Bazı Canlıları Sınıflandırmak Neden Zordur?

0
Advertisement

Bazı canlıların sınıflandırılmasında karşılaşılan zorluklar, bu canlıların özellikleri ve sınıflandırılması hakkında bilgi.

Bazı Canlıları Sınıflandırmak Neden Zordur?

canlilarin-siniflandirilmasi1

Bazen bir organizmayı mevcut bir sınıflandırma sistemine koymak oldukça güçtür. Çünkü organizmanın taşıdığı özelliklerin bazısı bir gruba, bazısı da diğer bir gruba ait olabilir. Mesela mikroskobik tek hücreli olan Euglena; hareketli, kloroplast taşıyan ve kendi besinini yapabilen bir canlıdır. Euglena, hareketinden dolayı zoologlarca bir “hayvan”, kloroplast taşıdığı ve kendi besinini kendisi yaptığından dolayı botanikçiler tarafından da “bitki” olarak kabul edilmektedir. Bu problem sadece Euglena için değil, diğer tek hücreliler için de geçerlidir. Problemi çözmek için, bakteri gibi gerçek bir hücre çekirdeğine sahip olmayan bazı organizmalar “MONERA”; Amip, Euglena, ve Paramecium gibi bir hücreliler de “PROTİSTA” adıyla iki ayrı alemde toplanmıştır.

Hücre biyolojisinde yeni ortaya çıkan “prokaryot” ve “ökaryot hücre” kavramları, sınıflandırmada karşılaşılan bu çeşit problemlerin çözümüne yardımcı olmuştur. Prokaryot hücreler, bildiğimiz gerçek hücrelerden farklı bir özelliğe sahiptir. Bakteriler ve mavi-yeşil algler prokaryot hücrelerden olup, “Monera” alemini oluştururlar. Prokaryot hücrelerin çekirdek ve mitokondri gibi zarla çevrilmiş gerçek organelleri yoktur. Hücre duvarlarının kimyasal bileşimi ve yapısı da bilinen hücrelerden değişiktir.

Ökaryot hücreler bütün çok hücreli bitki, hayvan ve insanda bulunan gerçek hücrelerdir. Bunlarda bütün organeller bir zarla çevrilmiş olup, gerçek çekirdeklere sahiptir. Bütün bakteriler ve mavi-yeşil algler prokaryot canlılar içinde, bütün bir hücreliler (Protista), çok hücreli bitki ve hayvanlar ile gerçek mantarlar da ökaryot canlılar içinde incelenir. Buna göre canlılar prokaryot ve ökaryot olarak iki büyük gruba ayrılabilirler.

Advertisement

Leave A Reply