Aurelius Augustinus Kimdir?

0
Advertisement

Aurelius Augustinus Kimdir? Aurelius Augustinus hayatı, felsefesi, Hristiyan tarihindeki yeri. Aurelius Augustinus ile ilgili bilgi.

Aurelius Augustinus; Hıristiyan dininin öğretisine biçim vererek sistemli bir birlik kazandıran, Hıristiyan doğmasmın kurucusudur (Kuzeybatı Afrika/Thagasteis 354-Hippone 430). İlköğrenimin Thagaste, Madore ve Kartaca’da yaptı; 384’lerde Milano’ ya gelerek retorik (güzel konuşma sanatı) öğrendi; İranlı mezhep kurucusu Mani’nin (İS 215-275) kurduğu, evrenin “iyilik” ve “kötülük”ün eseri olduğunu ileri süren Mani dinine (Manikheizm) girdi; daha sonra Hıristiyanlık öğretisine yöneldi. 387’lerde vaftiz oldu, Hıristiyanlığa kabul edildi. Thagaste’e döndü, Hippone’a yerleşti ve Piskopos Valerius’un kilisedeki görevini aldı (397). Yaşamının geri kalan bölümünü Hıristiyanlığı savunmaya ve dinsel sapkınlıklarla savaşmaya adadı.

Augustinus’un felsefesinde Yeni Platoncu kuramlarla Hıristiyanlık doğması bir arada bulunur. İnancı ve aklı uzlaştırmaya çalıştı. Ona göre; inanç (iman), verinin malzemesini işlemesi için akla (zekâya, zihne) sunar. İnsanın Tanrı’yı ve kutsal ruhu tanımayı, bilmeyi istemekten başka bir amacı olamaz; bunun için de iç düşünme gerekir.

Augustinus’un felsefi araştırmasının temel amacı da budur. “Crede ut intelligam” (Anlamak için inanıyorum) ilkesi onun inancı temellendirmek için kullandığı önermelerinden biridir. İnanç dışında bir başka ünlü ilkesi şudur: ”İnanç, görmediğimize inanmaktır; bunun ödülü de inandığımızı görmektir”.Her şeyden kuşku edilebileceğini savunmuş, “kuşku ediyorum öyleyse varım”, diyerek Descartes’ın ünlü “Cogito erge sum” (Düşünüyorum öyleyse varım) temel ilkesine ulaşmasını sağlamıştır. Augustinus, ilk günah doğmasını savunur. Ona göre; Tanrı insanı özgür yarattı, ancak bu özgürlük ilk insanın (Adem’in) tutkuları ve gururu sonucu günah işlemesine yol açtı ve insan bu nedenle “düştü”. Bu günah ilk insanın soyuna kaktım olarak aktarıldı; bir başka deyişle insan artık günah işlemeden duramaz oldu; iradesi (istenci) tümüyle kötüye yöneldi. İnsanın bu yönelişten kurtuluşu ise ancak Tanrı’nın inayetine bağlıdır. Augustinus ayrıca De Civitate Dei (Tanrı Devleti Üzerine) 428, De libero arbitro (Özgür İstenç Üzerine), Confessiones (İtiraflar) 398, gibi eserlerinden geliştirdiği, “bizde, bizden de derin bir varlık” bulan içdüşünme yöntemiyle Batı ilahiyat ve felsefesini belirleyici biçimde etkiledi. Onun işlediği “temelini sevgide bulan bilgi” ile “en yüksek noktasına şimdiki zamanda ulaşan zihin” gibi ana temalar, çağdaş Hıristiyan varoluşculuğunada da rastlanır.


Leave A Reply