Azeriler Kimlerdir? (Azeri Türkçesi, Edebiyatı ve Müziği Hakkında Bilgiler)

0
Advertisement

Kardeş Azeriler ile ilgili olarak bilgiler. Azeriler kimdir? Azeri Türkçesi, Azeri Edebiyatı ve müziği ile ilgili olarak bilgiler.

Azerbaycan Bayrağı
AZERİLER XI.-XIV. yüzyıllarda Azerbaycan’a gelip yerleşmiş bir Türk topluluğudur. Azerbaycan Türkleri’nin önemli bir kısmını Oğuzlar teşkil eder.

Azerbaycanlılar çiftçilik ve el işleriyle geçinirler. Ovalık kısımlarda ve Orta Azerbaycan’da yaşıyanlar hayvancılığa büyük önem verir. Bunların yarı göçebe bir hayatı vardır. Kışın «aran» adını verdikleri ovalarda, yazın da «yaylak» dedikleri yaylalarda otururlar. Yazın kaldıkları çadırlara «alaçık» derler.

Azerîler arasında toplumun esasını aile teşkil eder. Ailede baba hâkimdir. Çocukların terbiyesi anneye düşen bir vazifedir Köylerde «konuk otağı» denen bir oda vardır. Bu oda daima döşeli ve temiz bulundurulur, misafirler için saklanır. Tipik Azerbaycan evi bir oda (otak) ve bir hol (dehliz) den ibarettir. Evlerin tavanı düzdür.

Erkekler şalvar ve «arkalık» giyerler. Arkalığın göğsü düğmeli, beli büzgülüdür, dize kadar gelir. Onun üstüne de palto vazifesi gören «çuha» giyerler. Kadınlar gömlek, göğsü dışarıda bırakan bir arkalık ve «tuman» giyerler. Tuman birbiri üstüne giyilen bir çeşit entaridir. Başlarına da peçeyi andıran, fakat beyaz renkte, «çatku» alırlar.

Azerîler Şeker ve Kurban Bayramlarından başka bahar bayramı olan Nevruz’u da kutlarlar. Bu bayram da Şeker Bayramına benzer ve üç gün sürer. Azerbaycanlılar çoğunlukla Şiî mezhebindendirler. Ancak, Kuzey Azerbaycan’da Sünnîler de vardır.

Advertisement

Azerbaycanlılar iyi binicidirler. Boyları ortanın üstündedir. Siyah saçlı ve esmer olurlar. Kültür ve dil bakımından, birçok dış tesirler altında kalmış olmalarına rağmen, Türklüklerini muhafaza etmişlerdir.

Azerî Türkçesi

Azerbaycan S. S. Cumhuriyeti ile, Gürcistan ve Ermenistan’ın bir kısmında ve Iran Azerbaycanı’nda konuşulan bir Türkçe diye-leğidir. Türk dillerinin Güney-Batı topluluğuna giren diller arasındadır. Azerî Türkçe-sinin, hem kelime hazinesi, hem de söyleyiş bakımından, Türkiye Türkçesine birçok benzer tarafları olduğu gibi, ayrıldığı noktalar da vardır. Bilhassa Anadoludakİ yerli ağızlara benziyen sesler çoktur. Meselâ «hiç» yerine «heç», «gitmek» yerine «getmek» derler. Buna karşılık, açık «e» sesi «a» ya yakındır. «Gelmek», «temel» gibi kelimeler «a» sesine yakın bir «e» ile telâffuz edilir. Sesli harf uyumu da Azerî Türkçesinde önemli bir yer tutar. «Odun» yerine «odon», «öküz» yerine «ököz» derler.

Bu dıyeleğın bir başka özelliği de kelime başlarındaki «y» seslerinin düşmesidir: «yüce = üce», «yedi = edi», «yiğit = iğit» gibi. Azerî Türkçesi’nin özelliklerinden biri de kelime başındaki «b» seslerinin yerine «m» kullanılmasıdır: «binmek = minmek», «bin = min», «ben = men», «boncuk = moncuk» gibi.

