Atasözleri İle İlgili Hikayeler, Atasözlerinin Kısa Hikayeleri ve Anlamları

1
Advertisement

Atasözlerinin hikayelerin içinde kullanımları ve anlamları. Atasözleri ile ilgili kısa hikaye örnekleri, metin içinde kullanımları.

Atasözleri İle İlgili Hikayeler

Atasözleri İle İlgili Hikayeler
YALANCININ MUMU YATSIYA KADAR YANAR
Söylenen bir yalan fazla uzun sürmez kısa zamanda ortaya çıkar.

– Sakar kadın vazoyu kırmış, sen görmedinmi oğlum

– Hayır Anne ben dışarıda top oynuyordum. Serkan söylediği yalanı devam ettirdi. Israrla inkâr etti.

Temizlikçi kadın ertesi hafta geldi. Serkanla yüzleşti. Kırmadığını ispat etti. Ona da döndü. “Yalancının mumu yatsıya kadar yanar”, dedi. Serkan kıpkırmızı oldu. Annesine ne diyeceğini şaşırdı. Kadın gittikten sonra, mutfağa annesinin yanına giderek özür diledi.


HAMAMA GİREN TERLER
Bir işe başlayan kimse o işin gerektirdiği her türlü zorluklara katlanmak zorundadır.

Babası -ayıp kızım piknikte çöpleri yere atma, çevreyi temiz tut dedi. Bilge mahcup oldu. Babası yanına geldi. Yeni çöpleri yerden toplarken çevre temizliğinide yapmak istedi.

Advertisement

Bilge -Baba boşver dedi.

Babası -Şimdi çevreyi temizleyeceğiz ve çöpleri toplayıp, müsait bir yerde yakacağız. Çöpleri topladık ve iyice yorulduk.

Babası -“Hamama giren terler.” kızım dedi. Çöpleri parkın kenarında yaktılar. Hatta alevlerin üzerinden atlayarak çevre temizliğini oyun haline getirdiler.


NE EKERSEN ONU BİÇERSİN
Kişiler hayatlarında, çevrelerinde hangi tutum içinde iseler, öyle cevap alırlar. İyilik yapan iyilik bulur, kötülük yapan kötülük bulur.

Annesi kereme kızmadı. Onun yaralı bir kuşu tedavi etmesi çok hoşuna gitmişti.

-Aferin oğlum “Ne ekersen onu biçersin”, iyiliğin bir gün karşılığını görürsün dedi.

Aylar sonra o tedavi ettiği kuş, balkona kondu. Kerem o gün çok kederli ve sıkıntılı idi. Kuş onun bu durumunu anlamıştı. Neşeli neşeli ‘ötmeye başladı. Kerem şaşırdı. Bir an herşeyi unutup, kuşu dinlemeye başladı. Bu durum çok hoşuna gitti, çok mutlu oldu.

Advertisement

BOŞ LAF KARIN DOYURMAZ
Gereksiz konuşmalarla bir yere varamayız, bir kazanç sağlayamayız.

Yolda yürüyordu yaşlı dede, küfesini duvarın üzerine koymuş, dinleniyordu. Sedat, Ayvacı dedeye yaklaştı. Nçin arabada değilde, sırtında küfeyle satış yaptığını sordu. Yorulmazmısın, bu işin yaşlı adamların işi olmadığını söyledi.

Ayvacı dede “Boş laf karın doyurmaz* dedi. Küfenin kayışlarını kollarına taktı. Akıl vereceğine bir el atta küfeyi sırtıma kaldır dedi.


ÖFKEYLE KALKAN ZARARLA OTURUR

Anlamı : Aniden öfkelenen kişiler duygularının tesirindeki kişilerdir. Doğru düşünmezler karar veremezler. Kırıcı olurlar.

Davranışlarının sonu da belli olmaz. Bütün bu olumsuz davranışların zararlı sonuçlarını kişi kendisi görür. Ahmet’in bisikletinin pedal zinciri çıkmıştı. Saatlerce uğraştı yerine takamadı.

Babası onu izliyordu. Babasına zinciri takması için bir şey söylemedi. Ben kendim takarım diyordu kendi kendine, inatçılığı tutmuştu, zaman içinde sinirleri gerildi yerde duran çekici aldı rastgele pedala vurmaya başladı. Zincirde pedalda hasar gördü. Babası yanına yaklaştı.

“Öfkeyle kalkan zararla oturur., beğendinmi oğlum yaptığın işi dedi. Ahmet bu defa şaşkın ve üzgündü. Üzgünüm baba senden yardım istemediğim için oldu.

Peki ahmet bu sana ders olsun, babası arabanın bagajını açtı bisikleti bagaja koydular, birlikte tamirciye gittiler.


ATI ALAN ÜSKÜDAR’I GEÇTİ

Fırsatı kaçırdıktan sonra yapacak hiçbir şey kalmaz. Her şeyi zamanında yapmak lazımdır. Demet sene içinde derslerine fazla çalışmamıştı. Oyunlarla, sinemayla vaktini geçirmiş bol bol arkadaşları ile eğlenmişti.

