Besinlerin Sindirimi, Sindirim Enzimlerinin Görevleri Hakkında Bilgi

0
Advertisement

Besinler vücuda girdikten sonra neler olur? Sindirim sisteminin çalışması, sindirim enzimleri, besinlerin sindirimi hakkında bilgi.

Besinlerin Sindirimi – Sindirim Enzimleri

İnsanlarda sindirim:

İnsanlarda besinin parçalanması ağızda tükürükle karıştığı andan itibaren başlar. Tükürük içinde pityalin denilen ve nişastayı maltoz şekeri haline dönüştüren bir enzim vardır. Dil ve dişler büyük besin parçalarını küçük parçacıklar haline getirir ve bu suretle küçülen parçacıkların pityalin etkisi altında kalması daha kolaylaşmış olur. Besin iyice karıştıktan, kısmen sindirildikten ve tükürükle ıslandıktan sonra yutulur ve yemek borusundan geçerek mideye iner. Besin yemek borusunda ve bağırsakta, bağırsak çeperlerindeki kasların ritmik bir şekilde kasılmasıyla ilerler. Bu hareketlere peristaltik hareketler denir. Mide kastan bir torba olup, uzun dar bir boruda (ince bağırsaklar) nihayetlenir. İnce bağırsakların kalın bağırsakla birleştiği yerde körbağırsak ve bunun nihayetinde apendis bulunur. Kalın bağırsak rektumla nihayetlenir. Rektum anusla dışarı açılır.

Midede besin, mide çeperi hücreleri tarafından salınan klorür asidiyle sterilize olur. Diğer bir kısım hücreler, proteinleri parçalayan pepsin enzimini salarlar. Diğer bir enzim, rennin, süt proteinini pıhtılaştırır. Sütün bağırsaklardan geçmesi bu suretle yavaşlatılmış olur. Böylece besinden daha fazla faydalanma mümkün olur. Bu, özellikle başlangıçta yalnız ana sütüyle beslenen memelilerin yavruları için çok önemlidir. Mide mukusuyla karışmış olan besin, kimus adı verilen bir hamur halini alır.

Besinlerin Bağırsaklara Geçmesi

Halka şeklinde bir kas (sfenkter), besinin mideden ince bağırsaklara geçmesini düzenler. Besin bu zamana kadar kimyasal olarak çok az değişmiş ve ancak pek az bir kısmı mide çeperi tarafından emilmiştir. İnce bağırsakta daha çok enzim salgılanmakta ve besinin kimyasal parçalanması tamamlanmaktadır.

Çeşitli bezler sıvılarını besine dökmektedir. Karaciğer, safra kanalı yoluyla, saldığı safrayı ince bağırsağa döker. Mideyle onikiparmak bağırsağı arasında bulunan pankreas bezi, tripsin, amilas ve lipas enzimlerini taşıyan alkalik salgısını da bağırsağa döker. Tripsin, proteinleri, proteos ve pepton denilen küçük parçalara ve bunları da birkaç amino asit taşıyan daha küçük parçacıklara ayırır. Amilas nişastayı maltoz (malt şekeri) haline, lipas yağları ve yağ asitleri ve gliserole dönüştürür.

Advertisement

Safra yağların sindirilmesinde önemli bir rol oynar. Taşımakta olduğu tuzlar (safra tuzları) büyük yağ damlacıklarını, yüzey gerilimlerini azaltarak (emülsifikasyon) daha küçük damlacıklar haline getirir.

Onikiparmak bağırsağının iç örtüsü, pepsine benzer bir enzim taşıyan alkalik bir sıvı salar. Bu sıvı, pankreas salgısı ve safrayla birlikte kimusu daha az asit bir duruma sokar.

Bağırsak salgısında erepsin, lipas ve karbonhidratları etkileyen birkaç enzim ve enterokinas bulunmaktadır. Enterokinas, pankreas tarafından salınan ve besin üzerinde hiç bir etkisi olmayan tripsinojen maddesini, proteinleri parçalayan tripsin haline getirir. Erepsin, proteosları ve peptonları amino asit durumuna kadar parçalar ve lipas yağları yağ asitleri ve gliserole parçalar. Karbonhidratlar şeker haline parçalanır.

