Bakırcılığın Tarihçesi, Bakırcılık Bakır Sanatının Tarihte Yeri Hakkında Bilgi

0
Advertisement

Bakırcılık sanatı nedir? Bakırcılık sanatının tarihi, tarihçesi, özellikleri nelerdir? Bakırcılık sanatı ve gelişimi, önemi hakkında bilgi.

Bakırcılığın Tarihçesi – Bakırcılık Hakkında Bilgi

Bakırcılık; bakırdan çeşitli alet, avadanlık, silah ve sanat ürünleri yapılmasıdır. Bulunması Tarihöncesine uzanan bakırın, alet ve silah yapımında kullanılan ilk maden olduğu bilinmektedir. Alet ve silah yapımında önce tunç, daha sonra demir yeğlenmiştir; ama yemek kabı, ev aletleri, ayna ve süs eşyasında bakır daha yaygın biçimde kullanılmıştır. Döküm için elverişli olmamasına karşın, kolay işlenir bir madendir. Dövme, kabartma, oyma ve soğuk çekme yöntemleriyle biçim verilebilir.

Tarihçesi

Bakır eşya genellikle yaldızlanarak, mine kaplanarak ya da üstüne değerli taşlar kakılarak bezenirdi. Yaldızlama, 8. yüzyıldan sonra ayinlerde kullanılan bakır taslarda uygulanmaya başladı.Bakırın kendine özgü kızılımsı rengi kaplamada kullanılan yaldıza daha koyu bir ton kazandırıyordu. Avrupa’da yaldızlı bakır 15. ve 16. yüzyıllarda, özellikle mücevher ve süs eşyası yapımında çok sık kullanıldı. Pirinçten ve başka madenlerden daha ucuz olması, gündelik ev eşyası yapımında bakırın kullanılmasını daha işlevsel kıldı.

18. yüzyılda bakırcılıkta Sheffield levhası geliştirildi. Bu teknikte ince gümüş levhalar eritilerek bakırla karıştırılıyor, sonra istenen biçim veriliyordu. Sheffield levhası kısa sürede çok tutularak yaygınlaştı. Bunun nedeni yalnızca gümüş kaplamalı bakırın daha ucuz olması değil, som gümüşle yapılan ve beğenilen tasarımların Sheffield levhasına da uygulanabilmesiydi.

Anadolu’da bakırcılığın tarihi günümüzden y. 10 bin yıl önceye değin inmektedir. Üreticiliğe geçiş evresinin önemli bir kültür merkezi olan Çatalhöyük’te cevherden arıtma yoluyla bakır elde edildiği arkeolojik kazılar sonucunda ortaya çıkmıştır. Çayönü, Çatalhöyük ve Suberde kazılarında doğal bakırdan dövme tekniğiyle yapılmış İÖ 7. bine ait iğne, biz, kanca gibi küçük aletler ve bazı süs eşyası bulunmuştur.

Advertisement

Hitit, Urartu, Frig, Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerinde Anadolu’da çeşitli tekniklerle çalışan gelişmiş bakırcı atölyelerinin bulunduğu, günümüze ulaşan çok sayıdaki yapıttan anlaşılmaktadır. Konya, Mardin, Hasankeyf, Diyarbakır, Cizre, Harput, Erzincan ve Erzurum, Selçuklular döneminde atölyelerin yoğunlaştığı yerleşmelerdir. Osmanlı döneminde önce Anadolu’da, daha sonra da Balkanlar’daki bakır yataklarının yoğun olarak işletilmesi sonucu bakır işçiliği doruk noktasına erişmiş, pek çok merkezde yeni atölyeler açılmıştır.

