Atatürkçü Düşünce Sisteminin Özellikleri

0
Advertisement

Atatürkçü düşünce sistemi nedir, özellikleri nelerdir? Atatürkçülükte bütünlük niteliği ve yabancı ideolojilerden farkı hakkında bilgi.

Atatürkçü Düşünce Sisteminin Özellikleri

Atatürkçülük, Türk milletinin tam bağımsızlığını, huzur ve refaha kavuşturulmasını, devletin millet egemenliği esasına dayandırılmasını, Türk kültürünün aklın ve bilimin önderliğinde çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkarılmasını öngören bir düşünce sistemidir. Bu sistemde; insan, hak ve sorumluluk kavramlarının yeri önemlidir. İnsan, başka hiçbir varlıkta bulunmayan çeşitli olanaklarla dünyaya gelir. Bu özellik, her insanın insan olduğu için bazı haklara sahip olmasını gerektirir. İnsanlık, tek tek insanlarda bulunan gelişme olanaklarının ve hakların genelini ifade eden kavramdır. Her insan, insanlığın bir temsilcisidir. Dolayısıyla her insan bazı temel haklara sahiptir.

Atatürkçülük; insana, akla, barışa, millet sevgisine ve bilime verdiği değer nedeniyle çok önemlidir. Ona önem kazandıran bir başka özelliği hem bireylerin hem devletlerin bağımsızlığını savunmasıdır. Bu özellikleriyle Atatürkçü düşünce sistemi, Türk toplumu için geçmişte ve gelecekte tek yol gösterici olmuştur ve olacaktır. Atatürkçü düşünce sistemi, bir bütündür ve yabancı ideolojilerden çok farklıdır.

a. Bütünlük Niteliği

Atatürkçü düşünce sistemi içinde yol gösterici olan ilkelere “Atatürk İlkeleri” adı verilir. Bunlar; cumhuriyetçilik, milliyetçilik, halkçılık, laiklik, devletçilik ve inkılapçılık ilkeleridir. Bu ilkeler, Türk Devleti’ni güçlü kılmayı, Türk Milleti’ni çağdaş uygarlık düzeyine ulaştırmayı amaçlar.

Advertisement

Atatürk ilkelerinin başında cumhuriyetçilik ilkesi gelir. Cumhuriyetçilik, cumhuriyet rejiminin benimsenmesini gerektirir. Cumhuriyet, halk için ve halk tarafından uygulanan bir yönetim biçimidir. Atatürkçü düşüncede egemenlik milletindir.

Atatürk, bilimin öncülüğünü benimsemiştir. Türk milletinin hedefinin çağdaş uygarlık düzeyi olduğunu savunmuş, Türk halkını milliyetçilik yoluyla bu hedefte birleştirmiştir.

Cumhuriyetçilik ve milliyetçilik ilkesiyle yakından ilişkili olan bir başka ilke, halkçılıktır. Halkçılık, Türk halkının Türk Devleti’nin egemen varlığı hâline gelmesini amaçlayan ilkedir. Halkçılık, halkı egemen ve her bakımdan mutlu kılmaktır.

Atatürk, Türk insanının maddi ve manevi bakımdan gelişebilmesinin itici gücünün ekonomi olduğunu düşünüyordu. Bu nedenle, Türk ekonomisinin gelişmesi için devletçilik ilkesini temel almıştır. Türk halkı içinde ticaret ve sanayi ile uğraşacak özel girişimler oluşuncaya kadar devleti ekonomik faaliyete ortak etmiştir. Devlet, yatırımlar yapmış, Türk vatandaşları için iş imkânları sağlamıştır.

Bir başka önemli ilke, laiklik ilkesidir. Din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması, siyasi işlerin yürütülmesinde dinin hiçbir şekilde işe karıştırılmaması, din ve vicdan özgürlüğünün sağlanması anlamına gelen laiklik sayesinde Atatürk, önce eğitimde birlik yaratmış ve bireylerin eğitim yoluyla gelişmelerine olanak sağlamıştır. Daha sonra laiklik yoluyla devletin dine dayanarak bireyler üzerinde baskı kurmasını engellemiştir. Böylece inanç özgürlüğünü gerçekleştirmiştir.

Bu ilkelerin birbirinden ayrı olarak değerlendirilmesi mümkün değildir. Çünkü, bunların hepsi sistemi oluşturan ve birbiriyle ilişkili olan öğelerdir. Sistem içinde birbirini tamamlayarak bütünleşmişlerdir. Bu nedenle Atatürkçü düşünce sistemi bir bütündür.

Advertisement

b. Yabancı İdeolojilerden Farkı

İdeoloji, dünya ve toplum hakkında açıklamalar getiren birbiriyle tutarlı inanç ve düşünceler sistemidir.

Mustafa Kemal, hiçbir ideolojiyi benimsememiş, bilimin gerekleri doğrultusunda milletini yükseltmeye çalışmıştır. Kendi fikirleri ve bilimin verileri onun öğretisinin temelini oluşturmuştur. İdeolojiler hakkında ise şöyle düşünüyordu:”Programımız, karşı çıkanların gördükleri ve bildikleri biçimde bir kitap değildi. Fakat esaslı ve uygulanabilirdi. Biz de uygulanamaz fikirleri, kuramsal birtakım ayrıntıları yaldızlayarak bir kitap yazabilirdik. Öyle yapmadık. Milletin maddi ve manevi yönden gelişmesi yolunda; iş, eylem ve eserlerimizle, sözlerden ve kuramlardan önde gelmeyi öngördük.”*

Atatürk’le ilgili bir eserinde Gerard Tongas (Jerar Tongas) diyor ki; “Dünyanın bu sosyal bunalımı içinde Atatürk’ün felsefesi, komünizm ile eski toplumsal rejimler arasında uzlaştırıcı bir rol oynadı. Bu rolü nedeniyle Kemalizm, diğer bütün felsefeler arasında seçkinleşmiştir. Çünkü, pratik ve halkçı bir yapıdadır. İlkeleri sadece kuramsal olmayıp hemen uygulanmaya elverişlidir.

Türkiye’nin siyasi hayatı; cumhuriyetçilik, milliyetçilik, halkçılık, devletçilik, laiklik ve inkılapçılık ilkelerine göre düzenlenmiştir. Bu bakımdan Kemalizm, diğer idare sistemleriyle kıyaslanamaz. O, değerli bir cumhuriyettir ki kaynağını ‘halk için halk ile’ formülünden almıştır.

Atatürkçülük, yalnız fikir ve ideallerden meydana gelen bir ideoloji değil, bir hareket programıdır. Komünizme, faşizme ve liberalizme karşıdır. Liberalizmin özgürlük anlayışını, komünizmin eşitlik fikrini ve günümüz demokrasilerinin sosyal adalet ilkesini iyi ve sağlam bir sentez hâline getirmiştir. Atatürkçü düşünce sistemi, Türk toplumunu her bakımdan kalkındırıp yüceltmek, çağdaş uygarlık düzeyine ulaştırmak için ortaya konmuş bir fikir ve eylem sistemidir, kendisine özgü bir sistemdir. Fikirler ortaya koyarken Türk gerçeğine uygun olan uygulama yöntemini de gösteren çağdaş nitelikte bir ideolojidir.


Yorum yapılmamış

Leave A Reply