Atatürk Birinci Dünya Savaşında Neler Yapmıştır

0
Advertisement

Mustafa Kemal Atatürk’ün Birinci Dünya Savaşı esnasında bulunduğu cepheler ve üstlenmiş olduğu görevler ile ilgili olarak bilgilerin yer aldığı yazımız.

Birinci Dünya Savaşında Atatürk

Osmanlı Devleti yapmış olduğu bir anlaşma ile Almanya ve taraftarları ile beraber olmuştu. Bu nedenle Osmanlı Devleti Almanya ve taraftarları yanında savaşa girdi. Mustafa Kemal Osmanlı Devleti’nin savaşa erken girdiği görüşünü taşıyordu. Sofya’dan, nerelerde savaş yapıldığını izliyor, savaşın sonucunu bile daha başlangıçtan biliyordu. Bu görüşlerini ilgililere duyuruyor ve önlem alınmasını sağlıyordu.

Osmanlı Devleti birçok cephede savaşıyordu. Mustafa Kemal savaşa katılmak ve görev almak için ilgili yerlere başvurdu. Mustafa Kemal’in sürekli görev istemesi üzerine onu Tekirdağ’da kurulmakta olan bir tümenin komutanlığına verdiler. Mustafa Kemal bir ay gibi kısa sürede komutanı bulunduğu tümeni seçkin bir kuvvet haline getirdi. Tekirdağ’da hazırlanan tümen 1915 yılının şubat ayında Gelibolu yarımadasına geçti.

Mustafa Kemal Paşa Çanakkale Cephesinde

Mustafa Kemal Paşa Çanakkale Cephesinde

Gelibolu yarımadasına geçen tümen, daha sonra 19. Kolordu adını aldı. Mustafa Kemal artık kolordu komutanıydı. 19. Kolordu Çanakkale savaşlarında çok yararlıklar gösterdi. Mustafa Kemal adı Türkiye’de, Çanakkale savaşları ile daha çok tanındı. Conkbayır’da düşmanı izlerken göğsüne gelen bir şarapnel parçası, orada bulunan saatini parçaladı ve ölümden kıl payı kurtuldu. Harbiye’de iken aldığı saat, canını kurtarmıştı. Saati daha sonra Liman von Sanders’e armağan etti. Çanakkale zaferi ve Mustafa Kemal’in bu savaştaki başarıları, onun terfi etmesini ve albay olmasını sağladı. Çanakkale’den, Marmara Denizine giremeyen düşman donanması çekildi.

Mustafa Kemal adı, artık herkes tarafından tanınıyordu. Bu tanınma onun 19 Mayıs 1919’dan itibaren başlayacağı ve düşmanı vatandan atıncaya kadar yapacağı çalışmalara yardımcı olacaktı.

MUSTAFA KEMAL, PAŞA OLUYOR

Çanakkale savaşlarından sonra Mustafa Kemal’i Edirne’de 16. Kolordu komutanı olarak görürüz. 1916 yılının şubat ayında Edirne’ye at üzerinde olduğu halde girdi. Çanakkale savaşlarının kahramanı Mustafa Kemal’i halk coşku ile karşıladı. Aynı yıl komutanı bulunduğu kolordu, Diyarbakır taraflarına gönderildi. Yine bu yıl içinde general oldu. Adı artık Mustafa Kemal Paşaydı.

Advertisement

Mustafa Kemal Paşa, 16. Kolordu komutanı olarak birçok savaşlara katıldı. Bu savaşları iyi yöneten Mustafa Kemal Paşa, düşmanın Diyarbakır yönünde ilerlemesini durdurmuş, Bitlis ve Muş kentlerini kurtarmıştı. 1916 yılının sonlarına doğru Mustafa Kemal Paşa Bitlis ve Muş’u kurtardığı için altın kılıçlı madalya ile ödüllendirildi. Ayrıca İkinci Ordu Komutan vekilliğine getirildi.