bakırcılık

Anadolu’da bakırdan kap kaçak yapımında yaygın olarak dövme, dökme, sıvama (tornada çekme) ve preste basma teknikleri uygulanırdı. Ham bakır kalhanelerde ergitilip 50-60 cm büyüklükte yuvarlak ya da dikdörtgen tahta kalıplara dökülerek külçe haline getirilirdi. Sonra demir bir örs üstünde çekiççiler tarafından düzenli aralıklarla dövülerek inceltilirdi. Bu işlem genellikle 8 kişiden oluşan ve “dövücüler” ya da “kol” denen bir ekip tarafından yapılırdı. Bu yöntem 20. yüzyılın başlarına değin Anadolu’da ve Balkanlar’da varlığını korudu. Sonralan “şahmerdan” denen büyük otomatik çekiçler, insan gücüyle dövülerek yapılan inceltme işleminin güçlüğünü ortadan kaldırdı. Daha sonra “hadde silindirleri” adı verilen makinelerde, özel silindirler arasından geçirilen bakır külçeleri, istenen incelikte levhalar haline getirilmeye başladı. Bugün yalnızca, Muğla’ya bağlı Yatağan ilçesinin Kavaklıdere bucağında, ağırlığı 100-120 kg arasında değişen 1 m boyunda leblebici tavaları, külçenin uzun ağır çekiçlerle dövülmesiyle yapılmaktadır.

Günümüzde Bakırcılık

Günümüzde hadde silindirlerinden geçirilerek elde edilen bakır levha, atölyelerde dövme, sıvama ve preste basma tekniklerinden biri ile işlenerek kap haline getirilir. Döküm kap yapılmak istenirse bakıra belli oranlarda kalay ya da çinko karıştırılarak dökülebilme özelliği kazandırılır. Dövme tekniğinde, levha bakıra çekiçle biçim verilerek tek parçadan kap yapılabildiği gibi, kabın belirli parçalan dövülerek elde edildikten sonra çeşitli birleştirme teknikleriyle de (perçinleme, lehimleme ve kaynak) bir araya getirilebilir.

Dövme tekniğiyle kap yapımı çok zaman istediğinden, sonralan sıvama tekniği kullanılmaya başlamıştır. Bu teknik, yapılacak kabın tornaya bağlanmış kalıbına özel demir çubuklar yardımıyla bakırın sıvanması, yani bakır levhanın kalıbın biçimini almasının sağlanması işlemidir. Elde edilen ürün, dövme olarak yapılan kaplar kadar dayanıldı olmasa da, böylece seri üretim nedeniyle maliyet düşürülmektedir. Daha seri bir üretim yolu olan preste basmada ise insan emeği daha da azalmaktadır. Geleneksel bakırcılık sanatında bakır kapların üstüne çeşitli süslemeler yapmak için kazıma, kabartma, zımba ile vurma, ajur (kesme) ve kakma gibi birçok bezeme tekniği de geliştirilmiştir.

bakirci

Kaynak: pixabay.com

Kaynak 2

Bakırın Tarihçesi

Bakır insanların ilk kullandığı madenlerden biridir. Milâttan 8.000 yıl öncesinden beri bilindiği sanılmaktadır. Bakırın altın ve gümüş gibi önemli bir kullanılış alanı bulunmasının sebebi, bazan saf halde bulunabilmesi, soğukken bile dövülüp biçim verilebilmesidir.

Advertisement

Yeni Taş Çağı insanları bakırdan bıçak vs çekiçler yapmışlardır. Bakırın faydaları anlaşılınca ilkel insanlar bunu araştırmaya koyulmuş ve çok geçmeden yumuşatmayı da başarmışlardır. Çünkü oldukça yumuşak bir maden olan bakırı alelade ateşte bile yumuşatmak, ondan sonra da biçim vermek mümkün olabiliyordu.

Bakır eşyanın daha gelişmiş çağının M.Ö. 5 000 yıllarına rastladığı sanılmaktadır. Bundan sonra bakır üzerindeki çalışmalar iyice gelişmiş, M.Ö 3.700 yılından itibaren tunç yapılmaya başlanmıştır.

Bakır bundan sonra Mısır’dan Yunanistan’a geçmiştir. Asya da ilk defa ne zaman kullanıldığı kesin olarak” bilinmemektedir. Çin’de 2.500 yılında kullanılmakta olduğu Şu Kıng destanından anlaşılmıştır, Anadolu’da da Bakır Çağ kalıntıları bulunmuştur.

Amerika’da ise bakır ancak 100-200 yıllarında kullanılmaya başlanmıştır.


Leave A Reply