Balıklar, Nasıl Ürerler, Nefes Alışları, Üremeleri, Çeşitleri, Tüm Özellikleri

0
Advertisement

Balıkların özellikleri nelerdir? Balığın iskelet yapısı ve kasları nasıldır? Balık nasıl yüzer? Balık nasıl nefes alır? Balığın duyu organları gibi konular hakkında bilgilerin yer aldığı sayfamız.

Sürü Halinde Balıklar

Sürü Halinde Balıklar

BALIKLAR, omurgalılardan, suda yaşıyaı, yumurta ile üriyen, solunumunu solungaçla-riyle yapan hayvanlardır. Bunlar omurgalıların beş sınıfından birini meydana getirilirler.

Balıkların başlıca özellikleri hepsinin su içinde yaşamalarıdır. Vücutları, suyu kolay yarmaları için, mekik biçimindedir. Böylece hayvan suyun içinde kolayca yüzebilir.

Balığın vücudu bir deriyle kaplıdır. Bu deri bazı balıklarıda tamamen çıplaktır, bazılarında da pullarla kaplıdır. Bazı balıkların da, düşmanlarından korunmak veya başka balıklara Saldırabilmek için, başlarının arkalarında veya vücutlarının muhtelif yerlerinde, «çivi» denen uçları sivri çıkıntılar veya iğnecikler bulunur. Balıkların pulları aynen bir evin damını örten kiremitlere benzer. Bu pulların yatış yönleri baştan kuyruğa doğrudur. Ayrıca, derinin âltındaki bazı bezlerden çıkan bir salgı hayvanın vücudunu devamlı olarak kaygan tutar. Balık gerek vücudunun mekik, biçiminde olması, gerekse bu kaygan madde sayesinde su içinde kolayca kayıp ilerler.

Göç Eden Balıklar

Göç Eden Balıklar

Balığın iskeleti ve Kasları

Balıklardan çoğunun kemikten bir iskeleti vardır. Bazı balıklarda bu iskelet kemikten olmayıp kıkırdaktandır. Bu çeşit balıklara «kıkırdaklı balıklar» adı verilir. Omurga baştan kuyruğa kadar uzanr, Bunun her çıkıntısından sırta ve karna doğru uzanan uzun kemikler çıkar. Bu kemiklerin uçlarında da «kılçık» adı verilen gayet ince, kemiği andıran sert uzantılar yer almıştır.

Kılçıklar, aslında, kaslar arasındaki zarların sertleşmiş kısımlarından başka bir şey değildir. Baş birçok kemiklerin bir araya gelmesinden ortaya çıkmıştır. Balıkların köprücük ve göğüs kemikleri yoktur. Kemikler birbirlerine gayet gevşek bir şekilde bağlanmış olduğundan balığın vücudu çok oynak ve hareketlidir O kadar ki ufak bir hareketle olduğu yerde kolayca, fazla kuvvet sar-fetmeden dönebilir.

Advertisement

Balıkların kasları oldukça karışık bir şekil gösterir Genel olarak baştan kuyruğa doğru uzanan birçok kaslardan meydana gelen ve vücudun suyun içindeki hareketini sağIıyan kas demetleridir. Bu kasların birden kasılmaları hayvana suyun içinde çabukluk ve kıvraklık sağlar.

Bir Balığın İçi ve Dışı

Bir Balığın İçi ve Dışı

Balık Nasıl Yüzer

Balığın su içindeki hareketini yüzgeçleri sağlar. Karada yaşıyan bir hayvanın elleri, ayakları, kuşların kanadları ve ayakları neyse balığın da yüzgeçleri odur. Çoklukla balıklarda bir sırt, bir kuyruk, iki karın, iki göğüs, bir de anus yüzgeci bulunur. Başının gerisinde vücudun iki yanındaki yüzgeçler hayvanın içeriye ve geriye yer değiştirmesine yarar, ötekiler, bilhassa kuyruk yüzgeci de tıpkı bir dümen gibi yön değiştirmesine yardım eder.

Yüzgeç Kesesi

Balığın suyun içinde dengede durmasını sağlıyan «yüzgeç kesesi» adı verilen bir kesedir. Bu, incecik zardan bir kesedir. Bu kese birçok balıklarda ufacık bir boru ile yemek borusuna bağlıdır. Kesenin içinde devamlı olarak bir miktar hava bulunur. Hayvan özel kaslarla bu keseyi büzer veya genişletir, böylece suyun üstüne çıkar veya derinlere iner. Yoğunluğu az olan tatlısu balıklarında bu kese deniz balıklarınınkinden daha çok gelişmiştir. Bu kesenin yardımiyle balık, fazla kuvvet sarfetmeden, suyun içinde dengede durur.

