Ateşin İcadı, Tarih Boyunca Ateşin Yeri ve Ateşin Tarihçesi

0
Advertisement

Ateş nedir? Ateş ne zaman bulunmuştur? İnsanlık için önemi nedir? Ateşin tarihçesi ve ateş ile ilgili bilgi.

ateş

Kaynak: pixabay.com

Ateş

Ateş; yanıcı cisimlerin tutuşarak ısı ve ışık çıkarmalarıdır. Genellikle karbon ve yanabilen maddelere dönüşen öteki elementlerin oksijenle birleşmeleri sonucunda ortaya çıkar. Ateşle birlikte alev oluşması, tepkimeye giren maddelerin buharlaşıp buharlaşmamasına bağlıdır.

Ateşin bulunması

Ateşin bulunması, insanoğlunun uygarlık yolundaki en büyük adımlarından biridir. İnsanın ateşi ilk kez nasıl bulduğu kesin olarak bilinmiyorsa da, yıldırımın ateşe kaynaklık ettiği büyük olasılıktır. Tarih öncesine ilişkin araştırmalar, insanın ateşi ilk kez günümüzden 1.5 milyon yıl kadar önce kullandığını gösterir. Ancak bu ateş kullanımı, elde edilen ateşin söndürülmeden korunmasına bağlıydı. Bu nedenle ateş kutsal sayılmış ve sönmemesi için elden gelen çaba harcanmıştır. İnsanın sürtünme yoluyla ilk kez ateşi elde idişi, İÖ 7000’lerde Neolitik Çağ’da başladı. Hemen hemen dünyanın her yanında uygulanan ateş yakma yöntemi, sert ağaçlardan yapılmış bir delginin iki avuç arasına tutularak daha yumuşak bir ağaç gövdesinde açılan bir oyuğun sürtünme yoluyla döndürülerek tutuşturulmasıyla elde edilmesidir. Bu yöntem, günümüzde ilkel yaşam süren boylarda görülür.

Ateşe Dair İnanışlar

İlkel boylarda ateş; su, hava, toprak, güneş kadar önemliydi. Bu nedenle hemen her topluluk ateşi tarih çağları boyunca kutsal saymıştır. Mezopotamya topluluklarının tümü ateşe verilen önemi maddi belgelerde belirtmişlerdir. Çok tanrılı dine inanan Hititlerin Ateş Tanrısı (Pahhur) ve Ocak Tanrısı (Haşşaş) en önemlilerindendi.

Eski Yunan Tanrısı Hephaistos, ateşle her çeşit madeni işleyerek olağanüstü güzellikte eserler yaratırdı. Ünlü Prometheus ise Zeus‘u küçük düşürmek için Olympos Dağı’nda kutsal ateşi çalarak insanlara verdi. Roma’ya, Etrüsklerin getirdiği Ateş Tanrısı Vulcanus adına her yıl bayramlar düzenlenir (Vulcanila), tanrıya sunulan kutsal ateşe küçük balıklar ve öteki hayvanlar atılırdı. Evdeki ocak ve ateşin tanrıçası Vesta’nın, altı bakire rahibesi, devletin ocak ateşini sürekli yakmakla görevliydi.

Ateş

Kaynak : pixabay.com

Doğu Slavlarının Baş Tanrısı Perun, gök, fırtına ve şimşeklerin efendisi olup Novgorod’da onun adına kutsal ateş sürekli yanardı. Ayrıca Svaro adında bir ateş tanrısı vardı. Orta Asya’daki Türk boyları, kutsal ruh dedikleri ateşe saygı gösterirdi. Altaylılar bu ruha ot ezi (ateşin efendisi), Yakutlar aynı alanda ot iççite derlerdi. Kirlerden arındırıcı, kötü ruhları kovucu hastalıklardan koruyucu gücüne inanılırdı.

Advertisement

Sibirya ve Altay Türklerinde ateşe kurban sunulması, yeni evlilerin ateşe törenle yağ dökmeleri, yiyecek ve içecekten ateş ruhuna da bir pay ayırmaları geleneği bugün bile sürmektedir. Gökten Ulgen’in (Ulu Tanrı) gönderdiğine inandıkları ateşi suyla söndürmek, ateşle oynamak Türk inanç ve geleneklerine aykırıydı. Belli günlerde yapılan kurbanlı törenlerdeki ateşin alevi yeşilimsiyse yağmur ve bereket, kırmızıysa salgın hastalık, siyahsa hükümdarın öleceğinin belirtisi sayılırdı. 6. yüzyılda Batı Göktürkleri, ülkelerine gelen yabancı elçileri, birlikte getirebilecekleri kötü ruhları yok etmek için, iki ateş arasından geçirirlerdi.

Zerdüştlük ve Ateş

Zerdüştlüğün özgün “ateş inanışı”na göre, tapınma törenlerinde geniş bir alandaki mihrap önünde yakılan ateşin çevresinde dua edilir. Bu gelenek nedeniyle “ateşe tapanlar” adı da verilir. Zerdüşt, tanrıya havyan kurban edilmesi yerine, ateş yakılması geleneğini koymuştu. Ateş, Ahuramazda’yı törene katılması için yukardan aşağıya çağıran bir elçidir. Bu tapınma biçimi daha sonra Perslerce de benimsenmişti. Hinduizmde, tanrıların belirli doğal varlıkları yönettiklerine inanılır ve tanrı Agni ateşin yöneticisi sayılır. Musevilikte altı köşeli Davut Yıldızı’ndan sonra en önemli simge, yedi kollu, “Menora” adlı şamdandır. İnanca göre, Menora’yı İsrail kavmi, çölde sürgün yaşamı sürerken çadırlarda kutsallığın aydınlatıcısı olarak kullanmışlardır. Musevi havralarında kutsal yerdeki (Aron Hakkodeş) içinde Tevrat saklı sandığın hemen önünde hiç sönmeyen lamba (Ner Tamit) yanar. Hristiyanlıkta da ateş kutsaldır. Kiliselerde ve evlerde ikonaların altında mum yakılması çok yaygın bir gelenektir.


Leave A Reply