Sene sonu geldi. Ailesi demet’in notlarını öğrenince çok azar işitti. Kurtarma yazılılarına girdi. Birkaç dersini kurtardı. Matematik yazılısı iyi geçmemişti. Öğretmeni “Ah demet yazılın berbat bütün arkadaşlarım iyi not aldı. Sen geç çalışmaya başladın. “Atı alan Üsküdar’ı geçti” dedi. Demet çok üzülmüştü gözleri doldu kendini sınıftan dışarıya nasıl attığını bilemedi.


CAN BOĞAZDAN GELİR.

İnsan iyi bir hayat yaşaması için yiyeceklerine dikkat etmelidir. Aksi halde sağlığı tehlikeye girer.

Doktor eve gelmisti. Semih ateşler içinde uatıuordu. Babası ve annesi çok endişeliydi. Doktor zatüre başlangıcı diyordu. Semih yirmi gündür evde yatıyordu. Hayli zayıflamıştı. Annesinin yaptığı yemeklerin hiç birini yiyemiyordu. Babası “Can boğazdan gelir”, oğlum hadi biraz yemek yemeye çalış dedi. Semih zorla da olsa biraz yemek yedi. Bu son günlerde yüzüne kan geldi. Yavaş yavaş kendini toparladı.

Advertisement

ARI BAL ALACAK ÇİÇEĞİ BİLİR.

Herkes nereden yararlanacağını ve işin kimde biteceğini bilerek ona yanaşır. ahallede herkese yardımcı olan bir adam yaşıyordu. Yunus amca hali vakti yerinde olan bir adamdı. Zorda kalanlara maddi manevi devamlı yardım yapıyordu.

Bir gün bahçede otururken, başka bir mahalleden bir yaşlı kadın uğradı. Onu ağırlayıp çay ikram ettiler. Yunus amcanın eşi çok güzel yüzlü, iyilik yapmayı seven bir insandı, gelen yaşlı kadın, kömür alacakmış. Bir miktar eksiği varmış. Kadına bir miktar para verip uğurlamışlar. Kadın gidince yunus amcanı eşi gülerek “Arı bal alacak çiçeği bilir” diyerek Yunus amcaya takılmış, Yunus amca ve eşi basmışlar kahkahayı.


AÇ AYI OYNAMAZ

İstek ve ihtiyaçları karşılanmayan kişiler görevlerini yapamazlar.

O gün Kemal beylerin bahçeli ev inşaatında sekiz kişi çalışıyordu. Beton dökmeye başlanmıştı. Tenekeyle harç taşıyan amelenin yorgunluktan yürüyüşleri değişmişti kalfa onları yüreklendiriyor. Haydi az kaldı. Akşam beton biter size paydos vereceğim diyordu, öğle yemeği gecikmişti. Amelelerin uzun boylu iri yarı olanı tenekeyi omzundan indirdi.

Hey kalfa “Aç ayı oynamaz” çok acıktık ayaklarımız tutmuyor. Kalfa anlamıştı. Hemen yemeklerin hazırlanmasını söyledi. Yarım saat içinde yemeklerini yiyip tekrar işe başladılar.


BALIK AĞA GİRDİKTEN SONRA AKLI BAŞINA GELİR
İnsan bir felakete uğradıktan sonra daha düşünceli hareket eder.

Kapkaççılık son yıllarda hayli artmıştı. Artık bu bir sistemle gidiyordu. Ekip oluşturan kapkaççılar bazen tamirci bazen anketör olup girdikleri evlerde ne bulursa götürüyorlardı. Haşere ilacı yapacağız diye en alt kata giren kapkaççılar bir kadınla, iki kızını dışarıya çıkarmışlar. İlaçtan zehirlenmeyin diye dolaplardan para altın cep telefonu ne bulursa almışlar.

Fatma hanım, ilaçlamaya gelen adamlar gidince içeriye girmişler. Kızına bak bakalım kızım Jale, ben bu adamlardan şüphelendim bir şey almışlar mı? Aaa anne telefonum yok. Küçük kızın cüzdanı gitmiş, kendi kendine mırıldandı:

“Balık ağa girdikten sonra aklı başına gelir” dedi ve kızlarına “Üzülmeyin” dedi.


BAL TUTAN PARMAĞINI YALAR

İmkânları geniş bir işin başında bulunan kimse bunlardan az da olsa yararlanır

Şöför Hakkı makam şoförlüğü yapıyordu. Patronu alıyor, fabrikaya getirip götürüyordu. Bazen evin ahçılar ve personeli ile alışverişe gidiyordu. Arada Hakkı Bey’e de eve götürmesi için pirinç, şeker, deterjan veriyorlardı. Karısı Hakkı Efendiye, olsun versinler “Bal tutan parmağını yalar”, yeter ki patronun bilgisi olsun, dedi. Hakkı Efendi bu duruma zaman içinde alıştı.

Advertisement


1 Yorum

  1. Burhanettin Ender Altınışık on

    Ben bu metinleri çok beğendim. Çünkü metinlerde atasözleri çok net ve anlamları açık ve net şekilde bildirilmiş.

Leave A Reply