Azerî Edebiyatı

Azeri edebiyatı islâm ve Batı medeniyeti etkileri altında gelişmiştir. XI ve XIII. yüzyıllarda yetişen Azerî şairlerinin çoğu eserlerini Farsça yazmışlardır. Bunların başında Şirvanlı Hakanî’yi sayabiliriz. Şehirlerde gelişen Farsça edebiyata karşılık köylerde ve göçebeler arasında yaşıyan bir de halk edebiyatı vardır. Yüzyılın yetiştirdiği en büyük şairler Hasanoğlu (Şeyh İzzettin Isferayînî) ile Nesimî’dir. Nesimî sade Azerî edebiyatının değil, bütün Türk edebiyatının da en seçkin temsilcilerrndendir.

Türk edebiyatının en büyük simalarından birkaçını yetiştiren Azerî edebiyatı Karako-yunlular ve Akkoyunlular zamanında büyük gelişmeler göstermiş, Ruşenî, Hataî ve Habibî gibi ünlü şairler yetiştirmiştir.

Safevî egemenliği zamanına raslıyan XVI. yüzyılı Azerbaycan edebiyatının altın çağı olarak gösterebiliriz. Bu devrede sarayda ve orduda Türkçe kullanılıyordu. İlk Safevî hükümdarı olan Şah İsmail Farsça ve Türkçe şiirler yazmış, şiirlerinde Hataî mahlâsını kullanmıştır. Hatâî’nin divanı ve «Dehname» adlı bir mesnevisi vardır. Aruz vezniyle yazdığı gibi hece vezniyle de şiirler yazmıştır.

Advertisement

XVI. yüzyıl Azerî edebiyatının en büyük şairi ise, Divan Edebiyatının da en ünlü şairi olan Fuzulî’dir (Bk. Fuzulî). Diğer önemli şairler divan sahibi Hayalî, Tufeylî, Pir Kuli Beg’dir. XVIII. yüzyıl Azerî edebiyatı Fuzulinin etkisi altındadır. Başlıca şairleri, Türkçe gazeller de yazmış olan Türk aslından Fars şairi Sâip, Tarzî ve küçük bîr divanı olan Melik Beg Avcı’dır.

XVIII. yüzyıl Azerbaycan edebiyatının durgunluk devridir. Bu devrede egemenlik Ka-çarlar’ın eline geçmiş, çeşitli hanlıklar kurulmuştur. Şiirde Fuzulî’nin etkileri devam eder. En ünlü şairler Tebrizli Neş’e ile, Kafkas Türkleri arasından yetişen Vâkıf (Molla Penah) dır. Gene bu yüzyılda Mirza Mu-hammed Mehdi Han’ın «Senglâh» adlı eseri içindeki «Mebâni’l-Lûga» kısmı bakımından çok önemlidir. Yazar bu kısımda Çağatay, Azerî ve Osmanlı diyeleklerinin karşılaştırmalı bir gramerini vermiştir.

XIX. yüzyıl Azerî edebiyatında yavaş yavaş Batı medeniyetinin etkileri görülmeye başlar. Mirza Feth Ali Ahundov (Ahundzade), Necef Bey Vezir!i, Abdurrahim Bey Hakver-di önemli tiyatro eserleri vermişlerdir. Tiyatro ve romanla birlikte gazetecilik de başlamış, 1875 yılında ayda iki defa yayınlanan ilk Azerî gazetesi «Ekinci» çıkmıştır.

Bu devirde dil çalışmaları da devam etmiştir. En önemli şairler Bende (Mirza Mu-hammed Razî), Aciz (Ebu’l Kasım Nebatî), Çertâb’dır.

1905’ten sonra Azerî edebiyatına geniş ölçüde millî duygular hâkim olmuş, türlü gazeteler yayınlanmıştır. Bunların başında Ahmet Bey Agayev (Ahmet Ağaoğlu) ile Ali Bey Hüseyinzade’nin çıkardığı «Hayat» gelir. Ahmet Ağaoğlu (1868-1939) «İrşad» ve «Terakki» gazetelerine de yazılar yazmıştır, Azerbaycan’ın yetiştirdiği en büyük Türk fikir adamlarındandır.

Azerbaycan’da yayınlanan dergilerin başında Ali Bey Hüseyinzade’nin çıkardığı «Füyuzat» ile «Molla Nasrettin» adındaki mizah dergisi gelir. Tiyatro ve şiir do büyük bir gelişme gösterir. Tanzimat Edebiyatı ve Edebiyat-ı Cedide’ nin etkileriyle, Azerî şairleri de Türkçe yazma yolunu tutmuşlardır. En önemli şairler Mehmet Hâdi (1879 – 1919), Abbas Sıhhat (1874- 1918) ve Hüseyin Cavit’tir. Ayrıca, opera ve operetler de yazılmıştır. «Arşın Mal Alan» operetlerin en ünlülerindendir.

