Atik Valide Camii Hakkında Bilgi

0
Advertisement

Atik Valide Camii nerededir? Atik Valide Camii ne zaman kim tarafından yaptırılmıştır, mimarisi ve tarihçesi hakkında bilgi.

Atik Valide Camii

Atik Valide Camii; Valide i Atik olarak da yazılır, Osmanlı padişahlarından II. Selim’in eşi ve III. Murad’ın annesi Nurbânu Sultan’ın İstanbul’da, Üsküdar’daki Toptaşı semtinde 1583’te yaptırdığı camidir. Mimar Sinan’ın yapıtıdır ve medrese, darülhadis, imaret, hankâh, mektep, darüşşifa ve hamam gibi yapılarla birlikte bir külliye oluşturur. Cami bugüne değin bazı değişiklikler geçirmiştir. İlk yapılışında altı ayağa oturan bir kubbenin örttüğü ana mekâna, daha sonra yanlarda ikişer kubbeyle örtülü simetrik bölümler eklenmiştir. Üzeri, altı ayağa oturan dört kubbe ve bir tonozla kapatılmış son cemaat yerinin önünde yer alan eğimli çatı ile örtülü bölümün de gene özgün tasarımda bulunmadığı sanılır. Hünkâr mahfili ise yapının en geç tarihli yeridir. Yapıdan dışa doğru bir çıkıntı yapan mihrap, yarım kubbe ile örtülüdür. Kubbeli revaklarla çevrili geniş avlu dikdörtgen planlıdır ve ortasında bir şadırvan vardır. Caminin içinde 16. yüzyıl çiniciliğinin zengin örnekleri görülür. Hünkâr mahfilinde ise, Osmanlı baroğu üslubunun ilginç bezeme ve resim örnekleri yer alır.

Külliyenin medresesi, açık yanı caminin revaklı avlusuna kuzeyden bitişen, kabaca “U” biçiminde avlulu bir yapıdır. “U”nun her üç kolu boyunca revaklar ve bunların gerisinde hücreler sıralanır. Dipteki sıranın ortasında yer alan dershane dışa doğru çıkıntı yapar. Yapının gerisindeki sokak arazinin eğiminden ötürü daha aşağıda kaldığı için, bu dershanenin altından geçer. Camiyle medresenin doğusundaki yapı dervişlerin barınması için yapılmış bir hankâhtır. Dikdörtgen planlı, revaklı bir avlu, revakların gerisindeki hücreler ve doğu kenarının ortasındaki bir semahaneden oluşur. Darülkurra caminin güneyinde, kıble ekseni üzerinde, tek kubbeli bir yapıdır. Bu yapılar grubunun batısında, arazi eğimli olduğu için daha alçakta birbirine bitişik birimler halinde darüşşifa ve imaret yer alır. Bu bölümler III. Selim döneminden başlayarak 1865’e değin kışla, 1927’ye değin akıl hastanesi, 1935-76 arasında tütün bakım atölyesi, daha sonra da cezaevi olarak kullanıldığı için büyük değişiklikler geçirmiştir. Birçok ek yapılan, hatta bazı bölümlerinin üstüne kat çıkılan yapılar böylece özgün durumlarını yitirmiştir. İmaretin batıdaki ön cephesi boyunca, ortada kubbeli bir taşlık ve iki yanda ince uzun iki kanattan oluşan kervansaray uzanır. Kubbeli taşlıktan geçilerek ulaşılan gerideki revaklı orta avlunun sağında (güney) aşhane, solunda (kuzey) tabhane yer alır. Her iki bölüm de ayrı birer iç avlu çevresinde düzenlenmiştir. Bu yapılar blokunun kuzey duvarına bitişik darüşşifa da revaklı orta avlulu bir yapıdır. Külliyenin çifte hamamı ayrı bir yapı olarak biraz daha kuzeyde bulunmaktadır.


Leave A Reply