders verdiği Lykeion’dan ayrılmak zorunda kaldı. Euboia Adası’nda, Khalkis’e yerleşti, ölünceye kadar orada yaşadı.

Düşünce Tarihi’nin en büyük dehalarından biri olan Aristoteles’in gençlik ürünleri ele geçmemiştir. Kendinden önce mantık üstüne yapılmış çalışmaları toplayıp düzenledikten sonra geliştirdi; kendi anlayışla birlikte Deduktiv Mantığı ortaya koyduğu eserleri Organon adı altında toplandı. Bu eserleri şunlardır: Kategoriai (Kategoriler, Var Olanı dile Getirişin Biçimleri), Peri Hermeneias (Önerme Üzerine), Analytika Protera (Tanıtlama, Tanım, Sınıflama ve Bilginin İlkeleri Üstüne), Physika (Organondan Sonra Fizik), Peri ta zoa histoira (Canlılar Üstüne). De generatione et corruptione (Meteoroloji, Üremeler ve Bozulmalar), De Anima (Ruh Üstüne).

Aristoteles’in ölümünden sonra öğrencisi Andronikos, eserlerini toplayıp bir araya getirdi. 14 cilt olan bu dizide, fizikten sonra Aristoteles’in Prote Philosophia (İlk Felsefe) adını verdiği eserini yerleştirdi ve fizikten sonra gelen anlamında Meta ta Physika dedi. Böylece felsefeye Aristoteles’in Prote Philosophia’sı ile metafizik kavramını katmış oldu. Aristoteles’in olduğu söylenen üç ahlak kitabı vardır: Ethika Nikomakheia, Ethika Eudemeia ve Ethika Megala. Bunlardan yalnızca ilkinin, Nikomakhos Ahlakı’nın onun olduğu saptanmıştır. Bundan sonra Devlet ile ilgili Politika, Sanatla ilgili Poetika ve Rhetorika (Söylev) adlı eserleri gelir.


Leave A Reply