İSMET İNÖNÜ İLE İLK KEZ ÇALIŞMA

Mustafa Kemal Paşa, İkinci Ordu Komutan Vekili olarak göreve başladığında, Kurmay Başkanının Albay İsmet İnönü olduğunu gördü. Daha önceleri birbirlerini tanıyan bu iki insan, şimdi birlikte çalışacaklardı. Daha o zamanlar, bu iki insan aynı duygu ve düşüncede idiler. Albay İsmet, kulağı biraz ağır işiten, ama işlerini tam yapan ufak, efendi bir insandı. Mustafa Kemal Paşa’ya 2. Ordu hakkında gereken bilgileri verdi. Orduda görevli komutanlarla yapılan bir toplantıda Mustafa Kemal Albay İsmet’i sevgi ile övmüş, onunla çalışmaktan duyduğu memnuniyeti ifade etmişti. Sözlerini,

«Albay İsmet, güven duyduğum, onunla çalışmaktan kalbimde sevgi ve saygı duyduğum bir kimsedir»

diyerek bitirmişti.

Mustafa Kemal Paşa bir süre sonra Albay İsmet’i 4. Kolordu komutanlığına atadı. Mustafa Kemal Paşa ile, Albay İsmet arasındaki bu yakınlaşma, yıllarca sürecek bir arkadaşlığın başlamasına neden oldu. 1916 yılının sonlarında kuvvetlenen arkadaşlıkları, Anadolu’nun düşmandan temizlenmesinde ve sonra kurulacak Türkiye Cumhuriyeti Devletinde de sürecekti.

Mustafa Kemal Paşa, bir süre sonra 2. Ordu komutanlığına asaleten atandı.

Advertisement

HALEP’TE YEDİNCİ ORDU KOMUTANLIĞINA ATANMASI

Mustafa Kemal Paşa, bir süre sonra Halep kentinde yeni kurulmuş bulunan 7. Ordu Komutanlığına atandı (1917). Bu ordunun kurulmasının asıl nedeni Bağdat’ı geri almaktı. 7. Ordu, Yıldırım Orduları Grubuna bağlı idi. Ancak gerek 7. Ordu ve gerekse diğer ordular savaş yapacak durumda değillerdi. Mustafa Kemal Paşa ve Albay İsmet bir rapor hazırlayarak Başkomutanlığa gönderdiler. Bu raporda iç işlerinin düzenli olmadığım, sivil yöneticilerin iyi olmadığı, ticaretin bozuk olduğu, ordunun silâh yönünden zayıf olduğu açıklanıyordu.

Başkomutanlık bu rapora katılmadığım bildirdi. Bunun üzerine Mustafa Kemal Paşa, görevden ayrılmak istediğini bildirdi. 2. Orduya tekrar vermek istedilerse de bunu da kabul etmeyen Mustafa Kemal Paşa, 1917 yılının ekim ayında İstanbul’a döndü.

Mustafa Kemal Paşa Halep’ten ayrıldıktan sonra, orada yapılan savaşlar Mustafa Kemal Paşa’nın gönderdiği raporda yazdığı gibi sonuçlandı. Filistin ve Kudüs İngiliz’lerin eline geçti.

Mustafa Kemal Paşa, İstanbul’da izinli bulunuyordu. Osmanlı Devletini ziyaret etmiş bulunan Alman Kayzer’i Padişahı Almanya’ya davet etti. Padişah böyle bir yolculuğu yapamayacak halde idi. Yolculuğu padişahın kardeşi Vahdettin Efendi yapacaktı. Yolculuğa çıkacaklar arasına Mustafa Kemal de alındı. Bu yolculuğun ilerde padişah olacak bir kimse ile olması, fikirlerinin ve düşüncelerinin öğrenilmesinde yarar sağlayacağını umuyordu.