Balıklarda Solunum

Balıklarda Solunum

Balık Nasıl Nefes Alır

Balıkların solunumu solungaçlariyle olur. Solungaçlar yassı ve kıkırdaksı yaylar üzerine yerleştirilmiş iki katlı zar keseciklerinden meydana gelmiştir. Bu keseciklerin içinde çok ince birtakım damarlar vardır. Bundan dolayı solungaçların rengi koyu kırmızıdır.

Balık suyun içinde sık sık ağzını açıp kapatarak gezer. Balığın ağzından içeriye giren su ağzından geçer, solungaçların bulunduğu boşluğa gelir, oradan da solungaç kapaklarından dışarıya çıkar Suyun içinde erimiş bir halde bulunan oksijen damarlara değerek kana geçer. Kandaki karbon diok-sit de aynı şekilde su ile dışarıya atılır. Akciğeriyle solunum yapan birkaç balık bir yana, hemen hemen bütün balıklar bu şekilde soluk alırlar. Solunum kapakları balıklara göre değişir. Köpekbalıkları gibi bazı balıklarda solunum kapakları uzunlamasına yarıklar biçimindedir.

Uçan Balık

Uçan Balık

Balıkların kalbi çoklukla başlarının altında, ağızlarının gerisinde, solungaçlarının hemen yakınındadır. Kalbin, biri karıncık, biri kulakçık olmak üzere, iki gözü vardır. Solungaçlarda temizlenen kan, sırt damarından bütün vücuda dağılır, kirlenmiş olarak kalbe döner, kulakçıktan karıncığa ge çer, sonra yeniden temizlenmek üzere solungaçlara gelir. Bundan dolayı balık ların kalblerinde daima kirli kan bulunur.

Advertisement
Balığın Duyu Organları

Balıkların duyu organları daha çok başlarında toplanmıştır.

Gözlerin biçimi ve büyüklüğü cinslerine göre değişir. Gözlerde göz kapakları yoktur. Karanlık sularda yaşıyan bazı balıklarda görme kabiliyeti, uzun zaman kullanılmamış olmasından, körleşmiştir.

Genel olarak balıklar ancak pek yakınlarını görürler. Ne kadar derinde yaşıyorlarsa, gözleri de o kadar küçüktür.

Burunun balıklarda solunumla hiçbir ilgisi yoktur. Burun, dibinde koklama sinirleri bulunan kısa bir delikten ibarettir.

Balık

Balıkların dillerinde tat alma hissi yoktur. Çok kere katı ve hiç oynamıyan bir çıkınhdan meydana gelmiştir.

Balıkların kulakları varsa da pek az sesleri duyarlar.

Buna karşılık balıklarda sezme duygusu çok gelişmiştir. Çok uzaklarda olan değişiklikleri bile kolayca hissederler. Balıkların iki yanlarında kuyruğa kadar uzanan bir çizgi vardır. Aslında bu çizgi dokunma sinirlerinin başlarıdır.

Balıklar için hemen hemen hiç acı duymazlar denilebilir. Bir yanlarını yırtarak oltadan kurtulduktan hemen sonra yeniden aynı yeme hücum ederler. İlk yarası henüz kanarken yeniden yakalanan balıklar çok görülmüştür.

Bazı balıkların çenelerinin altında bıyık gibi uzatılar vardır. Bunlar hayvanın en hassas olan yerleridir. Bu çıkıntılarla yemini arar, bulur.

Balıkta Sindirim Organı

Balıkların sindirim organı çok kısa bir yemek borusundan, şişkince bir mideden ve çok kısa barsaktan meydana gelmiştir. Ağzındaki dişler avı yakalamaya ve parçalamaya yarar. Köpekbalıkları gibi yırtıcı balıklarda dişler birkaç sıradır, hepsinin et-rafı da bir testere gibi diş diştir. Bazı balıklarda dişler sadece çenelerde değil, damağında hattâ boğazında bile bulunur. Sindirilen besin vücudun altında kuyruğa yakın bir yerdeki anustan dışarıya atılır. Balıklarda karaciğer de barsaklara açılır.

Advertisement
Balıklar Nasıl Ürerler

Ender bulunan birkaç balık hariç tutulursa, genel olarak bütün balıkların erkeği ve dişisi vardır, yumurtlıyarak ürerler Bazı balıklarda ise erkek ve dişi üreme organları aynı hayvandadır. Bazı cins köpekbalıkları gibi yavrularını canlı olarak dünyaya getiren balıklar da vardır Bu gibi balıkların tıpkı diğer hayvanlar gibi çiftleşme organları vardır.

