Auguste Rodin kimdir? Fransız heykeltraş sanatçısı Auguste Rodin hayatı, biyografisi, eserleri, heykelleri, sanatı hakkında bilgi.
Kaynak: commons.wikimedia.org
Auguste Rodin; Fransız heykelcisidir (Paris 1840-Meudon 1917). 14 yaşında girdiği Ecole Nationale des Arts Decoratifi 1857’de bitirdi. Bu okulda hareketli modelleri akıldan resimleme üzerinde çalıştı. 1857-1858 arasında üç kez girdiği Ecole des Beaux-Arts’ın (Güzel Sanatlar Okulu) sınavını kazanamayınca Constant Simon’dan heykelin derinlemesine görünüşü ve kısaltmayla ilgili dersler aldı. Sanat alanındaki yüksek öğrenimini sürdüremeyeceğini anlayınca 1864’te Sevres Kenti’ndeki porselen fabrikasında çalışmaya başladı. Aynı yıl ilk eseri olan Kırk Burunlu Adam’ı yaptı. 1870-1871 Fransa-Prusya Savaşı’na katıldı.
Savaştan sonra Brüksel’de Belleuse ile çalıştı. 1875’te Louvre Müzesi’nde karşılaştığı Michelangelo ve öteki rönesans sanatçılarının eserlerini yakından incelemek için İtalya’ya gitti. Fransa’ ya dönüşünde insan figürlerindeki drama öğesi üzerinde durarak, romantik coşkunluğu ve doğalcı anlatımı eserlerine yansıttı. 1877’de Paris’teki Salon Sergisi’nde Bronz Çağı adlı eserini sergiledi.
Bu eserin üzerine yapılan tartışmalar ünlenmesine yol açtı. Ardından Savunma (1878) adlı eseri yaptı. Kurulacak bir müze için Cehennem Kapıları adını verdiği ve 37 yıl üzerinde çalıştığı dev boyutlu eser üzerine 180 tane figür yerleştirdi (ölümünden sonra bronza dökülebildi). Bu çok boyutlu eserinde sanatçı, mimarlık çerçevesine sığdırılmak istenen heykel üslubu tutmadığını açıkça gösterdi.
1880’den sonra portre heykelcisi olarak tanındı: Victor Hugo (1883), Balzac (1897), Georges Clemenceau (1991), Papa XV. Benedictus (1915). 1890’dan sonra çeşitli ödüller kazandı. Ulusal Güzel Sanatlar Topluluğu’nun yıllık heykel sergilerinde genç sanatçıları etkiledi. 1900’lerde heykelin insan figürünün tümü yerine bir bölümünü ortaya koyabileceği sonucuna vardı. Sanatçının dramatikliği vurgulayan el gibi kısmi ve eksik yontuları modern heykelciliğe en büyük katkılardan biri oldu. akademik düşünceye karşıt olarak eserlerin bitmemişliğini savunan Rodin, geleneksel figüratif sanattan 20. yüzyıl heykelciliğine geçişte kişiliği ve eserleriyle en etkin rolü oynadı.
Başlıca eserleri:
Yürüyen Adam (1877 -1878; Ulusal Galeri, Washington), Aziz Yahya Vaaz Veriyor (1878; Modern Sanatlar Müzesi, New York). Adını taşıyan müzedekiler: Silahlara Çağrı (1879; Rodin Müzesi, Paris), Düşünen Adam (1880), Ugolino (1882), Jules Dalou’nun Büstü (1883), Calaisli Burjuvalar (1884-1886), Öpüş (1886), Kaçak Aşk (1887), Bernard Shaw’un Büstü (1906), Gustav Maler’in Büstü (1909).
Düşünen Adam Heykeli – Auguste Rodin
En önemli heykeli: Düşünen Adam (le Penseur), 1940 ta yapıldı. 2×1.40 m boyutlarında bronzdandır. Dekoratif Sanatlar Müzesi için büyük bir bronz kapı yapması istenen Rodin, Dante’nin Divina Commedia’sından sahnelerin yer alacağı alçak kabartmalardan oluşan bu kapıya Cehennem Kapısı adını verdi. Üst bölüme Dante’nin oturan heykelini koymayı tasarladı ve önceleri “Ozan” adıyla bilinen Düşünen Adam’ın alçısını 1880’de tamamladı. Heykel 1904’te Paris’te Pantheon’un sütunlu avlusuna, daha sonra da Rodin Müzesi’nin şeref avlusuna yerleştirildi. Eserin ikinci bir dökümü Rodin’in Meudon’daki mezarındadır.
Kaynak – 2
Auguste Rodin (12 Kasım 1840, Paris, Fransa – 17 Kasım 1917, Meudon, Fransa). Büyük bir Fransız heykelcisidir. Michelangelo’dan beri yetişmiş en büyük heykelci sayılır. Rodin’den sonra yetişip de onun etkisinde kalmamış hiçbir heykelci gösterilemez.
Rodin, fakir bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Küçük yaştan beri hem okumak, hem hayatını kazanmak zorunda kaldı. Heykelciliği, döküm atölyelerinde çalışarak, heykelin ilk maddesini yakından tanıyarak çıraklık devrinde öğrendi. 50 yaşına kadar da fakirlikten kurtulamadı. Yalnız, yılmadan çalışıyordu. Daha çocuk denecek yaştayken, günde 14 saat çalışmaya başlamış, buna ömrünün sonuna kadar devam etmiştir.
Rodin’in ünü «Tunç çağı» adındaki, tek insan figürüyle başlar. Sergiye ilk çıkan eseri de budur. 1877’de resmi sergiye bu eserini kabul ettirdiği zaman, tenkitçilerin itirazı ile karşılaştı: Eser gerçeğe o kadar bağlıydı ki, heykelciyi canlı modelin kalıbını almakla suçladılar. Oysa, Rodin’de göz bir fotoğraf objektifinden daha dikkatli, heykeli işleyen el ise her hangi bir sanatçı elinden çok daha ustaydı. Rodîn’in, ondan sonraki her eseri de tartışma konusu oldu. Çünkü Rodin, Fransız heykelciliğinde yerleşmiş bir geleneği değiştiriyor, zarif özentiler yerine kaba gerçeği koyuyordu.
Çok çalışmak, eseri çok dikkatli işlemek Rodin’in iki temeliyse düşünce, yani konusuna fikir katma gücü de bir üçüncü temelidir. Toplumun alt tabakalarını heykele konu yapması da bir başka özelliğidir. Bu arada, asıl araştırmalarını biçim ve anlam yönünden yapmış, ıstırabı kuvvetle canlandırmıştır. Bugün Paris’te iki tane Rodin Müzesi vardır; bunlardan biri, heykelcinin kendi atölyesidir.