MUSTAFA KEMAL PAŞA ALMANYA’DA

Mustafa Kemal, savaş içinde bulunan Almanya’yı gözleriyle gördü. Vahdettin‘le birlikte Alman Savaş Karargâhını ziyaret ederek, Alman İmparatorunu, diğer komutanları gördüler. Burada savaş hakkındaki görüşlerini açık açık söylemekten çekinmedi. Almanya’ya giderken ve dönüşte geleceğin padişahı Vahdettin’le «savaşın kaybedildiğini, buna göre tedbir alınması gerektiğini» söyledi. Vahdettin, Mustafa Kemal’e adeta hayran kalmıştı. Askerlik konularını, siyaseti bu kadar iyi bilen bir komutanı tanıdığı için çok memnundu.

MUSTAFA KEMAL’İN HASTALIĞI

Almanya dönüşü Mustafa Kemal, böbreklerinden rahatsızlanmıştı. Bunun için, özel bir hastanede bir ay kadar tedavi oldu. Ancak bu tedaviler kendisini iyileştirmedi. Böbreklerinden çok acı çekiyordu. Bunun üzerine doktorları onun Avusturya’ya gitmesini önerdiler. Orada hem tedavi olacak, hem de istirahat edecekti.

Mustafa Kemal, Avusturya’da bulunduğu günlerde, özel bir yaşam ve bu yaşamda değişik fikirler, aşamalar içinde bir insan olarak görülür. Uygar bir kentte, ülkesinin içinde bulunduğu durumu ve dertleri düşünerek ona çareler aramaya başlar. Memleketteki arkadaşlarına gönderdiği mektuplarda düşüncelerini, duygularım duyurmaya çalışır.

Mustafa Kemal, Avusturya’da iken padişah Sultan Reşat ölmüş, yerine Vahdettin padişah olmuştu. Padişah göreve başladıktan kısa bir süre sonra Mustafa Kemal’i İstanbul’a çağırttı.

TEKRAR 7. ORDU KOMUTANLIĞI

1918 yılının Ağustos ayında ikinci kez 7. Ordu Komutanlığına atandı. 7. Ordu İngilizlerle yaptığı başarılı savaşlarla dikkati çekti. Ancak, Mustafa Kemal’in komuta ettiği 7. Ordunun başarısı yeterli değildi. Yakında bulunan 4. Ordu ve 8. Ordu aynı başarıları gösterememişlerdi. Bu arada 4. Ordu, 7. Ordu ile birleştirildi ve Mustafa Kemal Paşa emrine verildi.

Bütün bunlar olurken Osmanlı Devletinin ve Almanya’nın bağlaşık bulunduğu Bulgaristan savaştan çekilmiş ve «silâh bırakma» antlaşması yapmıştı. III. Kolordu Komutanı Albay İsmet Bey, İstanbul’a atanmıştı.

30 Ekim 1918 günü, Osmanlı Devleti Mondros Silâh Bırakma antlaşmasını imzalamıştı. Bu antlaşma ile Osmanlı Devleti de savaşı bırakıyordu. Yurdumuzda bulunan Alman komutanlarının görevlerini bırakarak ayrılmaları istenilmişti. Yıldırım Orduları Grubu Kumandanı Liman von Sanders, Adana’daki karargahta Mustafa Kemal’e yetkilerini devretti. Bu suretle Mustafa Kemal Yıldırım Orduları komutanı olmuştu. Hemen orduyu düzene soktu. Ancak, İstanbul’daki hükümetten gelen emirlerde, ordunun dağıtılması isteniyordu. Mustafa Kemal komuta ettiği bütün birlikleri Suriye’den, Anadolu’ nun içine çekmişti.

Advertisement

Bir süre sonra İstanbul Hükümeti Yıldırım Orduları Grubunu ve 7. Ordunun dağıtılmasını bildirdi. Mustafa Kemal, halkın düşmana karşı koyması için Maraş, Adana ve Gaziantep halkına ordunun silahlarının bir bölümünü dağıttırdı. Adana’da kalmaktansa, İstanbul’a gidip memleketin durumunu yakından izlemeyi daha yararlı buldu.


Leave A Reply