Villuslar

Bağırsakların iç yüzeyi düzgün olmayıp girintili çıkıntılıdır ve bunların üzerinde parmağa benzer birtakım uzantılar (villuslar) vardır. Her villusun içinde kas hücreleri serpiştirilmiştir. Bağırsakların çeperinde iyi gelişmiş iki tabaka halinde kas lifleri bulunur. İç tabakada (çevrel kaslar) lifler bağırsağın çevresini sararlar, iç tabakada (uzunluğuna kaslar) kas lifleri bağırsağın uzunla dizilmiştir. Bağırsak kasları devamlı surette kasılır ve gevşer ve bu suretle besinin aşağı doğru inmesini sağlarlar. Her bir villus diğerlerinden ayrı olarak, dakikada altı defa kasılır, suda inip çıkan bir mantar gibi. Bu hareket, parçalanmış bulunan besinin daha kolaylıkla emilmesini sağlar.

Besin bağırsaklar içinde ilerledikçe şartlar da devamlı surette değişmektedir. Besinin kendisi ilave edilen sıvılarla daha sulu bir hale gelir ve gittikçe, daha kolaylıkla emilebilecek olan, küçük moleküllere parçalanır. Sindirimin başlıca amacı budur. Karbonhidrat, protein ve yağ molekülleri bağırsak çeperinden geçemeyecek kadar büyüktür; bunların vücut hücreleri tarafından emilebilmek için şeker (başlıca glikoz) amino asit ve yağ asitleriyle gliserol haline geçmeleri gerekir.

Emilme (absorpsiyon):

Besinlerin en fazla emildiği yer ince bağırsaklardır. Kalın bağırsaklardan daha ziyade su emilir. Bağırsaklardaki su besinin sulanmasına, enzimlerin etkisinin yapılabilmesine ve besinlerin bağırsaktan kolaylıkla geçmesine yaradığına göre, en son kısımdan emilmesi yerindedir. Besinin bağırsak çeperinden kolaylıkla geçmesini sağlayan başlıca mukozdur. Mukoz aynı zamanda sindirilmemiş maddelerden ibaret olan dışkı maddesinin teşekkülüne de yarar. Dışkı içinde sindirilmemiş maddelerden başka, safra maddeler vb. bulunur. Kalın bağırsaklarda villusler çoktur, fakat çeperi suyun kolaylıkla emilmesini sağlayan, kan damarlarından zengindir.

Amino asitler villuslerin zarından geçerek kılcal damarlara girerler. Bu damarlar toplanarak maddeleri karaciğere iletecek olan büyük damarı teşkil ederler. Yağ asitlerinden en çoğu limfa boşluklarına geçerek orada tekrar yağ haline dönüşürler. Yağ toplayan damarlarla bu madde büyük kan damarlarına iletilir ve kalbe geldikten sonra dolaşımla vücuda dağılarak yakıt maddesi olarak kullanılır.

Advertisement

Sindirim enzimleri ve ödevleri:

Ağız: Tükürükte pityalinle nişastadan maltos yapar.
Mide çeperi: Pepsinle proteinlerden peptonlar yapar; reniumla süt proteinini etkiler.
Onikiparmak bağırsağı: Karaciğerden safrayla yağları damlacık haline getirir; pankreastan tripsinle proteinlerden proteoslar, peptonlar ve küçük üniteler; amilasla nişastadan maltos; lipasla yağlardan yağ asitleri vb. yapar.
İnce bağırsak: Erepsinle proteoslardan ve peptonlardan amino asitler; lipasla yağlardan yağ asitleri ve gliserol yapar; karbonhidratları etkileyen çeşitli enzimlerle karbonhidratları şeker (başlıca glikoz) halinde parçalar.


Leave A Reply