Azerbaycan Rus idaresi altına girdikten sonra tercümeye önem verilmiş, tiyatro ve şiir alanında da dikkati çeken eserler meydana getirilmiştir.

Azerî Musikisi

Kendine göre özellikleri olan bir musikidir. Fasıl musikisi karşılığında «Meclisî» vardır. Bunun başlıca makamları fasıl musikisinin makamlarıdır. «Aşık» denen çeşit ise halk musikisidir. Azerî musikisinin ilk bakışta göze parpan özelliklerinden biri okuyucuların çok tiz sesle söylemeyi tercih etmeleridir.

Birinci Dünya Savaşı’ndan önce Azerî musikisinde operalar bestelemek akımı belirmiş, bu alanda başarılı eserler verilmiştir. Uzeyir Bey Hacıbeyli’nin «Arşın Mal Alan» opereti o zaman İstanbul’da bile oynanmıştı. Hacıbeyli «Kerem’le Aslı», «Aşık Garip» gibi denemeler yapmış, «Leylâ ile Mecnun» u da besteliyerek Bakû’da sahneye koymuştur. Daha sonra «Köroğlu» operasını yazmıştır. Ayrıca Rus bestecisi Glier de Türkçe olaraK «Şah Sanem» operasını yazmıştır.

Bakü , Azerbaycan

Bakü , Azerbaycan


Kaynak – 2

Azeriler; Azerbaycan’da yaşayan Türk boyu, 12.-15. yüzyıllar arası tam anlamıyla Türkleşen bu bölge halkı, Oğuz kökenlidir. Azeriler günümüzde Azerbaycan Cumhuriyeti, İran Azerbaycanı’nın yanı sıra Gürcistan ve Ermenistan cumhuriyetlerinin bazı bölgelerinde yerleşmişlerdir. Dilleri Türkçedir (Azeri Türkçesi, Azerice, Azerbaycanca, Azerbaycan dili de denir) ve Müslümandırlar. İran Azerbaycanı’nda oturanlar Şii, kuzeydekiler ise büyük çoğunlukla Sünni’dir. Günümüzde çağdaş toplumun yaşam biçimini benimsemiş, çoğunluğu endüstri alanında çalışan ve kentte oturan bir halktır”. Türkiye’nin bazı bölgelerinde yaşayan çok sayıda Azeri kökenli Türk vardır.

Dil:

Türkçenin gelişiminde Doğu Türkçesi (Hakaniye: Çağatay Lehçesi) ile Batı Türkçesi (Oğuzca: Anadolu Osmanlı Lehçesi) arasında, daha çok Anadolu Lehçesi’ne yakın dil, Azeri Türkçesi diye adlandırılır. 11. yüzyılla 14. yüzyıl arasında Farsçanın etkisinde kalan, 14. yüzyıldan sonra Doğu Anadolu ile Doğu-Güney Anadolu’da da yaygınlık kazanan lehçe, Türk dilinin bütünlüğü içinde büyük değişiklikler taşımaz. Örneğin Fuzuli, hem Azeri hem Anadolu Türkçesinin edebiyat toplamı içinde yer alabilir.

Advertisement

Başlıca özellikler şunlardır:

Kapalı e sesi daha çok geçerlidir; Anadolu Lehçesi’ndeki birçok ü, ö’ye, u’lar o’ya, i’ler ü’ye dönüşür; sözcükleri kısaltma ve iki heceye indirgeme eğilimi yaygındır, ara hecelerin ünlüleri düşer; sözcük başındaki kalın k’lar genellikle kalın g olur; sözcük sonundaki k’lar g olma durumundadır; sözcük başındaki y düşmek için kendinden sonra gelecek ünlüyü bekler; sözcük başındaki b’ler p olma, b’ler m olma eğilimindedirler… Yerel ağız özelliklerini bile sesçe doğru belirtebilmek için bilimsel yöntemlerle kullanılan özel transkripsiyon işaretlerine gerek vardır. Doğu Anadolu Türkçesinden pek de uzak olmayan Azeri özellikleri toplamının yazıda gösterilmesi için burada böyle bir yönteme başvurma gerekli sayılmayacaktır.


Leave A Reply