Dişi balık, mevsimi gelince, yumurtlar. Erkek balık da bunların üzerine tohumların» bırakır. Levrek ve daha birkaç balık müstesna, hemen hemen hiçbir balık yavrusiyle ilgilenmez, hattâ bir nevî İskorpit hariç, suyun içinde yuva yapan balık da yok gibidir. Levrek yumurtalarının başında nöbet bekli-yerek onları düşmanlarından korur.

Gerek yumurtalar, gerekse küçük yavrular kısa zamanda başka balıklara yem olurlar. Kendinden daha yırtıcı, daha büyük balığın avı olmıyan hiçbir balık yok gibidir. Bunun için, balıklar çok sayıda yumurta yumurtlar. Böylece, ölen, yenen yumurtalar ve yavrular ortadan kalkınca, balık neslini devam ettirebilecek kadar balık geriye kalabilir. Bir yılda on milyon yumurta döken balık cinsleri bile vardır.

Balık Çeşitleri

Balıkları beş büyük bölümde toplamak mümkündür. Bu bölümlerdeki balıklar ve başlıca özellikleri şunlardır:

I — İskeletleri tamamen kemikten olan balıklardır. Vücudu örten pullar sert değildir. Ağız başın tam ucundadır. Kuyruk yüzgecinin üstte kalan kısmı alttakine eşittir. Yüzme keseleri vardır. Yeryüzündeki balıkların onda dokuzu bu sınıftandır. Beş ayrı bölüme daha ayrılır:

  1.  Yüzme kesesi yemek borusuna bağlı olanlar: Sazan, alabalık, som balığı, ringa balığı, turna balığı gibi.
  2.  Yüzme keseleri kapalı olanlar: Morina, mezit balığı gibi.
  3.  Yüzgeçleri dikenli olanlar: Orkinos (ton), uskumru, hani balığı gibi.
  4.  Üst çenesi kafatasına kenetli olanlar: Derinin içinde zırh vardır.
  5.  Solungaçları püskül şeklinde olanlar: Denizaltı gibi

II — Ağızlan yuvarlaktır, vantuz biçimindedir. İskeletleri çok basittir. Boynun iki yanında yedi çift solungaç yarığı bulunur. Bu balıkların en bilineni bufa balığıdır. Biçim bakımından yılan balığını andırır. Eti çok lezzetlidir. Bazı türleri denizde, bazıları da tatlısularda yaşar.

III — Bu balıkların en önemli özellikleri iskeletlerinin tamamen kıkırdaktan oluşudur. Bu bakımdan bu çeşit balıklara «kıkırdaklılar» denir. Başlarının gerilerinde her iki yanda beşer tane solungaç yarıkları vardır. Ağızlan başlarının alt tarafındadır. Kuyruk yüzgeçlerinin üst kısmı alt kısmından daha uzundur. İri yumurta yumurtlarlar. Bu yumurtalar dört köşedir, her köşesinden iplik gibi çıkıntılar uzanır. Bazıları yavrularını canlı olarak dünyaya getirirler. Çekiç balığı, keler, camgöz gibi çeşitli köpekbalıkları, vatos balıkları bu sınıftandır. Gene bu sınıftan olan torpil balığının bir özelliği de vücuttaki elektrik akımı ile düşmanlarını çarpmasıdır.

IV — Başlıcası mersin balığıdır. Bu balığın iskeleti bazı cinslerinde kıkırdağımsı kemikten, bazılarında da kıkırdaktan yapılmıştır. Vücudun üzerinde kemiğimsî kıkırdaktan zırh gibi kalın pullar vardır. Solungaçlar özel bir boşluk içindedir.

V — Bu sınıftaki balıkların bir kısmı solungaçlarla nefes aldıkları gibi bazıları da akciğerleriyle nefes alırlar Avustralya civarındaki denizlerde yaşıyan «ceratodus» lar, Afrikada yaşıyan «prtopoterus» lar bunlardandır.

Balıkların Gizlenişi

Kayalık yerlerde yaşıyan balıkların rengi kayaların rengini andırır. Yosunluk yerlerde yaşıyanların renkleri yosun rengi, parlak ve göz alıcı renkli deniz bitkilerinin bulunduğu yerlerde yaşıyan balıkların renkleri de o otların rengindedir. Güneş ışığının inemediği derinliklerde yaşıyan balıkların rengi de ya siyah, ya da siyaha yakın mordur.

Denizde değil, akvaryumlarda bile” görülmeleri güç olan balıklar vardır. Balık, gözüyle gördüğü cisimlerin renklerinin tesiri altında kalarak kendiliğinden renk değiştirir. Böylece bulunduğu yerin rengine gayet çabuk uyarak düşmanlarının gözünden kurtulmuş olur.

Advertisement


Yorum yapılmamış

Leave A Reply