Augsburg nerededir? Augsburg şehrinin özellikleri, mimarisi, tarihçesi, tarihi gezilecek yerleri hakkında bilgi.
Augsburg; Almanya’nın güneyinde, Bavyera Eyaleti’nde kenttir. Wertach ve Lech ırmaklarının kesiştikleri noktada, Münich’in 48 km batı-kuzeybatısındadır. Güney Almanya’nın en önemli endüstri merkezlerinden (tekstil, makine, motor, kimya, kâğıt, duyarlı el aletleri, dericilik, kuyumculuk) biridir. İkinci Dünya Savaşı öncesinde ve sırasında denizaltı motorlarıyla Messerchmitt uçakları da Augsburg’da üretilirdi.
Tarihi: Antik Çağ’da Augusta Vindelicorum adıyla bilinen Augsburg, İÖ 15’lerde barbar boylarını etkisiz kılmak için Romalı General Büyük Drusus tarafından Roma ileri karakolu olarak kuruldu. İS 5. yüzyılda Attila kenti yerle bir etti. 8. yüzyıl başlarında Charlemagne’in eline geçen kent, 10. yüzyıldan Orta Almanya’nın güneyindeki Kutsal Roma-Germen İmparatorluğu’na bağlı bir düklük olan Swabia’ nın egemenliği altına girdi. 995’te istilacı Macar boyları, Augsburg’u kuşattılar. Birbiriyle çekişen Alman düklüklerini birleştiren İmparator I. Otto, Augsburg yakınındaki Lecheld Meydan Savaşı’nda Macarları yenilgiye uğrattı. Özellikle, 1276’da serbest imparatorluk kentine dönüştürüldükten sonra gelişip zenginleşti. Venedik’ten kuzeye uzanan ticaret yollarının üzerinde yer aldığından, Reform döneminde Avrupa’nın en zengin kentlerinden biri durumuna geldi. 15. yüzyıl sonlarıyla 16. yüzyıl başlarında Avrupa’nın önde gelen kültür ve sanat merkezlerinden biri oldu. Augsburg, ünlü ressam “Büyük” Hans Holbein ile oğlu “Genç” Holbein’in doğum yeridir. Ressam ve tahta oymacısı Hans Burgkmair de kentin yerlileri arasındadır. Augsburg Doğrulaması (1530) ve Augsburg Barışı (1555) da bu kentte gerçekleştirildi. Otuz Yıl Savaşları’nda büyük hasar gören ve uzun süre toparlanamayan Augsburg, 1806’da Kutsal Roma-Germen İmparatorluğu’nun dağılması üzerine, Bavyera’ya bağlandı. İkinci Dünya Savaşı’nda, Nisan 1945’te ABD Ordusu tarafından işgal edildi.
Tarihsel Eserleri: İkinci Dünya Savaşı’nda bombardıman sonucu, ortaçağ ve Rönesans dönemlerinden kalma tarihsel yapılar büyük ölçüde zarar gördü.
Yapımına 944’te başlanan ve zamanla gotik ekler yapılan romanesk üslubundaki Katedral 1615-1620’de yapılan, büyük bir altın salonu bulunan Belediye Sarayı (Rathaus), İkinci Dünya Savaşı’nda yangından büyük zarar gören geç gotik üsluptaki St. Ulrich Kilisesi (15. yüzyıl) ve 16. yüzyıl dönemine ait birkaç çeşme, ayakta kalan tarihsel yapılar arasındadır.
